AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 07-30-2009, 03:50   #1
Kullanıcı Adı
Necip Fazıl
Standart Ya biz sorunu çözeriz, ya da sorun bizi / Mustafa KARAALİOĞLU - Star
TRT Şeş 10 yıl önce yayına geçseydi, 10 yıl önce bu ülkenin başbakanı Kürtçe bir cümle söyleyebilseydi ya da dil kursları bile 10 yıl önce açılabilseydi PKK bugün olduğu yerde olamazdı. 10 yılda, Türk-Kürt bu kadar insanımızı kaybetmez, bu kadar acı yaşamazdık.

Zamanında cesaret edilemeyen veya akıl edilemeyen önlemler, zamanında oynatılmayan parmaklar Kürt sorununu büyüttükçe büyüttü, iş iki halk arasındaki mesafenin açılma tehlikesine kadar vardı.

Şimdi biliyoruz ki sertlik politikaları iflas etmiştir. Sadece Türkiye için değil, PKK için de böyle. Elbette Türk ordusu oradaki savaşı sonsuza kadar kaybedecek değildir ama bunun artık ülkeye faydası yoktur. Türklerin, Kürtlerin tek ve ortak menfaati sorunun bitmesinde, kanın durmasında ve insanların birbirlerine tebessüm edebilecekleri bir noktaya ulaşabilmektedir.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kürt sorununun çözümü için izlenecek yöntemi anlattı. Böyle bir sorunun çözümü için ne gerekiyorsa anlattı. Sadece hükümetin değil, bütün aktörlerin yapması gerekenleri anlattı.

Kürt sorunu tek başına bir aktörün üstesinden gelebileceği bir sorun değildir.

Hükümet, muhalefet, Kürt siyasal elitleri, asker, sivil toplum örgütleri, medya ve uluslararası güçler birer aktördür.

İdeal olan bu aktörlerin hepsinin birden elini taşın altına koymasıdır ama bu mümkün değilse çoğunluğun eli o taşın altına girmelidir. Nihai kararı hükümetin verecek olması diğer aktörlerin etkisinin ve katkısının değerini azaltmaz.

Atalay, herkese çağrı yaparak ve zaten bazı çalışmaların da başladığını ilan ederek bütün aktörleri oyuna dahil etme politikasını benimsediklerini açıklamış oldu.

Başka türlüsü de olamaz zaten. Aksi halde oradan çözüm çıkmaz.

Madem herkes şikayetçidir, o zaman herkes sorumluluk üstlenmelidir. Hükümete düşen de ‘herkes’i sürece katmaktır.

Gelinen noktayı özetleyelim.

Devlet bugün artık ‘Çözülmesi gereken, çözümü gecikmemesi gereken bir Kürt sorunu’nun varlığını ilan etmiştir. Yani ne tek başına terör sorunu, ne tek başına ekonomik sorun, ne tek başına kültürel sorun ve ne de tek başına bölgesel bir sorundan söz ediyoruz. Hepsi birden ortak bir sorunu ifade ediyor. Ve hükümet de sorunu bu denli kapsamlı bir yaklaşımla ele alarak tarih önünde kendini bağlıyor.

Bu noktada, ‘Kürt sorunu diye bir şey yoktur’ diyenler doğal olarak devre dışı kalacaklardır. Öte yanda ‘ayrılıkçı’lar da devre dışıdır. Makulde buluşanlar; sorunu üniter yapı içinde çözmek isteyenler, birbirine içten duygularla tahammül edebilenler sorunu çözecektir.

Çünkü çözümsüzlüğün dili artık iflas etmiştir.

Mesela, dün bir MHP sözcüsü önce ‘PKK çaresiz duruma düştü, ne çözümü?’ ardından da ‘Hükümet bıraksın çözümü de neden terörle mücadele edemediğini anlatsın’ diyordu. Hükümet terörle mücadele edemiyorsa PKK nasıl bitti? Ayrıca madem PKK çaresiz duruma düştü; o halde sorunu halletmenin tam zamanı değil mi?

İşte bu yüzden çözümsüzlüğün dili bitmiş, tükenmiştir.

Eğer; şimdi tam da tarihi bir fırsat yakalanmışken birileri sırf inadına, sırf siyasi çıkar uğruna, sırf hükümeti köşeye sıkıştırmak adına o çözümsüzlük diline müracaat ederse, bugünden sonra dökülecek kanın da sorumlusu olur.

Ayrıca da kimse korkmasın ve kimse de başka bir şeye heves etmesin; bu sorunun çözümü oy kaybettirmez, oy kazandırır.

Bu soruna liderlik eden de, çözüm yoluna engel çıkaran da adını tarihe yazdırır.

Herkes artık anlamalıdır ki sorun bu kez de çözülemezse Türkiye’nin birliği bundan zarar görür. Kim vatanseverlik üzerinden çözümü engellemeye niyetliyse bunu da unutmamalıdır.

Çözüm aramak demek, bütün seçenekleri duymaya, tartışmaya ve konuşmaya hazır olmak demektir. Önemli olan hedefe en kolay yoldan, en optimum şekilde ulaşabilmektir. Bu da demokratik tolerans ister.

Atalay’ın mükemmel sunumu içinde en önemli vurgu ‘geçmişe takılmayalım’dı. Geçmişin hesaplaşmasına girersek, geçmişin acı hatıralarına takılırsak sadece orada kalırız.

Medeni cesaretle, özgüvenle masaya oturursak da, çözer kalkarız.

 

Necip Fazıl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi