AK Gençliğin Buluşma Noktası
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 04-06-2009, 14:15   #1
Kullanıcı Adı
Tarantula_
Standart Benliğin Karanlık ve Aydınlık Yanları
İçim bir tuhaf. Kimseyle konuşmak istemiyorum. Kaçmak geliyor içimden kaçmak.. İnsanlardan ve kendimden. Ama heyhât; misafirim. Bu ev caddenin içinde. Kalabalıklardan uzaklaşabilmem için bir saat zaman lâzım. Buna katlanamam. Bu kadarına tahammülüm yok. Takatsizim. Bir saat kalabalık, insan, makina, bina görmek ve gürültülerle boğuşabilme gücünü bulamıyorum kendimde, göze alamıyorum dışarı çıkmayı. İçim ıslak, üstüm başım nemli gibi, hangi elemden acaba? Büzülmek istiyorum, büzülüyorum, istemesem de. Orada kendimle başbaşa kalsam. Düşünsem... düşünsem... Gündüzleyin geceyi arasam.. Kapatsam perdeleri, ışıkları görmesem... Yahut benliğimin loşluğuna eş bir loşluk bulsam ve yorganı ışık sızmayacak şekilde başıma çeksem.. Ne mümkün? Hangi odayı açtıysam birkaç kişiyle karşılaştım. Az veya çok; günâhla kirlenmiş çehrelere bakmak istemiyorum. Sanki kendi çehrem çok temizmiş gibi.. Yüzlerin, gözlerin derinliklerine bakışlarım nüfuz etmesin. Başım eğik kalsın. Yüzümdeki muzdarip çizgilere bakmayın. Konuşmayın benimle. Hasta mısın? Hayır. Sizin derman olmak istemeniz bana zarar. Bu dert, bu tasa bana lâzım. Yalnız kalmak, benliğimi mıncıklamak, tefekkürle yoğurmak, şekillendirmek için, bu inziva düşüncesi. Anlıyorsunuz değil mi? Ah. siz ne kadar anlayışlısınız. Beni kendi hâlime bırakıyorsunuz, şuurumun durulup berraklaşmasına imkân verip fırsat tanıyorsunuz. Ne yazık ki, boş bir oda yok. Ev sahipleri, siz de bundan sıkılıyorsunuz. Ben de mahşerimi, bir yere gelişigüzel uzanıp seyre dalıyorum. Dış dünya ile alâkam, ara sıra sorulanlara kesik kesik cevap vermekten öteye geçmiyor.
Hem şuurum buna izin vermiyor, hem ruhî durumum.

Sonra fırtınalarımı takip ediyorum. Hem ortasındayım bu fırtınaların, hem de dışında.. Öyle bir hâl. Boğuşuyor, mukavamet ediyorum. Fırtınayı, onunla güreşen, dövüşen ona karşı koyan adamı gözlüyorum. Kasırgalar daha bir amansız. Gökyüzü kararıyor, gün kararıyor, ortalık birbirine karışırken, hızla bir kesit yağmur yağıyor. Kararmış bulut hırsını dokuyor. Deniz kabarıyor. Dalgalar yükseliyor ve bir kırbaç huşunetiyle benliğimin sahil kayalıklarını dövüyor. Ben de seyrediyorum. İstinadım var. Tınmıyorum. İzin verildiği kadar yapabilir. Dalgaymış, kasırga, fırtına, tufanmış... Ne yazar? O var ve ben de O'nun irâdesiyle varım ya; ne gam?
Halbuki gam katmer katmer katmerleşip duruyor ya, yine de ne gam. Mâdem O var, yeter.

Loş, kuytu, uzlet ve inziva sesleri beni çekiyor. İşgal ediyor. Başka birşeyle meşgul olmak istemiyorum. Bir deniz kenarında olsam ve bana tebessüm eden, gülücükler gönderen, sevinç çığlıkları atan mâvi, aydınlık denizle konuşsam. Benim ona, onun bana ihtiyacı var. Deniz bir ceylan gibi ince.. Yaratılmış olmak ona yetiyor. Sevincinden yerinde duramıyor ve hop hop oynuyor. Gel gör ki, ben denize yakınım, deniz benden uzakta. Denize uzanamıyorum, içime dışıma yağmur yağmış gibi nemliyim. Kabuğuma çekilmeyi arzu ediyorum. Ruhumun kapılarını âfâka kapatıp enfüse açmalı, derinliklerime kaçmalıyım. Nedir hep satıh?

