AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 12-19-2008, 04:46   #1
Kullanıcı Adı
Üç mevsim
Standart Vicdan sesi ülkenin ve insanın geleceğidir (Ali Bayramoğlu)

Ali Bayramoğlu - Yeni Şafak
[email protected]


Vicdan sesi ülkenin ve insanın geleceğidir


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül sorulan bir soru üzerine özür kampanyası hakkında, "ifade özgürlüğü sınırları içindedir" dedi.

Yapması gerekeni, doğru olanı yaptı…

Fikir beyan etmedi, sivil alanla siyasi alan arasına mesafe koydu, imkan, hak ve ilkenin altını çizdi…

Başbakan Tayyip Erdoğan yine bir soru üzerine, "bunlar yanlış girişimler, ortalığı karıştırmak, huzurumuzu kaçırmaktan başka bir işe yaramaz. Herhalde onlar böyle bir soykırımı işlemiş olacaklar ki özür diliyorlar…" dedi.

Yanlış yaptı.

Başbakan böyle düşünüyor olabilir, ancak o makama düşen "sivil ve bireysel bir kampanya" hakkında hüküm vermek, o kampanyaya siyasi tavır almak değildir.

Demokratik ülkelerde siyasi merkezler, hükümetler sivil alana bu anlamda ve bu şekilde müdahale etmezler, hele kendi aydınlarını hedef hiç göstermezler…

Tersine böyle durumları araçsallaştırmaya çalışırlar…

Bu ülkenin bütün vatandaşları devletin resmi görüşünü paylaşmak, resmi tarihini benimsemek zorunda değildir…

Toplumlar, devletin resmi görüşünün yaygın kanaati oluşturmadığı, fikirler ve algıların çeşitli, hatta çelişkili olduğu oranda çoğulcu olurlar.

Tarihte olanların, özellikle katliamların her zaman izi, belgesi olmaz.

Tarihte yaşananların yorumu, sadece tarihi yeniden kurarak, sıkça kendi kimliğine yontarak okuyan tarihçilerin tekelinde de değildir…

Ancak şunu hatırlatmak isterim:

"Ozurdiliyorum. com” sitesine girip, ilk çağırıcıların isimlerinden oluşan 300 kişilik listeye göz atarsanız, bu listede Türkiye'nin en etkin, en gözde onlarca tarihçisi ve dönem uzmanın, önde gelen yazar, sanatçı, edebiyatçı, bilim adamlarının isimlerini görürsünüz.

Bu liste ana hatlarıyla Türkiye'nin bugünkü "düşünce dünyası"nın ana dokusunu oluşturmakta ve temsil etmektedir…

Başbakan'ın "yazar, çizerlerler" diye geçiştirdiği bu grup, Başbakan'ın yönettiği ülkenin "entellijensiası"nı oluşturmaktadır.

Bu kadar isim, bu kadar imza böyle bir metnin altında yer alıyorsa, Başbakan'ın ve onun gibi düşünenlerin bunun nedenini sorgulaması gerekir.

Düşünmek gerekir…

Ön yargılardan hareketle açıklamak, kulp takmak kolay iştir…

Şu kanım açık:

Bu kampanya yarın ülkenin hayrına atılmış önemli adımlardan birisi olarak anılacaktır. Kapalı toplumu savunanlar, tartışmadan, yüzleşmeden ürkenler o zaman muhtemelen bugünü, bugünkü tavırlarını çoktan unutmuş olacaklardır.

Bu adım ülkenin kimliğinin olgunlaşması, demokratlaşması, bir vicdan borcunun ödenmesi ve özgürleştirici itirafla ilgili bir adımdır…

Ve tek sonucu olacaktır: Güven ve barışçıl güç yaratmak…

Kampanya metninin yazımına katkım oldu.

Bu metin tarih hakkında "hüküm vermeme" üzerine kuruludur.

Metin, 1915'te olanın kabulünü öngörmekte ancak, her kişiye 1915'e istediği sıfatı verme imkanı tanımaktadır.

Metin kişiye yöneliktir ve kişinin özürü, duygusunu ifade etmektedir.

Başbakan'ın sandığı gibi ne millet ne devlet adına özür vardır…

Aslında olmalı mı?

Evet olmalı, ileride olmalı, devlet özür dilemelidir…

Peki kişisel özür olur mu?

Evet olur…

Özür için eyleme katılmak gerekmez, 1915'te yaşamış olmak da gerekmez…

Bunca yıldır suskun kaldığı için özür diler kimisi, bir diğeri hakim unsur olmanın getirdiği vicdan borcu için, bir başkası 1,200,000 kişinin bıraktığı mallar, mülklerden ister istemez dolaylı olarak faydalandığı için…
Sadece 1915'te değil, 1934'te Trakya'da Museviler şehir ve kasabalarını bir iki hafta içinde terk etmek zorunda bırakılınca "ölü fiyata satılan mallar mülkler", Türkleşen sermaye, 1942'de "Varlık Vergisi"nde benzer başka bir furya…

Örnek pek çok…

Türkiye'de sermaye birikimi, sınıfsal yapı bu süreçle çok yakından ilgilidir…

Herkesin eli var bu çanakta…

İsteyen bana ne der, varsın desin…

Ama demeyenler de var, kimse bu vicdanlara karışmasın…

O vicdanın sesi bu ülkenin ve insanın geleceğidir…

18 Aralık 2008 Perşembe

 

Üç mevsim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
1915, ali bayramoğlu, ermeni meselesi, vicdan sesi, özür dilemiyoruz, özür diliyoruz, özür kampanyası, Özür meselesi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi