10-22-2009, 15:18 | #1 |
Gelen PKK`lılara yeşil kart ve kaçak elektrik verilsin
PKK dağdan inmeye başladı. Bazısına göre bu durum, barış içinde bir Türkiye’nin müjdecisidir. Bu gelişmeyi başarı olarak algılayanların bir kısmı, bu zaferi Ak Parti’nin çabaları sonucu elde edilmiş göstermektedir. Bazıları ise, Türkiye’nin çatışan kesimlerinin kucaklaşması olarak bile görüyorlar PKK’lı militanların Türkiye’ye dönmesini. İsterseniz bu konudaki bazı tespitlerimizi serdedelim.
Çok açıktır ki, Ortadoğuda artık dengeler değişti. Ve değişen dengeler içinde Türkiye’ye daha etkin bir rol verildi. Biz bu tespiti yaptığımızda, “Türkiye başkalarının projelerini yürütecek kadar zayıf bir ülke değildir. Bu Türkiye’ye hakaret olur” diyorlar. Fakat aynı kişiler, “Türkiye’nin Batı ile bütünleşmesi zorunludur” da diyorlar. Açık olan şu: ABD artık çatışmalar üzerinden politika geliştirmek istemiyor. Her ülke ve grup da bu gerçeğin farkında. ABD, Filistin, Kuzey Irak başta olmak üzere pek çok yerden çatışmaları tasfiye edip durumu olabildiğince yumuşatmak derdinde. Yumuşamayı, oluşturulan yeni çerçevenin tam anlamıyla yerleştirilmesi çabası sayabiliriz. ABD, Irak’ta oluşturduğu durumu pekiştirmek için Türkiye’ye muhtaç. Bunun bir devamı olarak PKK’yı da tasfiye etmek istiyor. Her an denetimi altında olacak Barzani varken, “denetimsiz” bir PKK’yı niye istesin ki ABD? PKK da tasfiye edileceğini bildiği için, açılım sürecini de bahane ederek düze iniyor. Bunu yaparken de olabildiğince prestij kazanma derdinde. Görüldüğü kadarıyla bunu başarıyor da. Düze iniş, PKK-DTP çizgisinin gövde gösterisine dönüştü bile. İl il dolaşan PKK-DTP kitlesi, zafer görüntüsü içinde. Hükumet sessiz. Türkiye’nin çoğunluğu da. Fakat Türkiye’nin çoğunluğundaki sessizlik, o kadar da ihmal edilecek bir durum değil. İşte bu sessizlik içinde bazı önyargılar yıkılıyor ve bazı tavırlar yeniden şekilleniyor. Türkiye’de çoğunluğun PKK meselesinde sık tekrarladığı bir yargı vardır. Bu ülkenin Türk milliyetçileri bile her yeri geldiğinde, “PKK ile Kürt halkını bir tutmamak gerek. PKK son tahlilde 5 bin kişilik bir örgüt” demektelerdi. Fakat son durum da göstermiştir ki, PKK o kadar da izole bir örgüt değildir. Kürtlerin yarıya yakın bir kısmının PKK’yı desteklediği son gösterilerde ve düze iniş merasimlerinde açıkça görülmüştür. Bu durumun açığa çıkması, Türkiyenin çoğunluğunu teşkil eden kesimlerce nasıl değerlendirilecek, bunu görmek lazım. Düze inen PKK’lıları yüzbinler karşıladı. Kimdir bu düze inenler? PKK ideolojisine ve Abdullah Öcalan’a bağlılıklarını övünerek ilan eden, gereğinde Türk askerine kurşun sıkan militanlar. İşte tam da bu durum kafaları bulandırıyor. Kürtlerin yoksulluğu ve mağduriyeti üzerinden daima bu kitleye sempati duyanlarda bile büyük bir şaşkınlık var. Bölgeyi bilenlerin aşina olduğu bu gerçekle, Türkiye’nin geri kalanı bu vesileyle tanışıyor. Birkaç ay öncesine kadar bölgede görev yapmakta olan bir tanıdığımın aktardıkları benzer yönde. Şöyle demekteydi dostum: “Evet, geçmişte hatalar yapıldı. Fakat devlet bu hataları telafi etmek ve halkın sorunlarını çözebilmek için büyük gayretler gösteriyor. Bölgede yüzbinlerce insan doğrudan veya dolaylı yollarla ekonomik açıdan destekleniyor. Halkın yeşil kart uygulamasıyla büyük ölçüde sağlık imkanlarına kavuştuğu söylenebilir. Valilik imkanları bu işler için seferber olmuş vaziyette. Fakat tuhaf olan şu ki, bir gün önce yeşil kart veya para desteği almak için başvurduğu devlet görevlisine, ertesi gün molotof atan bir topluluk var orada.” Evet, geçmişte hatalar yapılmıştır. Fakat devletin bölgede olumlu adımlar attığı da bir gerçek. Buna rağmen, PKK’lıların düze inişleri sırasında ortaya çıkan görüntüleri doğal karşılamak mümkün mü? Bazısı için evet. Fakat Türkiye’nin çoğunluğu acaba bunca çabaya ve desteğe rağmen, PKK militanlarının kahramanlar gibi karşılanmasını nasıl algılayacak? Dostumun sorduğu soruyu ilerletip, PKK’lıları kahramanlar gibi karşılayan Kürt halkıyla ilgili bir merakımı dile getirmem gerek. Acaba, PKK’ya ve Abdullah Öcalan’a bağlılıklarını iftiharla ilan eden militanları kahramanlar gibi karşılayan o Kürtlerin yüzde kaçının cebinde yeşil kart vardır? Ve bu PKK yandaşı Kürtlerin ne kadarı son bir yıl içinde devletten yardım almıştır? Bir gün önce, “Allah devlete zeval vermesin” deyip yardım aldığı devletin memuruna ertesi gün kurşun sıkmak ve molotof atmak hangi ahlaka sığar? Bunu soran sadece ben miyim? Emin olun ki, şu PKK’lı karşılama görüntüsünden sonra bu soruyu soran tek kişi ben değilim. Yıllar yılı çalışıp didinip Türkiye’yi besleyen Marmara, Ege, İç Anadolu, Karadeniz, Akdeniz bölgesinde yaşayanlar ve Doğu Anadolu’nun önemli bir kısmı bu görüntülerdeki küstah ve yabancılaşmış havayı görünce bu soruları ister istemez düşünüyor. söz gelimi kaçak elektirik kullanımını nasıl açıklayacağız artık? Boğazından kesip faturalarını ödeyen dürüst vatandaş, kaçak elektrik oranlarının % 70’lerde seyrettiği bölgede, halkın bir de PKK’ya destek verdiğini görürse nasıl tepki verir acaba? Bu açılım planlarını yapanlar, düze inişi şova dönüştürenler bu tepkileri hiç mi akıllarına getirmiyorlar? Özetle ve son olarak diyelim mi, PKK’lıları kahramanlaştıran son görüntüler devam ettikçe bu soruları soranların sayısı çığ gibi artacaktır. Dikkat etmekte fayda var. Ahmet N. Güvener boyuthaber
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|