09-28-2008, 02:12 | #1 |
Siyasetin Ligi ve Puan Durumu - Mu-Alim
Siyaset Ligi ve Puan Durumu
Evet… Yerel seçimler öncesi maçlar başladı ve o kadar ki maçlarda “centilmenliğe yakışmayacak ölçüde fauller” yapılıyor. Peki maçlarda son durum ne ve hakemler (yani millet) düdüğünü kimin lehinde çalacak? Erdoğan Doğan'a yaptığı sindirme planını belli ki çok önceden yapmış. Doğan Medyası'nı çökertmek için giriştiği bu plan "kayıtsız şartsız Ak Partililer" için işe yaradı tabi ki. Bu söylediğim kesim bundan sonra Doğan "Allah birdir!" dese şüpheyle bakacak ve ne Doğan’ın kanallarını izleyecek ne de Doğan’a ait gazeteleri okuyacak… Ama şu da var ki Erdoğan’ın Doğan ile ilgili girdiği kavga tek başına değerlendirilirse yanlış olur. Eş zamanlı gerçekleşen Deniz Feneri davası, Kılıçdaroğlu-Fırat düellosu, Baykal’ın mal varlığı ile ilgili yeniden alevlenen sürtüşme, Çankaya Belediye Başkanı’nın o yorgun ve ürkek sesinden dinlediğimiz rüşvetin kaydı ve biraz daha ileriye gidince de Şaban Dişli vakası… Bu olayların hemen hepsinin ortak paydası Ak Parti gibi görünüyor. Kiminde davalı, kiminde davacı konumunda… Bazılarında kaybeden (Dişli’nin partideki görevinden istifa etmesi CHP’nin kazancı olarak yorumlanabilir.), bazılarında ise kazanan (Ben Kılıçdaroğlu’nun yüzünde Fırat’ın verdiği yanıtlar karşısında annesine söylediği yalan ortaya çıkınca çocukların yüzündeki utanç ifadesini çok net gördüm.) Tüm bu yaşananlara bir ligde Ak Parti’nin rakipleri ile yaptığı maçlar olarak baktığımızda yanıt vermemiz gereken bir soru çıkıyor ortaya ki o da şu: Mart 2009’da tablo ne olur? Öncelikle Çankaya… Ak Parti yerel seçimlere “şu meşhur” üç belediyeyi de alabilme parolasıyla başladı. İzmir, Diyarbakır ve Çankaya. İzmir konusundaki atağını Melih Gökçek aracılığıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’na “bizim suyumuz içilmez.” dedirterek yaptı. Diyarbakır konusunda ise Ak Parti’nin tek rakibi DTP ve henüz bu maçın ısınma turlarındayız. Gelelim Çankaya’ya… CHP’li Çankaya Belediye Başkanı’nın yaptıkları, göz yumdukları bir bir ortaya çıkarıldı ve kamuoyu ile hepsi paylaşıldı. Bu ses kaydı sayesinde Ak Parti bu maçta da İzmir maçında olduğu gibi 1-0 öne geçti böylece… Peki Ak Parti’nin kalesinde gördüğü gol ya da goller ya da en azından gol pozisyonları yok mu? Var, hem de hiç de azımsanamayacak kadar… Kim ne derse desin Dişli kendisi istifa etmedi, Kılıçdaroğlu vesilesiyle istifa etti. Bu da Kılıçdaroğlu’nun bir golü olarak CHP’nin hanesine yazılmıştır. Ayrıca Kılıçdaroğlu Fırat üzerinden yürüttüğü ikinci “AKP kuşatması”nda da halkın gözünde – gol atamamış olsa da – epeyce bir saygınlık kazandı. Bir de Deniz Feneri var. Almanya’da Deniz Feneri yetkililerinin “suç işlediği” tescillendi ve çıbanbaşının Türkiye’de olduğu da Alman makamlarınca belirtildi. Buna rağmen Ak Parti henüz “tribünlere yönelik” herhangi bir eylemde bulunmadı (çünkü söylemler halk için yetmez. Yetseydi bu millet DSP, DYP, ANAP gibi partileri sandığa gömmezdi.). İşte bu da Ak Parti’ye puan kaybettiren gelişmelerden bir diğeri. Ve son olarak Ak Parti’nin Doğan Medyası ile yaptığı maç… Bu maçın galibi başlarken de söylediğim gibi “kayıtsız şartsız Ak Partililer” için yani Ak Partili ‘kemik’ kesim için 10-0 Ak Parti’dir. Hatta ve hatta olayları tüm boyutları ile irdeleme, sorgulama cüreti, becerisi ve niyeti olanlar için de Ak Parti’dir maçın galibi. (10-0 olmasa da…). Ancak gerçekliği su götürmez bir şey var ki Ak Parti’nin Temmuz2007’de aldığı %47 oy oranının hepsi bu iki kesimden (kemikler ve dinamikler) oluşmuyor. Bu iki grubun oranı olsa olsa %25 olur. 22 Temmuz’da teveccühünü Ak Parti’den yana kullananlar arasında “dava süreçlerinden, hukuki ihlal veya ilkelerden hiç anlamayan ya da bu konularla hiç ilgilenmeyen, hatta ‘müfteri’ sözcüğünün anlamını hiç bilmeyen” o kadar çok seçmen var ki… Ve unutulmamalı ve kabul edilmelidir ki Türkiye’de hem Ak Parti’ye oy verip hem de Kanal D, Star TV, CNN Türk vb. gibi kanallardan başka kanal izle(ye)meyen, sadece dizi meraklısı yüz binlerce vatandaş var. İşte Ak Parti’nin Doğan Medyası ile yaptığı maçın perde arkası budur. Ve perdenin arkasını göremeyenler için; Mart 2009’da %47’den daha fazla bir oy oranı beklemeyin. (ki çıkmadığında çok üzülmeyin, çıkarsa da çok sevinin.). Mu-Alim
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|