Mustafa Yürekli - Ruhunu Batı'ya Satmış CHP İktidar Olamaz - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Cihannur** · 06-19-2011, 08:11

Mustafa Yürekli

Ruhunu Batı'ya satmış CHP iktidar olamaz

Endişelendim, bu seçimde halkımız CHP’nin yaptığı makyaja ya aldanırsa diye..

Ataol Behramoğlu’nun Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesinde yayınladığı, seçimden bir gün önce, 11 Haziran 2011 Cumartesi günü, “Kime ve Neye Oy Vereceğiz?” başlıklı yazı hemen ilgimi çekti. Seçimlere, bir şairin gözünden bakmak hoş olur diye düşündüm. Sanat, gönül penceresini açar. Dünyaya, hayata ve insana sanattan bakışa ihtiyacımız vardı, üç ay süren seçim sürecinin o boğucu atmosferinde. Sanatçı bakışı, özgür, sevgi dolu, içten ve barışçı olma özellikleriyle nefes aldırabilirdi..

Ataol Behramoğlu yazısında CHP ile AK Parti arasındaki zihniyet çatışmasını ele almış: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Türk Büyükleri’ni sıralarken, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini oluşturan felsefenin ön sırasında yer alan kişilerden Namık Kemal’i, Tevfik Fikret’i ve Ziya Gökalp’ı anmadığını” belirtiyor. Bu saptamayı, “günümüzde siyasal iktidarı bir biçimde ele geçirmiş olan kadro, onların her birinin düşünce dünyasına da, kişiliklerine de temelden karşı” olduklarını düşündüğü için yapıyor.

Şair, “bir biçimde ele geçirmek” deyimiyle demokrasiye, seçimlere inancı olmadığını ima ediyor.. Namık Kemal, Tevfik Fikret ve Ziya Gökalp hakkında yaptığı değerlendirmeler de son derece öznel, tartışmaya açık görüşler.. Şairin sö zkonusu isimleri anmadaki asıl amacı, AKP iktidarının “Cumhuriyet karşıtlığının, Volkan yazarı Mustafa Sabri’den Said Nursi’ye, oradan Pensilvanya’ya uzanan bir düşünce ve eylem zincirinin günümüzdeki halkası” olduğu tanımlamasını yapmak için.

Söz konusu yazıda Cumhuriyet’i savunanların şairlerden, karşıtlarının ise din alimlerinden seçmesi, tarafları oluştururken farklı alanlardan isimleri karşı karşıya getirmesi çok ilginçti. Mehmet Akif gelmedi mi aklına acaba? Daha nice şair..

Batıcılık olarak adlandırılan, Cumhuriyetçilik, laikçilik ve Atatürkçülük olarak tanımlanan resmî ideolojinin davulunu çalıyor Ataol Behramoğlu. Şair, AK Partilileri tanımlarken “insan olma kimliğini doğaüstü güçlere teslim etmiş, bağnaz, ahretçi, ortaçağcı düşünceleri” savunduklarını ve Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman olduklarını ileri sürüyor..

Ataol Behramoğlu, yazısında AK Partililerin “henüz açıkça itiraf edemiyor olsalar da temelden karşı oldukları asıl şey, 1923’te ilan edilmiş olan Cumhuriyet’in kendisi” olduğunu ileri sürüyor. Dolayısıyla 12 Haziran 2011 seçiminin “Cumhuriyeti savunan” CHP ile “Cumhuriyet karşıtı” AK Parti arasında geçtiğini; bunu gözönünde bulundurarak oy kullanılması gerektiğini savunuyor.

“Cumhuriyeti savunan” CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bütün bu düşünceleri meydanlarda niçin söylemedi acaba? Süheyl Batum, Nur Serter gibi isimler susturulup niçin geri planda tutuldu bu seçimde? CHP bu seçimde niçin gerçek yüzünü saklayıp maske kullandı?

Ataol Behramoğlu, AK Parti’nin seçimdeki “Türkiye Hazır Hedef 2023” söylemi için de “düşüncesi bile sıkıntı veren 2023 hedefi ise rasgele bir 100. yıl olayı değil, bir rövanş hesabının adı, bir karşı cumhuriyet hedefinin tarihidir” diyor. AK Partililerin 2023’te Cumhuriyet’i yıkmaya hazırlandıklarını savunabiliyor. Bir şaire hiç yakıştıramadığım, yalan, iftira ve düşmanlık dolu bu yazı hayal kırıklığına uğrattı beni seçim öncesinde; CHP’nin iki yüzlü davrandığının bir belgesiydi sanki.

Endişelendim, bu seçimde halkımız CHP’nin yaptığı makyaja ya aldanırsa diye.. 12 Haziran 2011 akşamı seçim sonuçlarını görünce, Batı’ya ruhunu satmış CHP’nin halkımızı aldatamayacağını ve artık hiç bir seçimi kazanamayacağını düşündüm. Cumhuriyet’in temelinin İslam düşmanlığı, Selçuklu ve Osmanlı tarihlerinden nefret ve demokrasi düşmanlığı sanan, beyinleri yıkanmış, dünya güçlerinin kuklası bürokrat, aydın, medyacı ve politikacıların kalesi CHP ne kadar değişirse değişsin, miletimizi kandıramayacaktır.

Yürünmüş yollar yok sayılamaz. CHP’nin gerçek değişiminin göstergesi, geçmişiyle yüzleşmesi, hatalarını itiraf edip Türkiye’den özür dilemesi ve siyaset felsefesini milletimizin kültürel temellerine bağlı, İslam’a saygılı, milli tarihle problemsiz ve demokrat hale getirmesidir.

Ruhunu Batı’dan kurtarmadan CHP, milletimizle bütünleşemez ve seçim kazanamaz, iktidar olamaz..

Kaynak: http://www.haber7.com/haber/20110618...dar-olamaz.php

Haber 7 18.06.2011

06-19-2011, 08:11	#1
Kullanıcı Adı Cihannur	Mustafa Yürekli - Ruhunu Batı'ya Satmış CHP İktidar Olamaz Mustafa Yürekli Ruhunu Batı'ya satmış CHP iktidar olamaz Endişelendim, bu seçimde halkımız CHP’nin yaptığı makyaja ya aldanırsa diye.. Ataol Behramoğlu’nun Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesinde yayınladığı, seçimden bir gün önce, 11 Haziran 2011 Cumartesi günü, “Kime ve Neye Oy Vereceğiz?” başlıklı yazı hemen ilgimi çekti. Seçimlere, bir şairin gözünden bakmak hoş olur diye düşündüm. Sanat, gönül penceresini açar. Dünyaya, hayata ve insana sanattan bakışa ihtiyacımız vardı, üç ay süren seçim sürecinin o boğucu atmosferinde. Sanatçı bakışı, özgür, sevgi dolu, içten ve barışçı olma özellikleriyle nefes aldırabilirdi.. Ataol Behramoğlu yazısında CHP ile AK Parti arasındaki zihniyet çatışmasını ele almış: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Türk Büyükleri’ni sıralarken, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini oluşturan felsefenin ön sırasında yer alan kişilerden Namık Kemal’i, Tevfik Fikret’i ve Ziya Gökalp’ı anmadığını” belirtiyor. Bu saptamayı, “günümüzde siyasal iktidarı bir biçimde ele geçirmiş olan kadro, onların her birinin düşünce dünyasına da, kişiliklerine de temelden karşı” olduklarını düşündüğü için yapıyor. Şair, “bir biçimde ele geçirmek” deyimiyle demokrasiye, seçimlere inancı olmadığını ima ediyor.. Namık Kemal, Tevfik Fikret ve Ziya Gökalp hakkında yaptığı değerlendirmeler de son derece öznel, tartışmaya açık görüşler.. Şairin sö zkonusu isimleri anmadaki asıl amacı, AKP iktidarının “Cumhuriyet karşıtlığının, Volkan yazarı Mustafa Sabri’den Said Nursi’ye, oradan Pensilvanya’ya uzanan bir düşünce ve eylem zincirinin günümüzdeki halkası” olduğu tanımlamasını yapmak için. Söz konusu yazıda Cumhuriyet’i savunanların şairlerden, karşıtlarının ise din alimlerinden seçmesi, tarafları oluştururken farklı alanlardan isimleri karşı karşıya getirmesi çok ilginçti. Mehmet Akif gelmedi mi aklına acaba? Daha nice şair.. Batıcılık olarak adlandırılan, Cumhuriyetçilik, laikçilik ve Atatürkçülük olarak tanımlanan resmî ideolojinin davulunu çalıyor Ataol Behramoğlu. Şair, AK Partilileri tanımlarken “insan olma kimliğini doğaüstü güçlere teslim etmiş, bağnaz, ahretçi, ortaçağcı düşünceleri” savunduklarını ve Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman olduklarını ileri sürüyor.. Ataol Behramoğlu, yazısında AK Partililerin “henüz açıkça itiraf edemiyor olsalar da temelden karşı oldukları asıl şey, 1923’te ilan edilmiş olan Cumhuriyet’in kendisi” olduğunu ileri sürüyor. Dolayısıyla 12 Haziran 2011 seçiminin “Cumhuriyeti savunan” CHP ile “Cumhuriyet karşıtı” AK Parti arasında geçtiğini; bunu gözönünde bulundurarak oy kullanılması gerektiğini savunuyor. “Cumhuriyeti savunan” CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bütün bu düşünceleri meydanlarda niçin söylemedi acaba? Süheyl Batum, Nur Serter gibi isimler susturulup niçin geri planda tutuldu bu seçimde? CHP bu seçimde niçin gerçek yüzünü saklayıp maske kullandı? Ataol Behramoğlu, AK Parti’nin seçimdeki “Türkiye Hazır Hedef 2023” söylemi için de “düşüncesi bile sıkıntı veren 2023 hedefi ise rasgele bir 100. yıl olayı değil, bir rövanş hesabının adı, bir karşı cumhuriyet hedefinin tarihidir” diyor. AK Partililerin 2023’te Cumhuriyet’i yıkmaya hazırlandıklarını savunabiliyor. Bir şaire hiç yakıştıramadığım, yalan, iftira ve düşmanlık dolu bu yazı hayal kırıklığına uğrattı beni seçim öncesinde; CHP’nin iki yüzlü davrandığının bir belgesiydi sanki. Endişelendim, bu seçimde halkımız CHP’nin yaptığı makyaja ya aldanırsa diye.. 12 Haziran 2011 akşamı seçim sonuçlarını görünce, Batı’ya ruhunu satmış CHP’nin halkımızı aldatamayacağını ve artık hiç bir seçimi kazanamayacağını düşündüm. Cumhuriyet’in temelinin İslam düşmanlığı, Selçuklu ve Osmanlı tarihlerinden nefret ve demokrasi düşmanlığı sanan, beyinleri yıkanmış, dünya güçlerinin kuklası bürokrat, aydın, medyacı ve politikacıların kalesi CHP ne kadar değişirse değişsin, miletimizi kandıramayacaktır. Yürünmüş yollar yok sayılamaz. CHP’nin gerçek değişiminin göstergesi, geçmişiyle yüzleşmesi, hatalarını itiraf edip Türkiye’den özür dilemesi ve siyaset felsefesini milletimizin kültürel temellerine bağlı, İslam’a saygılı, milli tarihle problemsiz ve demokrat hale getirmesidir. Ruhunu Batı’dan kurtarmadan CHP, milletimizle bütünleşemez ve seçim kazanamaz, iktidar olamaz.. Kaynak: http://www.haber7.com/haber/20110618...dar-olamaz.php Haber 7 18.06.2011

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)