02-10-2009, 10:47 | #1 |
Beni bu hale düşürenler utansın
10 ayağım olsa 10'unu da feda ederim Galatasaray için" diyor Alper Tezcan, satılığa çıkardığı UEFA Kupası madalyasını öperken...Ve şöyle devam ediyor:"Ben utanmıyorum bu madalyayı satacağım için.Alınterimle kazandım, alınterimle hayat mücadelesi veriyorum.Beni bu duruma getirenler utansın!"
Ne Galatasaray elini uzattı ne Futbol Federasyonu... Ve Alper Tezcan artık çaresiz... 17 Mayıs 2000’de gururla boynuna taktığı o UEFA madalyasını şimdi satmak zorunda... Ailesi için, geleceği için.. Ve sadece FANATİK yine onun yanında... * Galatasaray yıllarına geri döndüğünde aklına ilk neler geliyor? Her şeye rağmen manevi açıdan epey güzel yıllardı. Hayatımda göremeyeceğim yerleri gördüm, hayatımda tadamayacağım sevinçleri tattım. Şampiyonluklar yaşadım. Ancak bir de üzücü tarafları vardı tabii ki, onları herkes biliyor zaten. Babam, sizin gazetenizde çıkan röportajda her şeyi anlattı. * Galatasaray şu an senin için ne ifade ediyor peki? - Galatasaray sevgim sonsuz. Yemin ederim ki; 10 ayağım olsa 10’unu da feda ederim Galatasaray için... Bunları kimseye yaranmak için söylemiyorum. Galatasaraylıyım ben, sonsuza kadar da öyle kalacağım. Kurumla değil, kişilerle ilgili sorunlar yaşadım ben. O kişiler için tırnağımı bile kıpırdatmam. * Gelecekle ilgili planların neler? - Futbol oynamaya devam etmek istiyorum. Bazı kulüplerle de görüşüyorum. Fakat her konuda anlaşıp imza aşamasına geliyoruz, imzayı atacağımız gün birileri çomak sokuyor. Birileri devreye girip işi bozuyor. Bu kişilerin kim olduğunu ben çok iyi biliyorum. Tırnağımı bile kıpırdatmayacağım, bana geçmişte o acıları yaşatanlar, devam ediyorlar. Ancak onlara sadece şunu soruyorum: Ben size ne yaptım? Neden geleceğimle oynuyorsunuz? * Futboldan kopacak mısın bu durumda? - Beni futboldan tamamen soğuttular. Evde futbol izlemeyi bile istemiyorum. Evimde Digitürk var, ama maç izleyesim yok. * Neden acı çektirmek ister ki o insanlar sana... - Çünkü ben onlar gibi sahtekâr değilim. Yalakalık yapmıyorum, birisine menfaat için yanaşmıyorum. İşte bunları yapamadığım için de bir yerlere gelemiyorum. Çünkü bu düzende bir şey olmak istiyorsan, biraz önce dediklerimi yapacaksın. Yalaka olacaksın her şeyden önce. * Antrenörlük düşünüyor musun? - Düşünüyorum ama, düşündüğümle kalıyorum. Müracaat ediyorum, federasyondan bana ‘böyle bir hakkınız yok’ diyorlar. Bu hak kimlere verilir? Galatasaray ile UEFA Kupası’nı kazanan, 38 kez bu ülkenin değişik yaş gruplarında milli takıma hizmet veren bir futbolcuya antrenörlük hakkı verilmiyor mu? Bildiğim kadarıyla Avrupa’da başarı kazanan (Dünya Kupası’nda 3. olan Milli Takım gibi) sporculara bu hak direkt verilmedi mi? Biz, Avrupa çapında bir başarı kazanmadık mı? Avrupa birinciliği değil mi UEFA Kupası? UEFA Kupası’nı kazanan Avrupa’nın bu kategorideki en iyi takımı olmuyor mu? *28 yaşındasın ve bu yıllara çok şey sığdırdın. Hayatın boyunca en mutlu olduğun gün