12-25-2008, 11:20 | #1 |
Yüksek Yargıda Yetki larmaşası
Başbakan Tayyip Erdoğan, Danıştay'ın kapatılan belde belediyeleriyle ilgili kararına şaşırdı. Düzenlemenin TBMM tarafından yapıldığına dikkat çeken Erdoğan, bu konudaki tasarruf yetkisinin sadece Anayasa Mahkemesi'ne ait olduğunu söyledi.
Başbakan, son dönemlerde tartışmalı kararlara imza atan Danıştay'ı üstü kapalı bir şekilde yetkisini aşmakla suçlarken, ilginç bir benzetme yaptı: "Ben doğrusu yeni bir şey öğrendim şimdi. Türkiye'de ikinci bir Anayasa Mahkemesi daha çıktı." Belde belediyelerinin kapanmasını öngören kanun 22 Mart'ta Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Anayasa Mahkemesi, düzenlemeyle ilgili kararında bu tarihe kadar dava açmış belde belediyelerinin seçime girebilmesine imkan tanıdı. Ancak Danıştay 8. Dairesi, yasanın yürürlük tarihinin Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının yayımlandığı 6 Aralık olduğuna hükmetti. Ayrıca dava açma süresinin gerekçeli kararın Resmî Gazete'de yayımı tarihinden itibaren başladığını ve 60 gün olduğunu iddia etti. Bu karara uyan Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da 6 Şubat 2009'a kadar dava açacak belde belediyelerinin yerel seçime gireceğini açıkladı. Danıştay'ın bu tasarrufu kaosa yol açarken, hükümetin sert tepkisini çekti. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısı çıkışında basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Erdoğan, TBMM'de aldıkları kararın gerekçesini anlattı. 2 binin altında nüfusa sahip olan beldelerde belediyecilik açısından hizmetlerin verilmesinin ne teorik ne de pratik planda mümkün olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, buralara daha kaliteli hizmet için bu adımı attıklarını dile getirdi. Daha sonra Danıştay kararının hukukî yönünü irdeleyen Erdoğan, kuvvetler ayrılığını hatırlattı. Üstü kapalı bir şekilde Danıştay'ı yetkisini aşmakla suçladı. Erdoğan, karara şaşırdığını ancak seçim konusunda herhangi bir sıkıntı olmadığını savundu. Yüksek Seçim Kurulu (YSK)'nun Danıştay'a uyduğunu, AK Parti'nin de seçime girip mücadelesini vereceğini bildirdi. Tek kaybedenin söz konusu beldeler olduğunu anlatan Erdoğan, "Bunu bir belediyeci olarak konuşuyorum. Niye kaybetmiştir? Hizmet noktasında kaybetmiştir. Eğer bunlar daha büyük ölçekte bir yerel yönetim hizmetine kavuşmuş olsaydı, yeni yapılanmayla buralara verilecek hizmet çok daha farklı olacaktı. Türkiye'de bir yanlış anlaşılma var. Yani eğer kapıdaki tabela değişirse zannediliyor ki hizmet gelir. Hayır gelmez. Önemli olan oraya hizmeti verecek olan kurumdur. O kurumun gücü var mı yok mu? O kurumun gücü yoksa oraya hizmet gitmez. 'Ama efendim burası belde, mahalle veya köy değil'. Mahalle olup hizmet giderse o mu daha iyi, belde olup da orası çok ilkel bir şekilde kalırsa o mu iyi? Bana göre öbürü daha iyi. Bunları görmek lazım.'' diye konuştu. Etnik ayrımcılığa karşıyım Başbakan Erdoğan, CHP Milletvekili Canan Arıtman'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkındaki mesnetsiz iddialarına da değindi. Başbakan, etnik milliyetçiliğe karşı olduklarını belirterek, "İnsanların etnik kökeniyle falan uğraşmayız. Bir insan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mıdır? Anayasal kimliği Türk müdür? İş bitmiştir. Kimseyi böyle bir ayırıma tabi tutmaya kimsenin hakkı yoktur. Bunun dışındaki yaklaşımları ayrımcı yaklaşımlar olarak görüyorum. Bu konuda siyasî partilerin de sivil toplum örgütlerinin de daha hassas olmalarını da özellikle rica ediyorum.'' Erdoğan, ekonomik krizin Türkiye'ye etkilerini ise 'psikolojik' olarak değerlendirdi. Erdoğan, "Türkiye'de kasıtlı olarak krizi körükleme gayreti içinde olanlar var. Bunu reddetmeliyiz." dedi. haber10
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|