AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-04-2011, 19:07   #1
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart Yeni Zengin Sınıfın 5 Aldanışı-Atilla Fikri Ergün
Malum, son on yılda iktidar eliyle yeni bir sınıf türedi; muhafazakâr zengin sınıf. Şimdilerde malı bu “yeni” zengin sınıf götürüyor. Bir zamanlar Beyaz Türkler’e ateş püsküren “mahalleli” ise, Yeşil Türkler’e karşı tepkisiz. Bu “yeni” sınıfın İslam’la olan ilişkisi genel olarak muharref gelenek bazında. Deyim yerindeyse atadan-deden böyle görmüşler. Beşi kılıp işlerini görüyor, yığdıkça yığıyorlar. Üstelik bunu yaparken hiçbir manevi-ahlaki kaygı taşımıyorlar; bir tek amaçları var, o da sermayeyi büyütmek ve “yeni statüko”yu muhafaza etmek.

Mülkiyete “gücü ele geçirme aracı” olarak bakan bu sınıf, Ramazan dolayısıyla “oruçlu”. Nasıl bir oruç bu? Bir yandan kapitalizmin bütün gerekleri yerine getiriliyor, ihaleler kapışılıyor, yer altı ve yer üstü zenginlikleri yağmalanıyor, halkın malı gasp ediliyor, emek sömürülüyor, faizin bini bir para, öte yandan sabahtan akşama kadar aç kalınıyor. Beş yıldızlı iftarlar, mükellef sofralar, adet yerini bulsun türünden dualar, Kur’an ziyafetleri... Yeni sınıfın dini, para, lüks, ihtişam ve israf üzerine kurulu. Riyakârlık da cabası.

Bir noktanın altını önemle çizmekte yarar var: Kalpleri servet ve iktidar sevgisiyle katılaşmış olan, dünyanın gözlerini kör ettiği, akıllarını başlarından aldığı bu insanlar, Allah’la değil, İblis’le içli dışlılar. Kur’an’ın ifadesiyle İblis, dünyevî zenginlikte “yeni” sınıfa ortak olmuş durumda (17/64). Bu bakımdan servet ve iktidar temelinde şekillenen bir dinin, açların, yoksulların, işsizlerin, asgari ücret kölelerinin, bordro mahkûmlarının, kredi kartı mağdurlarının değil, “üsttekiler”in, dolayısıyla servet ve iktidarın koruyucusu olması gayet normal.

Sözünü ettiğim bu yeni sınıf, dört yönden aldanış içerisinde:

1- Servetin kaynağı: Bunlar için servetin hangi yollardan kazanıldığı son tahlilde pek fazla bir anlam ifade etmez. Nitekim bugün faize dahi şer’i kılıf uydurulmuştur. Üstelik pek çok alım-satım şekli İslamî kurallara aykırıdır. Bu bakımdan yeni sınıfın helal-haram hassasiyeti sadece söylemlerle sınırlı. Dolayısıyla bugün Hz. Peygamber’in öngörüsü gerçekleşmiş bulunuyor: “İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki, kişi malını helalden mi yoksa haramdan mı elde ettiğini önemsemeyecek.”(1)

2- Cimrilik: Amaç mal yığmak, bu yolla gücü ele geçirmek, sonra da elde edilen konumu muhafaza etmek olunca cimrilik kaçınılmaz olarak kişinin karakteri haline gelir. Bunlar genel olarak yılda bir kereye mahsus olmak üzere kırkta bir zekât verirler. Lakin cimrilikleri baskın çıktığı için, hileli hesaplar yapar, malın iyisinden vermeleri gerekirken kötüsünden verirler. Hatta öyleleri vardır ki, bunlar bir yıllık süre dolmadan mallarını bir başkasına hibe eder, sonra geri alır, böylece zekâttan kurtulmaya çalışırlar. Bazıları ise zekâtı yıl boyunca asgari ücrete talim ettirdiği işçilere verir. Oysa gerçekte bu zekât değildir, o işçilerin gasp edilen haklarıdır. Bunların bir kısmı ise zekâtlarını hileye başvurmaksızın verirler; ancak yeni sınıf, genel olarak yıllık kırkta bir zekâtın dışında hiç kimseye zırnık koklatmaz. Zira bu zihniyete göre, verilmesi gereken verilmiş, artık yapılması gereken başka bir şey kalmamıştır.

3- Zenginlikle övünmek: Bunlar kendilerini bir nevi üstün insan olarak görürler. “Veren el alan elden üstün” olduğu için -ki, bu hadis genel olarak yanlış anlaşılmaktadır- kendilerinin diğerlerinden daha faziletli olduklarına inanırlar. Sınıf farkı gözetirler ve mevcut sosyal yapının idamesini amaçlarlar. Oysa fazilet, kişinin servetiyle değil, manevi-ahlaki durumuyla ilgilidir.

4- İsraf: Müsriflik, kapitalist sisteme, deyim yerindeyse araziye uyum sağlamış olan yeni sınıfın genel karakteristiğidir. Bunlar işletmelerinin tüm masraflarını çıkardıkları, yeni yatırımlar için gerekli olan parayı ayırdıkları ve temel ihtiyaçlarını fazlasıyla giderdikleri halde arta kalanı saçıp savururlar. Varyemezlerin dışında genel olarak marka, lüks, konfor ve ihtişam düşkünüdürler. Dağ arabaları, son moda kreasyonlar, beş yıldızlı tatiller, prenses çeyizleri ve padişah düğünleri yeni sınıfın vazgeçilmezleridir.

Bunun yanında yeni sınıf, “Hacc ve Umre seyahatleri”nin baş müdavimidir. Pek tabii bu “seyahatler” beş yıldızlı olmak zorundadır ki, işin keyfi kaçmasın(!) Bu, israf ve riyanın iç içe geçtiği bir durumdur. Bir anekdotla izah etmeye çalışalım: Bir adam Bişr-i Hafi’ye “Hacc için iki bin dirhem hazırladım” dedi. Bişr, “Daha önce haccettin mi?” diye sordu. Adam, “Evet” dedi. Bişr, “Bir borçlunun borcunu öde” deyince adam,“Nefsim sadece Hacc istiyor” karşılığını verdi. Bunun üzerine Bişr, “Senin kastın gidip gelmek ve hakkında ‘Filanca Hacc’a gitti’ dedirtmektir” dedi.(2)

Kısacası bunların yedikleri, içtikleri, giydikleri, gezdikleri bütünüyle israftır. Üstelik çoğu zaman işin içine riya girmektedir.

5- Riya: Bunların gerek ibadetleri gerekse yaptıkları sosyal yardımlar genel olarak riya içerir. Bir başka ifadeyle bunlar, “Filanca verdi, bağışladı, yaptı, gitti... desinler” maksadıyla hareket ederler. Buradaki temel saik, insanların övgüsünü kazanmaktır. Bu niyetle veren kişi, kendisini tatmin etmesinin yanı sıra yoksulu da zelil eder. Bunun adı “desinler felaketi”dir. Böylelerinin ahiretteki durumu içler acısıdır: “... Sonra mal sahibi getirilir. Allahu Teâlâ, ‘Ben sana bolca mal vermedim mi? Hatta o kadar bol verdim ki, kimseye muhtaç olmadın?’ der. Zengin adam, ‘Evet, Ya Rabbi’ der. Rabb Teâlâ, ‘Sana verdiğimle ne amelde bulundun?’ diye sorar. Adam, ‘Sıla-i rahimde bulunur ve tasadduk ederdim’ der. Allahu Teâlâ, ‘Bilakis, sen ‘Falanca cömerttir’ desinler diye bunu yaptın ve bu da denildi’ der ...”(3)

Bu beş aldanış, yeni sınıfın “kul” olduğunu bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor: Paranın, gösterişin ve menfaatin kulu! Hal böyle olunca helak kaçınılmaz: “Altın ve gümüş paranın, kibir ve gurur izleri taşıyan elbisenin kulu olan helâk olsun. Çıkar düşkünü (muhteris) kişiye verilirse memnun olur, verilmezse razı olmaz.”(4)

Hiç şüphesiz bu hadis, dünyaya körcesine bağlılık gösterenlerin, servet ve iktidar batağında boğulanların, dolayısıyla Karunlaşanların temel karakteristiğini yansıtır. Verilirse memnun olur, verilmezse razı olmazlar. İlginçtir ki, bu zihniyet, aynı zamanda “verdiği”nin kendisini azaptan kurtarmasını temenni eder. Sanır ki, verdiği kendisinindir; hâlbuki gerçekte ona ait hiçbir şey yoktur. Bilmez ki, İblis onu parayla azdırmış, küfre sokmuştur. Ona haksız şekilde kazanmasını, kazandığını hakkı olmayan yerlere harcamasını, hakkı olan yerlere vermemesini, cimrilik etmesini, zenginliğiyle övünmesini, riya yapmasını emretmiş, o da dünyayı elde etmek uğruna bile bile “lades” demiştir. Böylelerinin ahireti perişandır!

Son olarak Ramazan vesilesi ile şunları söylemek icap eder: Firma logolarıyla, vakıf-dernek amblemleriyle süslenmiş yardım paketlerinde, üzerinde özel veya tüzel kişiliklerin isimlerinin yer aldığı iftar çadırlarında ve fakirlerin ağırlanmadığı iftar sofralarında hayır yoktur! Bunu bilir, bunu söylerim.

Umutla ve devrimle...

---------------------------

Dipnotlar:

1- Ebu Hureyre’den rivayetle Buhari, Ticarat, 58; Nesei, Zekât, 64

2- Ebu’l-Ferec İbnu’l-Cevzi, Telbis-i İblis (Şeytanın Ayartması), Çev: Savaş Kocabaş, Elif Yay., ‘Zenginler Nasıl Aldanır?’ başlıklı bölüm, s. 485

3- Ebu Hureyre’den rivayetle Müslim, İmaret, 162; Tirmizi, Zühd, 48; Nesai, Cihad, 22

4- Ebu Hureyre’den rivayetle Buhari, Rikak, 10; Cihad, 70; İbn-i Mace, Zühd, 8

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 08-04-2011, 19:48   #2
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
bende muzdaribim bu durumdan...
hani helalinden kazanırsın israf etmezsin...
İnfak edersin mustazaflarıda kollarsın birşey demem...
ama üst üste diziyor üstünede mülk allahındır yazmakla bitiyor sanıyor insanlar...
3 jipin birinin şöförü başörtülü olmaya başladı memlekette...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-04-2011, 20:51   #3
Kullanıcı Adı
mErvE.G.
Standart
çok doğru..
bakıyrsun bilmem kaç yıldızlı tatil yerlerine
artık müslüman kesim daha fazla rağbet eder olmuş..
şimdi,sloganda o biçim zengin iftar menüsü ile,
yok sahura kadar ramazan etkinliği ile..çok üzücü.
müslüman zenginin iftarıda yaşamıda zengin mi olmak zorunda..bir gece için verdiğiniz parayla sırf orda kalmak için, kaç çocuk aç yatmaz bir gece,insaf onu düşünün!.
gösterişe ,mala,mülke hiç değmez hemde hiç..
çalışırım,kazanırım..
kendin için çalışırsan boşa yorulmasan daha iyi derim..
ne çalıştığını anlarsın..ne kazandığını..ama er geç kaybettiğini
anlarsın..
mErvE.G. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi