![]() |
#1 |
![]() NESEB_ DOĞUMU
![]() ![]() ![]() İmam-ı Azam Ebu Hanife h.80(m.699)yılında Kûfede doğdu.Adı Numan,babasının adı Sabit'tir.Sabit,Acemistan'ın (İranın)ileri gelenlerinden bir zatın soyundandır ve soylu bir aiedendir.. Aslen Arap olmayan Ebu Hanife'nin dedelerinin Fars menşeli olduğu rivayet edilir.Buna göre kesin olan onun Acem olduğudur.Bir Arap memleketi olan Kûfe de olmasına rağmen neseben Farslıdır. Kaynaklar Sabitin hür ve müslüman olarak doğup büyüdüğü (köle olmadığı)hususunda görüş birliği içindedir. Ebu Hanifenin hayatını anlatan eserlerin çoğunun nakline göre babası Sabit,küçüklüğünde,Kufede H.z. Ali (R.A) ile görüşmüş;kendisi,evladı ve zürriyeti hakkında Hz. Ali Efendimizin hayır ve bereket duasına nail olmuştur.. Hz. Sabit bunu anlatırken,"Ben,Hz. İmam'ın (H.z. Ali'nin)duası sayesinde çok nimetler mazhar oldum"der. Ebu Hanife dünyaya geldiğinde,devletin başında Emevi halifelerinden Abdulmelik bin Mervan bulunmaktadır.. ![]() ![]() ![]() MİLLİYETİ ![]() ![]() ![]() Aslında bir müslüman için ırk ve ulus çok önemli değildir.Çünkü insan,ırkını kendi isteğiyle seçmiyor.Bununla beraber Ebu Hanifenin ırkı/milliyeti hakkında kısaca bilgi vermeyi uygun görmekteyim.. Güvenilir ulemanın szleri onun "Acem" yani Farslı olduğu yönündedir.Arap ve Babilli değildir. Zaten Ebu Hanifenin yetiştiği bu devirde ilimle uğraşanların çoğu Arap olmayan unsurlardı.. "Neseb"le övünmeleri yoksa da Allah onlara asıl övünülecek şeyi,yani ilmi vermiştir.İLim şerefi de her şereften üstündür. Şurasıda muhakkak ki onun şerefi nesebden ve maldan gelmiyor.O,şöhretini,sahip olduğu mevhibelerden (ilahi lütuflardan),izzet_i nefisten,akıl ve takvadan alıyor.. Bu hususta,Ebu Hanife hakkında en önemli kitaplardan birini yazmış olan Muvaffak bin Ahmed el-Mekki şöyle demektedir..: "Bilmiş ol ki, takva en yüksek neseb ve en büyük sevaptır..Cenab-ı Hak:" Allah yanında sizin en üstününüz/en şerefliniz,en muttaki olanınızdır."yani,Allah'ın buyrukları dışına çıkmaktan en çok sakınanınzdır,buyurdu(1) Allah'ın Rasule de :"Benim ehl-i beytim (ev halkım),her hayır işleyen ve takvâ sahibi olandır"demiştir". Bunun için Allahın Rasulü,Selman-ı Farisi'yi ehl-i beytinden saymıştır da ,"Selman bizdendir,âli beyt'tendir"buyurmuştur. Yüce Allah ,H.z. Nuh'un oğlunu Nuh'tan reddetmiş ve:"O senin ehlinden değildir;O,ameli salih olmayandır"(2)buyurmuştur.. Yine Allah'ın Rasulü ,Bilal-i Habeşi'yi akrabası gibi kendi yakınlarından saymış ve amcası Ebu Leheb'i ise uzuk tutmuştur.(3) İşte , neseb şerefiyle övünmenin hakim olduğu bir devirde Ebu Hanife ,dinden ve ilimden gelen izzet ile yaşamıştır.. Rivayet olunur ki;Beni Teym'den birisi ona: _"Sen benim mevlamsın!"(yani efendimsin!)demiş Ebu Hanife ona: _Vallahi ben senin bana şeref iddia etmenden,kat kat şerefliyim!"(şerefimi nesebimden değil,dinimden alıyorum). Cevabını vermiştir. Zaten İmam-ı Azam ,İzzetine /onuruna dokunulmasına asla razı olmazdı.Hayatı da bunu açıkça göstermektedir.(4) Tabii ki burada söz konusu olan "izzet"ten maksat ancak İslam'ın izzeti ve şerefidir.Müslüman olmanın ona kazadırdığı izzet ve şereftir..Her üslümanda ,kendi hayatı ve tutumuyle İslam'ın izzetini mutlaka korumalıdır.Aşağılık durumlara razı olmamalı,bilhassa kendi tavırlarıyla ,islamın aşağılanmasına sebep olmamalıdır.. ![]() ![]() ![]() 1-Hucurat 13 2-Hud 46 3-Menakıbu Ebi Hanife,s.6 4-M.Ebu Zehra,a.g.e..,s.16 not-konumuz İSMİ-KÜNYESİ ile devam edecek inşaALLAH
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|