![]() |
#1 |
![]() Ateşe çağıran önderler…
---Humeyni--- Hamd ve sena alemlerin rabbi olan Allahu Zü’l celale mahsustur.Salat ve selam onun ve Ehli beytinin üzerine olsun. İslam tarihinde, Allaha iman etmiş kulları, birçok değişik surette saptırmaya çalışan ve onları hak ve asıl olan inançlarından caydırmayı hedefleyen birçok önder ortaya çıkmıştır.Bunlar bazen bir “Alim” kılığında bazen ise bir “Mücahid” kisvesinde zuhur etmiştir.Müslümanları, Ehli sünnet akidesinden kopararak onları ateşe çağıran bu sayısız önderlerden en meşhur ve en çok kurbanı olan bir ismi ifşa ve ilan etmeye çalışacağız. Asıl ismi Ruhullah, soyadı ise Mustafavi olan bu kişi doğduğu kente nisbet edilerek “Humeyni” ismi ile meşhur olmuştur.24 Eylül 1902 yılında doğan ve 3 haziran 1989 yılında ölen bu kişi sapkın fikirleri ile milyonlarca insanı, menfi tesir altında bırakıp, günümüzde hala “Alim” ve “Mücahid” kisvesi ile Müslüman kitlelere servis edilmeye çalışılmaktadır. Kendisi 1965 yıllarında Bursa’da bulunmuştur.1979 yılında ise İran’da sözde(!) İslam(!) devrimini gerçekleştirmiştir. Ehli sünnet mensubları indinde, hayatı gibi özgeçmişinin de bir kıymeti harbiyesi olmadığı için uyanık olmamız gereken bölüme duhul ediyoruz… Humeyni İran’da iktidara geldiği zaman, bazı çevrelerce “Sapkın Şia” öğretisini düzeltecek mutedil biri olarak görülmüştü.Ama sonraları bırakın mutedil olmayı,İslam tarihinde, “Ateşe çağıran önderler” kervanına adını altın harflerle kazıma yoluna gitmiştir.Humeyni sadece tehlikeli bir Şii değildir.Aynı zamanda bir “Farisi” milliyetçisidir ve ırkçıdır.Buna birçok delil arasından sadece birisini seçtik.El-vasiyyetu’s siyasiyye El-ilahiyye isimli kitabının 27.sayfasında Humeyni şöyle demektedir: “Tüm cüretimle iddia ediyorum ki, içinde bulunduğumuz çağda yaşamakta olan milyonlarca kitlesiyle(cemahir) İran halkı,Rasulullah zamanında ki Hicaz ehlinden(halkından) daha faziletlidir.Emiru’l Muminin Hz.Hüseyin döneminde ki Irak Kufe halkından daha erdemlidir.” (1) Evet, özet olarak bugün İran’da yaşayan ve Humeyni’yi sevenler Sahabe efendilerimizden daha faziletli ve erdemli imişler…Yani DNA hücrelerimizde Farisi kodları mevcut ise, bizler Sahabeleri geçen bir fazilete sahip oluyoruz.Böyle bir ırkçı ve Adolf Hitler’in “Kavgam” kitabına mustehak bir safsatayı,iddia olarak kabul edip,cevap vermeye tenezzül etmiyoruz. Humeyni’nin Sahabe efendilerimiz hakkındaki görüşlerinden kirli bir demet… “Kur'an'ı ve İslam'ı bırakıp sadece dünya ile ve yönetimi ele geçirmekle ilgilenen, Kur'an'ı sadece bozuk niyetlerini gerçekleştirmek için araç edinen o insanlar (sahabiler) için, Ali radıyallahu anh'ın halifeliğine ve imamların imametine delâlet eden bu ayetleri Kur'an'dan çıkarmak kolay olmuştur. Aynı şekilde semavi Kitabı tahrif etmek ve Kur'an'ı dünya ehlinin gözünden tamamen uzaklaştırmak onlar için kolay olmuştur. Öyle ki, Kur'an ve Müslümanlara karşı işlenen bu ayıp Kıyamet'e kadar kalacaktır. Yahudilere ve Hıristiyanlara yönelttikleri tahrif suçlaması, kendileri üzerine sabittir.” "Kur'an'ın, imamın ismini belirlemiş olduğunu farzedelim. Müslümanlar arasında ihtilaf çıkmayacağını nereden bileceğiz? Çünkü yöneticilik ve valilik tamahıyla kendilerini Rasül aleyhisselam'ın dinine uzun süreler bağlayan, bu uğurda entrikalar çeviren ve gruplaşanların Kur'an'ın emirlerine uyarak amaçlarından vazgeçmeleri mümkün değildi. Gayelerini gerçekleştirebilmek için hiçbir hileden kaçınmıyorlardı. Daha da ötesi bu, Müslümanlar arasında İslam'ı temelinden yıkan ihtilafa sebep olmuştur. Kendi yönetimlerini kurmak ve amaçlarını gerçekleştirmek için fırsat kollayanlar, bu amaçlarının İslam adı altında gerçekleşmesinden ümitlerini kesmiş olsalardı, İslam'a karşı grup olup açıkça ona karşı gelebilirlerdi." (2) Mevla Teala hazretleri, Cebrail(A.s.) vasıtası ile Alemlerin efendisi olan Hazreti Muhammed(Sallalahu Aleyhi ve Selem) efendimize Kuranı Kerimi indirmiştir.Ve gene o Kuranı Kerimde Allahu Teala, geçmiş ilahi kitabların başına gelen tahrif tehlikesine karşı Kuranı Kerimi koruyacağını bildirmiş ve bizimde bu şekilde iman etmemizi emretmiştir.Hicr suresi 9.Ayet… إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Gerçekten de Biz, o (inkâr etmiş oldukları) Kur’ân’ı Biz indirmişizdir! Şüphesiz ki Biz (diğer kitaplarımız arasından) sadece onu elbette (tahrif ve değişikliklere uğratılmaktan) muhâfaza edicileriz! Peki, Müslüman gençlere bir “Alim” ve “Mücahid” olarak yutturulmaya çalışılan ve adına marşlar bestelenip genç Müslüman beyinlere ezberletilen bu adamın Kuran hakkındaki görüşü nedir acaba? “Onlar için (Sahabe-i Kiram'ı kastediyor), bu ayetleri Kur'an'dan çıkarmak kolay olmuştur. Aynı şekilde semavi Kitabı tahrif etmek ve Kur'an'ı dünya ehlinin gözünden tamamen uzaklaştırmak onlar için kolay olmuştur. Müslümanların Yahudilere ve Hıristiyanlara yönelttikleri tahrif suçlaması, şüphesiz sahabe üzerine sabittir”(3) Allah’ın Rasulu(Sallallahu aleyhi ve sellem) kendisine emredilen tebliğ vazifesini kendisinden önce gönderilen peygamberler gibi eksiksiz bir şekilde ifa etmiştir.Çünkü Allah’ın kelamını gizlemek veya kendi nefsinden bir şey katmak büyük bir haram işlemek demektir.İmanın esaslarından olan, Peygamberlere iman şartının bir gereği olarak,bütün nebilerin günahtan mahfuz olduğuna inanmak, İslamın şiarından olup,ehli sünnet katında bu konuda hiçbir şek veya şüphe yoktur. Peki, İslam adına çok büyük işler(!) yaptığı iddia edilen bu Humeyni isimli şahsın, Alemlerin efendisinin, kendisine verilen tebliğ görevini hakkıyla eda edip etmediği konusunda düşünceleri nelerdir? Acaba hiç merak edip araştırdık mı? “Nebi(Sav)’ın Kuran’da imamet konusunu açıklamasında geri çekilmesinin sebebi: Kendisinden sonra Kuran-ı Kerim’in tahrif edilmesinden korkması ve Müslümanlar arasında ihtilafların şiddetlenip bununda İslama tesir etmesidir.Ve şu da apaçık görünüyor ki, EĞER NEBİ(SAV) ALLAH’IN İMAMET KONUSUNDA ONA VAHYETTİĞİ TEBLİĞİ YAPMIŞ OLSAYDI,şu an ki İslam beldelerinde Müslümanlar arasında ki bu ihtilaflar ve münakaşalar patlak vermezdi”(4) Kendi sapkın mezheplerinin bir rüknü olan İmamet meselesinin Kuran’da yer almamasını yandaşlarına nasıl anlatması konusunda zavallının tek bir çaresi kalmış idi.Suçu Rasulullah’a atmak(!) (HAŞA) Yani güya, Efendimiz(Sallallahu aleyhi ve sellem), kendisine imamet konusunda ki ayetleri korkmuş ve gizlemiş idi.(HAŞA).Ve Müslümanlar arasındaki bütün bu savaşların yegane müsebbibi bu idi.Böyle saçma ve hezeyan mertebesine bile ulaşamayacak bir iddiayı, ilimden nasibini almamış bir avam kişinin bile kolaylıkla gülüp geçeceği cinsten olduğu için herhangi bir cevap yazmayı gerek duymuyoruz. Tek dileğimiz Müslümanların kendilerini “Ateşe çağıran önderler” den sakınmaları ve onların gerçek yüzlerini görmeleridir.Humeyni gibi kişilerin bizlere örnek olması imkansızdır.Ayrıca bu gibi kişilerin, Abd veya İsrail gibi zalim ülkelere, sahte naralar atıp sonu gelmeyen tehdidlere başvurması,bizlerde en ufak bir muhabbet veya sempati belirtisi göstermemelidir.Ehli sünnet itikatına mensub milyonlarca müslümanın önderleri gene Ehli Sünnet itkatına mensub olmalıdır. Bilindiği üzere Sapkın Şia öğretisinin,en şerir kısımlarından biride “İmamet” meselesidir.”Ayetullah” gibi vasıflarla kendisine önder tayin eden bu inanç sistemi,ayrıca İmam olarak kabul ettiği kişilerin masumiyet vasfına haiz olup,gayba muttali olduklarını,diledikleri şeyleri helal ve haram kılabildiklerini,peygamberlerden ve mukarreb meleklerden üstün oldukları gibi bir takım iddiaları mezheplerinin rüknu sayarlar. Humeyni’de yazdığı kitaplarda bu tip öğretileri benimsediğini ifade etmektedir.Bu konu ile alakalı, aşağıdaki ifadeler ona aittir: “Şüphesiz imamların övgüye layık bir makamı, yüce bir derecesi ve kainattaki oluşum üzerinde etkileri vardır. Kâinattaki bütün zerreler, onların velâyetine ve yönetimine boyun eğer. Mezhebimizin temel inançlarından biri de, imamların, mukarreb bir meleğin veya gönderilmiş bir peygamberin ulaşamayacağı bir makama sahip oldukları inancıdır. Elimizdeki rivayetler ve hadislere göre, Rasul-ü Azam(Sallallahu aleyhi ve sellem) ve imamlar (Allah'ın selamı onların üzerine olsun), bu dünyaya gelmeden önce nurdular. Allah onları Arş'ının etrafında toplamıştır… Onların şöyle dedikleri nakledilmiştir: Bizim Allah ile öyle hallerimiz var ki, hiçbir mukarreb melek veya gönderilmiş peygamber ona ulaşamaz. İmamların öğretileri hiç şüphesiz Kur'an'ın öğretileri gibidir. Belirli bir nesle özel değildir. Bilakis Kıyamet'e kadar her çağda ve her yerde herkes için geçerli, uygulanması ve uyulması farz olan öğretilerdir.” (5) Humeyni’nin sapkın öğreti ve fikirlerini ifşa ve ilan etmeye devam edeceğiz.(İnşaallah) Abdulhamid Denge Kaynaklar: 1-El-Vasiyyetu-s siyasiyye El-ilahiyye 2-Keşful Esrar 3- Keşful Esrar 4- Keşful Esrar 5-El-hukumetul İslamiyye
![]() Konu milletinadami tarafından (03-22-2012 Saat 23:35 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() ulan varya bu şiia mezhebine yapılan mucadele küffara karşı yapılsaydı şuan ne ırak ne afganistan ne filistin ne süriye bu durumda olurdu varları yokları tüm enerjileri islam ümmetini bir birinie düşürmek !
hayır sunni iken şii olan kaç kişi görmüşsünüz şiiler kaç tane islam ülkesini işgal etmişte işleriniz güçlerini birini öncelikli düşmanınız şiiadır. siz bi önce kendi düşmanlarınızı ahl edin sona mezhep işlerini tartışırız. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |||
![]() Bu bahsettiğin yerlerde ABD ile işbirliği yaparak müslümanları sırtından vuran Şii İran rejimi değil miydi?
|
||||
![]() |
![]() |
#4 |
![]() la sünni rejimlerden ne hayır gördünüzde şia rejimlerine suç buluyorsunuz
![]() |
|
![]() |
![]() |
#5 | ||||
![]() Alıntı:
sizin kuruntularınız ve kininden doğan mahsullerdir. |
|||||
![]() |
![]() |
![]() |
#6 | |
![]() tag'lere bak
Alıntı:
Konu TYH tarafından (03-23-2012 Saat 01:34 ) değiştirilmiştir.. Sebep: selam |
||
![]() |
![]() |
#7 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
#8 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
abdulhamid, denge, hizbullah, humeyni, iran, mukteda, sapık, şia |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|