İmam Rabbanî Hz.: Mektubat (163. mektubunda) ,diyalog konusunda şunlar yer alıyor:
“Allah’u Tealâ’nın dînine saldıranlar ile arkadaşlık etmek, onlarla görüşmek, insanı Allahü Teâlâ’ya ve O’nun Peygamberin’e (a.s) düşman olmaya kadar sürükler. Bir kimse, kendini Müslüman sanır, Kelimei tevhîdi okur, inanıyorum der ve Müslüman olduğunu söyler. Hâlbuki kâfirlerle, münâfıklarla görüşerek, konuşarak onun Müslümanlığı, îmânı saf ve temiz kalmaz. Hattâ, büsbütün gider de, farkında bile olmaz. Allahü teâlâ, hepimizi, nefislerimizin kötülüğünden ve amellerimizin bozuk olmasından korusun!
Böyle kâfirlerle meşveret etmek, işleri onlara danışıp onların sözü ile hareket etmek, bu din düşmânlarına kıymet vermek olur. Hem de, onları çok yükseltmek olur. Onlardan yardım, şifâ beklemek ve hele onlar vâsıtası ile duâ ve ibâdet etmek boşuna uğraşmaktır. Mümin sûresinin 50 ayeti kerimesinde ve Rad sûresinin 14. ayeti kerimseinde meâlen, (Kâfirlerin duâları ancak dalalettir) buyuruldu. Yanî, İslâm düşmânlarının duâları kabûl olmaz, hiç fâide vermez. Kâfirler, papazlar vâsıtası ile yapılan duâları Allahü teâlâ hiçbir zamân kabûl etmez. Böyle duâların Müslümanlara fâidesi olmaz. Yalnız bu sûretle o dinsizlere bir kıymet verilmiş olur. Onlar, duâ ederken, putlarını, Allah’ın düşmânlarını araya korlar. Onlardan düâ beklemenin kötülüğünün çirkinliğinin nereye kadar uzandığını, Müslümanlığın temelinden yıkılıp, kokusunun bile kalmayacağını buradan anlamalıdır.”
Şimdi büyük velinin sözlerine bakıyorum ve düşünüyorum , İftarda papazlara dua yaptırmak ve “ortak inanışımız Allah olsun” deyip de Hz. Muhammed’i (as) çevrim dışı gayretlerine şahit olsaydı ne derdi ne düşünürdü acaba ?
Ya Rabbi sabır..
|