![]() |
#31 |
![]() Cemaatler çatışmasının yeri bura değil...
Bura hiçbir cemaatin reklam yeri de değil... Bura Akparti' ye gönül vermiş insanların paylaşımlarını yapıp, davaya bir nebzede olsa katkıda bulunmak için zaman geçirdikleri bir yerdir. Üzerine basa basa söylüyorum Ak Partililerin... Siyasi bir forumda sürekli cemaatlerin ön plana çıkması abesle iştigalden başka birşey değildir... Bunların daha rahat tartışılacağı forumlar olduğundan eminim... |
|
![]() |
![]() |
#32 | |
![]() Alıntı:
bu tür tartışmalar sadece Akparti formunda olmuyor. tartşma amaçlıda burda değiliz. bir paylaşım yapmışız küfür yok hakaret yok saldırı yok. olduğu gibi paylaşılmış bir Köşe yazısı var. eleştiriyue cevap yerine . eleştiriye tahamulsüzlükten Başka cemaata saldırı karalama mevcut olmuyor. dikkat ettiyseniz ilk yorumlarımda da dedim ben yorumsuz yayınlamdım benim görüşlerimde değildir katıldığım yerler olmakla beraber ve şimdi ye kadar da karalamaktan özellikle kaçındım yoks abende kopyala yapıştır yapıp burayı videolarla doldurabilirim. ben kimseden alıntı yapmadım cevap verirken bizzat kendi dilleriden verdim. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#33 |
![]() Şu tek türkiyede korkunç müslümanlar olarak lanse dilen imam ve talebeleri falan hizbullahmıydı yoksa
![]() |
|
![]() |
![]() |
#34 |
![]() Seni anlıyorum arkadaşım, bende onu diyorum işte; böyle paylaşımlara siyasi bir forumda gerek yok. Bura hiçbir cemaatin forumu değildir. Hiçbir cemaatinde tekelinde değildir. Böyle bir yazı paylaşılmasa idi böyle bir tartışmada olmayacakdı değil mi...
Aynı şey diğer taraf içinde geçerli, Hocaefendinin eleştirilmesi istanmiyor ise Hocaefendi ile ilgili konular açılmamalı. Eğer açılır isede yapılan eletirilere tahammül edilmeli ve saygı, sevgi ve adağ çerçevesinde cevap verilmeli... Ama dediğim gibi bu konuların hiç konuşulmaması en hayırlısı, tecrübelrim bunu söylüyor... |
|
![]() |
![]() |
#35 | |
![]() Alıntı:
sonrada niye yapıyorsunuz denildiğinde velvele kopuyor way efendim tehdit altındayız. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#36 |
![]() Desenize hizmet a.ş doğuda kendine yer açmak için resmen oradaki müslümanlara savaş açmış ve karalama kampanyası başlatmış. Bence hizbullah çok sakin davranıyor. Çünkü o dizideki iddaalar ve karalamalar yenilir yutulur cinsten değil. Hizbullah elbette karanlık çetelerin oyununa gelip illegal işlere girmemeli ama böyle saldırılarada prim vermemeli. Önce uyarı sonra tekrar uyarı ondan sonra müdahale ...
|
|
![]() |
![]() |
#37 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#38 |
![]() Gençler halim yok 2 sınav bitirdim yarın 2 tane daha var zamanım yok konuya hakim olan birisi bi özet geçsin
|
|
![]() |
![]() |
#39 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
#40 | |
![]() Alıntı:
Uzun bir süredir Fethullah Gülen grubunun birçok İslami oluşuma ve özellikle Hizbullahi Müslümanlara yönelik, hiçbir İslami ve insani ölçü gözetmeden saldırıda bulunduğu, elindeki medya gücünü kullanarak yalan ve iftiralarla çok yönlü ve çirkin bir şekilde karalamalar yaparak bir dezenformasyon kampanyası yürüttüğü herkesin malumudur. Bununla da yetinmeyerek son zamanlarda bu çirkin kampanyalarını TV dizileriyle yürüterek Müslüman Kürt halkının inanç ve değerlerine pervasızca saldırı ve düşmanlıklarını ileri bir düzeye götürğü görülmektedir. Bu grubun oluşum ve gelişim seyri her ne kadar Hizbullahi Müslümanlar tarafından çok iyi biliniyorsa dahi, genel olarak birçok Müslüman hüsn-ü zanda bulunarak; Fethullah Gülen ile üst düzey yakın çevresinin farklı İslami oluşumlara karşı bugüne kadar yürütülen hasmane ve düşmanca tavırlardan beri olduklarını, aralarına sızan ve onları kontrol altında tutan İslam düşmanı bir azınlığın bu saldırı kampanyasını yürüttüğünü düşünüyordu. Bu Müslümanların bu şekilde hüsn-ü zanda bulunmalarının sebebi ise; genelde İslami oluşumlara ve özelde Hizbullahi Müslümanlara yönelik yapılan bu provokatif saldırıların bizzat Fethullah Gülen ve yakın çevresi tarafından açıkça dile getirilmediği için kamuoyu tarafından net bir şekilde bilinmemesi idi. Ayrıca bu grubun bölge düzeyindeki sorumluları ile yapılan görüşmelerde bu grubun icraatlarıyla ilgili dile getirilen itiraz ve rahatsızlıklara karşı, kendilerinin de yapılanlardan hoşnut olmadıklarını, yayın organlarının (TV, Gazete, Dergi vb) takip ettiği politikaları tasvip etmediklerini, bu konularda üstlerine itiraz ve şikâyetlerde bulunduklarını beyan etmişlerdi. Ancak Fethullah Gülen’in kendi dilinden ve görüntülü bir şekilde yayınlanan son konuşmasından sonra, herkesin görüp anlayabileceği bir şekilde olay tüm açıklığıyla, somut ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Böylece bugüne kadar Fethullah Gülen ve grubuna iyi niyet ve hüsn-ü zanla yaklaşımda bulunan Müslümanlar için de mesele aydınlığa kavuşmuş bulunmaktadır. Ortaya çıkan bu hakikat ve mevcut hal, ciddi bir vaziyet arz etmektedir. Özellikle Hizbullah Cemaatine karşı karalama ve düşmanlığın bizzat Fethullah Gülen tarafından dile getirilmesi ve kamuoyuna açıklanması, gelinen tehlikeli boyutun ciddiyetini göstermektedir. Bu gelişmeler üzerine; geçmişte yaşanan bazı acı olayların gelecekte tekrar yaşanabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurarak, böyle bir kaosun tekrar yaşanmaması için Müslüman halkımızı gelişebilecek olaylar ve tehlikelere karşı bilgilendirmek ve bu hususta kamuoyuna açıklama yapmayı gerekli görmekteyiz. Bilindiği üzere Hizbullah Cemaati, 1990-2000 yılları arasında istemediği ve inanç, düşünce ve yöntem olarak karşı olduğu halde sıcak bir çatışma dönemi yaşadı. Kendisine tahmil edilen ve kaçınılmaz olarak içine girdiği bu çatışmalar döneminde, bir taraftan bu çatışmaların alevlendirilmesi, diğer taraftan kuşatılıp kontrol altına alınması ve darbe vurularak etkisiz hale getirilmesi için devletin istihbarat örgütlerine bağlı çete ve ajanların yoğun saldırısına maruz kaldı. Bunun üzerine Hizbullah Cemaati, özellikle 1996-2000 yılları arasında derin devlete bağlı bu unsurları etkisiz hale getirmek için bunlara karşı amansız bir mücadele verdi. Bu sıcak mücadele, 17 Ocak 2000’de Rehber Hüseyin Velioğlu’nun şehid edilmesi ve ardından aralıksız olarak imha amaçlı ağır operasyonlarla günümüze kadar devam ede gelmiştir. Ki 