09-09-2009, 15:30 | #11 |
09.09.2009 tarihli Sabah Gazetesi'nden Mehmet Barlas'ın ''Çakma İslamcılar, çakma demokratlar,çakma trafsızlar...'' adlı yazısından bir bölüm ;
Yazının başında da söylediğim gibi "Çakma" gerçekten bu dönemin yükselen kavramıdır. Kendileri gibi düşünmeyen meslektaşlarını karalayan, susturan ve hatta hedef gösteren gazeteciler, bu dönemde "Çakma özgürlükçü" olmuşlardır. Bugüne kadar her iktidarla iş çevirip kamu pastasından çeşitli paylar alanlar, bu iktidarla anlaşamayınca "Çakma tarafsız" kesilmişlerdir. Asker siyasete müdahale etsin diye her fırsatta darbeye çanak tutanlar şimdi "Çakma demokrat" tır. Yargının partileri kapatmasını, farklı düşünceleri susturmasını alkışlayanlar, aynı yargı kendilerini de dava kapsamına alınca "Yargı bağımsız değil" sloganları atarak "Çakma hukukçu" oluvermişlerdir. Atatürk'ün her cümlesini doktriner bir ideolojinin kutsal mesajları olarak sunan "Çakma Atatürkçüler" önce Kürtlere sonra da Ermenilere dönük "Açılımlar" başlatılınca "Yurtta sulh cihanda sulh" ilkesini yok saymaya başlamışlardır. Kısacası bu "Çakma" kavramı önce Çin'den gelen "Çakma marka"lı ürünler için kullanılmaya başlandı. "Adidas"ın adibas, "Nike"ın noke, "Puma" nın puna olmasını "çakma" kavramı ile ifade ettik. Sonunda sosyo-politik yaşamımızın çakmaları için de kullanılır oldu bu kavram. Kim bilir sizin karşılaştığınız ne kadar çok "çakma" olgu vardır. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|