AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-16-2011, 14:56   #1
Kullanıcı Adı
Ebuzer
Standart M.Cihat Saatçioğlu'nu Anlamak
Bismihi Teala

Önce Muhammed Cihat Saatçioğlu kimdir ve ne münasebetle konu edindik? Ona bakalım.

Saatçioğlu, verdiği başörtüsü mücadelesinden dolayı üç kızıyla beraber idamla yargılanan Huda Kaya’nın oğludur. Pakistan Cemaati İslamiyye Ebu'l Ala el Mevdudi İlahiyat Fakültesi mezunudur. Bir dönem kudusyolu.com adlı haber sitesinin genel yayın yönetmeniydi.
Mazlum-Der gibi insan hakları örgütleri ile çeşitli insan hakları ihlalleri noktasında çalışmalarda bulunmuştur. Kendisini Muhammed Cihat Ebrari olarak tanıtan Saatçioğlu, aynı zamanda Barış Hareketi kurucularındandır. Şu an ise bir fotoğraftan ve niyet okumalardan dolayı Hamas ve PKK gibi örgütlere üye olma suçundan tutuklu olduğundan köşemize aldık.
Evet, öyle zan ediyorum ki Ebrari’yi en iyi biz anlayabiliriz; İslami ve insani hizmetlerden en çok iftiraya uğrayan, yok edilmeye çalışılan, yargısız infazlar ve niyet okumalarla tutuklanan ceza yiyen biziz; çünkü.
Ve Müslüman bir aktivist olan Ebrari’nin başına gelenler; hemen hemen tüm camiamızın fertlerinin başına fazlasıyla gelmiştir, gelmeye de devam ediyor. Sadece bizim mi başımıza gelmiş? Tabiî ki hayır! Bu kutsal(!) sisteme dil ucuyla bile muhalefet edenlerin tümünün başına gelmiştir. Düne döndüğümüzde bunu görebilmek mümkündür.
Nitekim resmi ideoloji, kuruluşundan bu yana özelde Kürtleri genelde tüm Türkiye’yi onlarca yıl dininden, özünden, kültüründen uzaklaştırmak için mücadele ediyor. Ne zaman ki hukuksuzluklara, yasaklara “yeter” dediysek sistem ve yardakçıları tarafından hedef tahtasına oturtulduk ve düşman ilan edildik. Dün şapka takmadıklarından, sarık sardıklarından; Allah ve peygamber dediklerinden âlimlerimiz asıldığı gibi, insanlarımız toplu katliamlara maruz kaldığı gibi…
Bu gün diyebileceğimiz; 80’lı yıllarda geçmişin küllerinden Kürdistanda filizlenen İslami camia, Allah ve peygamber demesiyle 90’lı yılların başında hem Kürtçüler hem Türkçüler tarafından potansiyel tehdit olarak görülmeye başlandı.
Kürtlerin ve Türklerin laiklerinden tutun ABD’sinden İsrail’ine kadar herkes tarafından; mütedeyyin olduklarından, inanç özgürlüğünün önündeki engel ve yasakların kalkma mücadelesini verdiklerinden; düşman ilan edilip; kara listeye alındı.
ABD ve İsrail’in yerel yardakçılarına, Yahudi sevdalılarına görev verilmesiyle; bölgenin dinamiklerinden olan bu camia ölümüne bir mücadeleye zorlandı. Namluların yönü onlara çevrildi, küçük yerleşim yerlerinde evleri muhasaraya alındı. Evlerinden bile çıkmalarına müsaade edilmedi. Kan, gözyaşı ve ölüm onlara dayatıldığında yanlarında hiç kimseyi bulamadılar. Ölmemek için, yaşamak ve var olmak için, tehdit altındaki davalarını yarınlara ulaştırmak için kendilerini savunmaya geçtiler. Allah’ın izniyle piyonlara karşı üstünlük elde ettiler. Piyonlar bu camiayı bitiremeyince daha sonraları bu camiayı bitirme vazifesi önceden olduğu gibi tekrar ağırlıklı olarak sisteme verildi. Bu münasebetle sırf camilerde Kur’an-ı Kerim dersi verdiğinden on binlerce insan terörist muamelesi görüp gözaltılardan, sorgulardan, işkencelerden geçti. Kur’an-ı Kerim dersi verme suçundan(!) yargılandı. Bunlardan yüzlercesi yıllarca ceza aldı. Yüzlercesi görevden atıldı. Piyonların ve sistemin kirli çamaşırları işkenceyle, kara propagandayla hile, oyun ve desiselerle bu camianın üzerine atıldı.
Dünden bu güne geldiğimizde…
Bu gün sistemi kutsayıp insan hakları, düşünce ve inanç özgürlüğünden dem vurup demokrasi edebiyatı yapanlar! Kutlu etkinliği düzenleme vb gibi suçlardan(!) ceza alan Elazığ İhya Der üyelerinin ve Adıyaman’daki diğer STK üyelerinin aldığı cezalar… Doğruya doğru, yanlışa yanlış dediklerinden ve İslam’ı anlattıklarından, Fikret Gültekin, Said Şahin, Abdulkadir Turan ve Mehmet Eşin gibi gazeteci yazarların ve Ebrari gibi bir barış aktivistinin cezaevlerinde kiminin hükümlü kiminin tutuklu tutulması… Bilmem sizin için ne ifade ediyor, şiddete karşı olan, kalem ve düşünceleriyle mücadele veren bu insanlara reva görülenler bilmem hangi özgürlüğün gerekleridir.
İftiralar açısından baktığımızda:
Dün ve bugün İslami medya bildiklerimiz, nasıl ki iftira ve kara propagandadan etkilenerek bu camianın hakkında İslam düşmanlarının dilini kullandılarsa/kullanıyorlarsa… İşte bugün de İslami medya diyebileceğimiz gazetelerin Ebrari’yi PKK’li diye lanse edip karalaması da bu cihettendir. Bunun için Ebrari’nin durumunu en iyi biz anlayabiliriz. Devrimci Sosyalist İşçi Partisi üyesi olsa da Furkan savaşında iki ay sıcak savaş ortamında Allah için koşuşturan, Halit Meşal’le ve direniş erleriyle çekilmiş fotoğrafları olan birinin PKK’lı olamayacağını en iyi biz biliriz. PKK-İsrail aşkı olduğu müddetçe, Ebrari’de de İslamiyet, insaniyet ve mazlumlara sahip çıkma endişesi olduğu müddetçe Ebrari’nin PKK’li olduğunu düşünmek bile safdillik olur. Mazlumların kafeslerden azad olması temennisiyle, selametle kalın.

Hürseda Haber | Muhsin Canan

 

Ebuzer isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi