Bir aşık sevgilisinin huzurunda yaptığı hizmetleri sayıp döküyor ve ona diyordu ki:senin için şunları yaptım,bu aşk savaşı meydanında kılıç yaraları aldım,oklara hedef oldum.senin aşkından nice muratsızlıklara uğradım.hiçbir sabah beni uyurken bulmadı,gülerken görmedi.Hiçbir akşam beni varlıklı karşılamadı.daima yoksul olarak buldu.Ne acılar tattıysa,ne dertler çektiyse onları bir bir etraflıca saymaktaydı.Bunları sevgilisinin başına kakmak için değil,aşkına yüzlerce şahit olarak sayıp duruyordu.Aklı olanlara bir işaret yeter de artar bile,ama aşıklardaki o susuzluk nasıl giderilebilir?Aşık yorulmadan,usanmadan sözünü tekrarlar durur.Aşık o eski derdi,temiz tükenmez olan o aşk derdini yüzlerce anlattığı halde:ne söyledimki ben bir söz bile söylemedim,diye şikayette bulunuyordu.sanki bir ateş içine düşmüş yanıyordu.Fakat neden yandığını bilemiyordu,ancak o ateşin harareti ile mum gibi eriyordu.Sevgilisi:evet dedi.bütün söylediklerini yaptın ama kulağını aç da beni iyi dinle:Aşkın ve sevginin aslının aslı olan birşey vardır ki sen onu yapmadın.Bu yaptığın ayrıntıdan ibarettir.Aşık o bahsettiğin sevginin aslının aslı olan nedir diye sordu.sevgilisi de Ölmektir,yok olmaktır.dedi.sen dediklerinin hepsini yaptın ama hala dirisin.Canı ile oynayan,aşk uğrunda ölümü göze alan bir aşık isen hemen kendini öldür.Aşık sevgilisinin bu dokunaklı sözlerini duyunca ,o anda uzanıp can verdi,Gül gibi gülerek,şikayet etmeden neşeli bir halde ölüp gitti.Arif kişinin zahmet nedir bilmeyen aklı ve canı gibi o gülüş onda ebedi olarak kaldı.Arifler ilahi aşk ile sermest oldukları için bu dünya hayatının musallat ettiği belaları güler yüzle karşılarlar.Onlar Allah'ı ,onun yarattığı bütün mahlukatı sevdikleri,kimseyi kırmadıkları,kırılmadıkları içinölümü korkmadan gülerek karşılarlar (Alıntı)