AK Gençliğin Buluşma Noktası
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-06-2008, 16:06   #1
Kullanıcı Adı
NuR-eFSaN
Standart Yakında Bayram Gelecek (Çeçenler İçin)
Ne bahtsız bir halkmışsınız ki Rusya gibi dinsiz, zalim, insafsız bir ulusun komşusu olmuşsunuz… Yıllar yılı Rusların, insan olan herkesi tiksindiren sömürgeci emelleri yüzünden zulüm üstünü zulüm gördünüz… Kuşaklar boyu süregelen bu kaderiniz bugün de tekrar ediyor… Aynı elemler, aynı acılar, aynı kahırlar… Buna karşın aynı destanlar, aynı Şamiller, aynı yiğitler…
Kafkasya, tarihin resmi kayıtlarına geçen ilk zulmü 1864 yılında yaşadı. Osmanlı arşivlerine göre o tarihte bir buçuk milyon Kafkasyalı yurtlarından olmuş, binlercesi bu sürgün yolculuğunda kötü koşullara ve açlığa yenik düşerek yollarda mazlumca can vermiştir. Bu sürgün olayında Kafkas halkları kırk değişik memlekette sefalet hayatı yaşamaya mecbur bırakılmıştır. Yıllar sonra ise 1943-44 yıllarında, tarihteki zalimler arasında yerini almış Stalin’in emriyle tekrar bir tehcire ve soykırıma maruz bırakılmışlardır.
Yüzyıllar süren bu zulümler karşısında Çeçenler ve Kafkas halkı özgür tabiatlarının gerektirdiği bir mücadele ateşini hep canlı tutmasını bilmiştir. Hiçbir dönemde zulme ve işgale teslim olma zilletini tatmamış, dağların bağrına sığınıp Ruslara kök söktürmüşlerdir. Bugün de Rus zulmü altında inleyen mazlum ve kimsesiz bir halktır Çeçen halkı…
1991’de bağımsızlıklarını ilan etmelerinden sonra başlayan ilk Çeçen-Rus harbinde insan hakları örgütlerinin raporlarına göre 120 bin Çeçen hayatını kaybetti. Yüzbinlerce kişi yurdundan olup mülteci konumuna düştü. 25 bin insan toplama kamplarında, dehşet veren Rus karakollarında işkenceden geçirildi.
Bu raporlara göre sadece işkence sonucu yaşamını kaybedenlerin sayısı 17 bin kişidir. Yine altı bin kişi bu işkencelerin neticesinde sakat kalmış, yüzlerce Çeçen’den ise bir daha haber alınamamıştır. Bu rakamlar sadece ilk Çeçen-Rus savaşında yani 1994-96 yılları arasındaki savaş zamanında elde edilen bulgulardır. Ancak hepimizin bildiği gibi kısa süren bir barıştan sonra Rus kâfiri Çeçenistan’ın zenginliklerini elde etmek için 1999’da tekrar Çeçenistan’ı işgal etti. Bugün de devam eden bu işgalde 80 bin Çeçen yaşamını kaybetmiştir. 30 bin insan, işkenceden geçirilmiş, 20 bin Çeçen infaz edilmiş, 30 bin Çeçen sakat kalmış ve en az 6 bin kişi ise arkalarında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybettirilmiştir.
Bu rakamları okuyup geçiyor, dinleyip umursamıyoruz… Kim bilir belki çoğumuz için bunlar istatistik ifade eden sayılardır. Ama bir an düşünüp kendimizi onların yerine koyarsak ne kadar büyük bir acı yaşamakta olduklarını daha iyi anlarız… Savaşta hiçbir kural tanımayan vahşi Ruslar işkenceden tutun kimyasal silahlara kadar her türlü gaddarca metodu kullanarak bu halkın direnen tüm fertlerini yok etmeyi amaçlamaktadır. Çeçenistan’dan dışarıya hiçbir haberin çıkmaması için Ruslar adeta orayı dış dünyadan izole etmişlerdir. Oraya girmeyi göze alan gazeteciler yok denecek kadar azdır. Çünkü Rus askerleri hiç kimseye acımamakta, yakaladıkları gazetecileri bile öldürmekten çekinmemektedirler. Allah’tan korkmayan, kuldan utanmayan insanlardan başka ne beklenirdi ki? Bırakın Çeçenistan’da yakaladıklarını, kendi ülkelerinde ve hatta başka ülkelerde Çeçen sorununu gündeme getiren, bu dehşet kuyusunun kapağını açmaya çalışanları bile öldürecek kadar aptal ve zalim olabiliyorlar. Geçtiğimiz ay Çeçen işgalinde Rus hükümetinin vahşetlerini anlatan bir kitap yazan ünlü bayan gazeteci Anna Politskovkaya’yı hiç çekinmeden katletmediler mi? Yine eski bir Rus ajanı olup İngiltere’ye sığınan ve oradan bu cinayetin Putin’in emriyle işlendiğini ortaya koyan Alexander Litvinenko’yu öldürenlerin kimler olduğunu bilmeyen var mı? Yani Rusya, ne pahasına olursa olsun orada istediği gibi zulmetmeye devam etmeye kararlı görünüyor.
Ama Çeçenler var ya, işte onlar çağımızda İslamî cihadın nasıl yapılacağını bizlere pratik bir şekilde gösteren yiğitlerdir. Son birkaç ayda Ruslara ağır kayıplar verdirmeyi Allah’ın izniyle başardılar. Son günlerde güzel haberler alıyorduk oradan. Ancak Kasım’ın son günlerinde yüreğimiz bir kez daha dağlandı… Çeçenlerin ünlü komutanı Ürdünlü Ebu Hafs arkadaşlarıyla beraber girdiği çatışmada 28 kâfiri de cehenneme yolladıktan sonra bu dünyanın tüm elemlerinden azade olarak cennete kavuştu. Ürdün’deki hayatını bir çırpıda bırakarak Çeçen kardeşlerinin yardımına koşan bu cesur ve fedakâr komutan arkasında yolunu takip edecek binlerce Ebu Hafs bırakarak alnı açık bir şekilde imtihanını başarıyla verdi. Son demecinde söylediği şu unutulmaz sözleri hâlâ kulaklarımızda…
“Yakında bayram gelecek… Bu bayram Irak’ın, Filistin’in, Afganistan’ın ve Çeçenistan’ın kurulduğu gün olacak… Hep birlikte saff olup omuz omuza vererek Yahudilerden temizlediğimiz Mescid-i Aksamızda namaz kılıp tekbirler getireceğiz. Bütün dünya bilsin ki mücadelemiz Çeçenistan’da, yüreğimiz ise Kudüs’tedir.”
(İskender TUTAR)

 

NuR-eFSaN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi