07-19-2010, 15:02 | #1 |
Osmanlı-Yahudi ilişkileri üzerine bazı gerçekler
Osmanlı devletinin Yahudi cemaatiyle ilişkisi bilinenin aksine Orhan Gazi döneminde başladı. Osmanlı devletinin kuruluş döneminde “Engizisyondan bezmiş, Hıristiyan dünyanın baskısından usanmış olan Yahudiler, Osmanlı devletinin Hıristiyan devletlere karşı ardı ardına elde ettikleri zaferleri,Tanrının Hıristiyanların kendilerine karşı bu tutumlarını cezalandırması olarak görmüşlerdir.” 1 Orhan Gazi Bursa’yı alınca bu günre kadar ayakta kalan Ets Hahayim sinegogunun kuruluşuna izin verdi. Orhan Gazi Yahudilerin kalifiye eleman olmalarından dolayı onları ülkesine davet etmiş bu davetin etkisi ile Şam’dan dahi Yahudi göçü olmuştur I. Murad Edirne’yi alınca Edirne’de bir Yeşiva* kurulmuş, bu okul, Osmanlı Devletinin her tarafından gelen Yahudi öğrencileri kabul etmiştir.Hatta,Macaristan,Polonya ve Rusya’dan Talmud tahsili için Yahudi gençler bu okula akın etmiştir 1394 yılında Yıldırım Bayezid döneminde Fransa'dan gelen Yahudiler Edirne'ye yerleştirildiler. Bu dönemde Edirne Başhahamı İsaac Sarfati’nin Orta Avrupa yahudilerine yazdığı ilginç bir mektup vardır “ Almanya’daki kardeşlerimizin ölümden daha acı ızdıraplara maruz kaldıkları, haksız kanunlara boyun eğdikleri, zorla vaftiz edildikleri ve sürgüne uğratıldıkları bana anlatıldı.Onlar, bir yerdeki kötülüklülerden kurtulmak için kaçarken daha beter kötülüklere yakalanıyorlar. Kardeşlerime karşı tepeden bakan bir halk tarafından çıkarılan uğultular duyuyorum.Onlara vurmak üzere kalkan eller görüyorum. Onlar içerde ve dışarda eziyet çekiyorlar.Her gün, onların paralarını ellerinden almak için yeni bir şeyler icat ediliyorlar......Almanya’nın kutsal cemaati zor durumda ve düşkün. Kardeşlerim ve efendilerim ve siz hepiniz, arkadaşlarım,Fransa menşeli olan ve okullarında okuduğum Almanya’da doğan ben İsaac Sarfati, size bildiririm ki, Türkiye hiç bir şeyin eksik olmadığı bir ülke.Herkes, kendi incir ağacının ve asmasının gölgesinde emniyet içinde yaşayabilir.Hırıstiyan ülkelerinde, şayet çocuklarınıza mavi ve kırmızı giydiriyorsanız, onların vücutlarını darbelerle mavi ve kırmızıya döndürülme tehlikesine atıyorsunuz..Siz, yırtık elbiseler giymeye zorlanıyorsunuz. Sizin için haftanın günleri kadar,Şabat ve Bayran günleri de kapkaranlık.Sizin gücünüzden, ancak yabancılar yararlanıyor.Hazineleri olan Yahudilere hangi mutluluk var ? Onlar,hazineleri ancak kendi mutsuzlukları için muhafaza ediyorlar....Siz onları kendinizin zannediyorsunuz, gerçekte onlar onlara ait.Onlar ne bilginlere ne ihtiyarlara iyi davranıyorlar......Sizin tapınaklarınızı ve okullarınızı kapatıyorlar.Niçin uyuyorsunuz ? Ayağa kalkın ve bu lanetli ülkeyi terkedin.”2 Diğer bir mektupta ise Yahudiler Osmanlıdaki rahatlarını şöyle anlatıyorlar “....Ey kardeşlerimiz,şayet aranızda Tanrının kudret ve mal verdiği güçlü insanlar varsa, gelip buraya yerleşsinler, dolaşsınlar ve evler alsınlar.Geliri olmayan fakirler ve yoksullar burada ayaklarını dinlendirecek ve kendilerine uygun bir iş bulacaklardır.Onlar ne açlık ne susuzluk çekmeyecekler.Onlar, ateşe, zulüm güneşine ve sürgüne çarpılmayacaklar.Zira Tanrı, bize inayetini verdi ve içinde yaşadığımız milletler arasında bize, hemen hemen yeni bir isim verebilecek ve bizi ‘Tanrı tarafından yeniden alınmış köleler’ diye adlandıracak derecede saygınlık verdi. Madem ki Türkler ne sürgün ne zulüm hissettirmiyorlar, o halde bilgelik gözüyle bakın.Hayırlı iş için gönderilen şerefli kişilere, Tanrının bize bu bölgelerde verdiğğ saygınlığın binde birini anlatamadık....Çünkü biz, onları ifade edebilecek söz bulamıyoruz.Yahudiler burada özgürlük ve kurtuluş buldu” . 3 * talmud eğitimi veren enstitü. 1-Türkiyenin Devlet Yaşamında Yahudiler- S. 70-Çetin Yetkin –Gözlem 2- Osmanlı Devletinde Yahudiler- S. 62-A.Hikmet Eroğlu-Andaç Y. 3- Osmanlı Devletinde Yahudiler- S. 59)- A.Hikmet Eroğlu-Andaç Y. Tarih Servisi
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|