10-04-2009, 15:32 | #29 |
Erdoğan, kongrede konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin milletin partisi olduğunu söyledi. Partisinin, ASKi Spor Salonu'nda gerçekleştirilen 3. Olağan Büyük Kongresi'nde konuşan Erdoğan, konuşmasına kongrenin ülkeye, millete, demokrasiye ve tüm insanlığa hayırlı olmasını dileyerek başladı. Konuşmasında, AK Parti'nin milletin partisi olduğunun altını çizen Erdoğan, "AK Parti 14 Ağustos 2001'de bizaat milletin kurduğu bir partidir. Bu hareket milletin rotasından başka rota tanımadı. Bundan sonra da tanımayacak. Bu partiye toplumdan kopuk elitler, millleti küçümseyen seçkinler rota çizemez. Bu partiye çeteler sirayet edemez. Zira üzerimizdeki yük aziz milletin yükü, emanet milletin emanetidir. Biz bu emanete halel getirmedik, bundan sonra da getirmeyeceğiz. İktidarda olduğumuz 7 yılda bizi demokrasi yolundan alıkoymak isteyenler oldu. Tahriklerle, kirli senaryolarla Türkiye'ye zarar vermek isteyenler oldu. Hiçbirine boyu eğmedik, dik durduk, başımızı öne eğmedik. AK Partinin aklığına gölge düşürmedik. 3 Kasım 2002 bu ülke için bir milad olmuştur. 3 kasımdan itibaren devlet-millet kaynaşması köklü şekilde gelişmiştir. Millet iradesini başka yollardan dğeiştirmek isteyenler artık karşılarıında milleti bulurlar. Hükümet politikalarını mafya, kirli eller ve çeteler eliyle engelleyeceğini düşünenler karşılarında milleti, hukuku ve AK Parti iktidarını bulurlar" dedi. Türkiye'nin 7 yılda AK Parti ile çok köklü bir dönüşüm ve değişim yaşadığını belirten Erdoğan, "Biz Türkiye'yi bir bütün olarak ele aldık. Sorunlara köklü çözümler getirdik. Kimi alanlarda son 10 yılın, kimi alanlarda son 50 yılın, kimi alanlarda Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Geçen hafta ABD'ye gittim. 6 günde resmi toplantıların haricinde 32 ülke lideriyle görüşme yaptım. Bizzat ben bu kadar görüştüm. Diğer arkadaşlarım da her an diplomasi trafiği içindeyiz. Bunlar tarihimizde görülmüş şey değil. Bölge hakkında, dünya sorunları hakkında konuşuyoruz. Bizi uçaktan inmemekle, çok gezmekle itham edenler Türk dış politikasının yeni sürecine bile vakıf olamamışlar" diye konuştu. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'ye milletin hukukunu ayaklar altına alan çetelerin sirayet edemeyeceğini belirterek, "Hükümet politikalarının çeteler eliyle, mafya eliyle, gizli senaryolarla, kirli ilişkilerle şekilleneceğine inananlar, böyle bir gayretin içine girenler, karşılarında hukuku bulurlar, milleti bulunlar, AK Parti iktidarını bulurlar" dedi. Başbakan Erdoğan, AK Parti 3. Olağan Büyük Kongresi'nde bir konuşma yaptı. Erdoğan, 26 Mart 1999 Cuma günü Pınarhisar Cezaevi'ne gidişinde yaşadıklarını anlatarak başladığı konuşmasında, o gün yaptığı konuşmada 'bunun bir veda olmadığını' söylediğini hatırlattı. Umudunu bir an olsun yitirmediğini belirten Erdoğan, bir an bile bu hizmet yolculuğunun inkıtaa uğrayacağını, kesintiye uğrayacağını düşünmediğini söyledi. Erdoğan, bir bile karamsarlığa kapılmadığını ve bir an bile başını öne eğmediğini belirtti. Başbakan Erdoğan, Pınarhisar Cezaevi'nde merhum Necip Fazıl Kısakürek'in dizelerinin hislerine tercüman olduğunu belirterek, şu dizeleri okudu: "Dua dua, eller karıncalarmış Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu İplik ki incecik, örer boşluğu Ana rahme zahir şu bizim koğuş Karanlığında nur, yeniden doğuş Sesler duymaktayım: davran ve boğuş Sen bir devsin, yükü ağırdır devin Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin Mehmed'in sevinin başlar yüksekte Ölsek de sevinin, eve dönsek de Sanma bu tekerlek kalır tümsekte Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir." 26 Mat 1999 günü Üsküdar'da "Bu şarkı bitmez" dediğini belirten Erdoğan, o şarkının da bitmediğini kaydetti. İstanbul'da yükselen o şarkının milyonlarca insanın söylediği kardeşlik türküsüne dönüştüğünü belirten Erdoğan, "İstanbul'da söylenen o şarkı milyonlarca insanın söylediği Özgürlük Marşına dönüştü. O şarkı bütün Türkiye'yi sardı. O şarkı topyekün bütün milletin terennüm ettiği bir şahesere dönüştü" dedi. "BİZ BİRLİKTE TÜRKİYE'YİZ" AK Parti'nin bizatihi milletin partisi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu parti, bu hareket ve bu kadro milletin rotasından başka rota tanımadı, bundan sonra da tanımayacak. Bu partiye toplumdan kopuk olan elitler yön belirleyemez. Bu partiye küçümseyerek bakan seçkinler rota çizemez. Bu partiye milletin hukukunu ayaklar altına alan çeteler sirayet edemez. Zira üzerimizdeki yüz aziz milletin yüküdür. Üzerimizdeki emanet topyekün milletin emanetidir. Biz bu yükü yere düşürmedik, bundan sonra da düşürmeyeceğiz. Biz bu emanete helal getirmedik, Allah'ın izniyle bundan sonra da helal getirmeyeceğiz. Dikkat edin, iktidarda bulunduğumuz 7 yıl boyunca, üzerimizdeki bu emaneti düşürmek isteyenler oldu. Milletin iradesini gölgelemek, milletin arzu ve taleplerini çiğnemek isteyenler oldu. Bizi demokrasi yolundan, ilerleme yolundan, kalkınma yolundan alıkoymak isteyenler oldu. Tahriklere, provokasyonlarla, kirli senaryolarla Türkiye'yi karanlık mecralara sevketmek isteyenler oldu. Hiçbirine boyun eğmedik, prim vermedik. Dik durduk, boynumuzu bükmedik, başımızı öne eğmedik. AK Parti'nin aklığına asla ve asla gölge düşürmedik" şeklinde konuştu. 3 Kasım 2002'nin Türkiye için bir milat olduğunu belirten Erdoğan, bu tarihten itibaren Türkiye'de siyaset tarzı, yönetim anlayışı, demokrasinin standardı, devlet-millet kaynaşmasının köklü şekilde değiştiğini vurguladı. Millet iradesinin seçimlerin dışında bir yolla değiştirilebileceğine inananların artık karşılarında milleti bulacaklarını kaydeden Erdoğan, şunları kaydetti: "Demokrasinin ertelenebileceğini, zafiyete uğratılabileceğini vehmedenler, karşılarında milleti bulurlar. Hükümet politikalarının çeteler eliyle, mafya eliyle, gizli senaryolarla, kirli ilişkilerle şekilleneceğine inananlar, böyle bir gayretin içine girenler, karşılarında hukuku bulurlar, milleti bulunlar, AK Parti iktidarını bulurlar. Hani, İstiklal Marşı'nın şairi diyor ya: 'Cehennem olsan gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol hak yoludur, dönme bilmez yürürüz." AK Parti'nin aziz milletten aldığı güçle Türkiye'yi daha ileri bir demokrasi haline getirmeye kararlı olduğunu belirten Erdoğan, AK Parti'nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün belirlediği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaya kararlı olduğunu söyledi. Erdoğan, "Cumhuriyetimizin temel nitelikleri olan demokrasiden, laiklikten, sosyal devletten ve hukuk devleti anlayışımızdan taviz vermeden, ülkemizi, milletimizi ve devletimizi yüceltmeye devam edeceğiz" diye konuştu. Demokrasi tarihi boyunca Türkiye'de iktidarların 2-3 yıl gibi çok kısa süreler içinde yıprandığını, heyecanını kaybettiğini, yozlaşma ve yolsuzluk batağında çırpınır hale geldiğini vurgulayan Erdoğan, siyasetin millete hizmet etmenin, millete hizmetkar olmanın, milletin derdiyle dertlenmenin, milletin meseleleriyle meşgul olmanın değil, 'acı ama gerçek' olarak çıkar sağlamanın, rant sağlamanın, güç devşirmenin aracına dönüştüğünü dile getirdi. Siyasetin amacını, iktidara gelerek, iktidarın imkan ve fırsatlarını kullanmak olduğunu zannedenlerin kişisel ihtiraslarla, münferit menfaat arayışlarına esir olmaktan kurtulamadıklarını belirten Erdoğan, AK parti'nin 'her şeyin temeli insandır, siyaset de insanın huzur ve mutluluğu, refah ve esenliği için yapılmalıdır' diyerek siyasetin amacını yeniden belirlediğini söyledi. Erdoğan, "Artık siyasetin amacı belli kişi ve partilerin geleceğini garanti altına alma uğraşı olmaktan çıktı. Artık tüm partilerin, tüm kurumların, tüm sistemin ancak ve ancak insanın huzuruna, mutluluğuna, refahına odaklanması gerektiğine inanan bir siyasi anlayış iktidara geldi. Siyasetin amacı toplumun umumi menfaati oldu. Adaletin tam anlamıyla tesis edilmesi oldu. Her bireyin temel hak ve özgürlüklere kavuşması oldu. Değeri olmayan, idealleri olmayan, ahlaki amacı olmayan bir siyaset bizim kitabımızda yer bulmaz. AK Parti hizmet siyasetinin, birlik siyasetinin, insan odaklı siyasetin yegane adresidir" şeklinde konuştu. "YOLSUZLUKLARA GÖZ YUMMAYACAĞIZ" 'İnsanı yücelt ki devlet yaşasın' diyerek yola çıktıklarını belirten Erdoğan, siyasetle millet arasındaki, iktidarla halk arasındaki, devletle vatandaş arasındaki uçurumun her gün biraz daha büyümesine rıza gösteremeyeceklerini söyledi. Erdoğan, bunun için sosyal bir restorasyon düşüncesiyle devlet-millet kaynaşmasını sağlamanın, yıpranan ilişkileri güçlendirmenin, yıkılan güveni yeniden tesis etmenin gayreti içinde olduklarını belirtti. Başbakan Erdoğan, yolsuzluklara, usulsüzlüklere göz yummadıklarını ve bundan sonra da göz yummayacaklarını belirterek, şunları kaydetti: "AK Parti'de yozlaşma bekleyenler beyhude beklerler. AK Parti'de yıpranma bekleyenler beyhude beklerler. AK Parti'de yorgunluk, bıkkınlık, heyecansızlık, durgunluk bekleyenler beyhude beklerler. Meyve veren ağaç taşlanır. 7 yıl boyunca, türlü iftiralara, türlü karalama kampanyalarına, asılsız ithamlara maruz kaldık. Her birini alnımızın akıyla aşmayı başardık. Bize hile yapanlar, kendi hilelerine aldandılar. Bize tuzak kuranlar, kurdukları tuzaklara kendileri düştüler. AK Parti iktidarın eritici gücünü, yozlaştırıcı etkisini, yıpratan özelliğini tersine çevirdi. Kimliğinden, felsefesinden, ideallerinden asla kopmadan, hak ve hukuktan asla uzaklaşmadan, Türkiye'nin ve Türk milletinin menfaatlerini korumaktan asla vazgeçmeden iktidarda nasıl büyünebileceğini, nasıl ayakta kalınabileceğini gösterdi. Girdiği 4 seçimden de birinci parti olarak çıkarak, istikrarı önce siyasetten başlattı." Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti; "Kardeşlerim bizim yolumuz uzun, ırak, meşakkatli, zahmetli. Hani Yunus Emre diyor ya; Bu yol uzundur/menzili çoktur/ geçidi yoktur/ derin sular var. Hani Aşık Veysel der ya Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece. Biz bu yolu aynı heyecanla milletimizle el ele yürümeye devam edeceğiz. Bu partide farklı beklentiler içinde olanlar varsa, kusura bakmasınlar onlar bizimle yollarını ayırsınlar. Heyecanını yitirenler, yorulmuş hissedenler varsa biraz kenara çekilip dinlensinler. Biz 7 yıl boyunca milletimizin önüne alnımız açık çıktık. Bundan sonra da milletle kucaklaşmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim gücümüz oradan geliyor. Sevgili kardeşlerim Türkiye 7 yılda AK Parti ile çok köklü bir dönüşüm ve değişim yaşadı. Biz Türkiye'yi bir bütün olarak ele aldık. Sorunlara köklü çözümler getirdik. Kimi alanlarda son 10 yılın, kimi alanlarda son 50 yılın, kimi alanlarda Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Geçen hafta ABD'ye gittim. 6 günde resmi toplantıların haricinde 32 ülke lideriyle görüşme yaptım. Bizzat ben bu kadar görüştüm. Diğer arkadaşlarım da her an diplomasi trafiği içindeyiz. Bunlar tarihimizde görülmüş şey değil. Bölge hakkında, dünya sorunları hakkında konuşuyoruz. Bizi uçaktan inmemekle, çok gezmekle itham edenler Türk dış politikasının yeni vizyonuna bile vakıf olamayacak kadar sürecin dışında kaldılar. Türkiye'nin dış politikası bekle-gör politikası olamaz. Türkiye küresel politikalrın oradan oraya savurduğu bir ülke olamaz. Türkiye bugün gündem belirleyen, gündeme ağırlığını koyan saygın bir ülke konumuna gelmiştir. Türkiye AK Parti'nin etkin politikaları neticisinde soğuk savaş dönemini çatışma psikolojisinden çıkmıştır. Bölgede ve dünyada saygın bir ülke haline gelmiştir. Biz Türkiye'nin tarihi derinliğini, kültürel birikimini ve jeostratejik rolünü gözeterek politika üretiyoruz. Türkiye artık bölgesinin barış, huzur ve istikrar abidesi haline geldi. Suriye İsrail görüşmelerini, Balkanları Kafkasya’yı konuşuyoruz, nükleer silahsızlanmayı, su gıda sorunlarını konuşuyoruz. Aynı şekilde Türkiye’nin AB üyeliğini konuşuyoruz, TIR şoförlerinin karne sorununu büyük küçük her meseleyi konuşuyoruz. Bizi çok gezmekle itham edenler, Türk dış politikasının yeni misyonuna dahi vakıf olamayacak kadar sürecin gerisinde kalmışlardır. Bakınız ben 81 vilayetin, 81’ine de en az 3 kere gittim. Bazı şehirlere 30 kez gitmişliğim var, 7 bölgemizi karış karış geziyor, eserlerimizi inceliyor, şantiyeleri kontrol ediyor, oralarda incelemeler yapıyorum. Temel atma törenlerine gitmiyorum, biz sadece verilen tarihte açılışa gidiyoruz, farkımız bu ve bununla da yetinmiyor ülke ülke dolaşıyor, Kıbrıs’ı AB’yi anlatıyorum. Benim Avrupa’daki vatandaşım, Bulgaristan’daki Yunanistan’daki soydaşım, karşısında Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ını görünce mutlu oluyor. Buraya gelen halimizi hatırımızı soran ilk Türk Başbakan’ı sizsiniz dediler. Meseleyi uçak otobüs araba harcırah meselesine kadar düşürenler, başlarını iki elinin arasına alıp Ankara’dan neden çıkamadıklarının muhasebelerini yapsınlar. Bizim teşviklerimiz sayesinde Sivas’ın ötesinde sadece birkaç ile gidip miting yapabildiler. Biz o siyasetçilerden değiliz. Bizim zengin bir kültürümüz var, devlet geleneğimiz var, bizim aynı dili konuştuğumuz geniş bir ortak coğrafyamız var. Türkiye’nin dış politikası bekle-gör politikası olamaz, Türkiye’nin oradan oraya savrulan bir ülke olmasını kimse beklemesin. Türkiye haksızlıklara karşı susan bir ülke olamaz. Türkiye bugün gündem belirleyen, gündeme ağırlığını koyan, güçlü itibarlı saygın bir ülke konumuna yükselmiştir. Türkiye Ak Parti’nin etnik politikaları sayesinde, soğuk savaş döneminin o çatışma psikolojisinden çıkmış güvene dayalı bir dış politika izlemiştir. Bugün Türkiye bambaşka bir yerde duruyor. Biz tarihi bir misyonla hareket ettik. Biz Türkiye’nin tarihi zenginliğini anlayarak politika geliştiriyoruz. Biz tarihin bu kırılma noktasında, Türkiye’nin üslenmesi gereken bir rolü üstleniyoruz. Komşularla sıfır sorun politkamız sayesinde, yakın bölgelerle sorun alanlarımızı minimize ettik. Bu kısa zamanda meyvelerini vermeye başladı. Türkiye bölgesinin barış huzur merkezi oluyor. Şimdi pasif komşuluk ilişkisinden aktif işbirliği alanına geçtik. Komşularımızla ilişkileri güçlendirerek, etrafımızda huzur kuşağı oluşturuyoruz. Eski duvarlar yerini, 21. yüzyılın yeni gerçeklerine bakmıştır. Türkiye’nin düzen kurucu bir aktör haline gelmesi, artık bir tercih meselesi değil, tarihi bir sorumluluktur. İzlediğimiz akılcı politikaların bir tane gayesi var. Türkiye’yi dünyada hak ettiği yere taşıyabilmek. Hamasetle vatanı yüceltmenin mümkün olmadığını söyledik. Parti oy seçim gibi küçük siyasi hesaplarla bu ülkeyi küçültmeyin dedik. Bu yüzden “Sen Türkiye’sin büyük düşün” dedik. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun, her yönüyle büyük ve güçlü Türkiye hepimiz için daha geniş, daha ferah bir Türkiye’dir. Büyük Türkiye’de merak etmeyin herkese yer vardır. İnsanımızın ufku geniş, vizyonu büyüktür. Büyük Türkiye bölgesinin istikrar kaynağıdır. Korkutan değil Dışlayan değil kucaklayan, empoze eden değil empati yapan bir ülkedir. NATO Üyesi olan Türkiye, bölgesinde bir istikrar unsuru olmaya devam ediyor. G-20 üyesi Türkiye, küresel ekonomik sistemin yeniden inşasında önemli rol oynuyor. Pek çok girişime öncelik yapıyor. Türkiye’nin uluslar arası kurumlardaki etkinliğini açıkça ortaya konuyor. Türkiye artık küresel siyasete katkı veren, yönünü tayin etmeye destek verir bir hale gelmiştir. Çünkü Türkiye’nin dünyaya söyleyecek sözümüz var. Çünkü bizim faslımız daha yeni başlıyor. Bizim anlatacak bir rüyamız bir hayalimiz var. Biz evrensel adalet ilkesinin Gazze’den Afganistan’da Çin’den Afrika’ya Balkanlar’dan Latin Amerika’ya kadar tutarlı bir şekilde uygulanmasını istiyoruz. Gazze saldırısı başladığından itibaren, dünya kamuoyunun dikkatlerini bu meseleye çektik. Saldırıların tekrar durdurulmasını istedik. Türkiye’ye yakışan budur. Ak Parti hükümetine yakışan işte budur. Bütün dünya bu katliama karşı kör sağır dilsiz kesilirken, biz her platformda cesaretle kararlılıkla mertçe dürüstçe karşı çıktık. Bugün de Gazze halkının yaralarının sarılması için, verilen sözler için takipçi olmaya devam edeceğiz. 4.5 milyarlık taahhütte bulunulmasının üstünden 6 ay geçti. Ancak Gazze’deki trajedi devam ediyor. Gazze halkı çadırlarda yaşıyor. Verilen sözler tutulmadı. Gazze’ye inşaat malzemelerinin girişine izin verilmiyor. Bu mu insanlık, bu mu adalet. Kapılar açılmıyor. Utanmasalar gıdanın ilacın girişine bile müsaade etmeyecekler. Filistin sorunu, sadece bir tarafın talepleri esas alınarak çözülemez. İsrail’in istikrar talebi kadar, Filistin halkının özgürlük ve barış talebi de meşrudur. Bölge ve dünya barışının en büyük engellerden biri olan Filistin sorunun çözümü herkese eşit muameleyle mümkün olacaktır. Aynı şekilde nükleer silahlar konusunda, dünya kamuoyunu her ülkeye adil davranmaya davet ediyoruz. Nükleer silahlar konusunda da egemen güçlerin her ülkeye eşit mesafede olmalarını istiyoruz. Adaletin gereği budur. Elbette İran’ın nükleer programını tartışıyoruz, telkinimizi de yapıyorum. Ancak gelin aynı şekilde İsrail’in elindeki nükleer silahları konuşalım. Gazze’ye atılan fosfor bombalarını da konuşalım. Aksi takdirde kamu vicdanı yara alacaktır. Adalet duygusu yıpranacaktır. Türkiye tarihiyle tabiatıyla kültürüyle insanıyla en önemli cazibe merkezlerinden biri haline geliyor. Biz, çözümsüzlüğün bir çözüm olarak dayatılmasını kabul edemeyiz. Çözümsüzlüğe terk edilmiş sorunlarla 21. yüzyılın güçlü bir ülkesi olamayız. Eski politikalarını devam ettirmek artık gerçekçi de değildir, doğruda değildir. Türkiye’nin menfaati değişimdedir. Ülkemizin menfaati değişimdedir ve bunun gayreti içindeyiz. Değişime direnenler ne ülkemizin ne de milletimizin menfaatlerini koruyamazlar. Büyük bir devlete yakışan küçük bir mesele varsa, onu arkasında bırakmaktır. Kıbrıs’ta çözümden yana olan Türk tarafı oldu. Kıbrıs’ta çözüm adadaki iki tarafın eşitliğine ve iki ayrı halkın, iki devletin varlığına dayanacaktır. Uzlaşma bu zemin üzerinden sağlanacaktır. Kimse Türkiye’ye yeni taleplerle gelmesin. Kıbrıs Türkü Türk milletinin ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye bugün yarın daima Kıbrıs Türk’ünün barışının en büyük temennisi olacaktır. Biz Kıbrıs meselesinde çözüm için gayret sarf ederken, birileri çıktı Kıbrıs’ı satıyorlar dedi. Bugün iftiralarının ithamlarının altında kaldılar. 7 yıllık iktidarımızda Allah aşkına söyler misiniz, izan sahibi olanlara sesleniyorum, Kıbrıs’ta satılan ne var? KKTC daha ileri mi gitti, daha geri mi gitti. 7 yıl önce bizi topa tutanlar, bugün gelinen noktayı görünce acaba haksızlık etmişiz diyebiliyorlar mı? Türkiye’nin hangi kronik sorununu gündeme getirsek, satmak gibi ihanet gibi bir üslup kullandılar. Şimdi size soruyorum Kıbrıs satıldı mı? Kıbrıs dün mü daha iyiydi bugün mü? Ben size bu sorunun cevabını rakamlarla vereyim. Akıl izan insaf sahibi olanlara sesleniyorum. 1997 – 2002 yılları arasındaki 5 yılda ülkemizden KKTC’ye yıllık ortalama 210 milyon dolar yardım gerçekleştirildi. 2002 yılında verilen yardım miktarı 377 milyon dolar seviyesinde. 2003 – 2009 arasında yıllık yardım ortalamasını 523 milyon dolara yükselttik. 2009’da sağladığımız yardım miktarı tam 815 milyon dolar oldu. KKTC ekonomisindeki gelişmenin sürekli ve kalıcı olması amacıyla yatırımlara teşvikler sağlanmıştır. Turizmde son 28 yılda, 6 bin yatak kapasitesi artışı gerçekleştirilmişken, hükümetimizle 7 yılda ilave 20 bin yatak kapasitesi olmuştur. Biz herkesi insan olduğu için sevdik. Türk, Kürt, Tatar olduğu için değil. Biz bu adabı "Yaradılanı severiz, yaradandan ötürü" diyen Yunus'tan aldık. Biz bu terbiyeyi Çanakkale'de düşmanına dahi kahve ikram eden Mehmetçik'ten aldık. Onun için bu ülkenin hamurunda dışlamak, ötekileştirmek yoktur. Geçmişte yanlışımız varsa bunları bir kenara koyalım. Bir milat olarak yola koyulalım. Bu topraklar herkese kollarını açar. Kimsenin bir başkasını ötekileştirmeye hakkı olamaz. Ahmedi Hani'siz, Bitlis'teki Said-i Nursi'siz bir Anadolu eksik kalır. 72 milyon vatandaşımız bizim için eşittir. Hepsi birinci sınıf vatandaştır. Türkiye'nin tamamı bizim için aynı statüdedir. Vatandır. Biz bütünleşmiş, kaynaşmış bir Türkiye istiyoruz. Mutlak hürriyetin tesisinde herkesin kendini emniyette hissetmesiyle mümkündür. Ey muhalefet gelin herşeyi açıkça söyleyin. Bu sorunlar ülkemizde var. Peki ne bekliyorusunuz. Daha gecikelim mi? Eğer kendinizin iktidara gelmesini bekliyorsxanız bu millet sizi iktidara getişrmeyecektir. Vatandaşına böyle yaklaşanları bu millet iktidara getirmez. Gelin üzümü beraber yiyelim. Ama sizin niyetiniz bağcı dövmekse, benim milletim size bağcı dövdürmez. Biz bu ülkenin partisiyiz. 4 seçimde de bunu gösterdik. 22 Temmuz seçimlerinde Türkiye'nin 81 ilinde milletvekili çıkaran yegane partidir. Güneydoğ'da yüzde 52, Doğu Anadolu'da yüzde 54 oy aldık. AK Parti Doğu Anadolu'da 47 milletvekilliğinin 43'ünü, Güneydoğu Anadolu'da ise 54 milletvekilliğinin 39'unu kazandı. CHP ve MHP ise parmak sayısı kadar bile olmayan sayıda vekil çıkardı. 29 Martta da AK Parti bölgede yine birinci parti oldu. DTP yüzde 25, CHP yüzde 8 MHP ise yüzde 7 oy alabildi. Bu tablo şunu gösteriyor: Bu ülkenin batısı da doğusu da AK Parti'ye umut bağlıyor. AK Parti'nin kadroları Edirne'den Hakkari'ye kadar tüm ülkenin sorunlarını çok iyi biliyor ve çok yakından takip ediyor. Türk kardeşimin, Alevi kardeşimin, Sunni kardeşimin, Kürt kardeşimin meselesi de benim meselemdir. Türkiye'nin 30 yıldır ne batısında ne doğusunda annelerin feryadı duyulmadı, onların ne hissettiği anlaşılmadı. Acıları paylaşılmadı. Büyüttüm besledim asker eyledim, gitti de gelmedi canan buna ne çare. İşte mesele bu yakarışın karşılığını bulmak. Öyle meydanlarda hamasetle bu iş çözülmüyor. Onun için diyoruz ki ne biliyorsan gel onu söyle. Hizmetkarın olalım. Bizim bildiğimizin dayatılmasını istemiyoruz. Gel beraber çalışalım diyoruz. Onun için İçişleri Bakanımız aracılığıyla çalışıyoruz. Doğudaki anne ile batıdaki anne aynı acıları yaşıyor, cemaat aynı kıbleye yöneliyorsa buna rağmen buna gözünü yummak, buna duytarsız kalmak akıl karı mıdır? AK Parti her meselenin siyaset içinde, hukuk içinde, demokrasi içinde çözülebileceğine inanıyor. Biz son derece iyi niyetlerle yola çıktık. Burada iki şey var. Bir hesabi olanlar var. İki hasbi olanlar var. Hesabi olanları milletim sorguya çekecek. Ama hasbi olanları benim milletim ödüllendirecek. Kimse AK Parti iktidarına ülkeyi bölüyorsunuz diyemez. Bunu diyenler AK Parti'ye en büyük iftirayı atmış olurlar. Kaç kere gittin oralara, yolunu bilir misin? Hiç gittin mi, sarıldın mı, derdin va mı diye sordun mu? Bir de utanmadan "Türkiyeyi bölüyorlar diyorlar. Türkiye'yi asıl bölen sizsiniz. Bu ülkeyi yıllarca etnik ayrımcılıkla böldünüz. Etnik kimlikler alt kimliktir dedim. Bir de bizim üğst kimliğimiz var o da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Burada da birleşeceğiz. AK Partikli budur işte. Biz böyle bildik, böyle ilerleyeceğiz. Kapı kapı bunu anlatacağız. Bu süreci bu şekilde yılmadan sürdürürken inşallah parlamentoda gündeme taşıdıktan sonra önce milletvekilleriyle bunu müzakere deceğiz, sonra da bütün Türkiye'yi dolaşacağız, milletimize anlatacağız. MHP bakanıma red cevabı verdi Ben CHP'den yazılı bir randevu isteyeceğim. Verirlerse gidip konuşacağım. Vermezlerse kendileri bilir, biz yolumuza devam edeceğiz. Süreci baltalamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Slogan atarak bunu yapıyorlar. Cenzae törenlerinden, futbol maçlarına kadar neler yaptıklarını görüyorsunuz değil mi? Futbolu dahi tahriklerine alet edecek kadar ileri gittiler. Cenzaelerimizde bizim slogan atılmaz, bağırılmaz, tekbir dahi getirilmez. Bunu biz bu işin ehli olanlarından öğrendik. Kendilerine has slogan ve işaretleriyle oradan kendilerine siyasi rant devşirmeye çalışıyoprlar. Bunlar cenaze namazına da durmuyorlar. Tek dertleri oradan siyasi rant çıkarmak. Biz bütün bu yaşananları sabırla karşıladık. Sabretmeye de devam edeceğiz. Biz hiçbir zaman kötüyü kendimize örnek almayacağız. Şu statlarda atılan her gol bu hareket ve tavırla kendi kalemize atılacaktır. Atılacak her gol bizi küme düşürecektir. Gelin birlik ve baraberliğimiz adına gol atalım. Zor bir süreçteyiz. Sabır isteyen bir süreçteyiz. Terörden nemalananlar kirli oyunlşarına devamedecektir. Biz milet olarak hep birlikte o oyunu bozacağız. Aziz milletimden ricam; Kışkırtmalara, fitne ve fesada prim vermeyin. Bizim yolumuz barış yoldur, kardeşlik yoludur. Göreceksiniz Türkiye kazanacak. Bunu böyle biliniz. Bizim samimiyetmizi sorgulayanların, bizim vatan ve millet sevgimizi istismar konusu haline getirenlerin cemaziyelevvellerini siz çok iyi biliyorsunuz. Bizim bu ülke için yaptıklarımız net bir şekilde ortada. İşte TRT Şeş, İşte TRT Türk, İşte TRT Avaz. Nereden nereye? Ah kardeşlerim ah sadece şu Güneydoğu'da OHAL kaldırılsın herşey yeter deikleri zaman kimse buna inanmıyordu. AK Parti iktidarı OHAL'i kaldırdı. Fakat şimdi kimse bunları konuşuyor mu? Konuşmuyor. Bunları anlatın arkadaşlar. Bunları unutmayın. |
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
ak, ankara, başkan, bursa, büyük, erdoğan, forum, gençlik, gündem, il, ishak, kongre, olağan, parti, yılmaz |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|