İNÖNÜ 1935- “Erzincan'daki Kürt aşiretleri Batı'ya sürelim... Muş ve Elazığ Ovaları'na Türkleri yerleştirelim... Türk köylerinde okul yokken, Kürt köylerine mektep mi açılır?” BAYKAL 2009- “Biz bu süreçte yokuz... Bu sürecin sonunda Irak'ta, Yugoslavya'da ne çıktıysa, Türkiye'de de o çıkar... Etnik kimlikler niye sık sık vurgulanıyor, amaç ne?”
Zaman değişse de CHP'nin zihniyeti hiç değişmiyor. Bugün, “Demokratik açılım sürecinde yokuz” diyerek etnik kimliklerin anılmasından bile rahatsız olan CHP, 1935'li yıllarda da kafaca farklı değilmiş. Türkiye'nin ilk “Şark raporları” olarak bilinen, birisi dönemin Başbakanı İnönü, diğeri İktisat Bakanı Bayar tarafından hazırlanan raporlarda, Cumhuriyet'in ilk yıllarından başlayarak bariz biçimde iki farklı görüşün kendini gösterdiği ortaya çıktı.
İNÖNÜ'NÜN ŞARK RAPORU: SÜRELİM, OKUTMAYALIM
Atatürk'ün talimatıyla 1935 yılında Başvekil İsmet İnönü bir heyetle Doğu ve Güneydoğu'ya giderek, bölgenin sorunlarına ilişkin “çözüm önerileri” paketi de içeren bir rapor hazırladı. İnönü, Atatürk'e sunduğu raporunda özetle şunları önerdi: “Siirt'i Doğu'ya nakledelim, Erzincan'daki Kürt aşiretleri Batı'ya sürelim. Erzincan Kürt merkezi olursa, Kürdistan'ın kurulmasından korkarım. Van ve Erzincan'da acele olarak, Muş Ovası'nda tedricen ve Elazığ Ovası'nda kuvvetli Türk kitleleri vücuda getirmek zorundayız. Ağrı'da Kürtlerin medenileşip, sükûnet bulmaları bile kardır. Daha Türk köylerinde bile mektep yokken, Kürt köylerine mektepten bahis açılamaz. Bunları halkın diline düşürmeyelim. Diyarbakır'da asker perişan durumda, Cumhuriyet'in prestiji ordumuzu pejmürdelikten kurtaralım.”
BAYAR: ADALETSİZ VE ZORBA UYGULAMALAR YANLIŞ
Dönemin İktisat Bakanı ve İnönü'nün ezeli rakibi Celal Bayar da bir başka heyetle 1936'da Doğu ve Güneydoğu illerini gezerek, bir başka “şark raporu” hazırladı. Atatürk'e Aralık 1936'da sunduğu raporunda Bayar, İnönü yöntemlerinin tam aksini savunarak, “Zorunlu iskan, sürgün siyaseti çok yanlış, ağalar halkı soyup hükümet mensuplarıyla paylaşıyor. Bugün Kürt diye bir kısım vatandaşlar okutturulmamak ve devlet işlerine karıştırılmamak isteniliyor. Vaktiyle yapılmış olan arazi tevziatının bir kısmında yolsuzluklar var. Hükümetle anlaşmalı adaletsizlik yapılmış. Zaten dışarının Kürtlere tesir arzusu var, bir de biz içeriden adaletsizlik yaparak bu insanları devletten koparmayalım” diyor.