01-06-2009, 23:54 | #1 |
Bahçeli Konuşurken Ağzından Salyalar Aktı: Kürtçe TV İhanet Hançeri !!
arkadaşlar MHP Genel başkanı bahçeli kendi partisinin meclis grup toplasında yaptığı konuşmada Kürtlere olan nefretini tekrar gösterdi. Beyinden nasibini alamamış bu zavallı mahluka gerçekten acıyorum. Başkasına saygısı olmayan bu densiz, kendisine saygı gösterilmesini de beklemesin. Doğru dürüst iki kelimeyi bir araya getiremeyen aklı kıt bu mel'un, topu topu 2 cümle olan bir konuşmasında dahi kağıda bakma lüzumunu hissederken, kendisinden sağlam, itidal çağrısı yapmasını beklemek zaten yanlış olurdı. TRT nin kürtçe yayına başlamasını çok sert bir dille eleştiren Bahçeli her zaman olduğu gibi yıkıcı özelliğini tekrar gösterdi. Ülkemizdeki en büyük bölücüler bunun gibilerdir. hiçbir zaman yapıcı bir faaliyetleri olmamış ülkemize olan sevgileri sadece dilde kalmıştır. dinimden önce ırkım gelir anlayışını benimsemiş bu kahrolası zihniyete lanet olsun. bunun gibiler yüzünden osmanlı tebasında yaşamış onlarca ırkı kendimize düşman bildik. 'Türkün Türkten başka dostu yoktur' gibi iğrenç bir sözü halkın değerlerine yediren ve nihayetinde farklı ırklara hem türkler tarafından antipati beslenmesini hem de farklı ırkların türklere olan bakışını değiştirmesinde en ön safta yer alan da bu iğrenç zihniyettir. Başbakan Erdoğan'ın Kürtçe TV nin açılışında Kürtçe olarak söylediği 'TRT 6 hayırlı olsun' sözüne bile tahammül edemeyen bu beyinsiz adam, sözü geçen kürtçe sözün söylenmesinden dolayı 'Başbakan PKK yı Kürtçe Selamladı' diyerek beş para etmez zihniyetinin çirkin yüzünü de göstermiş oldu. kürtlerin tümünü pkk lı gibi gösteren ve PKK nın bile hoşuna gitmeyen, devlet kontrolünde açılmış bir kürtçe kanalı sanki pkk istiyormuş gibi lanse eden bu edepsiz heriften midem bulanıyor. Canın cehenneme Bahçeli !!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
01-07-2009, 00:39 | #2 |
neyse yaw....şimdi yazılacak o kadar şey bulurumki..hakaret babında ama...
bu bana yakışmaz.. sadece o selam için pkk lıları selamladı demişse: "it ürür kervan yürür" ata sözümüz ne kadarda anlamlıymış...peehh...hiçde dikkat etmemişim... |
|
01-07-2009, 00:39 | #3 |
....................
