AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 05-15-2012, 23:56   #1
Kullanıcı Adı
Ammar
Standart Yanlış İstihbarat
Dün Hizbullah’ı Suçlayanlar, Bugün Birbirini Suçlu…

2000-2006 Yılları arasında Almanya’da işlenen cinayetler, kamuoyunu uzun süre meşgul etti. Kamuoyunda dönerci cinayetleri olarak adlandırılan bu olaylarda; 8’i Türkiyeli, biri Yunan, biri de Alman Polisi olmak üzere 10 kişi hayatını kaybetmişti.

Bu olaylarla ilgili olarak çok şey söylendi. Ama nedense olay, hiç alakası yokken getirilip Hizbullah Cemaati mensubu inançlı insanların üzerine yıkıldı. Yıllarca bu olayların Hizbullah tarafından gerçekleştirildiği iddia edilerek başta Almanya olmak üzere kimi Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanlar itham altında bırakılarak zulme maruz bırakıldı.
Fakat olay tamamen bir tevafuk neticesinde aydınlatıldı. Zwickau adlı şehirde yanan bir evde ortaya çıkan silahlar ve belgeler cinayetlerin, Neo Naziler tarafından işlendiğini ortaya koydu.
Bu konuyla ilgili olarak da en çarpıcı açıklama Bavyera Eyaleti’nin eski Başbakanı ve İç İşleri Bakanı olan Günther Beckstein’den geldi.
Türkiyeli gazetecilerle bir araya gelen Beckstein çarpıcı açıklamalarda bulundu. Olayları değerlendirirken,“Yanlış Yapıldı” itirafında bulunan Beckstein, mealen şunları kaydetti: “Cinayetler aydınlanmadan önce “Türk mafyası, yabancı düşmanlığı ve organize suçlar” üzerinde duruldu. Kapsamlı araştırma yaptık. İpuçları için ciddi miktarda para ödülü koyduk. En büyük telefon dinleme işlemini başlattık ve 30 milyon telefonu dinledik. Dinlemeler sonucunda 80 telefon üzerinde uzlaşıldı ve bunlar tek tek takip edildi. Fakat katiller bunlar arasında değildi. Katiller, telefon kartlarını değiştirmişler her defasında.
Bunun üzerine, ölenlerin çoğu Türk kökenli olduğu için Türk yetkililerle irtibata geçtik. Türk polisi ve İçişleri Bakanlığı bizi yanılttı. Bizi yanlış bilgilendirerek cinayetlerin Hizbullah tarafından işlendiğini belirttiler. Biz de bu gelen yanlış bilgiden hareketle bu yönde araştırma yaptık. Ama tüm telefon dinlemelerine, teknik ve fiziki takiplere rağmen Cinayetlerin Hizbullah ile bir ilgisi olduğu sonucuna ulaşamadık. Zwickau’daki ev yanmasaydı ve cinayetlerin işlendiği silah bulunmasaydı, olay hala aydınlatılamamış olacaktı.”
Yukarıdaki sözler apaçık bir itiraf. Alman polisi yıllarca haksız bir şekilde İnançlı insanların üzerine gittiğini ve zulmettiğini itiraf ediyor. Şimdi öyle bir durum var ki ortada, hem Türk yetkililer hem de Alman yetkililer bu durumdan sıyrılma çabasındalar.
Bu olaylar aydınlanmadan önce Türk ve Alman polisi ve istihbarat kaynakları hep ortak çalışma ve operasyon fikrinde anlaşmışlardı. Almanya dışında başka Avrupa ülkelerinde yaşayan ve bu cinayetlerle suçlanan Müslümanlara yönelik operasyon için anlaşan Türk ve Alman İstihbaratı, her seferinde adeta gaybî bir elin engellemesiyle başarısızlığa uğradı.
Hizbullah ise bu konuda yayınladığı bildiri ile bu cinayetlerle kesinlikle alakasının olmadığını kamuoyuna defalarca duyurdu. Hizbullah’ın açıklamasını duymazdan gelen T.C ve Alman istihbaratı, olayları kısa sürede çözmüş görünebilmek için cinayetleri Hizbullah’ın üzerine yıkma kolaycılığını seçti.
Bu olayın Almanya boyutu da çok ilginç aslında. Cinayetlerin gerçek failleri olan Neo Nazi çeteleriyle yakın ilişki içerisinde olan kimi Alman siyasetçiler, polisler, devlet adamları ve istihbaratçılar onları korumak adına bu iftira ve yalana sarılıp kamuoyunu da bu şekilde yönlendirdiler. Böylece bir taşla iki kuş vurmayı hedeflediler. Hem kendi yandaşlarını yani gerçek katilleri korumuş olacaklar, hem de Almanya ve Avrupa Kamuoyunda yabancı ve İslam düşmanlığını körükleyeceklerdi.
OLAYIN TÜRKİYE BOYUTU
Gelelim olayın Türkiye boyutuna. Malumunuz Türkiye’deki sistem nezdinde dindarlar hep suçludur. Her hangi bir yerde bir kabahat varsa muhakkak suçlusu Müslümanlardır, hayırseverlerdir… Düşünün bir kere bir ülkenin vatandaşları bir başka ülkede çatır çatır öldürülüyor ve o ülke bu konuyu aydınlatmak için çaba sarf etmek yerine yine kendi vatandaşlarını suçlayıp üçüncü ülkelerin önüne atıyor.
Normalde T.C’nin, vatandaşlarının hakkını aramak için Almanya’nın yakasına yapışması gerekirken, tam bir acziyet ve zilletle kalkıp kendi vatandaşlarını Almanya’ya ispiyon ediyor. Oysa Almanya’da yıllardan beridir Neo Naziler Türkiyelileri yakıp öldürmekte, evlerini ve işyerlerini kundaklamakta… Bunun kayda geçmiş veya geçmemiş yüzlerce örnekleri varken; T.C’nin aklı ve gözleri nasıl bunları görmez? Hem vatandaşları öldürülüyor hem de asıl suçluların bulunması için çaba sarf edeceğine kalkıp Almanlara alın bunları da öldürün, aferin size, teşekkür ederim, dercesine başka vatandaşlarını da ispiyonlayıp hedef gösteriyor. Demek ki; T.C nezdinde vatandaşlarının hiçbir değeri yok.
Allah Azze ve Celle onların tuzağını boşa çıkarınca, iki taraf da bir birini suçlamaya başladı. Beckstein’in itiraf ve ifşaatlarını yukarıda okudunuz. Türkiye’nin kendilerini yanlış yönlendirdiğini bundan dolayı da yanlış yaptıklarını itiraf ediyor.
Oysa Türk yetkililer de Neo Nazilerin yakalanmasından sonra, bu cinayetlerle ilgili olarak Hizbullah iddiasının ilk olarak Alman yetkililerce ortaya atıldığını söylemişlerdi. Şimdi iki taraf da olaydan sıyrılmaya çalışıyor.
Gerçek şu ki; Bu cinayetlerde hem Alman hem de Türk yetkililerinin de payı vardır. Çünkü onlar, olayı Hizbullah’la bağlantılandırmak için çaba sarf edip Müslümanlara yönelik ortak operasyonlar planlarken Neo Naziler ellerini kollarını sallaya sallaya cinayetlerine devam etmişler. Hedef şaşırtmak diye buna denir işte…
Şimdi gelelim bu olayların neticelerine… Bu olaylar bahane edilerek kimi Müslümanlar suçlanmış, haklarında davalar açılmış, Kırmızı Bülten’le aranır duruma gelmişlerdir. Yapılan bu haksızlıkların son bulmasının zamanıdır. Hukuksuzluklara son verilerek bu Müslümanların kanuni haklarının iade edilmesi gerekmektedir…
Olayın bir diğer boyutu ise Türkiye’nin inandırıcılığının kalmadığı gerçeğidir. Avrupa hukuk sisteminin bu gerçeği göz ardı etmemesi gerekir. Çok kolay bir şekilde yurt dışında yaşayan vatandaşlarını suçlayıp yaşadıkları ülkeler nezdinde de mahkûm edilmesi için iftiralar atarak çaba sarf eden Türk hukuk sisteminin gerçek yüzü bu olayla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Buradan hareketle Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin hukuki konularda T.C yetkilileri ile görüşmelerinde daha ince eleyip sık dokumaları ve bir yerine on düşünmeleri gerekmektedir. Yoksa hukuksuzluk ve cinayetlere ortak olma durumunda kalabilirler.
Ne diyelim? Ancak, “Peygamberlerini her türlü iftiradan koruyan Allah Azze ve Celle, kâfirlerin tuzaklarını bir kez daha boşa çıkararak Müslümanların pak olduğunu âleme ilan etmiştir” denilir herhalde.
Bu arada ANF ve Milliyet gazetesinin söz konusu iftiraların Türkiye ve Avrupa kamuoyunda yayılmasındaki paylarını hatırlatmadan geçersek, haberimiz eksik kalırdı herhalde…
(Hürseda Haber)

 


Konu Cihannur tarafından (05-16-2012 Saat 11:41 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Uygun olmayan başlığın düzeltilmesi.
Ammar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi