Tarihsel zamanın / olayların / gelişmelerin karşısında Müslümanlar olarak nerede ve nasıl durduğumuz, yanıtlanması gereken hayati önemde bir sorudur. Modern-seküler demokratik tiranlık, halklarımızın / toplumlarımızın kendi hayat / siyaset tarzlarını seçme yeteneklerini yok ediyor. Müslümanların kendi kaderlerini kendi ellerine almaları, kendi toplumla*rını kendi elleriyle özgürleştirmeleri savaşlar yoluyla en*gelleniyor. İçerisinde yaşadığımız dönemde, İslam’ın baskın, hakim, belirleyici ve tayin edici bir rol üstlenmemesi için; yalnızca kültürel bir misyona sahip olması için küresel bir terörizme başvuruluyor. Amerika bu dönemde İslam toplumların*da, emperyalist bir izlenim vermekten korktuğu için, İslam toplumlarına yönelik politikaları müttefikleri aracılığıyla uygulamaya koyuyor; doğrudan müdahale etmek yerine, müttefikleri aracılığıyla müdahale ediyor. İslamî dil / söylem / po*litika ancak sürekli olarak geri adım atarak, özür dileye*rek, ödün vererek kendisini ifade edebiliyor.
|