11-22-2010, 21:11 | #11 |
Ezbere konuştugumuz kadar ezber çalışsaydık,Kur'an hafızı olurduk..
Bence söz budur.. |
|
11-22-2010, 21:13 | #12 |
Allahım, Sana ve duâlara i’ti-mâdımı arttır; sebeblere riâyeti de bir vazife şuuru olarak vicdanıma duyur! Allahım, ne azabına dayanacak hâlim ne de rahmetinden mahrum kalmaya mecâlim yoktur! Allahım, vefâsızlık edip Sen’den uzak kalsam da, hâlim, Sen’siz edemiyeceğimi haykırmaktadır.. vefâsızlığım i’tibariyle değil, ihtiyacıma göre Sen’in lütfuna tâlibim...! |
|
11-23-2010, 13:08 | #13 |
İslamın ruhi hayatı bu; hergün yeni bir insan olmak. Seni bir kere daha buldum Rabbim demiyorsa hazan olur. |
|
11-23-2010, 13:10 | #14 |
Cennete ulaşmak için 8 kapı vardır. Hz. Ebubekir sekizinden birden giriyor. Allah'a ulaşmak için çok yol var, kulvar var. Hakiki kul odur ki; bütün yolları kullanır. (namaz, evrad, gece, Kuran...) |
|
11-24-2010, 12:49 | #15 |
Büyük oynamak lâzım. Büyük oynamak, idareye talip olmak demek değildir; gönüllere talip olmak, her gönle, Allah’ı anlatmak, Allah’ı duyurmaktır. |
|
11-24-2010, 12:51 | #16 |
Bediüzzaman, hayata gözlerini en büyük problemler içinde açmış. Ama, ne geçmişe, ne hâle sövmüş, ne de mücrimlerle meşgul olmuş. “Bu problemleri nasıl çözeriz” demiş ve menfîlerin karşısına müsbet değerleri koymuş. Geçmişi, öncekileri tenkid etmenin kazandıracağı bir şey yoktur; önemli olan, yapılması gerekeni yapmaktır. MFG |
|
11-24-2010, 12:56 | #17 |
İyi işleyen bir sistem, beraberinde körlük getirir; buna “sistem körlüğü” diyebiliriz. Mükemmellik de, beraberinde rehâvet getirir. Binaenaleyh, bugün üçüncü sınıf görülen milletler, daha alternatifli düşünebilirler. Tarih boyunca kurulan büyük medeniyetlerin kahir ekseriyetini bedevî kavimlerin kurmuş olması, büyük ölçüde bundandır. Hocaefendinin bu sözü şimdiki (hala yokluk sefalet içinde olduğumuzu,geri kalmışlığımızı savunan, sürekli şekva ve isyan içinde olan) muhaliflere güzel bir cevap olabilir... |
|
11-24-2010, 12:59 | #18 |
İnsan, kendisinin bir kuyunun dibinde olduğunu kabul etmezse, yükselme gayreti olmaz. A’zamî takvâ, ihlâs-ı etemm, şüpheli şeylerden kaçınma, a’zamî zühd, hayatını başkalarını yaşatmaya bağlama ve insanın, sahip bulunduğu ufkun ötesinde ufuk kabûl etmesi, yükselmenin başlıca şartlarıdır. |
|
11-24-2010, 13:01 | #19 |
Sadece bizimle iyi geçinenle iyi geçinmek, bir egoistliktir. İnsanların Allah’a kul olmaları yetmiyormuş gibi, kalkıp bize de kul olmalarını beklemeyelim. En kötü insanla bile geçinemeyen, kötü insandır. Dilimizi unutmak, millî günahtır. Dışarıda doğup büyümüş ve Türkçe’yi öğrenmekten mahrum kalmış çocukları, hiç olmazsa yazları Türkiye’ye gönderip, Türkçe’yi öğrenmelerini sağlamak lâzım. |
|
11-24-2010, 13:03 | #20 |
Ben, Bediüzzaman ölçüsünde ehlullâha saygılı kimse görmedim. İmâm-ı Rabbânî, Şâh-ı Geylânî, Şâh-ı Nakşibendî gibi zâtlar için, “üstâdım, imamım” vb. ifadeler kullanıyor. * M. Birlik, önemli bir tarikatın mensuplarından Risaleler’le ilgili bir tenkid duyunca, Bediüzzaman’a meseleyi sormak için gider. Fakat, o daha sormadan Bediüzzaman, “Kardeşim, 12 tarikattan ders vermeye salâhiyetim olduğu halde, hiç kimseye tarîkat dersi vermedim…” buyurur. İman, ana gıdadır, tasavvufun sağladığına meyve nazarıyla bakılır. En önemli vazife, imanı kurtarmaktır. |
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|