![]() |
#1 |
![]() Geçtiğimiz hafta Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) hâkim ve savcıların görev yerlerinin değiştirilmesi kararını görüşürken, ‘karanlık’ ve ‘derin’ bir süreçten sonra HSYK’ya üye yapılan Ali Suat Ertosun’un ‘Ergenekon savcılarının yerleri değiştirilsin’ itirazı kamuoyunun en önemli gündem maddesiydi.
İki yıldan beri yürütülen Ergenekon davasını sekteye uğratacak böyle bir değişiklik teklifi, derin yapılanmanın yargının hâlâ en üst noktasında yer aldığının en bariz örneği oldu. Ertosun’un bu çıkışıyla şunu anlıyoruz ki, yüzlerce faili meçhul cinayet, onlarca darbe ve suikast girişimi, devletin gizli kalması gereken bilgilerini yabancı istihbarat örgütlerine servis etme, yabancı istihbarat örgütlerinden para yardımı alma gibi Türkiye’nin altını üstüne getirmiş bu karanlık yapılanma sonuna kadar direnç gösterecektir. Ergenekon savcılarının yerlerinin değiştirilmesi, Ergenekon davasının da bitmiş olması anlamına gelmektedir. Yani bir anlamda, “Öldürülüp asit kuyularına atılanlar, evine ya da arabasına bırakılan bombalı paketlerle öldürülen akademisyenler, yer altından ve denizden kar çiçeği ve yosun gibi biten lav silahları, roketatarlar, MOSSAD’a gönderilen gizli bilgiler, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na yönelik başarısız suikast girişimleri, Danıştay cinayeti, Sabancı suikastı ve darbe planları soruşturulmasın” demek istiyor Ertosun. Çünkü bunların soruşturulması, açığa çıkarılması, suçluların cezalandırılması Ergenekonculara ideolojik yakınlık besleyen Ertosun’un da deşifre olması anlamına gelmektedir. Ergenekon sanığı Engin Aydın ile görüntülenen Ertosun’un Sabancı suikastının faillerinden Mustafa Duyar’ın ‘konuşmaya hazırım’ sözlerinden hemen sonra öldürülmesinde parmağı olduğu iddia ediliyor. Karagümrük çetesi üyesi Vedat Ergin’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği dilekçede dönemin Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ertosun hakkındaki şu iddiaları çok ilginç: “Mustafa Duyar'ı öldüren Sami Tokur kardeşim, o zamanlar Kırklareli Cezaevi'nde yanımdaydı. Aralarında Mustafa Duyar'ın da bulunduğu 8 kişiyle birlikte peş peşe Afyon Cezaevi'ne sevk edildi. Neticede Mustafa Duyar, Afyon Cezaevi'nde kardeşim Sami Tokur tarafından öldürüldü. Selçuk Parsadan ise yaralandı. İstanbul'da 40 davamız varken, bizi kiralığın bol olduğu Uşak Cezaevi'ne yolladı. Eskişehir Cezaevi'nde bize yapılan eylem ve Kartal Cezaevi'ndeki gelişmeler bilinirken, Ertosun beni ve abimi Uşak'tan yollamadı. Ertosun, Uşak Cezaevi'nde bize suikast yapılacağını biliyordu.” Sabancı suikasti, Mustafa Duyar, Ergin kardeşler, Veli Küçük ve Ali Suat Ertosun. Tüm karanlık olayları ve itirafları bir kez daha düşündüğümüzde, Ertosun’un HSYK’da Ergenekon savcılarına neden itiraz ettiği gerçeğini de daha iyi kavramış oluruz. Sonuna kadar direnç gösteren Ergenekon, ne Ertosun’un ne de örgütün en üst düzeydeki liderleri tarafından aydınlık yola girmiş Türkiye’nin önünü kesemeyecektir. Ertosun’un itirazı, Ergenekon’un çözümünü zorlaştırmaktan ziyade, ortaya çıkardığı yeni ilişkilerle daha da kolaylaştırmaktadır. Hayırlı ve huzurlu bir hafta dileklerimizle…
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|