![]() |
#1 |
![]() Ecevit tarihi şartlar açısından bakmaya çalışırken Atatürk ve Demirel'in Vahdettin düşmanlığını nasıl anlamalı... Dokuzuncu Cumhurbaşkanı gibi tuhaf bir sıfatla dolaşan ve Ecevit gibi sürekli gündemde kalmak için şaşırtıcı şeyler yapan Demirel,“Vahdettin’e hain demek ayıp değil!” diyor; peki kendisine böyle bir şey denmesine râzı olabilir mi? Mason olmadığını ispat için bile yıllarca önce neden sahte vesika düzenledi? “Vahdettin’e hain demek ayıp değil” sözü kadar tuhaf bir tavır üzerinde durulması gereken bir siyaset ahlâkını ifade ediyor. Böyle bir şeyi bu ülkede yıllarca başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış bir insanın söylemesi ve yadırganmaması da anlaşılır gibi değil… Yazarımız Ahmet Anapalı Mustafa Kemal, Demirel ve Ecevit üçgeninde Sultan Vahdettine yapılan haksızlığı yazdı..... Şimdi okuyucu olarak, "...bu üç ismin bir arada ne işi var?" dediğinizi duyar gibiyim. Halbuki bu üç isim bir arada çok manidardır. Zira yakın tarihimizde çok mühim yere sahip olan karakterlerin samimiyet derecesi bu üç ismin bir arada anılmasıyla ortaya çıkmaktadır. Geçen senelerde Bülent Ecevit, herkesi ve her kesimi şaşırtan bir açıklama yaptı ve; “…Sultan Vahdettin vatan haini değildi. Kurtuluş Savaşı’na belirgin şekilde destek verdi. Bir hain değildir. Bazı hoş olmayan şeyleri mecburen yapmıştır. Bu arada ülke için çok iyi şeyler de yapmıştır. Ben Vahdettin için hiçbir zaman vatan haini demedim. Çünkü ne zor koşullar altında padişahlık yaptığını biliyorum. Ülke işgal altındaydı. Ordusu kalmamıştı. Yine de önemli iş yaptı. Kimse benden daha fazla Atatürkçü, cumhuriyetçi olamaz. Ama bazı gerçekleri görmenin ve göstermenin zamanı geldi. Bunların bilinmesinin Cumhuriyetimize hiçbir zararı olmaz`...” dedi. Fakat gelin görün ki bu sözlere en şiddetli karşı geliş ve muhalefet, hayatını sağcılardan oy almak ve sağcı görünmekle devam ettiren Süleyman Demirel’den geldi ve dedi ki; “…Türkiye’de bu konuda ilk defa bilinenlere aykırı bir şey söyleniyor. Ben böyle bir beyanı muhakeme edemiyorum. Ancak, tarihteki bazı kişiler hakkında, alışılagelmiş kanaatlerin dışındaki beyanlar yadırganır. Sayın Ecevit’in beyanı da yadırgatıcı bir beyandır. Türkiye böyle bir beyanı kaldıracak durumda değildir. Bizim referansımız Nutuk’tur. Türkiye Vahdettin’i en az yüz sene daha hain bilmelidir.” Dedi. Bakın dikkat edin Vahideddin Han haindir demiyor. Türkiye en az yüz sene daha Vahideddin’i hain bilmelidir diyor. Sanırım suçüstü yakalanmak bu olsa gerek… Bugün bile hala Süleyman Demirel`in son dönemde sağ kesimin değerlerine bu kadar yabancılaşmasını anlayabilen varsa beri gelsin. Sağdan hiçbir insan Osmanlı`ya İsmet Paşa ve takipçilerinin bakış açısı ile soğuk bakmaz, daha insaflıdır; padişahları o günlerin şartları içinde değerlendirir ve sempatiyle bakar. Nedense Demirel, Bülent Ecevit`in ‘ Son Osmanlı padişahı Vahideddin hain değildir’ açıklamasından pek rahatsız oldu. Bu konuyu niye gündeme taşıyorsunuz diye gazete yöneticilerine müdahale etmeye kalkması, gazetelerde haber oldu. Bu tartışmada bizi asıl şaşırtan Ecevit değil, Demirel oldu. Ecevit`e karşı çıkmakla kalmadı, konuyu asıl bağlamından çıkararak ‘Vahideddin ile Atatürk’ ikilemine taşıdı. 600 yıllık muhteşem imparatorluğun yükü, kahrı ve kederi omuzlarına yüklenen Vahdettin sadece Atatürk`le ilişkileri baz alınarak değerlendirilebilir mi? Vahideddin`in Atatürk`le arasının iyi olduğu dönemler de vardır, açık olduğu zamanlar da. Son yıllarında Atatürk`ün İsmet Paşa ile de arasının açık olduğunu bilmeyen yok. İmparatorluğun dağılışı Vahideddin ile Mustafa Kemal Atatürk’ü farklı yerlere sürükledi. Mesele o günlerin şartları içinde değerlendirilmeli, bire bir bugüne taşınmamalı. Tarihin hükmü olaylar yaşanırken değil, arkadan gelir. Bazı bilgilerin aksine saraya yakın kaynaklar Mustafa Kemal’in Vahideddin’in güzel kızı Sabiha Sultan’ı bizzat huzura çıkarak istediğini, ancak olumlu cevap alamadığını kaydeder. Demirel, tartışmayı Vahideddin-Atatürk denklemine dönüştürerek yanlış yaptı. Bir gazeteci ‘…Ben hiç Süleyman Demirel`i bu kadar çıplak, savunmasız görmemiştim.’ dedi. 28 Şubat da dahil olmak üzere daha önceki tutumlarının bir yere kadar izahı vardı çünkü. Atatürk de Vahideddin`in İstanbul`u terk ederken Topkapı Sarayı’ndan hiçbir şey götürmemesini takdirle yadeder. Süleyman Demirel`in Çankaya`daki görev süresinin 5 yıl daha uzatılmasına karşı çıkanlar bu tartışmadan sonra ellerini bir kez daha vicdanlarına götüreceklerdir. Şimdi hadiseye başka bir açıdan bakalım. Sultan Vahideddin Han, hain değil, fakat bu hakikati Bülent Ecevit nereden biliyor?... Şuradan biliyor ki; Sultan Vahideddin Han ile Bülent Ecevit’in ailevî bir yakınlığı mevcut. Nasıl mı? İşte buyurun bu ikilinin aile yakınlığı; Sultan Vahideddin Han’ın büyük kızı Ulviye Sultan’dır. Vahideddin kızına damat olarak birini seçerken çok zorlandı ve en nihayet İttihat ve Terakki Partisi’ne bulaşmamış bir damat adayı buldu; Sadrazam Tevfik Paşa’nın büyük oğlu İsmail Hakkı Bey… Damat İsmail Hakkı Bey, İşgalin tüm vahşetiyle yaşandığı birgün, her namus sahibi subayın yaptığı gibi sarayı ve İstanbul’u terk etti ve kendi hatıralarından da anladığımız kadarıyla Sultan’ın da haberi dahilinde Millî Mücadele saflarında yerini almak için Anadolu’ya geçti. Ve akabinde sultan’ın kızı ile boşandı. Cumhuriyetin ilanından sonra ‘Ferhunde’ isminde bir hanımla ikinci evliliğini yaptı. Bu evlilikten çocuğu olmadı. Uzun süren bu çocuk hasretini hanımının yeğeni olan bir çocukla geçirmeye çalıştı. Tüm vaktini bu çocuğa harcadı. Tüm bildiklerini bu çocuğa aktardı. Hatta bu çocuk büyüyüp Edebiyata merak salınca ‘Erica’ marka daktilosunu o çocuğa hediye etti… Sultan Vahideddin Han’ın bilgisi dahilinde Anadolu’ya geçen bu damadının kucağında büyüyen çocuğun adı; Bülent Ecevittir… İsmail Hakkı Bey, Sultan’ın kızından boşandıktan sonra Bülent ECEVİT’in büyük teyzesi Ferhunde Hanım’la evlenmiştir… İşte bu yüzden Bülent ECEVİT, Sultan Vahideddin Han’ı, Süleyman DEMİREL’den daha iyi tanımakta ve hadiselerin tahlilini daha iyi yapabilmektedir. Allah Resulu’nun bu konuda ne güzel bir hadisi var değil mi?; “… Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?...” Ahmet Anapalı
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|