12-18-2008, 20:30 | #11 |
Oradan geçiyordu, köpeğe yaklaştı.
Hayvanı kucağına aldı. Elleri yaralardan akan cerahatli sularla ıslandı. Hayvan bu sırada dili ile o zâtın mübârek ellerini yalıyordu. Beraber kıra, gölgelik bir yere gittiler, kırk gün hayvana baktı; ilaçladı, yıkadı, doyurdu, içirdi, hem de elleri ile.. Hayvan iyileşti. Tüyleri geldi, güzelleşti. ALLAH’ın her mahlukta tecellî eden bütün güzel esmâları gülmeğe başladı bu hayvan vücudunda.. Bir gün beraber şehre indiler. Bütün kasaba halkı hayretle etrafını sardılar: İleri gelen yaşlılar mübârek zâta ve hayvana bakıyorlardı: İçlerinden biri: “Efendim bu köpeğe bu kadar niçin itina ettiniz?” diye sordu. Mübârek gözlerini onlara doğru çevirdi. Ağır ağır, lâhuti bir ahenkle: “Evet itina ettim. Zira Cenab-ı Hakkın yarın yevmü kıyamette, huzurunda, bu köpeğe niçin merhamet etmedin.. Onu giriftar ettiğim belâya seni de uğratmaklığım ihtimalini düşünmedin mi? İtab-ı ilâhisinden korktum da ondan böyle yaptım!” dedi.. Ortalığı derin bir sükût kapladı.. Kalabalığı yararak ağır ağır yürümeğe başladı. Arkasından koyu kahverengi gözleriyle etrafa bakıp kuyruğunu sallayarak köpek geliyordu. Bu sahne âdeta bir âyetin dile gelmiş ve şekillenmiş hâli idi. “İyi işler işleyip kendilerini ALLAH'a teslim edenler ALLAH indinde mükafata kavuşur, onlar için hiç korku yoktur, onlarar mahzun da olmazlar.” |
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
allah tan korkulur mu?, münir derman k.s. |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|