AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[EZEL]

Haber, önce, 30 Eylül tarihli Taraf gazetesinde “Türk-Çin gizli tatbikatı” manşetiyle “patladı”, son olarak 11 Ekim tarihli Hürriyet gazetesinin manşetinde yer alan “Yakıt İran’dan” iddiasıyla kendini gösterdi. Böylece, Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında, özellikle NATO müttefiklerimizin bilgisi içinde varılan anlaşma çerçevesinde gerçekleştirilen bir hava tatbikatı tarihimize, üzerinde en çok “komplo teorisi” üretilen tatbikat olarak geçti!..
Takvimlerin, 13 Eylül 2010 gününü gösterdiği dakikalarda, Konya 3’ncü Ana Jet Üssü’ne, Çin Hava Kuvvetleri’ne bağlı bir adet Ilyuşin-76 (İl-76) nakliye uçağı ve adet de Sukhoi-27 (Su-27)savaş uçağı iniyordu.
Üs, ilk kez gerçekleştirilecek Türk-Çin ortak hava tatbikatı çerçevesinde ülke topraklarına ayak basan tam 120 kişilik Çin askeri heyetini de ağırlamaya hazırdı.
Zaten, gerek Konyalılar, gerek üsteki Türk askeri personel, son üç aydır belli bir program çerçevesinde gelen, hatta, kentin merkezindeki Alaattin Tepesi üzerinde kurulu Orduevi’nde kalan Çinli askeri heyetlere alışmışlardı. Çinliler ile düzenlenen bir dizi toplantı sonucunda revirlerden kalınacak misafirhaneye kadar ortak standartlar tesis edilmişti.
- Yanlış haberler silsilesi…
Hazırlıkları fiilen üç ay önceden başlamış ve herkesin bilgisi dahilindeki bir tatbikat Türk basınına nasıl “gizli” başlığıyla sızmıştı anlamak mümkün değil. Aynı haberlerde zaten, tatbikata ilk kez Çin hava kuvvetlerinin Rus yapımı Mig-29 savaş uçaklarını getireceği, böylece NATO’nun Türkiye üzerinden bu çok gelişmiş uçaklar ile ilgili bilgi sahibi olacağı da ifade ediliyordu. Ama bir sorun vardı: Çin hava kuvvetlerinde bir tane bile Mig-29 tipi savaş uçağı bulunmuyor!..
(Ayrıca NATO’nun bu tür bir casusluk ihtiyacı neden olsun. Şu anda Almanya Hava Kuvvetleri’nde Doğu Almanya’dan kalma Mig-29’lar görev yapıyor!Bu savaş uçaklarının tüm sırrı da 1988 yılında Trabzon’a inen bir kaçak Sovyet pilotu sayesinde çözülmüştü…)
- Uzun yolculuk…
Çin askeri personeli, Konya 3’ncü Ana Jet Üssü’nün A Blok misafirhanesinde ağırlandılar. Hemen yanlarındaki B Blok misafirhanesinde ise, NATO erken uyarı uçuş sistemi AWACS’ların personeli kalıyordu!
Çinli pilotlar Konya’ya gelene kadar toplam 8 bin kilometrelik bir yolu kat ettiler. Pekin’in kuzeyindeki üslerinden havalandılar, Pakistan’a indiler. “Gizli tatbikata” (!) giderken Amerikan hava kuvvetleri personelinin bulunduğu bir üsse inmişlerdi. Buradaki Pakistanlı askeri yetkililer ile yaptıkları sohbetleri, daha sonra Konya’da aktarırken, “Bize, arada bir bu tür tatbikatların çok iyi olduğunu, Asya’da Amerikalıları dengeleyecek askeri unsurlara ihtiyaç duyduklarını söylemeleri ilginçti” diyeceklerdi…
Uçaklardan birinde, İran hava sahasında beliren bir arıza alarmı, yolculuğun kısa bir süre duraklamasına neden oldu. Filo, bir İran üssüne indi, arızaya bakıldı ve kısa süre sonra “yakıt ikmali alınmadan” yola devam edildi. Dönüşte ise, uğranılan tek ülke, yine Amerikalılar’ın da bulunduğu Pakistan üssüydü.
- Teknik kapasiteler…
Çin tarafı söz konusu tatbikata J-10 tipi uçaklarını da getireceklerdi fakat Su-27’ler ile yetindiler.
Çünkü Su-27’ler, günümüz askeri havacılığının en gelişmiş savaş uçakları arasında yer alıyor. Elimizdeki F-16’ların teknik kapasitesi söz konusu uçaklar ile baş etmeye yetmiyor. Su-27’nin en önemli özelliği, F-16’ların asla manevra yapamayacağı yüksekliklerde kolay manevra yapabilmesi ve savaş kapasitelerini sürdürmeleri. Bu açıdan bakıldığında, söz konusu yüksekliklerde Su-27’lere eşlik edebilecek uçağımız F-4 Fantomlar olarak dikkat çekiyor.
Bizim elimizdekiler dahil dünyada hizmette olan F-16’ların kapasite ve teknik donanımlarının gizli bir tarafı yok ama, NATO’nun, teknik kapasitesini çok iyi bildiği Su-27’leri Çinli pilotların kullanma kapasitesi hakkında bilgi sahibi olduğu açık bir gerçek.


İsrail tatbikatları ve “hırsızlık” sorunu…

Türkiye’nin, İsrail’in Gazze saldırılarından sonra bu ülkeyi, Anadolu Kartalı tatbikatlarına davet etmemesi politikasının perde arkasında da tam bir asker-sivil mutabakatı var. Kaynaklar, İsrail’i bu takbikatlarda devre dışı bırakan ilk adımın 2009 yılı mart ayında genelkurmaydan başbakanlığa gelen bir yazıyla atıldığını belirtiyorlar. Bu yazıda genelkurmay, İsrail’in de çağrılı olduğu olduğu 2009’a 2 Anadolu Kartalı tatbikatı tarihinin (mayıs) yaklaşmakta olduğunu, yaşanılan diplomatik ilişkiler çerçevesinde davetin devam edip etmediğini sordu. Bu mektup üzerine hükümet, bugün de devam eden, “davet etmeme” kararını askerle birlikte aldı.
∑ Üsteki hırsızlık sorunu…
Bu kararın, Türk Hava Kuvvetleri’ni, özellikle de Konya 3’ncü Ana Jet Üssü asker-sivil personelini rahatlattığı belirtiliyor.
İsrail Hava Kuvvetleri personelinin katıldıkları son tatbikat sonrasında üsten “çaldıkları” M32 cihazını tam kendi nakliye uçaklarına yüklerken yakalandıkları belirtiliyor. M32 cihazı, uçakların teknik donanımını motorları çalışmadan devreye sokmakta kullanılan bir cihaz.
Ama, aynı tatbikat sonunda, üssün misafirhanesinde odalarda bulunan tam 19 adet televizyonun, yine İsrail nakliye uçağına taşınırken bu kez sivil personel tarafından yakalanması, Türk Hava Kuvvetleri tarafından bardağı taşıran son damla olarak değerlendiriliyor.
Televizyonları çalarken suçüstü yakalanan İsrailli askeri personelin, “Biz, Amerikalılar gibi, kentte kalamıyoruz, bu üsten çıkamıyoruz o yüzden evimize götürecek hediye alamıyoruz” demeleri de bizim ordunun kayıtlarına geçmiş durumda.

KYNK