AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[kemalistgenc]

MHP'li Oktay Vural'ın iddiası doğruysa, Erdoğan'ın açıklama yapması gerekecek.


MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, önemli bir iddiayı gündeme getirdi ve Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanı olduğu dönemde ve 23 Ağustos 2005 günü yapılan MGK toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, "Terör örgütünün söylemini kullanma" diyerek uyardığını öne sürdü.

MHP’li Vural, yaptığı açıklamada “Başbakan, bir MGK toplantısında ‘demokratik cumhuriyet’ dediği için Sayın Sezer’den uyarı aldı mı? Terör örgütünün kullandığı söylemin kullanılmamasını istedi mi?’’ diye soran Vural, Erdoğan’a da yönelttiği bu soruya yanıt alamadığını söyledi. Vural ‘’Başbakan, İmralı’nın ‘demokratik cumhuriyet’ ifadesini kullanınca, önceki Cumhurbaşkanı da, bunun doğru olmadığını ve herkesin üslubuna dikkat etmesi konusunda MGK toplantısında uyarıyor’’ dedi.

ERDOĞAN’IN ÜSLUBU

Başbakan Erdoğan, önceki yıllarda yaptığı açıklamalarda “demokratik cumhuriyet” ifadesini sık sık kullandı. Erdoğan, 2 Kasım 2004 tarihinde partisinin Meclis grup toplantısında AB üyeliği konusunu değerlendirirken, “AB'nin demokrasi, özgürlük, çoğulculuk ile insan onuruna ve insan haklarına saygı kriterleri, Cumhuriyetin değerler sisteminin dışında tutulabilecek kriterler değildir. Demokratik Cumhuriyet de, bu kriterleri hayata geçirmek durumundadır. Bu kriterler, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuşku duyacağı, güvensizlik besleyeceği, kendi toplumuna lüks göreceği değerler değildir” dedi.

Vural’ın dikkat çektiği ve Sezer’in tepkisine neden olan konuşmayı ise Erdoğan 10 Ağustos 2005’te PKK’ya “silah bırakma” çağrısı yapan aydınları kabulü ve ardından Diyarbakır’a yaptığı ziyaretlerde söyledi. Erdoğan, aydınları kabulünde “Kürt sorunu ve daha pek çok sorun, demokratikleşme sorunudur. Bu ve diğer siyasal, ekonomik-kültürel sorunların hepsi büyük demokratikleşme şemsiyesi altında, demokratik cumhuriyet prensipleri ve anayasal düzende ele alınmalı. Her sorunu gerçek kabul ediyor ve bu sorunları demokratik cumhuriyet ve anayasal düzen içinde daha çok demokratikleşme, daha çok reformla çözülmesi yöntemini benimsiyoruz’’ dedi.

ÖCALAN’IN ÇÖZÜMÜ

Abdullah Öcalan da avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamalarda “demokratik cumhuriyet” ifadesini “çözüm” olarak kullandı. Öcalan, 5 Aralık 2005 tarihli açıklamasında şöyle dedi:

“Biz ne Çeçenistan gibi bağımsızlık, ne de federasyon istiyoruz. Üniter devlet yapısı çerçevesinde demokratik bir çözümden yanayım. Başbakan’ın açıklamalarını olumlu buluyorum. Başbakan’ın kullandığı kavramları daha önce ben kullanmıştım, bu kavramlar bana aittir. Başbakan, bu kavramları aslında biliyor, ancak AKP ne kadro olarak, ne de zihniyet yapısı olarak buna hazır değil. Sınıfsal yapıları da buna uygun değildir. Çözüme güçleri yetmeyebilir’’

MGK BİLDİRİSİNİ YAZDIRDI

Sezer’in Erdoğan’a uyarı yaptığı öne sürülen 23 Ağustos 2005 toplantısı sonrası yayınlanan MGK bildirisinde de Sezer’in izi görülüyor. O günkü toplantının ardından yayınlanan bildirinin ikinci maddesi şöyle:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesindeki temel düşünceye uygun olarak Anayasada cumhuriyetin nitelikleri belirtilmiş, ulusun bağımsızlığını ve tümlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyeti korumak, dil, din, etnik köken, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin kişilerin ve toplumun gönenç, huzur ve mutluluğunu sağlamak, devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır. Cumhuriyet hükümetlerinin öncelikli hedefi, anayasada öngörülen görevleri yerine getirmek bu amaca ulaşmaktır. Ulusun bağımsızlığı ve tümlüğü ile ülkenin bölünmezliğinin korunarak bu hedefe ulaşılacağı da kuşkusuzdur. MGK’nın bugünkü toplantısında, bu amacın sağlanmasında engel oluşturan ve yurttaşlarımızın güvenliğine ve yaşama hakkına esenliğine ve gönencine kasteden terör ile etkin savaşım kararlılığını yinelenmiştir”

DTP DE KULLANDI

Öcalan’ın bu açıklamalarını DTP de sık sık kullandı. “Demokratik Cumhuriyet Kongresi” adı altında toplantılar da düzenleyen DTP, kapatma davasındaki savunmasını da “demokratik cumhuriyet” söylemi üzerine oturttu. DTP savunmasında “Kürt sorununun köklü demokratik çözümü için” şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye’de yapılması gereken ulus devletin demokratikleştirilmesidir. Bu durum, üniter devlet yapısına aykırı düşmez, zarar vermez. Aksine kardeşleşmeyi ve daha güçlü birliği sağlar, çatışmaları önler. Demokratik Cumhuriyet esas alınmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı şeklinde bir değişime gidilmeli, kültürel kimliklerin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Ulus kavramı ‘Demokratik Türkiye Ulusu’ şeklinde kavramlaştırılmalıdır.’’

Haber: Gazeteport