ŞEYH ŞAMİL
Ömrünü milletinin hürriyetine ve İslam beldelerinin bağımsızlığına adamış şanlı bir mücahit.
O,yirmibeş yıl aralıksız devam eden muharebelerde koskoca Rus ordularını yenilgiden yenilgiye uğratmış,kan içici Moskof canavarına unutamıyacakları şamarlar indirmiştir.
İmam Şamil insanlığın düşmanı bir devlete karşı verdiği mücadelelerle sadece Kafkasya ve Türkiye’nin değil bütün dünyanın gönlünde yer tutmuş bir kahramandır.
17 Ekim 1832’de Ruslar Şamil’in doğup büyüdüğü Gimri kasabasını basmışlardı,düşman kalabalıktı,topu tüfeği vardı,Gimrililer ise bir avuç,işte bu muharebede düşmanın ortasına bir top güllesi gibi atılmıştı Şamil.Kılıcı her inip kalkışında bir Moskof askerini yere seriyordu,fakat pusuda bekleyen düşman askeri süngüsünü Şamil’e hırsla sapladı,süngü yiğit Şamil’in göğsünden girip çıktı o vaziyette süngüyü saplayan askeri öldürüp vuruşmaya devam etti..Vuruşma bittiğinde O,bir köşede baygın bulundu .25 gün baygın halde yatan Şamil uyandığında başucunda duran annesine ilk olarak “Anam namaz vakti geçti mi?”diye sordu.
İmam Şamil’in liderliğinde Kuzey Kafkasyalılar Çarın ordularına kan kusturmaya başladılar Kafkas dağları Rus ordularına mezar oldu.Çar I.Nikola maddi kuvvetle yenemediği Şamil’i hile ile yenmeyi denedi,bol bol mevki,makam,rahat bir dünyevi hayat vadinde bulunduğu mektubu Şamil’e gönderdi.
Çar’ın alçak teklifine Şamil şöyle cevap verdi;….
Başında bulunduğum bu kahramanlar topluluğunun kalplerinde kökleşen bu eşsiz zafer imanı kökünden kazınmadıkça ve en genç muhariplerimden en ihtiyar naiplerime kadar tek kurşunları ve tek kolları kalıncaya kadar bu mübarek vatanı son dağına,son köyüne ve en son kaya parçasına kadar karış karış müdafaa etmekten beni hiçbir kuvvet alıkoyamıyacaktır.
Bu uğurda bütün evlat ve ayalimi kılıçtan geçirseniz,son zürriyetimi kurutsanız,en son müridimi yok etseniz tek başıma ve son nefesime kadar yine dövüşeceğim.Son cevabım budur General