02-21-2010, 14:08 | #1 |
Bu da AK Parti'ye Ders Olsun!
HSYK’nın Erzurum Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi savcılarını görevden almasının ardında hükümetin nasıl bir rolü olduğu tartışmasına son kez bir açıklık getirme ihtiyacı var ortada.
Müsteşarın HSYK toplantısına niçin katıldığını sorguladık, eğer katılmasaydı kurulun karar alamayacağını, katılarak kurulun karar almasına hükümet kanadının yol verdiğini söyledik. Ve hükümetin bir taşla birkaç kuş vurma hesabıyla bir krizin patlak vermesine göz yumduğunu yazdık. Hükümetin 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk’i yargıdan alarak askeri kesime jest yaptığını bunu yaparken de HSYK’nın nasıl ülkenin önünü tıkadığını herkese bir kez daha göstermeyi amaçladığını anlattık. Bunların hepsi doğru. Adalet Bakanı başta olmak üzere hükümetin hukukçu yöneticileri bile müsteşarın niçin kurula katıldığını tatmin edici bir şekilde savunamadı. Bizi eleştirenler müsteşarın 2 kere kurula katılmadığında hakkında soruşturma açılacağını, zamanında müsteşarlık yapan Fahri Kasırga’nın toplantıya katılmadığı için hala yargılandığını hatırlatmışlar. Bunların hepsini biliyoruz. Hükümet kanadıysa kurallara uyduğunu, HSYK’nın hiçbir zaman çalışmasını engellemediklerini, her zaman kurulu çalıştırdıklarını anlatıyor. Eğer bu savunma doğruysa bakın Şemdinli soruşturmasında harcanan Van Savcısı Ferhat Sarıkaya Ankara Çukurambar’da ortaya çıktı. Ak Parti hükümeti kurallara uyduğu için meslekten atılan Sarıkaya 4 yıldır çoluk çocuğunun iaşesini karşılayabilmek için ne sıkıntılar çektiğini anlattı. Arabamı sattım dedi, Ankara’nın kenar merkezlerinden Sincan’da, Etimesgut’ta oturdum dedi. Şu anda bir hukuk bürosunda danışman olarak çalıştığını ve tek düşüncesinin çocuklarının eğitimini sürdürmek olduğunu söyledi. 4 yıl önce Ak Parti’nin Adalet Bakanı ve müsteşarı kurallara uydukları için Ferhat Sarıkaya şu anda avukatlık bile yapamıyor. Ne acı değil mi ? Gelelim bugüne. HSYK hiçbir kurala uymadan bu memleketin görevlerini yapmaya çalışan vatansever savcılarına bedel ödetiyor Ak Parti’nin Adalet Bakanı ve müsteşarı kurallara uyup toplantıya giriyor buna meydan veriyor. Geçin bunları. Müsteşar iki kere toplantıya girmezse hakkında soruşturma mı açılır ? Güzel. Kurulun başkanı Adalet Bakanı değil mi ? Kurulun gündemini başkan belirler mi ? O da güzel. O halde Adalet Bakanı toplantıya girer Erzurum savcılarının görüşülmesini gündeme aldırmaz. HSYK’yı bloke eder. Dolayısıyla Adalet Bakanı HSYK’nın Salı günkü rutin toplantısına girseydi başkan sıfatıyla konuyu gündeme aldırmayabilirdi. Adalet Bakanı bunu yapabilirdi, yapmadı. Adalet bakanı Salı günkü toplantıya girmediği için kurula başkanvekili Kadir Özbek başkanlık etti ve Çarşamba günkü olağanüstü toplantıda Erzurum özel yetkili savcılarının görüşülmesi gündeme alındı. Çarşamba günü de müsteşar gitmemeliydi. Bir sonraki toplantıya bakan ve müsteşar giderdi; hem müsteşar iki toplantıya katılmama yaptırımından kurtulurdu hem de bakan yine konuyu gündeme aldırmazdı. Bu taktikleri Adalet Bakanı bilmiyor mu ? Ergenekon savcılarının ve KCK savcılarının yerlerinin değiştirilmek istendiği yaz kararnamesinde bu yapılmadı mı ? Günlerce toplantılar uzamadı mı ? “Madem öyle gel böyle” dersiniz ve bu konuyu uzatırsınız kurulu çalıştırmazsınız. Siz bunu yaptığınız için kriz çıkarsa çıksın. Daha iyi o zaman gerçekten kahraman olurdunuz. Üstelik müsteşar iki toplantıya katılmazsa soruşturma açılırsa da açılsın. Statükoya karşı direndiği için bu millet o müsteşarı baş tacı yapardı. Ama hükümet maalesef bugün kendisi bile savunamadığı bu yanlış hamleyle hem 4 savcıyı daha görevinden etti hem de kalesine fena gol yedi. Erzurum özel yetkili savcılarının karar tebliğ edilmeden önce dosyayı istanbul’a Ergenekon savcılarına göndermeleri hükümete ders olmalı. Bu ülkenin memleket sevdalısı savcı ve hakimleri canla başla bir mücadele verirken işleri siyaseten yolunda götürmek için bazı yakınlaşmalar hükümete hiç yakışmadı. Bunlar millet vicdanına dokunduğu gibi bu kadar kendini ortaya koymuş cesur insanlara vefasızlık olarak gayretullaha da dokunur. Şimdi elde ne var ? Saldıray Berk yine savcılara ifade vermeye çağırılacak. Üstelik bu kez İstanbul’daki Ergenekon savcılarına ifade vermek durumunda kalacak. Asker hükümeti yine bize sahip çıkmıyorsunuz diye sıkıştıracak. Erzincan Başsavcısı Cihaner tutuklu kalmaya devam edecek, üstelik Silivri’ye nakledilecek. Yapılan jestin karşılığında değişen hiçbir şey yok. Ama hükümet durup dururken 4 tane savcının görevden alınmasına meydan vermiş oldu. Buna da öncelikle sebep olan Adalet Bakanı’dır. Sonuç olarak bu millet Ak Parti’ye samimiyetine inandığı için bu kadar destek verdi. Ak Parti’yi en zor zamanlarda sırf o samimiyetinden dolayı görünmez bir el tam dara düşerken tutup çıkardı. Şimdi arkasındaki bu kadar millete rağmen farklı hesaplar içine giriliyorsa çıkar 4 tane vatan evladı savcı hiç kimsenin ummayacağı bir zeka örneği ortaya koyarak dosyayı gönderiverir İstanbul’a siz de böyle “yargı reformu” diye ortada esip gürlediğinizle kalırsınız. Millet de der o zaman: İşte kriz, işte HSYK, işte yargı darbesi. Hadi yap ne yapıyorsan. Abdullah Abdülkadiroğlu STV
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
akp, darbe, hsyk, stv, yazar |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|