11-09-2009, 05:01 | #1 |
Erdoğan:Darbe ihtimalini hissetsem, çekip gitmem gereğini yaparım
Başbakan Tayyip Erdoğan, gündemin sıcak konularıyla ilgili önemli açıklamalar yaptı. TRT1'de yayınlanan "Politik Açılım" programına konuk olan Erdoğan, darbe ihtimali hissedip hissetmediği ile ilgili bir soru üzerine "Böyle bir şeyi asla hissetmedim. Hissetsem ne politika yapar ne de devlet yönetirim.
Bundan öncekilerin yaptığı gibi çekip gitmem, gereğini yaparım." dedi. Erdoğan, kirli tezgâh belgesi konusunda ise askerî yargının Adli Tıp raporunu esas alması gerektiğini söyledi. Org. İlker Başbuğ'un kendisine "Ben hukuka ters bir yapıyı, ülkeme zarar verecek bir subayı ordumun içinde yaşatmam." dediğini aktaran Erdoğan, "Genelkurmay Başkanı'mızın bu konudaki hassasiyeti açık ve nettir. Yürütme olarak üzerimize ne düşerse şu ana kadar bunu yaptık. Açık söylüyorum. Bundan sonra da yaparız." ifadesini kullandı. Başbakan Erdoğan'a Genelkurmay Başkanı'nın istifasının istenmesi yönünde taleplerin olduğu da hatırlatıldı. Başbakan, "Dün de bir akademisyen bir toplantıda böyle bir şey kullandı. Bu tür şeyler karşısında darda ve zorda kalıyoruz. Bu süreci, bizim de çalışma ve gayretlerimizle yargıya sevk etmiş olmak, artık sürecin yargıda devamı anlamındadır ki, yargıda olan bir süreçte siyasiler için konuşmak daha zor." açıklaması yaptı. Erdoğan, belgeyle ilgili olarak, "Adli Tıp raporunda ne deniliyor? Bu 'Dursun Çiçek'in eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır' deniliyor. Niçin öyle bir ifade kullanılıyor da 'aslıdır' denilmiyor? Tabii ben bunu da sordum. Dediler ki, 'Bunun literatürdeki ifadesi budur, böyle kullanılır'. Literatürdeki ifadesi buysa, demek ki bu böyle, vaka bu." dedi. Genelkurmay başkanlarının görevlendirilme usullerine ilişkin de ilginç açıklamalar yapan Başbakan şunları söyledi: "Anayasa'daki başbakana karşı olan sorumluluk hangi çerçeve içerisindedir? Bunları değerlendirmek lazım. Biliyorsunuz Genelkurmay başkanı, başbakanın ataması ile gelmez. Bakanlar Kurulu'nun teklifi ve cumhurbaşkanının onamasıyla gelir. Peki bunun tam aksi olması halinde durum ne olur? Orada da başbakanın tasarrufu yoktur. Yine süreç tam tersine devam eder. Peki, itiraz halinde neresi olur? Nereye itiraz eder? İtirazın kabil olması için askerî yargıya itiraz eder. Bunların değerlendirmesini çok dikkatli yapmak lazım. Atılacak adımları da ülkenin birliği, bütünlüğü için hassasiyetle sürdürmek lazım." DUYGUSAL YAPI İÇERİSİNDE DEVLETİ İDARE EDEMEYİZ. Duygusallığı bir kenara koyacağız. Ne getirir, ne götürür, bunları iyi değerlendireceğiz. Türkiye'de öyle anlar olmuştur ki bir cümle kullanılmıştır, piyasalar çöküvermiştir. Bunları düşünmek durumundayız. Bu hassasiyet içerisinde süreci işletiyoruz, çalışıyoruz. Fakat yargı bu süreci çok daha hızlı işletebilmelidir. MUHALEFET BİLGİ ALMAK İSTEMEZ Mİ? Biz, demokratik açılım devletin bir projesidir. Sizin de söyleyecekleriniz varsa bunları almak istiyoruz. Bunu iktidar olarak sadece 'biz yaparız' dersek kendimizi aldatırız. Bunu muhalefet ile beraber yapalım istiyoruz. Biz asla bu süreci durdurmak, sonlandırmak istemiyoruz. Kısa, orta ve uzun vadede atılması gereken adımlar var. Bu şekilde devam edeceğiz. NİÇİN 10 KASIM? Biz bunu ilk 15 gün içerisinde bitirelim istedik. Tabii ilk 15 gün derken, arkadaşlarımızın şöyle bir kanaati oldu. 10 Kasım bir yas günü değil. Bir defa bunu halkımızla paylaşmamız lazım. İkincisi Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ifadesine en uygun gün, bugündür. Ama bunu sağa sola çekmeye çalışanlar oldu. ANAMUHALEFET BU İŞİ HİÇ ANLAYAMAMIŞ: Başbakan, CHP'nin açılımla ilgili gönderdiği cevabi mektuba ek bazı belgeler, dokümanlar ve daha önce yayınladıkları kitapçıkları da ilave ettiğini hatırlatarak şöyle konuştu: "Ama koyduğu sadece Kürt sorunuyla ilgili kitapçıklar. Demek ki hiç anlayamamış bu işi. Bizim demokratik açılım sürecini sadece Kürt sorunu olarak görüyor. Orada öyle şeyler söylüyor ki, bazıları bizim kabullenemeyeceğimiz şeyler. Çok daha ileri şeyler söylüyor. Tabii biz salı ve perşembe günü neler söylediklerini göreceğiz. Biz onları da alacağız. Aldıktan sonra bir defa partimizin söylem birliğini bu Parlamento müzakerelerinden sonra kitapçık haline getireceğiz. Ayrıca hükümet olarak ne gibi adımlar atacağız, onu da konuşacağız. BAHÇELİ, HÜKÜMET ÜZERİNDEN MUHALİFLERİNİ EKARTE ETMEK İSTİYOR: Başbakan, Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleşen İstanbul İl Danışma Mec-lisi'nde yaptığı konuşmada da MHP lideri Devlet Bahçeli'nin partisinin kong- resiyle ilgili yaptığı açıklamayı eleştirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bahçeli'nin bu açıklamayla 'demokrasiye yönelik korkusu ve parti içi muhalefete dönük tedirginliğini, hükümet ve emniyet güçleri üzerinden bertaraf etmek gibi bir kurnazlık içinde' olduğunu kaydetti. Erdoğan, Bahçeli'nin tehdit ve ithamlarının hesabını hukuk önünde vereceğini belirtirken, "Ben, sayın Bahçeli'nin genel başkanlığından çok memnunum. Eksik olmayasın. 3 aydır hançeresinden konuşuyor. Bağırıyor, çağırıyor. O değil, çocuklar dahi korkuyor." dedi. Kendilerinin tüm Türkiye'yi kucaklarken, muhalefetin Ankara'nın batısıyla yetindiğini ve ülkeyi zihinlerinde bölmüş durumda olduklarını söyledi. ZAMAN YASEMİN BUDAK İSTANBUL 09 Kasım 2009, Pazartesi
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
11-09-2009, 13:44 | #2 |
İşte senin 'diğerleri'nden farkın da bu reis..
Konu FarukARSLAN. tarafından (11-09-2009 Saat 15:20 ) değiştirilmiştir.. |
|
11-09-2009, 14:13 | #3 |
lider budur...liderlik budur...
kanımızın son damlasına kadar senin arkandayız sana güveniyoruz...başbakanımm |
|
11-09-2009, 14:23 | #4 |
Reis Reis deyiler tam hemşeri canlısı
21. yüzyılın Lider Delikanlısı.. |
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
açılım, akparti, darbe, recep tayyib erdoğan |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|