AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Necip Fazıl]

Okullarda küçücük çocuklara her sabah ‘ant’ içirilmesi bence de ilkel bir uygulama, bugüne yakışmayan bir görüntü. Ama bu komik seremoninin kaldırılmasını isteyenlerin gerekçeleri ne kadar gerçekçi?

Diyorlar ki ‘Kürt çocuklarına zorla ‘Türküm’ dedirtemezsiniz. Bu ülkede birçok etnik kökenden insan var. Onlara bir etnik kimliği dayatamazsınız...’

İnsanlara etnik kimlik dayatılması en büyük insan hakkı ihlali olsa gerektir. Ne yazık ki bizim ülkemizde de yapılmıştır bu. Türklük bir etnik kimlik olarak dayatılmıştır. Bundan kaynaklanan problemlerin neler olduğu da malum.

Ancak, bütün bunları değerlendirirken iki sorunun cevabını vermemiz gerekiyor:

BİRİNCİ SORU: Türklük başından beri bir ‘etnik kimlik’ olarak mı tanımlana gelmiştir, yoksa belirli bir dönemden itibaren mi bu yeni tanıma sığdırılmaya çalışılmış ve farklı etnik kimliklerin inkárı amacıyla kullanılmıştır?

Hem bizde hem de bize Türk adını veren komşularımızda Türklüğün etnik bir kimlik olarak anlaşıldığına dair herhangi bir kanıt var mıdır?

Dünya bu topraklar üzerinde yaşayan herkesi etnik köken ayırt etmeksizin ‘Türk’ adıyla anıyor. Sözgelimi biz yüzyıllardır bir arada yaşadığımız Boşnakları ‘Türk’ olarak tanıyoruz, ama Bosna’daki Sırplar da oradaki Boşnaklara ‘Türk’ diyor.

* * *

Geçenlerde haber kanalı 24’te Mustafa Karaalioğlu’nun programına konuk olan tarihçi Prof. Kemal Karpat bu konuda ilginç bir detayı gündeme getirdi. Karpat’a göre 1930’lara kadar Türk, ‘Osmanlı ve Müslüman’ demekti. Etnik bir anlamı yoktu.

Anlamlı bir örnek de verdi Karpat Hoca: ‘İttihat ve Terakki Cemiyetini kuran ilk 5 kişinin hiçbiri ırken Türk değildi. Ama bunlar kendilerini Türk sayıyorlardı. O devirde Türklük ırk demek değildi, Osmanlı kültürü demekti.’

Peki, nasıl olmuş da bugünkü problemli durum ortaya çıkmıştı? Karpat Hoca’nın açıklaması -mealen- şu: 1930’da Serbest Fırka halktan yoğun destek görünce CHP, muhalefetin temelinde irticaın olduğu düşüncesiyle Osmanlı-İslam kültüründen ayrılmak için harekete geçti, Türklüğü Orta Asya kökenine bağladı. 1932’deki Tarih Kongresi bu amaçla toplandı.

* * *

Demek ki bu topraklar üzerinde bir arada yaşayan farklı etnik kökenlere mensup insanların oluşturduğu bir ‘millet realitesi’ var. Söz konusu millete yüzlerce sene boyunca ‘Türk’ denilmiş; bizi bu adla tanımışlar. Buna mukabil, yalnızca son 70 sene zarfında Türk üst kimliği etnik kimliğe indirgenmeye çalışılmış, bu yüzden de geçmiş yüzyıllar boyunca ‘Türk’ olarak adlandırılan unsurlardan bir bölümü bu dönemde bu adlandırmaya soğuk bakar olmuşlardır.

Bu durumda, ‘Türklük etnik kimliktir’ dediğimiz zaman yaptığımız tek şey Türklüğü etnik kimliğe indirgemek isteyenlerin bu isteğini gerçekleştirmek oluyor.

Bunlar tatmin edici gelmediyse, buyurun ikinci soruya:

İKİNCİ SORU: 70 milyonluk Türkiye nüfusunu oluşturan bunca topluluğu bütünleştirecek bir üst kimlik, yani ‘milli kimlik’ gerekli midir, gereksiz midir?

‘Gereksizdir’ diyorsanız, bu insanların bir arada tutulmalarının başka yollarını mı öneriyorsunuz, yoksa bir arada tutulmaları da gereksizdir mi diyorsunuz?

‘Gereklidir’, diyorsanız bunun etnik kökene dayanmayan ve tarihî bir vakıa olarak oluşmuş bulunan Türk kimliği altında olması en doğal ve pratik çözüm değil midir?

Biliyorum, kolay değil.

Okullarda ‘Türküm, doğruyum’ diye ant içirilen insanları geçiyorum; ders kitaplarında ırkçı tarih yorumlarıyla kendilerine ‘Türklük’ empoze edilmeye çalışılan... etnik kökeninden dolayı aşağılandığını hisseden... hapishanelerde zorla istiklal marşı okutulan... 1980’den itibaren köyleri-kasabaları ırkçı sloganlarla kuşatılan insanların Türklüğü bir üst kimlik olarak benimsemelerini beklemek fazlaca iyimserlik olur.

Ama yine de birilerinin temelsiz etnik iddialarla sahip çıkmaya çalıştığı Türk adından vazgeçmek çare olabilir mi?

Türk dememek için ‘Türkiyeli’ gibi komik ve sakil sıfatlar uydurup bunlara bel bağlamak mı çare?

Sözgelimi etnik çağrışımı var diye ‘Türk sporcular’ dememek için ‘Türkiyeli sporcular’ demek...

Çare bu mu?

İbrahim Kiras - Star