|
|
01-07-2009, 01:54 | #4 |
işte bahçeli'nin bugün grup toplasında yaptığı konuşmanın bir kısmı:
MHP lideri Bahçeli, TRT'nin Kürtçe yayna başlamasına sert tepki gösterdi. Bahçeli'ye göre "Milli devlet yapısı ihanete uğrayarak arkadan hançerlendi. Başbakan PKK'yı kürtçe selamladı." MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis Grup toplantısında konuştu. Bahçeli, TRT'nin Kürtçe yayna başlamasına sert tepki gösterdi. Bahçeli'nin sözleri şöyleydi: Değerli milletvekilleri, TRT’nin 1 Ocak 2009’dan itibaren özel tahsisli bir kanalda Kürtçe yayınlarına başlaması, siyasi gündemin en çok tartışılan konularından birisi olmuş, AKP hükümetinin bu tehlikeli açılımı bazı çevreler tarafından “sessiz siyasi ve zihni devrim” olarak alkışlanmıştır. Bu konunun PKK’nın siyasallaşma stratejisi ve 2002’den bu yana AB uyum sürecinde yaşanan gelişmelerden soyutlanarak ele alınamayacağı ortadadır. Bu sürece bakıldığında, PKK’nın siyasi talep listesinin ve AB eliyle yürütülen etnik bölücülük gündeminin merkezinde, sözde milli azınlıkların ana dillerinde eğitim ve radyo-televizyon yayınlarının yer aldığı görülecektir. Masum bir kültürel hakkın tanınması sorunu olarak Türkiye’nin önüne getirilen bu konunun PKK için taşıdığı hayati önem, Türk milletinden ayrı bir millet kimliği ve ayrı milli mensubiyet duygusu yaratılmasında dilin temel vasıta olmasından kaynaklanmaktadır. Kürtçe öğrenim ve yayın, bu mihraklarca Türk milletinde buluşmuş kardeşlerimizde farklı milli kimlik şuuru yerleşmesinin en etkili vasıtası olarak görülmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi, ortak dil ile milletleşme arasında kaçınılmaz bir tabii bağ olduğunu düşünmekte; müşterek bir milli dilin mevcudiyeti ile toplumsal dayanışma ve birlikte yaşama arzusunun devamı arasında doğrudan ve yakın bir ilişkinin olduğuna inanmaktadır. Milli dil ile milli varlık ve milli beka arasındaki bağın kesintiye uğraması, tahrip edilmesi milletlerin geriye dönüşünü kaçınılmaz kılacak, bir arada yaşayabilmenin asgari müştereklerinin en önemlisini ortadan kaldıracaktır. Bu itibarla lehçeler, ağızlar, alt dil grupları yalnızca kültürel hatıralar olarak saygı ile anılmalı, ana dil olarak hürmetle karşılanmalı ancak esas olanın üst dile doğru doğal bir yükselişle bütün toplum fertlerinin bir dilden güç ve ilham almalarını sağlamak olmalıdır. Dil bu itibarla üzerine kültür ve uygarlıklar inşa ettiğimiz muhteşem eserlerin ve toplumsal varlığımızın temelini teşkil eden alt yapı kurumu, bireysel ve milli kimliğimizin ve kişiliğimizin omurgasıdır. Bu düşünceden hareketle Milliyetçi Hareket Partisi, adı üstünde hiç kimsenin anasının dilini beşeri ilişkiler içinde öğrenmesine mani olmayan bir anlayışla meseleye yaklaşmaktadır. Ancak bunun kamusal alana taşınması, yazıya dökülmesi, resmiyet kazanmasına yanaşmamış, bu alanda atılacak adımların milli kimliğin kırılmasında kritik bir eşik olacağını yüksek sesle ve sürekli haykırmıştır. Nitekim, öteden beri özellikle Avrupa’dan gelen dayatma listelerinin başında yer alan anadilde eğitim ve başka dillerde yayın yapılması önerilerine karşı çıkmış, bunun önemli sosyolojik ve kültürel geri dönüşlere neden olacağını söylemiştir. Bu konuda, tarihe kayıt düştüğümüz en önemli belgeler, 2002 yılında partimizin de içinde bulunduğu TBMM’de Uyum Yasaları karşısında tek başımıza gösterdiğimiz milli direnç ve konunun Cumhurbaşkanlığı seviyesinde ele alındığı 7 Haziran 2002 tarihli Liderler Zirvesinin tutanaklarında saklıdır. Partimiz hiçbir dönemde milli kimliği aşındıracak taleplere açık olmamış, bu tür girişimleri şiddetle eleştirerek ilkeli ve milli duruşunu sergilemiş, konunun ciddiyetini ve önemini sürekli vurgulamıştır. Bu açıdan anadilde yayın ve eğitim gibi talepler konusunda bölücü mihraklar, Avrupa dayatmaları ve AKP tavizleri arasındaki uyum ve anlayış birlikteliği bizim için hiç de şaşırtıcı olmamıştır. Nitekim, terör örgütünün 2002 yılında kabul edilen siyasallaşma stratejisinde “Kürt kimliğinin tanınması kapsamında yerel dilin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması” birinci öncelikli hedef olarak ortaya konulmuştur. Bu şekilde ilk köprübaşı tutulmuş, aradan geçen altı yıl içinde bu konuda daha ileri adımlar atılması için her zorlama yapılmış ve nihayet 1 Ocak 2009 itibariyle bir kamu tüzel kişisi olan TRT’nin Kürtçe yayına başlaması noktasına gelinmiştir. Bize göre bu tarih itibariyle milli bir devlet yapısı hükümet eliyle ihanete uğrayarak arkadan hançerlenmiş ve ölümcül bir darbe almıştır. Türkiye’nin devlet yapısının yeniden tanzimi, farklı kökenden gelen vatandaşlarımıza siyasi ve hukuki planda milli azınlık statüsünün tanınması ve bunun Anayasada teminat altına alınmasını isteyen Avrupa Birliğinin tahribat süreci Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun 24 saat Kürtçe yayına açtığı kanalla birlikte hayata geçirilmiştir. TRT’nin bu kanalının önümüzdeki dönemde Kürtçe açık öğretim kanalına dönüşmesi talepleri hiç kimseyi şaşırtmamalıdır. Bu uygulama ile birlikte Başbakan Erdoğan’ın, Türkiye’yi 36 etnik guruba bölen zihniyetinin ilk adımı gerçekleşmiş, Türkiyelilik projelerinin temeli de PKK’yı Kürtçe selamlayan Başbakan’ın ağzından törenle atılmıştır. Durmak yok yola devam sloganının eşliğinde etnik kimliklerin gönlünü okşama yarışı burada da hız kesmemiş, Hükümetin memuru gibi çalışan Yüksek Öğretim Kurumu Başkanı olan zat haddini aşan bir siyasal kararla, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümünün açılacağını pişkinlikle müjdelemiştir. Bu kaygı verici gelişmeler demokrasinin gelişimi, özgürlüklerin yol alması, kültürel zenginliğin tezahürü, barışa katkı adı altında tanımlanmış, etnik temelde ve ayrışarak kimlik oluşturma yönünde devlet erkânının alkışlarıyla çözülme sürecinin kurdelesi kesilmiştir. Şimdi sıra Başbakan’ın hesabı ile geri kalan 35 ayrı dil ve lehçede televizyon kanalı kurmaya gelmiş; ardından ise ayrıla ayrıla, bölüne bölüne, ufalana ufalana tekrar nasıl tek devlet ve tek millet olunacağının Başbakan’ın yakasına yapışarak sorulmasına kadar gelinmiştir. Bu gelişme ile Başbakan Erdoğan o dönemdeki partisinin İstanbul il başkanı olduğu 1991 yılından beri tasavvur ettiği bir hayaline daha kavuşmuş, sıra YÖK Başkanının gayretkeşliği ile ana dilde eğitim ve öğretim konusuna kadar varmıştır. Milliyetçi Hareket’in bu konuda söyleyeceği şudur: Kim, özel hayatında anadiliyle konuşmak istiyorsa konuşsun. Buna engel olacak hiç kimse yoktur. Saygı duyarız. Ancak biz, Türkçe konuşup, Türkçe söyleyip, Türkçe düşünmeye devam edeceğiz. haber7 |
|
01-07-2009, 13:34 | #5 |
'Başbakan PKK yı Kürtçe Selamladı'
Bu nedemek yahu?Devletin kanalına kalkıp bu cümleyi sarfeden insanın aklından da bilgisinden de şüphe ederim.7 yaşındaki çocuğa sorsanız bilir devletin kanalının olduğunu.Sanki Roj Tv mi ki, bu yorumu yapar insan.Ki platform belli konsept belli neticede..Başbakan kadar başına taş düşsünde o elinden hiç bırakmadığın konuşma kağıdını yitiresin BAHÇELİ.... Ne diyeyim sana.Akıl ihsan etsin sana Rabbim |
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
canın cehenneme bahçeli |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|