hangisi ve tabii ki en üzgün olduğun gün neler? - Hayatımın en mutlu günü, UEFA Kupası’nı aldığım gün... En acısı ise ayağımın kırıldığı o an... * En büyük hayal kırıklığın ne? - Galatasaray’ın bana sahip çıkmaması... * Seni hiç bırakmayan birileri yok mu Galatasaray’dan? - Bırakmaması gereken herkes bıraktı. Kimse olmadı yanımda. Hani nerede ‘sen bizim evladımızsın’ diyenler. İnsan evladını böyle bırakır mı? Her 17 Mayıs’ta kutlama yapıyorlar. Benim hiç mi emeğim yok? Beni neden bir gün aramıyorlar. Ben babamın tarlasında mı kırdım bacağımı? Neden 17 Mayıs kutlanırken Galatasaray ailesinde, o zamanlar ‘evladımız’ dedikleri Alper Tezcan’ı çağırmıyorlar bir kez bile? * Maddi açıdan da sıkıntılar çektin doğal olarak? - Epey paralar harcadık. İlk ameliyatımı da Galatasaray karşılamadı, babam yanlış biliyor. SSK karşıladı benim o ameliyatımı. Sonra 11 kez daha ameliyat oldum ben. Hepsini ailem ve ben karşıladık. Elbette bunların hepsi para. Çok para harcadık ve sıkıntılar yaşadık. Ama bir gün bile çıkıp ortalığa bunları söylemedim. Çünkü Galatasaray’ı onlar bir kez seviyorsa ben bin kez seviyorum. Hepsinden çok Galatasaraylıyım ben. Çocukluğumda da şimdi de, hiç bir şey değişmedi bu sevgiden. Ancak kişilere çok kırgınım. Onlar bu camiayı kötü temsil ettiler. * Şimdi ne yapacaksın? - Şu an nişanlıyım ve evlilik planları yapıyoruz. Bir kurumda çalışıyorum nişanlımla birlikte. Mücadele ediyorum hayata tutunmak için, ama olmuyor, yetmiyor. Çünkü geçmişten bugüne gelen yığınla sorun var. Annem ameliyat oldu iki gün önce, tekrar ameliyat olması gerekiyor. Babam ‘sara’ hastası. Sıkıntı duyduğu an bayılıyor ve bu nedenle çalışması zor. Böbreklerinde taş var, acilen ameliyat olması lazım. Kan işiyor babam artık, anlayın sıkıntısını. Benim, nişanlıma iyi bir gelecek sunmak gibi bir sorumluluğum var. Yapacağım bir şey kalmadı artık. Yıllardır sabrettim, direndim ve bir kez bile şans gülmedi. Canıma geleceğine malıma gelsin. Canım, canlarım, hayatımı paylaşacağım insan için, ailem için değil madalya canım bile feda. Satacağım bu madalyayı; çünkü mecburum artık. Ne yapayım? Alınteri var bu madalyada, emek var, gurur var, ama mecburum. Kimse beni yargılamasın, çünkü yaşadıklarımı bir tek ben biliyorum. Bu yazıları okuyanlar, benim yaşadıklarımın onda birini yaşasalar, beni anlarlar. * Son sözün? - Ben utanmıyorum bu madalyayı satacağım için. Alınterimle kazandım, alınterimle hayat mücadelesi veriyorum. Beni bu duruma getirenler utansın. FANATİK ÇOK ÖZEL Zafer BÜYÜKAVCI 2 Ocak 2009’da yayınladığımız “Sahibinden satılık UEFA madalyası” haberimiz Türkiye çapında ses getirmiş, diğer basın organları ve televizyon kanalları da Alper Tezcan ile ailesinin peşinde koşmuştu. 15 Ocak 2009’da ise Yazıişleri Müdürümüz Zafer Büyükavcı, çok ses getiren röportajının ışığında Alper ve Alper gibi madur olan futbolcuların nasıl kurtulacağına dair bir yazı kaleme almıştı. fanatik
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|