2000 sonrası Hizbullah’a karşı yürütülen ağır operasyonlar ve psikolojik savaş kampanyaları herkesin malumudur. Dikkat çekmek istediğimiz tehlike; yukarıda kısaca değindiğimiz 2000 öncesi dönemde yaşanılan olayların bir benzerinin tekrar yaşatılmak istenmesidir. Yani bu sefer de Fethullah Gülen grubu üzerinden, Türkiye genelinde ve özellikle Kürdistan’da çatışma ortamı oluşturarak bir fitne ateşinin fitilinin tutuşturulmak istendiği müşahade edilmektedir. Böylece özellikle Kürdistan’da oluşacak çatışma ortamı sayesinde; bir taraftan İslami uyanış provoke edilip engellenmeye çalışılmak, diğer taraftan toplumsal kargaşa ve huzursuzluklar meydana getirilerek Müslüman Kürt halkına acılar yaşatılmak ve böylece haklı İslami ve insani taleplerinin önüne geçilmek istenmektedir. Kürdistan halkı ve tüm İslami kesimler çok iyi bilmektedirler ki; Fethullah Gülen ve grubu kendi iradesi ve öz gücüyle böyle tehlikeli bir işe kalkışabilecek bir konumda değildir. Yine herkes çok iyi biliyor ki böyle bir çatışma durumunda, özellikle de Kürdistan genelinde Hizbullah tarafından kısa süre içerisinde etkisiz hale getirilebilecek bir pozisyondadırlar. O halde bu gerçeklere rağmen bu insanların böylesine pervasızca Hizbullah’a saldırıda bulunmalarının ve adeta böyle bir çatışmaya davetiye çıkarırcasına tahrikte bulunmalarının ve provokatörlük yapmalarının, salt kendi özgün iradelerinin dışında başka bir anlam ve amacı olmalıdır. Bu tutum ve tavırları; ya isteyerek ve bilinçli olarak kendilerine verilen bir görevi icra etmekten veyahut da bilinçsiz bir şekilde sürüklendikleri ve içine düştükleri durumdan kaynaklanmaktadır. Bilinçli veya bilinçsiz olsun, kendi iradeleriyle veya iradeleri dışında olsun, sürüklendikleri ve içine düştükleri bu durum, bir oyun ve tuzaktan ibaret olup neticesi fitneden başka bir şey değildir. Biz bu oyun ve tuzakların nasıl tezgâhlandığını çok iyi biliyor ve bunun perde arkasını iyi görebiliyoruz. Bu konuda başta kendilerini bu çirkin oyunlara karşı uyarıyor ve Müslüman halkımızın da bu oyunları görmesini ve bu konularda duyarlı olmasını istiyoruz. Halkımız, tüm İslami kesimler ve mezkur grubun samimi olan tabanı şunu çok iyi bilsinler ki; biz ne pahasına olursa olsun asla bu oyuna gelmeyeceğiz. Hiçbir şekilde bunlara şiddet uygulamayacağız. Oynanmak istenen oyunu bozmak için elimizden gelen her çabayı göstereceğiz. Bunların tüm tahrik, karalama, saldırı ve çirkefliklerini deşifre edip halkımıza göstereceğiz. Buna rağmen birileri Hizbullah ismini kullanarak bazı tepkiler gösterebilir. Ancak halkımız şunu iyi bilsin ki; bizim cemaat olarak tavrımız, dile getirdiğimiz şekilde olacaktır. Bunun dışında gelişecek hiçbir tavır ve eylem Hizbullah’a ait olmayacaktır. Süreç içindeki gelişmeleri çok açık ve şeffaf olarak halkımızla paylaşacağız. Halkımız bizi çok iyi tanıyor ve güven duyuyor. Bu güvenini bugüne kadar her şekilde ortaya koymuştur. Aynı şekilde halkımız çok iyi biliyor ki hiçbir şekilde kendisini yanıltmadık ve yanlış bir şekilde bilgilendirmedik. Çünkü ya hakkı söyleriz veya susarız. Bugüne kadar bunun aksi bir tavrımız olmamıştır. Bu nedenle şimdiden uyarıyor ve söylüyoruz ki; istenmeyen bazı provokasyonlar ve olaylar gelişirse, bunun arkasında yukarıda değindiğimiz derin güçler vardır. Gelişebilecek hiçbir şiddet olayında kesinlikle Hizbullah olmayacaktır. Tüm İslami kesimlerden ve Kürdistan Müslüman halkından isteğimiz; hem kendi aleyhlerine hem de İslam ve tüm Müslümanlar aleyhine gelişen bu ve benzeri durumlara karşı hassasiyet ve duyarlılıklarını terk etmemeleri ve gereken meşru tepkiyi göstermeleridir. Davamızın sonu Allah’a hamd etmektir. HİZBULLAH BASIN BÜROSU Konu Ammar tarafından (04-05-2011 Saat 20:12 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|