09-22-2007, 11:35 | #1 |
Transparan düşünme metodu
O günlerden son bir anı
Ağzı kokan ve kanayan diş etlerinden dudaklarına sürekli kan bulaşan bir müdürümüz vardı. Adamı görsen bire beş bahse girersin; bu adam on Dakika önce kedi yemiştir diye. Ağzının kokusunu beş metreden çok net duyabilirdin. Transparan düşünme metodunu geliştirene kadar bu kokuyu ve vahşet tablosunu çektik. Aman adam kırılmasın diyorduk sürekli. Hep arkasından konuşuyor, yanımıza yaklaşmasını da istemiyorduk. Bir an önce gitmesi için bildiğimiz tüm duaları okuyorduk. Bazen “bu adam nasıl olurda bunun farkında değil? Kimse söylemez mi?” filan diyorduk. Bir gün odasında tek yakaladım onu ve “arif abi seninle bir şey konuşmak istiyorum”. Diyerek söze girdim. Ağzının koktuğunu ve insanların ondan kaçtığını ama bunun basit bir sorun olduğunu, isterse bu durumdan kurtulabileceğini söyledim. Dikkatle dinliyordu. Cebimden onun için aldığı ağız spreyini ve küçük aynayı çıkardım. Ara sıra bu küçük aynaya bakıp dudaklarında biriken kanı temizlemesini önerdim. Adam inanılmaz mutlu oldu. Elini omzuma kayarak, “sen bir dostsun” dedi. Altı ay önce karşılaştım arif beyle. Bana, çaktırmadan cebindeki spreyi göstererek tebessüm etti. Çok mutlu oldum. Ha unutmadan dudaklarındaki kandan eser kalmamıştı. Kesi yemeyi bırakmış anlaşılan. Kim bilir beklide seninde de, bilmediğin ve insanların sen kırılmayasın diye söylemediği ne garip huyların vardır. Arif abi de bilmiyordu ama yıllarca dudağındaki kanla ve ağzının kokusuyla dolaştı. Ben de bilmeden yollarca olur olmaz yerlerde kulağımı karıştırdım. Erdal DEMİRKIRAN
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|