![]() |
#1 |
![]() El Yapmaz-El Vermez: İsrail’e çok mu yükleniyoruz, İran’a çok mu yaklaşıyoruz? Politik konjonktürün süreçteki etkilerini kenara bırakırsak, Türkiye-İsrail ilişkilerinin, “Stratejik Ortaklık”tan “Hakkaniyetli İlişkiler”e nasıl geldiğini Tel Aviv gözünden maddelendirmek mümkün mü?.. 1) 2006 başında AKP hükümeti Hamas liderlerlerini Türkiye’de ağırladı. 2) Yine aynı yıl; İsrail, Hizbullah’la savaşırken Türkiye, İran’dan Lübnan’a giden silah kervanlarının topraklarından geçmesini görmezden geldi. 3) “Dökme Kurşun Operasyonu”nda Hamas’ın yanında durdu. 4) İsrail’in Birleşmiş Milletler’den atılması çağrısında bulundu. 5) Başbakan Erdoğan Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’i azarladı ve bu olay tarihe “one minute vakası” olarak geçti. 6) Türkiye, İran’ın nükleer programına açık destek verdi, veriyor. 7) Tahran ve Şam’la ticareti hızla artıyor. 8) El Kaide finansörlerini kucaklıyor. 9) Türkiye İsrail’i “Anadolu Kartalı Tatbikatı”ndan attı. 10) Daha yeni 11 Türk Bakan, Suriye ile işbirliği anlaşması imzaladı. 11) İptal edilen tatbikatın üzerinden iki gün geçmeden Suriye, Türkiye ile askeri ittifaka girmek üzere olduğunu ve ortak tatbikat yapılacağını açıkladı. 12) Yine yeni, Başbakan Erdoğan’dan İsrail’i ağır biçimde eleştiren açıklamalar geldi. 13) Hemen ardından da Türkiye’nin resmi kanalı TRT1’de İsrail’e yönelik ağır ithamlarda bulunan bir dizi yayınlandı. İşte.. İsrail'in Türkiye’ye baktığında gördüğü tablo bu. Sadece resmi görüşler bağlamında değil, ülke basını da konuyu böyle okuyor. İlk bakışta “neler yapmışız neler” dedirtebilir insana… Ama peşin söyleyeyim… Buradaki bazı maddeler gerçeği hiç yansıtmıyor, bazıları ise yorumlandığı gibi değil. Öte yandan kabul etmek gerekiyor ki, “Türkiye’nin İsrail’e yönelik elle tutulur, gözle görülür bir tutumu var!” Gerçek bu. Artı.. Türk kamuoyunda İsrail’e yönelik negatif bir algılama da söz konusu. Ankara bunu neden yapıyor? Hani biri çıkıp dese ki… “Kardeşim, İsrail’in yukarıdaki iddialarının hepsi doğru olsa bile, yıllar boyunca (sözde) Kürdistan kurmaya çalışmadı mı, desteklemedi mi??” “Hayır” diyebilecek veriler elimizde bulunmuyor… Ama bu bile, İsrail’e yönelik Ankara tutumunun nedeni değil… İsrail bize kızmadan önce ve daha çok Washington’a bakmalı! El Vermez!.. Biz bu satırları yazarken, Başbakan Erdoğan dünyanın meraklı ve biraz da gergin gözleri önünde, Tahran’la önemli konulara imzalar atmıştı... İran ve Türkiye’nin hızlı ve samimi yakınlaşması bir çok dengeyi yakından ilgilendiriyor… İran bir boyutu ile Afganistan-Pakistan demek, bir boyutu ile Araplar (!) demek, bir boyutu ile Araplar’ın “Türkiye-İran birlikteliğine bakışı” demek! Bir yandan Suriye-Iran-İran çizgisi demek. Bir yandan da İran’ın “yukarı doğru” uzanan çizgide, Türkmenistan, Ermenistan, Azerbaycan demek… Hazar demek… Körfez ülkeleri demek… Enerji demek… Ama hepsinin ötesinde… Türkiye ve İran’ın bölgenin en güçlü iki ülkesi olduğu gerçeği demek. Yani çok el alır… Bundan rahatsızlık duyanlar olacak… Onlar kimse, kızmadan önce yine Washington’a hatta bir de Kremlin’e baksınlar deriz… İYİBİLGİ
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|