AK Gençliğin Buluşma Noktası
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 02-03-2010, 00:34   #1
Kullanıcı Adı
Beritan
Standart Müslüman için yarın Ahirettir
Müslüman için yarın Ahirettir

İsmail Şakıma
[email protected]
Rabbimiz “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” diyerek kulları arasında bir çizgi olduğunu vurgular. Bu çizginin bir tarafını bilenler oluşturuyor, bir tarafını da bilmeyenler. Peki, bu bilenler neyi biliyor? Bilmeyenler neyi bilmiyor? Rabbimiz ilim öğrenmeyi bütün müminlere farz kılmıştır. Lakin “farz-ı ayin, farz-ı kifaye” ilimlerle her şeyi bilmeyi değil bilinmesi zaruri olanları bilmeyi emretmiştir. Bu ayrıntıya dikkat ederek, bir kulun neyi bilmesi onu bilmeyenlerden ayrı ve değerli kılar onu sorgulayalım.
Derviş Yunus “ilim ilim bilmektir” demiş. Ama ne yazık ki “ilim ilim” diye peş peşe iki defa aynı kelimeyi kullanmasındaki mana anlaşılamamıştır. Bir tekerleme edasıyla dilimizden, lastik gibi kaygan bir şekilde çıkan bu mısralar, henüz gerçek anlamını kavramış değil. “İlim, ilim bilmektir” diyen Yunus´u biz bir tekerlemeci hüviyetine dönüştürdük, ne yazık ki. Peki, ilim hangi ilmi bilmektir? Kendisi cevap veriyor: “ilim kendini bilmektir”.
Kendini bilme, haddini bilme, kul olduğunu bilme, dününü-bugününü ve yarınını bilme. İlimden kasıt budur. Ve bu ilim herkes üzerine farz-ı ayindir. Yani herkes bunu bildiği sürece, öğrendiği sürece “eşref-i mahlûkat” olabilmektedir. Bilenler ile bilmeyenler arasına çekilen çizgi bunu ifade etmektedir.
Kendini bilen Rabbini bilir diyen Efendimiz (s.a.v.), kulluk bilincimizi her işimizde Allah adını ve rızasını gözeterek oluşturabileceğimizi öğretmiştir. Müslümanın din-dindışı ayrımlı hayatı olamayacağından ve insan olarak her yaptığımıza kayıt tutulduğundan her işimiz ibadet hükmündedir. Yanlış yaptığımız, haddi aştığımız işler günah, doğru yaptığımız ve sınırlara riayet ettiğimiz işler sevaptır. Ve Müslüman için “dünya ahiretin tarlasıdır”. Bu sebeple dünü ve bugününü hesap etmekle mükelleftir. Yarın onun için ahirettir. Yarının ahiret olması onu yeise düşürmez. Çünkü gerçek hayat ve rızıklar ahirettedir. Rabbimiz “dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir” demektedir. Bu oyun ve eğlenceye aldananlar, dalanlar, dalıp da çıkamayanlar olacaktır. Ancak hiçbir şey dünyanın bir sonu olduğu gerçeğini, baki âlemin gerçekliğini yitirttiremez. Bu sebeple Müslüman dünün hesabını görmeli, bugünün kıymetini bilmelidir. İslamcı modernler ya da Allahlı kişisel gelişimciler, bu noktayı gözlerimizden silmeye çalışabilirler. Onlar yarın için biriktirmeyi, biriktirdiğin kâseyi Rabbimizin istemediği şekilde doldurmayı telkin edebilirler. Ama Rabbimiz bize “ahiretinizi doldurun” demektedir. Yani haddinizi bilin demektedir. Ve netice itibariyle haddini bilen, kendini bilir, kendini bilen Rabbini bilir. Rabbini bilen yarının Allah için olduğunu ve yarından kastın ahiret olduğunu bilir.
AHİRETİ BİLMEYENİN YERİ YURDU YOKTUR
İnsan ömrü, içinde bulunduğumuz zamanlarda en fazla 70 yaş civarı olmakta. Hâsılı 100 yılda yaşasa insan ömrü bir yere kadardır. Yani ahirete mutlak suretle her fani intikal edecektir. O halde dünya hayatında elde edilen makamlar, namlar, şöhretler, evler, eşyalar vs. bir yere kadardır. Ahirete beraber götürebileceğimiz sadece amellerimizdir. Kefenin cebi yok diyen ecdadımız, neye değer verilmesi gerektiğini izah etmeye, dikkat çekmeye çalışmıştır. Bizlerin anlaması gereken nokta “gerçekten bir ahiret yurdunun olduğunu” kavramaktır. Bu yurt öyle belli bir yaşa, zamana kadar olan bir yer değil. Esas ömrümüzün, hesabımızın görüldüğü baki yurttur. Allah (c.c.)´ın takdir ettiği şekilde olacak bir yer. Bunu dile getirmekteki maksadım; inançlı olduğunu dile getiren insanların dahi bu gerçeği görmezden gelerek dünya hayatına dalması, Rabbin emirlerini görmezden gelmeleridir. Esasen ahiret yurdunun nasıl bir yer olduğu üzerinde değil, bu dünyanın gelip geçici olduğunu, ahirete gittiğimizde hesabımızın kolay olabilmesi için bugünümüzü ihya etmemiz gerektiğini vurgulamaya çabalıyorum. Bu çabamı oluşturan sebep ise; insanoğlunun hiç ölmeyecekmiş gibi yaşama dalması, yaşama adına sınır tanımaması, önüne çıkan herkesi bir takım kapıları açan anahtar olarak görmesi ya da yanında yöresinde olanları basamak olarak kullanmasıdır. Peygamber efendimiz (s.a.v.) “dünya müminin zindanıdır” demekle, müminlerin zillet içinde yaşamaları gerektiğini söylememiştir. Ne olursa olsun, ele geçen imkânlar ne kadar paha biçilmez ya da şaşalı olursa olsun hepsi geçicidir. Bu geçicilikte, sahip oldukların senle gelmeyecekse zindandır demek istemiştir. Kâfirin ya da zalimin dünya hayatını cennetmiş gibi yaşaması mümini aldatmamalı ve onlara meylettirmemelidir. Çünkü fıtratı gereği, başka çaresi ve seçeneği olmadığı için kâfir ve zalim bu dünyada kendi hükümranlığını, rahatlığını ister. Ama aslında en çok zindanda olan onlardır. Çünkü tatminsizdir. Doyuma ulaşamaz. Hep daha fazlası der. Dediği içinde her türlü aşırılığa, ahlaksızlığa ve zalimliğe meyleder. Onların haline imrenerek onlardan olmak esas zillettir. Bu zillet ahiretini mahvetmektir. Ahireti olmayanında yeri yurdu yoktur.

NETİCE: SIKILDIM BU MODERN İNSANLARDAN!
Merhum Nurettin Topçu “Din terbiyesi, sadece bir korku ve baskı terbiyesi oldu” diyerek, bizim problemimizi ortaya koyuyor. Biz ahireti bir korku aracı olarak algılamakta ve izah etmekteyiz. Aslında ahiret bilinci bir yaşam tarzıdır. Ve din terbiyesiyle alakalıdır. Siz eğer ki; nimete şükretmeyi öğretmezseniz, öğrenmezseniz ahiret yaşam tarzını da ne öğrenebilir, ne de öğretebilirsiniz. Sizde olanın sizin olmadığını, sizden olmadığını, bir emanet olarak takdir olunduğunu görmezden gelirseniz; bilmeyenler sınıfına dâhil olursunuz. Ve neticede bilmeyenler, modern insandır. Çünkü bilmediğini de bilmez.
MODERN HAPİSHANELER VE DÜNYA HAYATI
Modern dünya insanı “televizyon tiryakisi ve plastik çiçekleri tercih eden insan”dır. Ve bu modern insan için maddi âlem olan dünyadan başka bir yer yoktur. O sebeple “insan insanın kurdudur” zilletinin girdabındadır. Belki farkındadır belki değildir. Ama modern olan, modern olma adına halt edenler böyledir. İnsanlığını, vicdanını, değerlerini hem istismar ettirir hem de suiistimal eder. Çünkü insan insanın kurdudur sözü post değiştirmiştir. Demişlerdir ki; “bak kardeşim, sen Allah´a inanıyorsun. Allah kuvvetli mümini sever. O zaman sen hele bir zengin ol, ihaleleri al. Sonra hizmet edersin”. Ve yemiştir, bu sinsi düşünceyi bizim değer ve kıymet bildiğini düşünenlerimiz. Zannetmiştir ki; “Arka kapak güzeli diye çıplak hanım koyarak gazetemiz satar bizimde fikirlerimiz okunur. Abuk sabuk yarışma programlarıyla mesaj veririz. Dizi çekeriz, kendimizi tanıtırız. Önemli olan oyunculuk der sarhoş ve uçkur düşkünü adamları-kadınları filmlerimizde oynatırız. Eşcinsel muhabbetiyle Oscar bile alırız. Hem biz daha hümanistiz bunu da dünyaya gösteririz”. Yalancı aşkları anlatan kitaplara bayılırlar ve övünürler “Leyla mecnun hikâyesiyle”. Bilmezler ağam bizim Hallacı Mansuru, bilmezler Mevlana´nın kimin ayağının tozu olduğunu söylediğini. Bilmezler Ömer Hayyam´ı, dik duruşlu Hüseyin Avni Ulaş´ı, Selim´i Yavuz kılan manayı. Ama duyarlar Derviş Yunus´tan üç-beş çalgılık mısrayı, okurlar Akif´ten kahramanlık beyti, yanına da sıkıştırırlar nazımdan hikmet arayışını olur sana modern duygulu insan. Yesinler hümanizmini, ey modern duygulu insan! Hümanizm batının inancı gereği günah çıkartması! Sen git Kara Kıtayı sömür, oradaki insanları açlıktan öldür. İlaç deneylerinde insanlarını, patlayıcı deneylerinde topraklarını kullan, sonra git insancıllıktan bahset. Kim buna inanır ve yer. Bizim modern duygulu insan, buna hem inanır hem de bunu yer. Afiyet olsun. Modern duygulu insan dedik bir de modern duygusuz insan var. Bunlar için tek söylenecek söz; şeytanla poker oynamayı severler ve şeytanı bile alt ederler. Ve en çok buhranı onlar geçirir. Çünkü kendilerini avutacak her şeyi tüketmeyi, iğfal etmeyi severler. Modern insan, modern hapishanelere teslim olmuşlardır. Ve ahireti unutmuşlardır. Modern hapishaneleri sıralamaya ne hacet. Şöyle bir etrafımıza bakalım: “sizi Allah´tan alıkoyan her ne varsa o sizin hapishanenizdir”. Gerisini siz düşünün.

 

Beritan isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi