![]() |
#1 |
![]() Bizim bazı aydınlarımız (!) 1915 yılında Ermeniler-Türkler-Kürtler arasında yaşanan hazin olaylara gözyaşı döküyorlar. Milletimizi, devletimizi suçlayan beyanlarda bulunuyorlar. Önce şunu belirtmek istiyorum: Zerre kadar aklı olan bir kimse, suçsuz insanların, değil öldürülmelerini, burunlarının bile kanamasını istemez. Ve yine, zerre kadar aklı, vicdanı, mantığı olan bir kimse, bir olayı araştırmadan tarafları dinlemeden bir karar veremez. Ama bizim bazı yazar çizer takımımız sadece Ermenileri dinleyerek 1915 faciası üzerine karar veriyorlar. Bu kişiler, ya ciddi olarak hiçbir araştırma yapmayan kimselerdir, ya Türk olmadıkları, şu veya bu sebepten Türk’e düşmanlık duyan Türkiyelilerdir veya Türk olmalarına rağmen Marksizmin yeminli yeniçerileridirler. Çünkü mercimek kadar beyni olanlar düşüneceklerdir ve kendilerine diyeceklerdir ki: “Yahu! Bu Türkler, 1071 Malazgirt zaferinden beri, Ermenilerle yan yana, iç içedirler. O kadar ki, Osmanlı devrinde Maraş ve Malatya asıllı iki Ermeni’yi sadrazamlık, yani başbakanlık koltuğuna oturtmuşlardır. Ayrıca, Meşrutiyetin ilânından sonra Ermenilere 29 paşalık, 12 bakanlık, 30 milletvekilliği, 7 büyükelçilik, 11 konsolosluk, 11 üniversite öğretim üyeliği vermişler. Agop Kazazyan, Garabet Andon, Oskan Mardingyan, Bedros Hallaçyan, Kirkor Sınapyan, Mikael Portakalyan, Sakız Ohannes Paşa gibi Ermeniler çeşitli Türk bakanları olarak çalışmışlar. Hatta Balkan Savaşları başladığında Türkiye’nin Dışişleri Bakanının Gabriyel Noradungyan olduğu iddia ediliyor. Acaba bu iddialar doğru mudur?
Peki sonra ne olmuştur da Türklerle Ermenilerin arası açılmıştır? Hiçbir Genelkurmay Başkanlığı, bir savaşın en zor, en kanlı günlerinde asker, para ve araba ayırarak 432 bin Ermeni vatandaşını vatanının bir bölgesinden başka bir bölgesine taşımaz. Peki Türkler neden böyle zor bir işe giriştiler? Yine bu Türkler diyorlar ki: 1877-78 Osmanlı Rus Savaşından sonra Ermeniler, Rusya’nın da desteğiyle Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurmak istediler. 2. Abdülhamid Han’a bir suikast düzenlediler. Sadrazam Halil Rıfat Paşa’ya kurşun sıktılar. Biz, 1. Dünya Harbine girdiğimizde Ermeniler silahlanarak ordumuza arkadan saldırdılar. Van şehrini 2 yıl 10 ay 13 gün işgal ettiler. Taş üstünde taş bırakmadılar. Binlerce Türk’ü, Kürt’ü öldürdüler. Erzurum’da, Erzincan’da, Elazığ’da, Kars’ta, Siirt’te, Maraş’ta, Adana’da, Diyarbakır’da... Kürtleri ve Türkleri diri diri kuyulara gömdüler, sulara attılar, camilere doldurup yaktılar.” Acaba bu iddialar doğru mu? Yine Türkler diyorlar ki: “Ermeniler, Ruslarla çarpışan Türk ordusuna arkadan bindirdikleri, Kürt ve Türk köylerini basıp büyük katliamlara giriştikleri için onları, Doğu Anadolu’dan alıp Suriye’ye indirmek mecburiyetinde kaldık. Ermeniler o en zor günlerimizde bize ihanet etmeselerdi biz de aklımızı peynir ekmekle yemediğimiz için hiçbir Ermeni’nin kılına dokunmazdık.” Evet! Türkler böyle söylüyorlar. Bizim de Türkiye’de yaşayan Türkiyeliler olarak bu iddiaları araştırmamız lazım. Acaba bu iddialar doğru mu? Bir kısım aydınlarımız böyle düşünmüyor. Çünkü onlar ya çok cahildirler, ya Türk soyundan olmadıkları için Türk’e düşmandırlar veya Marksizmin kapı-kulu uşaklarıdırlar. Vay bize! Vaylar bize! DÜŞÜNDÜKÇE Yavuz Bülent BÂKİLER
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Yok onlar Türk'üm diye kendini yırtan ERGENEKON piyonlarıdır.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|