03-22-2010, 13:56 | #1 |
Günlük Basın Raporu.AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı[Mutlaka Takip Edelim]
Tanıtım ve Medya Başkanlığı 22 Mart 2010 Pazartesi GÜNLÜK BASIN RAPORU G Ü N D E M 22 MART 2010 - PAZARTESİ 1- Anayasa değişikliği çalışmaları. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ile Anayasa değişikliği hakkında TBMM'de basın toplantısı yapacak. (Saat:10.15) 2-Anayasa değişikliği çalışmaları. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Anayasa değişikliği taslağıyla ilgili olarak CHP, BDP ve MHP gruplarını ziyaret edecek. (Saat: 11.00/12.00/13.30) Heyet, DSP Genel Başkanı Masum Türker ile partisinin genel merkezinde, Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile de Celal Bayar Köşkü'nde görüşecek. (Saat: 14.30/16.00) 3- Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri Ankara'da. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Nebih Berri ve beraberindeki heyeti Çankaya Köşkü'nde kabul edecek. (Saat: 15.00) TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Berri ile Meclis'te baş başa görüşecek ve ardından heyetler arası görüşmeler yapılacak. (Saat: 12.00/12.10) Şahin, konuk mevkidaşı onuruna TBMM'de öğle yemeği verecek. (Saat: 13.00) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık Merkez Bina'da, Berri ile görüşecek. (Saat: 11.00) 4- AK Parti MYK, Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan başkanlığında, genel merkezde toplanacak. (Saat: 15.00) 5- TBMM Başkanı Şahin, DSP Genel Başkanı Masum Türker ve beraberindeki heyeti kabul edecek. (Saat: 16.00) 6- Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Kuzey Irak Yerel Yönetimi Sanayi ve Ticaret Bakanı Sinan Çelebi ile Ankara'da görüşecek. (Saat: 11.00) 7- Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, temaslarda bulunmak üzere Ankara'dan İran'a hareket edecek. (Saat: 09.00) 8- Devlet Bakanı ve Başmüzarekeci Egemen Bağış ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul Dedeman Oteli'nde düzenlenen, Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen, Avrupa Sendikalar Konfederasyonunca (ETUC) yürütülen ''İşçiler Bir Arada'' projesi kapanış toplantısına katılacak. (Saat: 09.00) Bakan Bağış, AB üyelik sürecine ilişkin temaslarda bulunmak üzere Ankara'dan Lüksemburg'a gidecek. (Saat: 19.00) 9- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Fransa'daki temaslarını tamamlamasının ardından yurda dönecek. 10- Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ''Dünya Su Günü'' etkinlikleri kapsamında Afyonkarahisar'da düzenlenecek ''2. Ulusal Taşkın Sempozyumu''na katılacak. (Saat: 09.30) 11-Romanya Parlamento heyetinin temasları. - TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, Romanya Parlamentosu AB İşleri Komisyonu Başkanı Viroel Hrebenciuc ve beraberindeki heyeti makamında kabul edecek. (Saat: 11.15) - TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış, konuk heyet üyeleriyle bir araya gelecek. (Saat: 14.00) 22 MART 2010 PAZARTESİ GÜNDEM ÖZETİ GÜNDEM YURTTA NEVRUZ KUTLAMALARI Türkiye'nin dört bir yanında Nevruz kutlamaları yapıldı.. Güneydoğu'daki kutlamaların merkezi Diyarbakır. Kutlamalara katılanların sayısı 200 bini aştı. İstanbul'da kutlamaların adresi ise Zeytinburnu Kazlıçeşme meydanı oldu. Meydanda onbinlerce kişi toplandı. CUMHURBAŞKANI GÜL'DEN NEVRUZ KUTLAMALARINDA "BİRLİK VE BERABERLİK" MESAJI Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Nevruz kutlamaların huzur ve neşe içerisinde geçmesini temenni ettiği ifada ederek, "Bugün nasıl güzel günlerin müjdesiyse Türkiye'de de karşılıklı saygının, sevginin, beraber çalışmanın, dayanışmanın ve çok daha güzel bir Türkiye'nin müjdesi olmasını temenni ediyorum" dedi. BAKAN ÇELİK, ALEVİLERLE BULUŞTU Devlet Bakanı Faruk Çelik, "Din kültürü müfredatı ve içeriği ile cemevinin statüsü nasıl olacak? Bu konularla ilgili danışma heyetleri oluşturulacak. İşinin ehli insanlar değerlendirme yapıp önümüze koyacaklar. Ona göre hükümet gereğini yapacak" dedi. "TEK ÇÖZÜM AB REFORMLARINA ODAKLANMAK" Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin karşılaştığı sorunların tek çözüm yolunun AB reformlarına odaklanmak olduğunu söyledi. GENELKURMAY BAŞKANI BAŞBUĞ: "SALDIRAY BERK'E NEDEN KEFİL OLDUK? "Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, yeni Ergenekon davasının 1 numaralı sanığı 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk'e niçin destek verdiğini Vatan gazetesine anlattı. Berk hakkındaki iddiaların 61 sayfalık iddianamede yalnızca 1 sayfa tuttuğunu söyleyen Org. Başbuğ, Ordu Komutanı hakkındaki 3 iddianın da yanlış olduğu görüşünde. EKONOMİ "TÜRKİYE KRİZDEN DAHA HIZLI ÇIKACAK" Devlet Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye ekonomisindeki toparlanmanın, dünya ortalamasından daha hızlı başladığını belirterek, "Bizim uyguladığımız politikalarla Türkiye bu krizden diğer ülkelere göre daha hızlı çıkacak" dedi. "DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİNDEN BİRİ OLMAYA ADAYIZ" Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, "Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmaya adaydır, ülkemiz böyle büyük bir potansiyele sahiptir" dedi. "REFORMLARLA YATIRIMLAR DEĞER KAZANACAK" Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'de hala yapılması gereken birçok reform olduğunu belirterek, "Bu reformları yaptıkça Türkiye daha hızlanacak büyüyecek, yatırımlar daha değer kazanacak" dedi. POLİTİKA MECLİS, YENİ VAKIF ÜNİVERSİTELERİ DÜZENLEMELERİNİ GÖRÜŞECEK Meclis, bu hafta yeni vakıf üniversiteleri ile "Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı" kurulmasına ilişkin düzenlemeler için mesai yapacak. HÜKÜMET BUGÜN MUHALEFETE GİDİYOR Hükümet, haftalardır üzerinde çalıştığı paketi muhalefete götürecek, muhalefetten pakete destek isteyecek. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, ilk olarak CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay ile görüşecek.Heyetin bir sonraki durağı BDP olacak. Heyet BDP Grup Başkanvekili Ayla Akat Ata ile biraraya gelecek. AK Parti heyeti son olarak MHP Grup Başkanvekilleri Mehmet Şandır ve Oktay Vural ile paketi değerlendirecek. AKP'DEN MHP'Lİ TOSKAY'A SERT TEPKİ MHP Genel Başkan Yardımcısı Tunca Toskay'ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Erken seçim Türkiye'ye zarar verir. Bunu isteyenler vatan hainidir" sözleri üzerine söylediği, "O zaman seni darbeyle değiştirirler" yönündeki açıklamaları, AKP'lilerin tepkisine yol açtı.AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Akademisyen bir milletvekiline bu sözleri yakıştırmıyorum. Demokrasilerde iktidarlar darbeyle değil, seçimle değişir. Toskay temennisini ifade ediyor" dedi YAZILI BASIN ÖZETLERİ 'ın bazı haber başlıkları: ERZİNCAN TALİMATI BAYKAL'DAN Erzincan'daki Ergenekon soruşturmasının gizli tanığı Munzur ile pazarlık yaptığı iddia edilen CHP'li Ersin'den itiraf gibi açıklama: Genel Merkez'in talimatı ile oralara gittim. Gizli işler yapmadım. Geçen Ağustos'tan beri Erzurum ve Erzincan'daki gelişmeleri izliyorum. Savcılık soruşturma başlatırsa ‘dokunulmazlığımı kaldırın' diyeceğim. Gizli tanık Munzur benimle görüşmek istedi, ben de kabul ettim. Çantamda 80 bin lira olduğu da nerden çıktı? Yanımızda 3 gazeteci ile 3 milletvekili vardı. Kamera kayıtları incelenince gerçek ortaya çıkacak. Görüntüler CHP'li Ersin'i yalanlıyor Erzincan'da gizli tanık Munzur ile görüştüğü ortaya çıkınca "Görüşmedim" diyen ancak 3 gün sonra görüştüğünü kabul etmek zorunda kalan Ahmet Ersin, Eriza Otel'in güvenlik kameraları tarafından yalanlanmıştı. Görüntülerde Ersin elinde siyah bir çantayla gizli tanık Munzur ve Paradise Pastanesi'nin sahiplerinden Erdal Erdoğan'ın bulunduğu masaya geliyor. Erdoğan ve Munzur'la el sıkışan Ersin, masaya oturuyor. CHP'li Ersin'in bıraktığı çantayı bir süre sonra, gizli tanıklara baskı yaptığı iddianameye giren ve tutuklanan Paradise Pastanesi sahibi Erdal Erdoğan alarak otelden çıkıyor. Erdoğan'ın peşinden gizli tanık Munzur da çıkıyor. Yani Ersin'in getirdiği çantayı, Erdoğan ve gizli tanık götürüyor. Görüntülerde Başsavcı İlhan Cihaner'in avukatı Hamit Sekman da yer alıyor. Erzurum Savcısı Osman Şanal'ın yetkilerinin HSYK tarafından alınmasının ardından ortadan kaybolan gizli tanıklar, daha sonra Erzurum Savcılığı'na verdikleri ifadede, kendilerini jandarmaların aldığını, Paradise Pastanesi sahibi Erdal Erdoğan'la birlikte Erzincan Adliyesi'ne götürüldüklerini, ifadelerini değiştirmeleri için kendilerine para teklif edildiğini, daha sonra da CHP'li Ahmet Ersin'le görüştürüldüklerini anlatmışlardı. Gizli tanıkların iddiaları iddianameye girmişti. Gizli tanık Fırat verdiği ifadede "Erdal Erdoğan'ın Paradise isimli işyerine gittim. Burada siyah bir çanta getirdi, içinde 80 milyar olduğunu söyledi. ‘Bu parayı al, ifadenizi değiştirin' dedi" şeklinde konuşmuştu. Her sorun hükümetle çözülmez Başbakanın Demokratik Açılım konusunda destek ve fikirlerini aldığı sinema sanatçıları toplantının sonucundan memnun. Sanatçılar sorunların ciddiyet ile ele alındığını belirterek, "Magazinel değil, faydalı toplantı oldu" dedi Lale Mansur (Sinema sanatçısı): Başbakan samimi bir üslup ile konuştu. Sanatçıların görüşlerini dikkatle dinleyerek notlar aldı. Kamuoyunda taş atan çocuklar olarak bilinen Terörle Mücadele Kanunu mağduru çocuklarla ilgili randevu istedik. Konuya ilişkin bir dosya verdim. İnceleyeceğini ve randevu vereceğini söyledi. Açılım toplantısıydı ama bazı yapımcılar sektörel sorunları dile getirdi. Sırrı Süreyya, çok tatlı bir konuşma yaptı. Bizi çok güldürdü. Oktay Kaynarca ise ‘Bu ülkede Kürt olduğu için ayrımcılığa uğrayan birini gördünüz mü' diye ciddi olarak sordu. Çoğumuz bu soruya şaşırdık. Sırrı Süreyya Önder (Yönetmen ve senarist): Herkes birbirinin fikrini dinledi. Ben Kürt siyasetinin meşru siyasi temsilcilerinin cezaevlerine atılınca ağır bir muhattap sorunu ortaya çıkacağını, ‘Muhattap bulamıyoruz' denmemesi gerektiğini söyledim. İnsan hakları alanındaki iyileştirmelerin açılım paketinde bir pazarlık konusu yapılmamasını dile getirdim. Magazinel bir toplantı olmadı, faydalı bir toplantı oldu. Bu iyi niyetli bir sanatçı adımıdır. Bütün sorunlar Bakanlar Kurulu'nda çözülmüyor. Bu tür toplantıların çözüme katkısı olur" Kenan Işık (Yönetmen ve oyuncu): İyi niyetli ve samimi bir toplantıydı. Sanatçılar demokratik açılıma Başbakan'ın çağrısı olmadan da destek vermesi gerekir. Toplantıdan sonra ‘Memnun olmadım' diyene rastlamadım. Başbakanın özellikle sanata ve sanatçılara olan ilgisi bizi memnun etti. Herkes açılıma ilişkin bir görüş beyan etti. Sanatçıların ‘Açılıma destek veriyorum' demesi bile bence önemli bir şeydir. Şahane bir buluşmadır ve çok iyi bir şeydir. Başbakan'ın dediği gibi Yılmaz Güney'i dinleseydik Türkiye bugüne gelemezdi. O Kürt sorununu işleyen filmler yaptı. Ahmet Kaya, ‘Kürtçe klip' dedi onları hapse attık, keşke bunlar olmasaydı. Toskay darbe temenni ediyor MHP Genel Başkan Yardımcısı Toskay'ın "Seçim isteyenlere vatan haini dersen, seni darbeyle değiştirirler" sözüne sert tepki geldi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Toskay bu sözlerle darbe temennisinde bulundu" derken, AK Parti Grup Başkanvekilleri Bekir Bozdağ ve Mustafa Elitaş, "Toskay açık konuşsun. Saçmalama hakkını kullanmış" diye tepki gösterdi. MHP'li Toskay önceki gün Antalya'nın İncekum beldesinde yaptığı konuşmada, demokrasilerde iktidarların seçimle değiştirildiğini belirterek sonbaharda büyük ihtimalle seçime gidileceğini söylemişti. Toskay, Başbakan Erdoğan'a yönelik olarak da şöyle konuşmuştu: "Sen bu seçim isteyenlere vatan haini dersen o zaman seni ancak darbeyle değiştirirler. Sonbaharda seçim olacak. O zaman da kızıyorsun, bağırıyorsun ‘Darbe var' diye." AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ: Millet, iktidarları ne zaman değiştireceğini darbecilere, darbeci hayranlarına sormayacaktır. Bu açıklamaları bana göre, kendisinin saçmalama hakkıdır. Belli ki Toskay, artık MHP'nin seçimle iktidara gelmeyeceğini anladı. Herkes iyi bilmelidir ki, demokrasilerde iktidarları tayin eden sadece millettir. Darbe ve darbecilerin yedeğinde iktidar aramak artık tarihe karışmıştır. Bu mensubu olduğu partinin demokrasiden yana olmayan zihniyetin bir ‘dışa vuruşu' olsa gerek. AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Sonbaharda seçim olacağını iddia eden MHP lideri Bahçeli'nin sözünün yerde kalmaması amacıyla söylemiş olabilir.Çok talihsiz ve tehlikeli bir söz. Bildikleri bir şey varsa açıklamaları lazım. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen: Türkiye'de aklı başında hiç kimsenin darbeyi düşünmesi mümkün değil, darbe dönemleri kapandı. Sayın Toskay'ın sözlerini dinlemedim ve okumadım. O nedenle ne anlamda söylediğini bilemem. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik: Akademisyen bir vekile bu sözleri yakıştırmıyorum. Demokrasilerde iktidarlar darbeyle değil, seçimle değişir. Toskay temennisini ifade ediyor. MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı: Darbeyi kast etmemiştir. Seçim çıkış yoludur. Demokrasi içinde meseleyi halletmek gerekir. Çözüm yeri milletin iradesine gitmektir, millete başvurmaktır. Durmuş 'Peygamber ayıbı'nı sokağa taşıdı MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş, skandal açıklamarını sürdürüyor. Durmuş, Meclis kürsüsünden sergilediği 'Peygamber ayıbı'na bir yenisini daha ekledi. Nevşehir'de, "Erdoğan'ı üzen Allah'ı üzmüştür' diyorlar" dedi. Durmuş'un, Meclis'te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer hakkında MHP'nin verdiği gensoru önergesi görüşülürken neden olduğu kavga hafızalardan silinmeden yeni bir provokasyona kalkıştı. Nevşehir'de düzenlenen "Ne Açılım Ne Bölünme, Bir Bütündür Türkiye" konulu konferansta konuşan Durmuş, TBMM Genel Kurulu'nda söz aldığı sırada, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın GATA'ya alınmamasıyla ilgili konuşmasını hatırlattı. Osman Durmuş, "Bu, ne melem koltuk sevdasıdır ki, 'Tayyip Erdoğan'a karşı çıkan, Tayyip Erdoğan'ı üzen Allah'ı üzmüştür' diyorlar. Tövbe tövbe. Şu sözümü Allah rızası için bir yorumlayın" dedi. Kendisinin Müslüman olup olmadığının sorgulandığını da iddia eden Durmuş, konferans sırasında şahadet getirdi. Durmuş, "Biz Müslüman bir insanız. Elhamdülillah Müslümanız. Ölçüsü nedir? Peygamber efendimize göre kelime-i şahadet getirmek Müslümanlığın göstergesi için yeterlidir" diye konuştu. 'ın bazı haber başlıkları: MANŞET MANŞET SUÇ İŞLİYOR Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, Erzincan'daki Ergenekon Davası'nın bir numaralı sanığı Birinci Odu Komutanı Orgeneral Berk'e kefil olmakla dört suç işledi. Başbuğ manşetler üzerinden yargıya müdahalesini, dünkü Vatan'da sürdürdü. Başbuğ'un sanık durumundaki bir komutana kefil olarak iddianameye karşı konuşmasını ‘hukuka saygısızlık' diye niteleyen Emekli Yargıtay Savcısı Gündel "Savcılar bir an önce harekete geçmeli, Başbuğ hakkında gerekeni yapmalı" dedi. Genelkurmay Başkanı'nın dört ayrı kanunu ihlal ettiğini savunan hukukçular, bu maddeleri şöyle sıralıyor: Anayasa 138'deki hakime tavsiye ve telkinde bulunmama hükmü, TCK 288'de yargıyı etkileme amaçlı açıklama engeli, TCK 215'teki suç ve suçluyu övme bahsi ve Askeri Ceza Kanunu 148'deki siyasi konuşma yasağı. Anayasa turu başlıyor Başbakan Yardımcısı Çiçek, Adalet Bakanı Ergin ve AKP Grup Başkanvekili Bozdağ, Anayasa değişikliği paketini bugün muhalefet partilerine sunuyorr Altıncı referandum kapıda TBMM haftaya, Anayasa değişikliği trafiğiyle başlayacak. Hükümet bugün ilk olarak saat 10.00'da CHP grubunu ziyaret edecek. Ardından da saat 12.00'de BDP ve saat 13.30'da da MHP grubunu ziyaret ederek, Anayasa değişikliği paketini sunacak. Uzun süredir siyaseün gündemini oluşturan Anayasa değişikliği paketi, bugün muhalefete sunulacak. Meclis'in en önemli gündem maddesi Anayasa değişikliği paketi olacak. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet Bakam Sadullah Ergin ve AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, bugün saat ıo.oo'da CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, saat 12.00'de BDP Grup Başkanvekili Ayla Akat Ata, 13.30'da da MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'la görüşecek. Meclis Genel Kurulu'nun gündeminde bu hafta yeni vakıf üniversiteleri ile "Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı" kurulmasına ilişkin düzenlemeler yer alacak. Yarın sözlü soruların ardından Genel Kurul, "Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı" kurulmasına ilişkin yasa tasarısını görüşecek. Bu tasarının ardından da İstanbul'da Türk-Alman Üniversitesinin yanı sıra, İstanbul'da "Fatih Sultan Mehmet", "Ön Asya", "Süleyman Şah", "Bezm-i Âlem Üniversitesi" ve "Sabahattin Zaim Üniversitesi" ile Samsun'da "Canik Basan Üniversitesi" adıyla vakıf üniversiteleri kurulmasına ilişkin kanun taşanları görüşülecek Seçim Kanunu Komisyon'da Meclis'te komisyonların gündemi de yoğun olacak. Geçen hafta Anayasa Komisyonu'nda alt komisyona havale edilen AKP'li Haluk İpek'in Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Milletvekili Seçimi Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören teklifi 25 Mart Perşembe günü ele alınacak. Çevre Komisyonu, Kara Avcılığı Kanununda ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısını görüşecek. Her diyarda bayram vardı Newroz İstanbul'dan Diyarbakır'a kırk ayrı yerde, geçen yıllardaki engellemeler ve olaylar yaşanmadan gerçek bir bayram havasında kutlandı. Ahmet Türk, yüz binlerin toplandığı Diyarbakır'da "Kürdistan Rojbaş" diye başladığı konuşmasında barış mesajı verdi. 12BDP öncülüğünde 40 kentte organize edilen Newroz Bayramı kutlamalarına katılan yüz binlerce kişi, taşıdığı pankart ve attığı sloganlarla barış mesajı verdi. BDP'lilerin geçen hafta İçişleri Bakanı Beşir Atalay'la yaptığı görüşme olumlu sonuç verdi. Bu yıl hiçbir sorun yaşanmadı. Diyarbakır'da geçen yıl ilk kez kutlamanın yapıldığı Şanlıurfa yolu üzerindeki Newroz alanı için sabit platform yapıldı, çevre düzenlemesi ile park alam oluşturuldu. Hafta sonu ve havanın güneşli olması nedeniyle kentte, bugüne kadarki en kalabalık Newroz kutlaması gerçekleşti. Diyarbakır'daki Newroz ateşini siyasi yasaklılar Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, Osman Baydemir, Selahattin Demirtaş, Öcalan'ın kardeşi Fatma Öcalan birlikte yakü. Ahmet Türk, yanma tehlikesi geçirdi. Daha sonra konuşmalara geçildi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, konuşmasına Kürtçe başladı ve "Newroz barışın ve direnişin kalesidir" dedi. Konuşmasına Türkçe devam eden Baydemir, şu çağrıyı yaptı: "Kürdün Türk'e, Türkün Kürde kurşun sıkması haramdır. Artık birbirimize karanfil uzatmanın vakti gelmiştir. Gerilladan askere kurşun değil, karanfil, askerden de gerillaya operasyon, kurşun değil karanfil uzatmanın vakti gelmiştir. Türk ve Kürt annelerinin kucaklaşmasının vakti gelmiştir." Aysel Tuğluk "Barış elimizi tutacak bir muhatap arıyoruz" derken, kapatılan DTP'nin siyasi yasaklı eski lideri Ahmet Türk, "Merhaba Kürdistan" diye başladığı konuşmasına şöyle devam etti: "Kürt halkı için muhataptan söz ediyorlar. İşte meydan, işte muhatap,işte Kürt halkı. Muhataptır, hazırdır. Ama biz muhatap bulamıyoruz. Kürtleri inkâr eden politikalar değişmedi. Faili meçhul cinayetlerle bu halkı sindirmeye kalkıştılar, on binler yüz binler odu, yüz binler milyon oldu. Bugün milyonlar, özgürlük için mücadele ediyor. Ulus içindeki komploları aşarak, uluslararası komploları devreye koymaya çalışıyorlar. İşte onlara diyoruz, 'Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye'." Türkler, bir gece düşünsünler Yaşlı ve genç Kürtler arasındaki farklar neler? Kürt gençleri ne istiyor? Öcalan Kürt sorununu çözebilir mi? Kürt sorunu nasıl çözülür? Şiddet nasıl biter, barış nasıl gelir? Bütün bu konuları, Kürt toplumunu zenginiyle yoksuluyla, genciyle yaşlısıyla, sporcusuyla siyasetçisiyle çok yakından tanıyan işadamı Mehmet Kaya'yla konuştuk. Eczacılık da yapan ve uzun yıllar Diyarbakır Eczacılar Odası başkanlığını üstlenen Mehmet Kaya, geçen dönem Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı'ydı. DTP çizgisine oy veren Kürtlerin beklentileri neler? Bunlar için hayatlarında en önemli sorun Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasıdır. Türkiye'de Kürt sorunu, maalesef sadece DTP çizgisinin talepleri üzerinden okunuyor. Oysa bu ülkede Öcalan'ın özgürlüğü dışında önceliklere sahip olan Kürtlerin sayısı, bunlardan çok daha fazla. Ama demokrasi gelişmedikçe, Kürtler arasındaki bu farklılıklar açığa çıkamıyor. İnsanlar Kürt toplumunu bir azınlık üzerinden görüyor ve tanımlıyor. Kürtler arasında eğitimli olanlarla olmayanlar arasında görüş farkları var mı? En önemli fark şu: Eğitimli Kürtler, Doğru. Ama o gün yapılan zulümler herkes tarafından bilinmiyordu. Bugün ise taş atan çocukların dramını herkes biliyor. 1990'larda dört bin köyün boşaltıldığını, bir milyon insanın göç ettirildiğini herkes konuşuyor. Özellikle taş atan çocukların yaşadığı dramın toplum üzerindeki etkisi ve yarattığı psikolojik yıkım, 1984'teki Diyarbakır zindanlarında yaşanan işkencelerden çok daha etkili bugün. Tam olarak ne demek istiyorsunuz? Bu çocuklar başlarına gelenlerden ötürü intikam almak ve çatışmak istiyorlar. Bu çocukların arkadaşları dağda ölüyor. Dağdaki arkadaşlarına öldürülmesi gereken bir terörist olarak bakılması, bu çocukları çok rahatsız ediyor. Batı'da insanlar dağdakilerin ölmesini, 'bir terörist olmuş, demokrasisi gelişmiş zengin müreffeh bir Türkiye'de Kürt kimliğiyle yaşamak istiyorlar. Zaten Türkiye'de AB üyeliğine en çok destek bu bölgede veriliyor. AKP, Güneydoğu'dan epeyce oy alıyor. AKP'ye oy verenler hangi Kürtler? Orta sınıf üstü ve orta sınıf Kürtler AK Parti'ye oy veriyor. Gelir seviyesi Türkiye ortalamasına yakın tüccar, sanayici, büyük esnaf, yönetici, serbest meslek sahibi insanlar bunlar. Bir de biliyorsunuz bölgenin AKP'ye uygun muhafazakâr bir yapısı da var. Onların beklentileri neler? AK Partili Kürtler bölgenin ekonomik gelişmesini çok önemsiyorlar. Bölgede yoksulluk ve işsizlik biterse, Kürt sorununun çözümünde önemli aşama sağlanacağına inanıyorlar. Bölge ülkeleriyle iyi ilişkiler istiyorlar. Bir de AK Parti'nin dille ve kültürle ilgili yasakları kaldırmasını bekliyorlar. Artık ekonomiyi öne çıkarıp bölge acilen yoksulluktan kurtarılmalı. Çünkü yoksulluğun olduğu yerde, insanlar maç dahil bütün taleplerini şiddetle ifade ederler. Türkiye şiddet sorununu ancak yoksulluk sorununu çözerek halleder. 'in bazı haber başlıkları: ANAYASA İÇİN GELEN ÇAY İÇİP GİDER DEVLET Bakanı ve AK Parti Grup Başkanvekilleri Anayasa ı paketi turlarına bugün başlayacak. Heyete, ziyaret edilecek partilerden MHP'den erken uyan sinyali geldi. MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, "Bize gelirler, çaylarını içip giderler" dedi. Paçacı, Hürriyet'e yaptığı değerlendirmede, özetle şunları söyledi: Tavrımız değişmez "İçeriği ne olursa olsun bizim tavrımız değişmez. Biz, görüşlerimizi net bir şekilde açıkladık. Anayasalar, toplumsal uzlaşma metinleridir. 'Muhalefetle bir araya gelelim, şu şu maddelerde bir düzenleme yapalım' demediler. Meclis'te hiçbir uzlaşma yaklaşımında bulunmadan, AKP'nin hazırladığı bir paket, AKP'nin paketidir. Ama, o asla gerçek anlamda bü Anayasa metni olamaz. Bütün bunlara rağmen, ısrar edip getirirler ve halka sunarlarsa; biz de izler, sonucuna bakar, değerlendirmemizi yaparız. Anayasa, inadına değiştirilecek metinler olamaz. Anayasa'nın temel felsefesi uzlaşma ile oluşur. Zaten, Anayasa'nın diğer adı 'Toplumsal Uzlaşma Metni'dir. Uzlaşma olmalı Bir Anayasa değişikliğine gidilecek veya yeni Anayasa yapılacaksa, bu en geniş uzlaşma ile olmalıdır. AKP zihniyeti ise 'dayatma ve inat' üzerine kurmaya çalışıyor. Biz, baştan beri bunun yanlış olduğunu söylüyoruz. Genel Başkanımız, 'Bugünkü ortamda böyle bir değişikliğin yapılması doğru değil, mümkün değil' dedi. Elbette MHP de, uzlaşma içinde korumacı, statükocu değil çağdaş, özgürlükçü bir anayasadan yanadır. Ama, diyoruz ki, 'Şimdi Meclis'te partilerin temsil edileceği bir komisyon kurulsun. Bu komisyon dışandan da destek alsın. Değişiklik taslağım hazırlasın. Bu taslak yeni Meclis'e bırakılsın.' Böyle birşey yapılırsa; yeni Meclis'e 'Kurucu' hüviyeti de kazandırılır ve değişiklik yeni dönemde uzlaşma ile gerçekleştirilir." 'ın bazı haber başlıkları: ÖLDÜRME! Moğol istilası altındaki Mardinliler'in isteği üzerine İslam dünyasının önde gelen âlimlerinden İbn Teymiyye tarafından 1300'lü yılların başında verilen ‘cihat' fetvası 700 yıl sonra ortaya çıktığı Mardin'de tarih olacak. Mardin Artuklu Üniversitesi'nde 27-28 Mart tarihlerinde ‘Barış Diyarı Mardin' başlığıyla düzenlenecek toplantıya Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve diğer İslam ülkelerinden yirmiye yakın tanınmış din adamı katılacak. Barışçı söylemle hazırlanacak ortak deklarasyon daha sonra dünyaya ilan edilecek. Toplantıyı düzenleyen İngiltere merkezli Küresel Yenilenme ve Rehberlik Merkezi (GCRG) isimli düşünce kuruluşunun yöneticisi Aftab Malik, kardeşlik ve hoşgörü kentindeki buluşmayla ilgili şu bilgileri verdi: "Başta El Kaide olmak üzere radikal dinci terör örgütlerinin eylemlerini meşrulaştırmak için kullandıkları dini argümanların başında ‘Mardin Fetva'sı olarak bilinen ve Müslümanları, Müslüman olmayan yönetimlerle savaşmaya çağıran fetva gelir. Mısır'daki cihatçı hareket bu fetvayı kullanarak ayaklandı. Bunun en son ve en tehlikeli örneği ise El Kaide'dir. İslam dünyasının yanı sıra ve İslam ile ilgili çalışmalar yapan Batılı bilim adamları uzun süredir bu fetvayı tartışıyor." Toplantının organizasyonunda katkıda bulunan Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın ‘kamu diplomasisi'nden sorumlu Başdanışmanı İbrahim Kalın da, Mardin buluşmasının "İslam dininin terör değil barış ve hoşgörü dini olduğu mesajının dünyaya verilebilmesi açısından önemli bir imkân olduğunu ifade etti. Erdoğan prompter'dan okudu 40 yıllık yönetmen anlamadı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tiyatro ve sinema dünyasının ünlüleriyle buluştuğu demokratik açılım toplantılarının ikincisi de en az ilki kadar ilginç ve renkli geçti. 4 saat süren kahvaltının perde arkası da uzun süre konuşulacak konulara malzeme oldu. Toplantıya damgasını vuran ise Başbakan Erdoğan'ın konuşmasını prompter'dan takip ettiğini fark edemeyen ünlü isimlerin Erdoğan'ın konuşmasına hayran kalması oldu. İslami kesime yakınlığı ile bilinen yönetmen Mesut Uçakan, prompter'ı fark edemeyerek, "Sayın Erdoğan'ı geçmişte de tanırdım. Ama bir an bile önündeki kağıtlara bakmadan konuşması beni çok etkiledi. Eskiden de zekiydi ama kavramları, kelimeleri bu kadar hafızada öğrenip tutabilmek, başbakan olduktan som verilen bir keyfiyet midir?" dedi. Fatoş Güney Mutlu: İlk kez bir Başbakan, Yılmaz'dan söz etti Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, demokrasi açılımını anlattığı sinema sanatçılarına, Yılmaz Güney'in filmini örnek göstererek, "Eğer bu ülkenin otoriteleri, Yılmaz Güney'in filmlerine kulak vermiş olsalardı, inanın Türkiye bugün çok farklı bir yerde olabilirdi" sözleri, Yılmaz Güney'in eşi Fatoş Güney'i duygulandırdı. Güney, "Bugünkü açılım konularım Yılmaz Güney 30-40 yıl önce gündeme getirdiği için başına gelmedik' kalmadı. Başbakan gerçekten çok doğru söylemiş. Yılmaz Güney'i yok etme çabalarından sonra ilk kez bir Başbakanın bunları söylemesi beni çok duygulandırdı. Bu sözler çok önemli" dedi. Fatoş Güney, Kültür Bakanı Ertuğrul Günahla bir araya gelerek, Yılmaz Güney Vakfı ve müzesiyle ilgili görüştüklerini de aktardı. Fatoş Güney, Başbakan Erdoğan'ın açılım girişimlerini önemsediğini de belirterek, şöyle konuştu: "Başbakanın yaptıklarını, çabalarını önemsiyorum. Elinde sihirli değnek yok. Birden bire olmayacak. Türkiye'de daha çok sorunlar var. Derinlerde görünmeyen engellerle karşı karşıya kalınıyor. O yüzden demokrasinin mücadelesi, çok sancılı süreçle olacak. Ama mutlaka başarıya ulaşacak." Raskolnikov taş atan çocuğa model oldu Hükümet, taş atan çocuklarla ilgili düzenlemede Dostoyevski'nin ünlü eseri 'Suç ve Ceza'dan esinlendiği ortaya çıktı. AK Parti Siyasi ve Hukuk İşleri Başkan Yardımcısı Cüneyt Yüksel, konuya ilişkin sorularımızı yanıtladı. Mevcut yasada 15-18 yaş arasındaki çocuklar Terörle Mücadele Yasası kapsamında yargılanıyor. Çocuklar, bu durumda topluma kazandırabiliyor mu? Çocuğun geçirdiği zorlu süreç sonunda hayatı boyunca ruhunda taşıyacağı yaralardan, ayaklarına vurulmuş prangalardan söz eden yok. BM'nin çocuk sözleşmeleri incelendiğinde, çocuk yargılamasında esas olan fiil değil faildir, yani çocuktur. . Bu çocuklar, topluma nasıl kazandırılacak? Amacımız, çocuklarımızın ellerine taş ve sopa yerine ekmek-kitap verebilmek olmalı. Dostoyevski'nin en büyük yapıtlarından biri olan Suç ve Ceza'da suçu işleyen başkahraman Raskolnikov yaptığı vicdani ve ahlaki muhasebeler yüzünden geceleri uyuyamamaktadır. Kendi işlediği suçun cezasını kendi vicdanı vermektedir. Aynen yapıtta olduğu gibi yönümüz, suça iten toplumsal nedenleri ortadan kaldırmakla birlikte, masumiyet bilinci ve vicdani muhakemeyi, çocukların ruhlarına aşılamak olmalı. . Tasarı, yasalaşırsa ne olacak? Terörden yargılanan 18 yaşın altındaki herkes çocuk kabul edilecek ve haklarındaki cezalar yarı oranında artırılamayacak. Tüm çocuklar, çocuk mahkemelerinde yargılanacak. Verilen hapis cezaları seçenek cezalara çevrilebilecek. 'ün bazı haber başlıkları: SKANDALLARI ÖRTEN O EMİR Tank ve uçak skandallarını gündeme taşıyan Bugün, Sayıştay denetçilerinin kışlada inceleme yapmasını engelleyen askeri emri de gün yüzüne çıkarıyor. Askeri ihalelere Sayıştay denetimi için 2001'te adım atıldı. AB uyum yasarlı çerçevesinde Anayasa'nın 160. maddesi değiştirildi. Fakat askeri ihalelere Sayıştay denetimi getiren bu gelişmeden sonra TSK sürpriz bir emir yayınladı "Denetçileri kışlalara sokmayın" diyen emir ege Ordu Komutanlığı'na bağlı birliklere de 1 Aralık 2004'te gönderildi. Albay Cemalettin Özcan, denetçilere bilgi ve belge verilmemesini de tebliğ etti. Gerekçe olarak 1969 tarihli yönetmelik gösterildi. Bunun üzerine Sayıştay Kanunu'nda değişiklik için 2005'te hazırlık yapıldı. Ancak kanun çıkarılamadı. Çünkü TSK'nın bırakın ihaleleri kantinlerin bile denetlenmesine karşı çıktığı anlaşıldı. Alevilik hafızasını yeniledik Hükümetin Alevi ve Roman açılımı koordinatörü Devlet Bakanı Faruk Çelik, BUGÜN'e konuştu ÇELİK, açılımla birlikte devletin Alevilik hafızasını yenilediğini belirtti. Alevilik tanımında, Alisiz Alevilik ve Aleviliği samanlığa kadar götüren anlayışlara karşı Hak-Muhammed-Ali' çizgisinin ortak tanım olarak benimsendiğini açıkladı. Yaptığı açıklamalarla son günlere damgasını vurdu. Hükümetin Alevi ve Roman açılımının koordinatörü Devlet Bakanı Faruk Çelik, yine çok tartışılacak açıklamalarda bulundu. Ergenekon soruşturması çerçevesinde ortaya çıkan provokasyon planları akıllara Madımak Oteli'nde yaşananları da getirdi. İstanbul'da gerçekleştirilen sazlı sözlü Roman açılımının ardından Bakan Çelik, toplumda "Çingeneler'e" karşı var olan önyargının kendisinde de olduğunu itiraf etti. Alevi açılımı sürecini yönetiyorsunuz, gelinen nokta nedir? Herkes herkesi daha gerçekçi görmeye, herkes herkesle birinci elden görüşmeye, konuşmaya başladı. Biz devlet olarak alacağımızı aldık. Gerçekten hazine değerinde 7-8 ciltlik bir eser ortaya çıktı. Aleviler'in talepleri ve Alevilik meselesine bakışla ilgili tüm kesimlerin değerlendirmelerini içeren bir hafıza yenilemesini gerçekleştirdik. Bu talepler pratiğe nasıl dönüştürülebilir o safhadayız. Din Kültürü Ahlak Bilgisi ve isteğe bağlı din eğitimi ile ilgili bunun yanında cemevlerinin statüsü konusunda komiteler oluşturulacak. Çalışmalar bitirince hükümet bir karar aşamasına gelecek. İsteğe bağlı din eğitimi nasıl olacak? Anayasa'da var, yapılmıyor. Anayasa buna cevaz veriyor. Uygulamanın nasıl yapılacağı konusunda teknik heyetin çalışması gerekiyor. İslam'ın farklı yorumuyla ilgili her kültürü çocuğun öğrenmesinde fayda var. Çocuğun Aleviliği, Sünniliği, Caferiliği, Nusayriliği bilmesinde bence hiçbir mahsur yok. Coğrafya dersini öğrenirken, "Filan bölgeyi görmeyin, filan nehirleri okumayın, filan dağları okumayın" diye bir şey olabilir mi? Bütün vatandaşlarımızın çocukları dinlerle ilgili kültürel bilgiyi alsınlar, ama din eğitimi ayrı. "Benim çocuğum şu konuda bir eğitim almak istemiyor" diyor, isteğe bağlı eğitime Anayasa imkân veriyor, yasal düzenlemesini yapalım diyoruz. Cemevlerine nasıl bir statü verilecek? Teknik heyetler cemevlerinin statüsü ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile isteğe bağlı eğitimin sisteme nasıl uyarlanacağı konusu üzerinde çalışacak. Cemevlerine statü ne şekilde verilebilir şimdi bilemiyorum, ama mali bir kaynağın tahsisi konusunda ittifak var. Madımak Oteli konusunda bir karar verildi ama değil mi? İstimlak noktasına geldik, orasını istimlak edip Madımak tabelasını indirmeyi hedefliyoruz. Sivaslılar oranın kütüphane olmasını istiyorlar. Alevisi ile Sünnisi ile herkes "Bu olayı biz anarız, devlet de gelsin, ama burası bir çatışma alanı olmasın" diyor. Bütün açılımlar sancılı süreçlerle yaşanırken, Roman açılımı çalgılı, sazlı-sözlü yaşandı. Hem Roman kalarak hem de birinci sınıf vatandaş olarak ilk kez Başbakan ile ilk kez devletle buluştular. Romanlar vatanperver insanlar, bunu da açıkça ifade etmek isterim. Her türlü yokluğa rağmen, vatanına, milletine, bayrağına bağlı bir millet. Avazlarının çıktığı kadar bağırarak İstiklal Marşı'nı söylediler, birçoğunun da ağladığına şahit olduk. Toplumda "Çingene'ye kız verilmez" diye bir gelenek var, açılım süreci ile bu geleneği yıkabilecek misiniz? Bu bir gelenek değil, önyargı. Önyargılardan beslenen bu anlayışların ortadan kalkması gerekiyor. "Çingene" kızın, "Çingene" delikanlının ne suçu var? O kadar güzel Çingene kızlarımız var. Mavi gözlü, sarışın, esmer gençler... Kız verilmemesinin altında yatan neden delikanlının eksikliği, kız alınmamasının altında yatan neden kızın eksikliği değil. Önyargılar. Sosyo-ekonomik durumun beslediği bir tablonun sonucu. Naylon çadırda, barakada yaşayan Roman vatandaşın yaşamı ile apartmanda, sıcak sulu, doğalgazlı bir yaşam bir anda nasıl bütünleşebilir? Bu ancak Ferhat ile Şirin'in aşkı ile mümkün olabilir. Mesela siz kızınızı Çingene'ye verir misiniz? Birincisi o kızımın bileceği bir şey de ikincisi o önyargı hepimizde hâkim. Bunu saklamaya gerek yok, açık, şeffaf olmamız gerekiyor. Bu önyargı belki Roman vatandaşlarımızda da var. Arada bir uçurum var, bunu kapatmamız gerekiyor. Bunu kapattığımız an toplum olarak rahat edeceğiz. Milli birlik bu işte. Herkesin birbirini eşit gördüğü, kimsenin kimseyi aşağılamadığı bir toplum. Hükümetin açılımlarının ardından Nevruz kutlamaları var, bu sene Nevruz bir başka mı kutlandı? Nevruz, bahar bayramı, tabiatın uyanışı. Bizim coğrafyamızda çok eski bir gelenek. Bir ortak kültür olarak bunu değerlendirmek çok daha doğru olur. Nevruz kardeşliğin şenliği, Nevruz ateşi de birliğimizin meşalesi. 'ün bazı haber başlıkları: EVE GİDERKEN BİLE HARCIRAH Devlet Denetleme Kurulu raporu: RTÜK üyeleri İstanbul'a eve giderken bile harcırah alıyor, lüks içinde yaşıyor. Cumhurbaşkanlığı'na bağlı DDK, RTÜK üyelerini incelemeye aldı ve rapor çıkardı. Raporda İstanbullu üyelere hafta sonu ve tatilleri kapsayan görevlendirme yapılıp harcırah bile verildiği yazıldı. RTÜK üyelerinin yurt dışı harcırahlarında da yüzde 530 artış saptayan DDK, 3 bin 600 lira kirayla Ankara'da oturan üyelerin uyarılmasına karar verdi. İstanbul'da 1 milyon dolarlık iki konut satılsın diye not düşüldü. Ayrımcılık AB'de daha fazla yapılıyor Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir iktidar, Türkiye'de yaşayan Roman vatandaşların sorunlarına el attı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'da uygulamaya soktuğu, "Roman Açılımı" ve ardından yine Roman vatandaşlardan devlet adına özür dileyişi de Cumhuriyet tarihindeki ilklerdendi. Türkiye'deki Roman nüfus konusunda net bir rakam yok ama sayılarının 300 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Ülkemizin en marka Roman mahallesi, pek I çok filme, diziye konu M olmuş, bir dönemin y görkemli eğlence merkezi; Sulukule. Fatih Belediyesi tarafından, "kentsel dönüşüm projesi"yle evleri yıkılan Sulukule'deki Romanlar, kendilerine gösterilen kent dışındaki toplu konut alanlarında yaşayamayıp mahalleye geri dönmüşler. Şimdi çoğu, apartmanların bodrum katlarında, baraka benzeri kondularda yaşam savaşı veriyor. On bine yakın Roman'ın yaşadığı mahalleyi Sulukule Romanları Dayanışma Derneği Başkanı Şükrü Pündük temsil ediyor. Aynı zamanda Sulukule Roman Orkestrası'nın da kurucusu Pündük'le Romanların hayatı ve yeni süreç üzerine konuştuk. Başbakan çektiğiniz sıkıntılara hâkim miydi? Neler yaşadığımızı çok çok iyi bilen bir insan. Çünkü Romanların içinde, Kasımpaşa'da büyüyen bir ağabeyimiz. Ayrıca Sulukule'yi de iyi bilen biri. Çünkü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı zaman, mahallemizde Asım Hallaç ağabeyimiz vardı. Asım Ağabey, Başbakanımız'm okul arkadaşı. Devamlı Asım Ağabey'in yanına gelir, Hacı İbrahim'in kahvehanesinde çay içerken, biz çocuklar onların yanında otururduk. Açılımdan sonra yaşamınızda neler değişecektir? Söylemler çok güzeldi. Bir de bunun tatbiki var. Başbakanımız' dan taleplerimiz oldu. Romanlara istihdam yaratılmasını, barınma sorunumuzun halledilmesini, öğretim ve eğitim isteğimizi anlattık. Sağlık sorunlarımızı anlattık. Son olarak da ayrımcılığa karşı yasanın acilen çıkarılmasını istedik. Başbakanımız da bununla ilgili olarak gerekli şeyleri söyledi zaten. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nde bir azınlık değiliz. Asli unsurlardan biriyiz tam aksine. Geçen cumartesi günü de Romanlardan özür diledi Başbakan. İnanın bizi onore etti ve ayrıca Başbakanımız Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan insanlara da seslendi. "Sizlerin de özür dilemesi gerekir" dedi. Biz bu Türkiye Cumhuriyeti'nde hem hüznü, hem neşesiyle ihtiyaç duyulan bir toplumuz. Ağlayanla ağlayan, gülenle gülen insanlarız. Duygusuz insanlar diyorlar bizim için. -Avrupa'daki Romanlar, çok daha büyük baskılara maruz kalmışlar. Türkiye'de durum bu kadar sert değil herhalde. Zaten biz bu yüzden Türkiye'de çok da ayrımcılık olmadığını söylüyoruz. Avrupa'da Romanlara karşı ayrımcılık çok daha fazla. Hitler'in katlettiği Yahudilerin hepsi nüfusa kayıtlıydı. Bir milyon Roman katledildi Hitler tarafından ama nüfus kâğıtları olmadığı için tarih bu katliamı görmedi. Romanlar, hiçbir yerde istenmedi. Şu anda Avrupa'nın göbeğinde Romanya'da Romanları kısırlaştırıyorlar. Bu insanlık için çok büyük bir ayıp değil mi? İnsan hakları örgütlerine sesleniyorum. Bu insanlık ayıbının önüne geçmek lazım. Bu kısırlaştırma katliamla eşdeğerdir. Biri kanlı, biri kansızdır. 'Yenilenebilen bir tek şey var, o da orman ve ağaçtır' Başkent'te aynı tarihe denk düşen Dünya Ormancılık Günü ile Nevruz Bayramı birlikte kutlandı. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın düzenlediği etkinlikte nevruz ateşi yakan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Nevruz Bayramı'nın sadece Türkiye'de değil, geniş bir coğrafyada kutlandığını vurguladı. "Nevruz, Irak, İran, Türkiye Cumhuriyetleri ve birçok ülkede kutlanıyor" dedi. Cumhurbaşkanlığı görevine gelmesinden bu yana çevre koruma etkinliklerine verdiği önemi de anlatan Gül, iklim değişikliğinin dünyanın en önemli sorunları arasında yer aldığını söyledi. Gül "İklim değişikliği ciddi bir konudur. İklim değişikliğinden kurtulmanın en iyi yolu ağaçlandırma ve ormancılıktır. Mesela dünyada kömür, madenler ve petrolleri tüketiyoruz. Tükettiğimiz madenlerin yerine yeni maden veya yeni petrol koyamıyoruz. Bir şey var yenilenebilen, o da orman ve ağaçtır" diye konuştu. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da kürsüde Bakanlığının faaliyetlerini anlattı ve Türkiye'nin orman yangınlarıyla mücadelede bölgesindeki en başarılı ülke olduğunu söyledi. Yangın söndürme faaliyetlerine katılan uçak ve helikopterlerin nerede olduğunu, hangi hızla uçtuğunu makamındaki ekrandan takip edebildiğini anlatan Eroğlu, sistemin bir tek Türkiye'de bulunduğunu söyledi. Eroğlu "Bu sistemi Kaliforniya'dan bile istiyorlar" dedi. AK Partili ve MHP'li vekiller ağaç dikti Antalya'nın Alanya İlçesi'nde Nevruz kutlamalarında bir araya gelen AK Parti Antalya Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu ile MHP Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldız birlikte ağaç dikti. 'PKK son 5 yıldır çocukları kullanıyor' AK Parti Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, çocuklarla ilgili yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde yeni bir "Diyarbakır Cezaevi olayı" yaşanacağını söyledi. Ekmen, "Diyarbakır Cezaevi'ndeki yanlış Emin Ekmen uygulamalar örgütün büyümesi ve taban bulmasına olanak sağladı. Bugün bu çocuklarla ilgili bir düzenleme yapılmadığında, bunun önümüzdeki etkisi ikinci bir Diyarbakır Cezaevi'nin etki alanı gibi olacaktır" uyarısında bulundu. 5 yıl önce bölgede çocukların bu tip eylemlere yoğun olarak katıldığının görülmediğinin altını çizen Ekmen, "Ağırlaştırılmış cezalar karşısında örgüt çocuklar üzerinden bir hassasiyet yaratmak düşüncesiyle bir strateji değişikliğine gitti. Örgüt 5 yıldır bu stratejiyi yürütüyor. Çocukların doğal yaşam alanı olan mahallelerde yapılan eylemlerle çocuklar bu eylemlerin içerisine çekildi. Böylece bir mağduriyet oluşturuldu" bilgisini verdi. 'ın bazı haber başlıkları: Darfur'a 850 milyon dolar KAHİRE'DE, Türkiye ve Mısır'ın eşbaşkanlığında düzenlenen Darfur'a yardım toplantısında 850 milyon dolarlık bağış toplandı. Bakan Davutoğlu, "Bu rakam ciddi basan" dedi. TÜRKİYE ve Mısır'ın eş başkanlığında İslam Konferansı Teşkilatı (ÎKT) tarafından düzenlenen Uluslararası Darfur Donörler Konferansı, Kahire'de başladı. Darfur için 850 milyon doların bağışlandığı toplantıda Türkiye, Darfur'a 70 milyon dolar yardım yapacağını açıkladı. Bütün uluslararası kuruluşların Darfur sorununun çözümü için gösterdiği çabayı desteklediklerini belirten Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, şöyle dedi: "Türkiye, BM ve Afrika Birliği tarafından gerçekleştirilen Darfur konulu çabalara destek verecektir. Bu ülkedeki istikrarsızlık tüm kıtayı etkileyecektir. Darfur'un yeniden inşası hepimizin görevidir. Bu konferansın Darfur'un yeniden imarı için bir kilometre taşı teşkil edeceğini umuyorum. Konferansta Darfur'un yeniden inşaası için 850 milyon dolar toplanmıştır. Bu da çok başarılı bir sonuçtur. Türkiye son 4 yılda Darfur'a 150 milyon dolar yardım yapmıştır. Bu devam edecektir." Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) Başkam Musa Kulaklıkaya da Türkiye'nin 70 milyon dolarlık yardımda bulunacağını açıkladı. Biri Hartum'da, biri de Niyala'da olmak üzere mesleki eğitim merkezleri kurmak istediklerini belirten Kulaklıyaka, "Darfur'da bir kalıcı hastane inşası, bir meslek eğitimi merkezi inşası, özellikle insani yardım alanlarında içme suyu temini başta olmak üzere projeler ilan ettik. Yaklaşık 70 milyon dolarlık proje uygulamak istiyoruz. Biz 5 yıl dedik, ama 3 yıl içinde bunları gerçekleştireceğimizi düşünüyoruz" dedi. Katar, Darfur'a 200 milyon dolar katkıda bulunacağını açıklarken, İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İnsanoğlu, "Darfur için hedefimiz 2 milyar dolarlık Kalkınma Bankası kurmak" dedi. İnsanoğlu, Darfur için toplanan yardımların amacına ulaşması için projelerin büyük dikkatle uygulanmasının önemine işaret etti. Gönül: ABD'ye mektup gönderdik Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları konusundaki tasarının ABD Dış Temsilciler Meclisi'nde kabul edilmesinin ardından aralarında ABD'nin en büyük savunma şirketleri, havacılık şirketlerinin de bulunduğu çeşitli şirketlere mektup yazdırdıklarını belirterek, "Bunlar ABD'li milletvekillerine, liderlerine tek tek Türkiye'nin önemini belirten önemli mektupları yazdılar" dedi. Kayıp çocuklar için mavi-beyaz kampanyası MECLİS Kayıp Çocuklar Araştırma Komisyonu, yıllardır çocuklarından haber alamayan anne-babalar için anlamlı bir kampanya başlatacak. Komisyon Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara, kayıp çocuklar ile ilgili toplumda bir hassasiyet yaratmak gerektiğini belirterek, bunun için "mavi-beyaz" kampanyası başlatacaklarını söyledi, İncekara, insanların mavi-beyaz renkleri gördüklerinde kayıp çocukları hatırlamalarını ve bu konuda duyarlı olmalarını sağlamaya çalışacaklarını söyledi. İncekara, güveni ve saflığı temsil eden mavi ve beyaz renkleri "nazar boncuğundan" yola çıkarak kullanmak istediklerini söyledi, İncekara, komisyonun internet sitesini de kayıp çocuklar için seferber edeceklerini belirterek, "Bilgisayar ortamında fotoğraftan yola çıkıp, 4 yaşında kaybolan çocuğun 14 yaşındaki halini tasarlayacağız" dedi. Davutoğlu: Kıbrıs'ta müzakere sürecek KKTC'de, 18 Nisan'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminden çıkacak sonucun müzakerelerin geleceğini nasıl etkileyeceği merak edilirken, Dışişleri Bakanı Davutoğlu noktayı koydu: "Kim olursa olsun müzakereler devam edecek. Talat seçilmese de süreç devam eder." Sofya ziyareti sırasında uçağına aldığı SABAH muhabirine, müzakerelerin sürmesinin Türk tarafına avantaj sağladığını vurgulayan Davutoğlu, Türkiye'nin, "çözüm odaklı" tutumunu sürdürmekte kararlı olduğunu söyledi. Davutoğlu, Mehmet Ali Talat ile Başbakan Derviş Eroğlu ve Lefkoşe Milletvekili Tahsin Ertuğruloğlu'nun cumhurbaşkanlığı yarışını da, "Ada'da yerleşmiş bir seçim kültürü var" sözleriyle değerlendirdi. Davutoğlu, Türkiye'nin çözüm isteğinde samimi olduğunu belirtirken, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ilk kez Türk-Yunan Forumu sırasında, aralarında Rumların da bulunduğu gazetecilerle görüştüğünü, kendisinin de heyeti Dışişleri Bakanlığı'nda kabul ettiğini hatırlattı. "İstesem Bakanlık yerine İstanbul'da bir otelde de görüşebilirdim" diyen Davutoğlu, Rum gazetecilerin de özellikle bakanlığa adım atmasını istediğini belirtti. 'ın bazı haber başlıkları: PAKET İÇİN 3 GÜN SÜRE AK Parti, Anayasa paketi taslağını bugün muhalefete sunacak. İlk durak CHP... Hükümet, muhalefetin pakete ilişkin tavrının netleşmesi için 3 gün bekleyecek. Erdoğan dün öğle saatlerinde İstanbul'dan Ankara'ya döndü. Ak Parti Genel Merkezi'nde bazı bakan ve kurmaylarıyla bir araya gelerek 'sürprizli' olduğu belirtilen pakete son şeklini verdi. Paket bugün kamuoyuna da açıklanacak. Nezaket ziyareti I Bugün sadece nezaket ziyaretinde bulunulacağı, muhalefetin tavrının netleşmesi için hükümetin 3 gün bekleyeceği öğrenildi. Yargı ile ilgili maddelerde değişiklik yapılabileceği, muhalefet katkı verirse paketin genişletilebileceği belirtiliyor. 'ın bazı haber başlıkları: Bakan Bağış: Beyni örtülülerle mücadele etmek çok zor Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin karşılaştığı sorunların tek çözüm yolunun AB reformlarına odaklanmak olduğunu söyledi. CİNE 5'te yayımlanan "Kırmızı Hat" programında Avrupa Birliği sürecine ilişkin sorulan cevaplandıran Bağış, Türkiye'de çeşitli kesimlerde farklı endişe ve korkular bulunduğunu, AB'nin bütün bu kişileri aynı platformda bir araya getirebildiğini kaydetti. Bağış, AK Parti'nin çalışmaları ve AB ile ilgili yapılan eleştirilerin hatırlatılması üzerine şunları kaydetti: "Bu ülkede başörtülüler olduğu gibi maalesef 'beyni örtülüler' de var. O beyni örtülülerle mücadele etmek çok zor. Onun için ben hep diyorum, AB sürecinde önemli olan fasıl açmak değil, zihin açmak. Hem Türkiye'yi çetelerin yönetmesini isteyenlerin zihnini açmamız lazım, hem de AB üyesi ülkelerde genç ve dinamik, Türkiye gibi ülkelerin girmesini engellemek isteyenlerin zihinlerini açmak lazım." Vural'a göre sanatçılarla toplantı bir şov MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'ın demokratik açılım kapsamında sanatçılarla bir araya gelmesini 'şov' olarak nitelendirdi. Vural, "Bugün Türkiye'nin sorunlarını çözmekten uzaklaşan hükümet artistlerle, ses sanatçılarıyla açılım ve şov peşinde." dedi. Aydın ziyareti kapsamında dün Ortaklar beldesini gezen Vural, buradaki açıklamasında, Türkiye'de ekonomik sıkıntı başta olmak üzere pek çok sorunun bulunduğunu savundu. AK Parti'nin, vatandaşların derdini görmediğini öne süren Vural, hükümetin sanatçılarla açılım ve şov peşinde olduğunu öne sürdü. Vural, şöyle devam etti: "Maalesef emeklinin, işçinin, köylünün sıkıntılarını dinlemekten kaçınan hükümet, şov yapmaktan geri kalmıyor. Türkiye'yi böyle yönetiyorlar; şarklarla türkülerle, ninnilerle avutmalarla. Vatandaş da 'yeter' diyor." Türkiye, geleceğin büyük aktörü olacak Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 'gelişmekte olan ülkelerin gelecekte dünya ekonomisinin büyük aktörleri arasında yer alacağını' belirterek, bu rekabette en çok zemin kaybedenlerin ise AB ülkeleri olacağını söyledi. Şimşek, Paris'te Fransa Aktif Türk İşadamları Derneği (FATİAD) tarafından Seine Nehri boyunca düzenlenen yat gezisine katıldı. Programa, Alsace-Lorraine bölgesinde faaliyet gösteren MEDIF İşadamları Derneği üyeleri de iştirak etti. Türk ve Fransız işadamlarının büyük ilgi gösterdiği organizasyonda konuşan Bakan Şimşek, birlikten güç doğacağını vurgulayarak, sadece entelektüel açıdan birlik olmanın yanında somut çözümleri ortaya koyan bir işbirliğinin de gerektiğini aktardı. Türkiye'nin, son yıllarda yaptığı reformlarla Avrupa ile rekabet noktasında 90'h yıllarda kaybettiği zemini tekrar yakaladığını anlatan Mehmet Şimşek, bunda eğitimin büyük önem arz ettiğini ifade etti. Şimşek, Türk işadamlarına Ar-Ge projelerine büyük önem vermelerini de tavsiye ederken, çeşitli ülkelerde yaşayan Türklerin muazzam bir girişim potansiyeline sahip olduğunu bildirdi. Bu noktada TUSKON ve FATİAD gibi sivil toplum kuruluşlarının önemli bir yönlendirici fonksiyon üstlendiğini kaydetti. AB'ye üyelik sürecini de Türkiye'nin ekonomik ve sosyal alanda kendini geliştirme projesi olarak gördüklerini dile getirdi. Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu da, Fransa'daki Türk toplumunun profilindeki yükselişin ümit verici olduğunu bildirdi. Çağdaş CHP, öğrenci burslarını iptal ettirdi İzmir'de AK Parti İl Danışma Meclisi toplantısında konuşan Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, CHP'nin öğrenci burslarını kesmesini eleştirdi. Erdem, "Onlar çağdaşlığı kimseye vermiyorlar, ancak çağdaşlık eğitimle oluyor. Bizim dönemimizde başlayan bir uygulamayla belediye öğrencilere burs veriyordu. Bunu Anayasa Mahkemesi'ne giderek engellediler. Ondan sonra çağdaşlıktan, uygar devletten dem vuruyorlar." diye konuştu. İzmir Tepekule Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen İl Danışma Meclis Toplantısı'na Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erden ve İzmir Milletvekilleri katıldı. 'in bazı haber başlıkları: Günay: Bu kadar resmi kutlanması doğru değil Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, artık herkesin Nevruz'u 'bir siyasi gösteri meselesi' değil, 'gerçek bir doğa olayı' olduğunu fark etmeye başladığını belirterek, "Ne yazık ki geçmiş yıllarda 'akılsız bazı yönetimlerin elinde' Nevruz günü bir tehlike günü ve düşman günü haline getirildi ve insanların içlerinden coşkuyla gelen o kutlama sevinci engellenmeye çalışıldı" dedi. Bakan Günay, Nevruz kutlamalarına ilişkin yaptığı değerlendirmede şunlan söyledi: "Artık Nevruz bizim UNESCO tarafında da kabul edilmiş evrensel ortaklaşa bayramımızdır. Ne yazık ki geçmiş yıllarda 'akılsız bazı yönetimlerin elinde' Nevruz günü bir tehlike günü ve düşman günü haline getirildi ve insanların içlerinden coşkuyla gelen o kutlama sevinci engellenmeye çalışıldı. Haksız gerginlikler ve talihsiz olaylar yaşandı. Artık herkes Nevruz'un bir siyasi gösteri meselesi değil, gerçek bir doğa olayı olduğunu fark etmeye başladı." "Bu aşamanın sağlanmasına kadar çok bedeller ödendi ve devletin aklını başına alması gerekti" diyen Bakan Günay, devletin resmi Nevruz kutlamalarını da eleştirdi. Günay, "Ben bu kadar resmi olarak kutlanmasını çok doğru bulmuyorum. Halaylar çekilerek, gerçek bir halk bayramı olarak kutlanmalıdır. Oraya da varacağız" dedi. 'ın bazı haber başlıkları: CUMHUR'UN NEVRUZU Demokratik Açılım, Nevruz'a da yansıdı. Cumhurbaşkanı Gül, Ankara'da Nevruz ateşini yaktı. Meydanları dolduran yüz binler, bazı münferit vakalara rağmen Nevruz'u huzur içinde kutladı. Nevruz kutlamaları geçen yılların aksine sağduyunun hakim olduğu bir havada geçti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "Bugüne kadar Nevruz'u kutlayan ülkeler bize mesaj yollardı. Biz ilk kez Nevruz'u idrak eden ülkelere tebrik mesajı yolladık" diyerek Türkiye'nin geldiği noktayı işaret ederken, dün Nevruz kutlamalarındaki barış mesajları bunun bir kanıtı gibi oldu. Nevruz Bayramı nedeniyle Ankara Altınpark'ta düzenlenen törene katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Nevruz ateşini yaktı. Gül, kutlamalarda bazı mesajlar da verdi. Gül, dünyanın birçok yerinde bu bayramın kutlandığını belirtti ve barış ve huzur içinde geçmesini diledi. Gül, "Nevruz nasıl baharı müjdeliyorsa Türkiye'de de karşılıklı sevgi, saygı ve birlikte çalışmanın müjdecisi olmasını temenni ediyorum" dedi. Daha az küçülüp daha çok büyüyeceğiz Uygulanan doğru politikalarla krizden çok hızlı çıkacağımızı belirten Bakan Babacan, 'Resesyon bitti' dedi ve ekledi: 'Son 3 aydaki toparlanma bize Türkiye'nin yüzde 6'dan daha az daralacağını öngörüyor. 2010 yılı yüzde 3,5'lik bir büyüme öngörmüştük. Ama bugün 3.7 ile 5,5 gibi tahmin ediliyor.'Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye ekonomisindeki toparlanmanın, dünya ortalamasından daha hızlı başladığını belirterek, 'Bizim uyguladığımız politikalarla Türkiye bu krizden diğer ülkelere göre daha hızlı çıkacak' dedi. Babacan, Kanal 7 televizyonunda katıldığı bir programda ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi. Söz konusu toparlanmanın kendi içinde ciddi riskleri de barındırdığını ifade eden Babacan, ancak dünyada krizin iyi yönetilmesi, gerekli adımların gerektiği zamanda atılması durumunda ikinci bir dalga ve ikinci bir şokun önlenebileceğini kaydetti. '2009 yılının hasar tespiti nedir ve 2010 yılında Türkiye ekonomisi bunun ne kadarını telafi edecek?' sorusu üzerine Bakan Babacan, 2009'un tüm dünya için kayıp yıl olarak tarihe geçeceğini, ancak 2010 yılının Türkiye için 2009 yılına göre çok daha iyi bir yıl olacağını vurguladı. Bakan Babacan, Türkiye'de yüzde 10-11 oranında seyreden işsizlik oranının bu süreçte yüzde 14'e çıktığını ancak Aralık ayı itibariyle işsizlik oranında fiili düşüş başladığını ifade etti. 'Fitne' Wilders'e Başbakan fırçası İslama hakaret içeren 'Fitne' filmiyle tanınan Hollandalı politikacı Geert Wİlders'in Başbakan Erdoğan hakkındaki küstah sözlerine kendi ülkesinden sert tepki geldi. Bir televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende, Wİlders'in, Başbakan Erdoğan hakkındaki "Çılgın İslamcı" sözünün Hollanda'nın çıkarlarına zarar verdiğini söyledi. Balkenende, "Bu tamamen sorumsuzca bir davranış." dedi. Bu tür konuşmaların yurtdışında endişe ve korkuya yol açtığına değinen Balkenende, Hollanda'nın uluslararası çıkarlarının bundan zarar görebileceği uyarısında bulundu. ‘in bazı haber başlıkları: Dinçer, mevsimlik işçilere çözüm yolları arıyor Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, mevsimlik geçici tarım işçilerinin çalışma dönemi öncesinde geçmiş yıllarda yaşanan olumsuzlukların önlenmesi amacıyla, alınacak tedbirlerle ilgili 25 ilin valisi ile 24 Mart Çarşamba günü bir araya gelecek. Dinçer başkanlığında gerçekleştirilecek toplantıya mevsimlik tarım işçilerinin çalışmaları sebebiyle göç veren ve göç alan 25 ilin valisi çağırıldı. Toplantıda, Bakanlığın ilgili birimlerinin uzun süredir mevsimlik geçici tarım işçilerinin barınma, eğitim, sağlık, güvenlik, sosyal çevreyle ilişkiler, iş ve sosyal güvenlik sorunlarına ilişkin yerinde yaptığı incelemelerin sonuçları değerlendirilecek. Bakanlığın tespitleri ışığında işçilerin sorunların çözümü için alınacak önlemler ve bu konularda yapılacak hazırlıklar belirlenip, gözden geçirilecek. Ayrıca mevsimlik geçici işçilerin sorunlarının önüne geçilebilmesi amacıyla hazırlanan genelgeye ilişkin bilgi verilecek. Mevsimlik geçici tarım işçilerinin karşı karşıya kaldığı sorunlarla ilgili olarak bugüne kadar bazı siyasi partiler, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarınca ayrı ayrı incelemeler yapılıp raporlar hazırlandı. Eker: Üreticilere yüzde 50 hibe desteği başlattık Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, kırsal alanda tarım-sanayi entegrasyonunu tamamlayan bin 950 tesisin faaliyete geçmesi için yüzde 50 hibe desteği sağladıklarını söyledi. Eker, gerçekleştirilen "Tarım Sektörü Temsilcileri Ortak Akıl Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 5 yıldır görevde olduğunu, tarım ve hayvancılığın gelişmesi için gitmediği ilin kalmadığını, bazı illeri ise birkaç kez ziyaret ettiğini belirtti. "Hükümetimiz döneminde tarım ve hayvancılığın gelişmesi, bilimsel yapılması ve üreticilerin desteklenmesi için önemli projeler ürettik" diyen Bakan Eker, şöyle konuştu: "Her dönemde eleştiri ve tepkiler olacaktır. Biyoloji, ekoloji ve ekonomik disiplini gerektiren tarım, kısır çekişmelerin alanı değildir. Kırsal alanda tarım ve sanayi entegrasyonunu tamamlayan bin 950 tesisin faaliyete geçmesi için yüzde 50 hibe desteği sağlıyoruz. 500 bin lira ile sınırlı tesis yatırımlarda her çiftçiye 250 bin lira hibe yardımında bulunuyoruz. Bunun yanı sıra ilk kez hükümetimiz tarafından üreticilerin yeni alacakları ekipmanlarında yüzde 50 hibe uygulaması desteği başlattık." 'in bazı haber başlıkları: 'Önce yardımcısının telefonuna baksın' CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kendisini anayasanın "mahkemelerin bağımsızlığı" başlıklı 138'inci maddesini ihlal etmekle suçlayarak üstü kapalı olarak yargıya suç duyurusu çağrısında bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, "Başbakan bizde 138'in ihmalini arayacağına Başbakan Yardımcısının (Cemil Çiçek) açtığı telefona baksın" yanıtını verdi. Baykal, Erdoğan'ın "CHP lideri her konuşmasında orduyu, yargıyı hedef alan; son derece tahrikkâr, sorumsuz açıklamalar yapıyor. Yani Anayasa'nın 138'inci maddesini sürekli çiğniyor. Ama bu çiğnemeye karşı yargının da kalkıp bir suç duyurusunda bulunduğunu hiç duydunuz mu?" sözlerinin anımsatılması üzerine, anayasayı çıkartarak 138'inci maddeyi okudu. Baykal, özetle şunları söyledi: Hükümet Anayasa Mahkemesi kararlarıyla ilgili kıyamet kopartıyor. Bu eleştirileri niye yapıyorsun demek kimsenin aklından geçmiyor? Hatta Anayasa Mahkemesi karar almadan önce o kararı etkilemek için yurt içinde ve dışında nelerin yapıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Suç olan bunlardı. Bir iddianameyi yanlış bulmak eleştiri yapmak herkesin hakkıdır. Ucu açık iddianameden şikâyet etmeye hakkımız yok mu? Bak İstanbul'daki bir mahkeme bile (Kafes soruşturması) iddianamesi konusunda bir hâkim çıktı, "deliller yetersiz" dedi. Başbakan Yardımcısı telefon açıyor, "tahliye et" diyor, Anayasa'nın 138'inci maddesi ortada. Başbakan bizde 138'in ihmalini arayacağına Başbakan Yardımcısı'nın açtığı telefona baksın. İstanbul'daki hâkim "üzerimde kurumsal baskı var, bu davada tarafsız davranamayacağını" dedi. O baskı nereden geliyor, hâkim ana muhalefet partisinin kurumsal baskısından mı şikâyet ediyor? 'in bazı haber başlıkları: 'Hızlı büyüme dönemine girdik' SANAYİ ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Bolu'da Karadeniz Döküm Fabrikası'nın açılışını yaptı. Açılıştaki konuşmasında Türkiye'nin 2003 yılından itibaren yapısal sorunlarını çözerek, iş dünyasının önündeki engelleri kaldırarak, hızlı ve uzun bir büyüme dönemine girdiğini söyleyen Ergün, "Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmaya adaydır, ülkemiz böyle büyük bir potansiyele sahiptir" dedi. Bakan Ergün, şunları kaydetti: "Türkiye'nin hızla yükselişe geçeceği bu dönemde, yatırım yapma konusunda erken davrananlar öne çıkacak, orta ve uzun vadede son derece karlı bir iş yapmış olacaklar." Şimşek: Avrupa 3'ncüsü oluruz Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'de hâlâ yapılması gereken birçok reform olduğunu belirterek, "Bu reformları yaptıkça Türkiye daha hızlanacak, büyüyecek, yatırımlar daha değer kazanacak" dedi. Fransa'da bir toplantıda konuşan Şimşek, Türkiye'nin bulunduğu bölgede ve dünyada oldukça güçlü konuma geldiğini kaydetti. 3040 yıllık dönemde de Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisi, Avrupa'nın ise ilk 3 ekonomisi araşma girmesine dönük projeksiyonlar olduğunu anlatan Şimşek, bunların afaki değil gerçekçi tahminler olduğunu söyledi. 'nin bazı haber başlıkları: Açılımda sıra sanal dünyada Başbakan Tayyip Erdoğan, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi adını verdiği demokratik açılımı internet medyasına da anlatacak. Sahne ve Yeşilçam'ın ünlü isimlerini kahvaltıda ağırlayan, ünlü DJ'lerle buluşan, edebiyat ve spor dünyası ile de bir araya gelmeye hazırlanan Erdoğan, internet yayıncılarıyla da görüşecek. AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanlığı, programla ilgili çalışmalara başlarken, diğer toplantılarda olduğu gibi bu kahvaltıyı da 75 kişilik planlıyor. Toplantı nisan ayı içerisinde yine İstanbul Dolmabahçe'deki çalışma ofisinde düzenlenecek. 'ün bazı haber başlıkları: TRT Arapça yayına başlıyor DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TRT'nin 4 Nisan'da Arapça yayına başlayacağını bildirdi. Arınç, Türkiye'nin Amman Büyükelçisi Ali Köprülü tarafından elçilik rezidansında onuruna verilen yemekte yaptığı konuşmada, Ürdün'de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye ile Ürdün arasında tarihten beri iyi ilişkiler bulunduğunu, iki ülkenin ortak tarihi geçmişe sahip olduğunu belirten Arınç, son yıllarda bu ilişkilerin daha iyi noktalara geldiğini söyledi. Arınç, iki ülke arasındaki bu ilişkileri daha ileri noktalara taşımakla görevli olduklarını, bu çerçevede TRT ile JTV arasında yarın (Bugün) imzalayacakları anlaşmayla kültürel ilişkilerin daha da güçlenmesini sağlayacaklarını kaydetti. TRT'nin 4 Nisan'da Arapça yayına da başlayacağını bildiren Arınç, bu kanalın birçok Arap ülkesinin yanı sıra Ürdün'den de rahatlıkla izlenebileceğini belirtti. Arınç, ziyaretleri sırasında TRT'nin yeni kanalının açılışına katılması için Kral Abdullah'a iletilmek üzere davetiye vereceğini söyledi. Büyükelçi Köprülü de, Türkiye ile Ürdün arasındaki ilişkilerin mükemmel seviyede olduğunu belirterek, iki ülke arasındaki vizelerin kaldırılmasıyla da bu ilişkilerin yükselen bir seyir izleyeceğine olan inancını dile getirdi. Arınç'ın ziyaretinin de mevcut ilişkileri olumlu yönde geliştireceğine işaret eden Köprülü, ziyaretle, Türkiye'nin Ürdün Büyükelçiliğinin ve buradaki Türk toplumunun daha da güçleneceğini kaydetti. Ürdün'ün Eski Meclis Başkanı Abdulhadi Majali ise Türk siyasi liderlerinin son dönemdeki tavırlarının, Arap halklarına cesaret verdiğini belirterek, Arınç'a, kendilerine verdikleri destek için teşekkürlerini iletti. Türkiye ile Ürdün arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesini temenni eden Majali, "Ürdün halkı, dizilerden Türkiye'yi daha iyi tanıyor. Dizi filmler başladığında Ürdün sokaklarında kimseler kalmıyor" dedi. Yemeğe, Arınç'ın eşi Münevver Arınç, AKP Manisa Milletvekili İsmail Bilen, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ile Ürdün'deki Türk iş adamları da katıldı.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
ak, akp, basın, forum, haber, ishak, köşe, medya, parti, rapor, tanıtım, yazı, yılmaz |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|