Yağmur yağmıyor. Yine de içim ıslak. Nedendir bilemiyorum. Uzandığım yerde zamanı geçiriyorum. Hayır, herşeye rağmen zaman beni geçiyor. Bazen kurtuluyorum. Uyumuyorum; fakat uyanık da değilim. Dış dünyânın farkındayım. Olup bitenleri biliyorum. Şuurum uyanık. Diri. Ama, sadece dışa karşı ayakta değil, içi de kontrol ediyor. İki şeritli yol gibi. İki hattını da trafiğe açmış. Yalnız bir hattan işlemiyor. Bu halde iken dinlenmiş olarak kalkıyorum. Ne kadar rahat? Hep böyle olsam. Uyusam da uyumasam da. Hayır yatsam da şuurum uyanık olsa da.. Böyleyken uyku ihtiyacımı gidermiş olsam. Tebelleş olan fikirleri savuşturmuş olarak başımı kaldırsam.. Çok nadir oluyor bu. Zinde dinamik, çevik ve hafif hissediyorum kendimi aşamayacağım engel yok gibi.

Bazen de daha bir yorgun uyanırım. Dinlenmek için başımı bir masa kenarına bir yastığın ucuna dayarım. Yahut yatağıma uzanırım. Kendimi uyuyor, dinleniyor bilirim. Aldanış. En ufak bir hareket, tıkırtıyı duyunca anlarım ki, onca zaman kendimi uyuyor sanmışım: Yorgun yatar yorgun kalkarım.

Baktım zaman geçiyor. Ona ulaşmak için gayret etmezsem beni perişan edip çok gerilerde bırakacak. Derin bir pişmanlık duyacağım. Dağılmışım ama toplanamıyacağım. Kendimi toparlamaya çalışarak silkindim. Bu misafir olduğum, madde dünyasına kapalı, âhirete açık, sonra dünyaya da açılan ev...

Ev.. bu şehirdeki evlerden bir ev. Şehirdeki kaynaşmaya karşılık bu evdeki berraklık, sükûnet. Mahşer içinde huzur. Bambaşka bir dünya. Başkalığına rağmen iç içe nice dünyalar barındıran ev. O da evin kendi çeşnisi. Ev birkaç odalı. Şimdi diğer odalardan bana ne? Ben bu odadayım ki; dikdörtgen şeklinde, halıfleks denilen sun'i halıyla döşeli, çelik aksamlı, formika kaplı bir masa ile birkaç çelik dolap. Kitaplık ve kitaplarla iki sehpa ve bir sandalye ile sair küçük ayrıntılı dekor teşkil eden eşyalarla kurulu bir oda. Balkonumsu bir yere açılan iki kanatlı, her kapı hem pencere gibi durum, camlardan giren zayıflamaya yüz tutmuş ışıklardan ürktüm. Benliğimin ayakta duran unsuru ile, öteki duygularımı der-dest edip toparlanmaya çalışarak kalkıp Yaratana yöneldim.

Evvelâ yundum yıkandım ve iç dünyamda duruldum, teneffüs ettim, açıldım, inşirâh buldum, hassasiyetimi kazandım. Dirildim. Artık içimde bir acele vardı. Yerinde duramayan bir at gibi. Koşuya hazır, "startı" beklemek istemiyen bir acele. Çabukluk duygu, acıkmanın getirdiği sükûnetsizlik.. Koşmak, zamanla yarışmak için sabırsızlanan süvari. Ruhumun kapıları açık, nefsim mutmain olmaya razı ve müştak. Şimşek gibi, hayâl ve ruh sür'atinde, ancak gerilimi görülen, seyrini takibe mecal olmıyan bir ok gibi hedefe yönelmiştim...


Taha TAHSİN

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi