AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-26-2012, 10:34   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Cübbeli Ahmet Hoca'dan Mektup
Cübbeli Ahmet hoca'dan mektup



Kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet Hoca' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, hakkında çıkan haberlere açıklık getirdi.

Kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet Hoca' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, cezaevinden avukatı aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada "Mahkemede yaptığım savunmayla ilgili olarak medyada çıkan çelişkili ve maksatları saptıran açıklamalar beni bazı elzem konuları izaha muhtaç bırakmıştır." dedi.

İşte Cübbeli Ahmet Hoca'nın çok özel yazılı açıklaması:

"Kamuoyuna Hürmetle Arz Ederim!

Mahkemede yaptığım savunmayla ilgili olarak medyada çıkan çelişkili ve maksatları saptıran açıklamalar beni bazı elzem konuları izaha muhtaç bırakmıştır.

İlk olarak: Savunma beyanlarım arasında yer alan “Ben günahkarım” ifadesi kesinlikle benim bu suçlardan birini işlediğim anlamında kullanılmamıştır. Zaten gazetelerde yer alan “ ben insan satacak, cinsel saldırıda bulunacak ve birinin hürriyetini tahdit edecek birimiyim? 35 senedir insanları bu işlerden nehyetmeye çalışıyorum, binlerce aile benim sohbetlerim sayesinde kurtuluyor, bunlardan birini yaptıysam imansız öleyim” şeklindeki beyanım, maksadımın suçluluk ifadesi olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Zerre kadar imanı olan kişi insanın ebedi ahretini kaybetmesine sebebiyet verecek bu sözün ağırlığını takdir eder. Bazı gazeteler bu sözü “Ben günah işledim” şeklinde vererek sözün lafzını dahi değiştirmişlerdir ki ben böyle bir söz sarf etmedim, gerçi başlık altındaki yazılar konuyu vuzuha kavuşturur nitelikteyse de maalesef halkımızın bir kısmında okuma alışkanlığı gelişmediğinden başlık yazısıyla bir kanaate varmakta, alt kısmı okumaya ihtiyaç duymamaktadırlar, tabii ki bu da sebebiyet verdikleri yanlış kanaat, şahsi ve ailevi zararlar nedeniyle basın mensuplarına iki cihanda da mesuliyet ve vebal olarak dönecektir. Meselenin aslını açılamak gerekirse ben deniz motoru olayını anlatırken “insanlar bana kutsallık atfediyorlar, ben “bindim” dediğim halde bazıları beni tenzih gayesiyle “hoca öyle şeyler yapmaz” diyorlar, halbuki o alete binmek zaten günah da değil, “ben masum değilim, ben de günahkar biriyim” dedim ve doğru söyledim. Zira peygamberler dışında kimse masum olmadığına göre hangimiz hatta evliyamız bile “ben günahkar değilim” diyebilir? Demek ki herkes “ben günahkarım” demek durumundadır. Ama bu söz belli bir konuda “ben günah işledim” anlamına gelmez, ancak “masum olmadığıma göre günah işleyebilirim” demek olur ki bu “kul hatasız olmaz” sözü gibi değerlendirilmelidir.

Saniyen: Bazı basın yayın organlarında benim yurt dışından getirttiğim kadınlardan nasıl nikah kıydığımı mahkemede anlattığım yazılmış. Bu ne büyük bühtan! Ben ifademde mealen: “Nikah için yurtdışından hiçbir kadın getirtmedim, bu dosyadaki isnad vechi üzere; orada adı geçen hiçbir kadınla nikah yapmadım, hiçbirini görmedim, görüşmedim. Organize Şube, isnat gününden 4 ay sonra birini bulmuş, müşteki yapmış, dosyada resmini gördüm, öcü gibi, ben zevk sahibiyim böyle birine el sürer miyim? Benim için Arap demiş, kot pantolon giyiyordu demiş ben Arap'sam dünyada Türk yok. Hayatımda denemek için bile kot pantolon giymedim, çelişkiler yumağı! “ göğsü, karnı yara ve yarık içerisinde demiş de bunu nereden bilmiş, bir defa benim karnımda hiçbir yara veya yarık yok. Zaten bypass olanın göğsünde iz kalır, onu dört ay sonra bulup müşteki yapan irade ona neler diyeceğini de besbelli öğretmiş, ama bence başarısız bir komplo, çünkü çok çelişki var. Ayrıca iki Faslı'yı fuhuş evinde basmışlar, 45 gün deport etmemişler, ilk ifadelerinde kimseden şikayetleri yokken benim aleyhime şikayette bulunmadan onları salıvermemişler, zaten tutukladıkları Barış adındaki kişiyi iki gün döverek “şunu imzala, biz Cübbeli'yi Türkiye'ye rezil edeceğiz” demiş olmaları bu isnat ve ithamların beni itibarsızlaştırmaya yönelik olduğunu ispat etmektedir. Bunlar beni içeri attırmadan rahat etmediler “yorgan gitti kavga bitti” şeklinde savunma yaptım. O sırada Hakim Bey onlardan biriyle nikah kıydığını söyleyen kişiye “Nikahını kim kıydı?” diye sordu. O “ arkadaşlar arasında kıydık” deyince bana “böyle oluyor mu?” dedi. Ben de “ iki şahit huzurunda kıyılabilir, isterseniz onu özel görüşelim, şimdi Kıbrıs'ta cenaze imamı kalmamış” diye gazetede gördüm, yarın nikah kıyacak imam da kalmazsa millet bekar mı kalacak?” dedim. Bu sözün kendime nikah kıydığım anlamına gelmediği aşikardır. Ayrıca dosya kapsamındaki uydurma madurelerle aramda bir görüşme dahi vaki olmamışken nikahtan nasıl bahsedilebilir! Zaten o tutuklu kişi mahkemede olanlardan biriyle nikah yaptığını beyan etti, eşi de buna sonradan vakıf olduğunu, hoş görmese de İslam'da dört evlilik izni olduğu için bir şey yapamadığını açıkladı. Bu konuların benimle ne alakası var? Aksini iddia eden kişi madure gösterilenlerden biriyle benim bir görüntümü ya da en azından konuşmamı ortaya koymalı değimlidir. Bu kadar ay hatta yıl süren fiziki takipler neticesinde neden benim hiçbiriyle bir görüşmem dahi tespit edilememiştir. Bu işler bu kadar ucuz mudur? Tut birini, diğerinin aleyhine şikayetçi yap adamı at içeri, aylarca yatır, ne hürriyeti tahdit var ne zor kullanma var, ne darp var ne rapor var, hatta bir şikayetçinin demesi ne duhul var ne delil var ne şahit var, aksine öyle olmadığına 3-4 şahit var. Ortada “hoca görmedi bile, ben nikah ettim” diyen var, şahidi de var. Diğer Fas'tan gelenlerin yakalanmadan önce yaptıkları konuşma tapelerinde kendilerini Aydın denen hiç tanımadığımız birinin getirdiğine dair beyanları var ki tapeleri mahkemenin elinde mevcut. Ayrıca benim ihtimalim sıfır. 28 Şubat sürecinde bile tutuklanacağımı bildiğim halde “Yabancı ülkede hür olacağıma vatanımda hapis yatayım” diyerek şekerim 400 iken Almanya'dan dönmüş ve 13 ay ceza yatmış biriyim, Karagümrük dosyası kapsamında özel yetkiliye sevk edildiğim halde onlar doğal olarak tutuksuz yargılanırken benim tutuklu olmam ve mahkeme günü onlara hiçbir şey sorulmadan “siz gidebilirsiniz” denmesi de düşünülürse, bütün bunlar kamuoyu nezdinde makul şeyler midir? Takdiri yüce milletime bırakıyorum.

Üçüncü olarak: İnternet sitelerinde benim evvelce inkar ettiğim kaseti şimdi kabul ettiğim, belki bugün inkar ettiklerimi de yarın kabul edebileceğim konu edilmiş. Benim sözlerim gizli değildir, Teke Tek ve Sansürsüz gibi en yüksek reytinge sahip programlarda alenen söylenmiştir ama herkesin akıl seviyesi konuşulan lafın ne anlama geldiğini anlamaya yetmeyebilir. Ben Teke Tek Programı'nda başımdan birkaç nikah geçtiğini ancak şu an tek eşle birlikte olduğumu beyan etmiştim. Sansürsüz Programı'nda da asla zina ve haram yapmadığımı açıklamıştım. Nikah yapmadım diye bir beyanım olmamıştır, kayıtlar ortadadır, isteyen dinleyebilir, kimse beni laf oyunlarıyla yahut çapraz ifadelerle bir çelişkiye düşürebileceğini sanmasın, çünkü çelişki ancak yalan ve yanlış beyanlarda bulunur, benim gibi özü sözü bir olup hakkı söylemekten korkmayan ve utanmayan insanların sözlerinde asla bir tezada rastlanamaz. Bugünkü ifademde ise dosyada isnad edilen vechile bu madurelerden hiçbiriyle bir karşılaşmam olmadığına dair kesin beyanım ve bizim camiamızda bilindiği üzere tekitli yeminlerim vardır, artık bunun aksi nasıl düşünülebilir!!. İnternetlerde Varan 1, Varan 2, Varan 3 şeklinde dolaşan görüntülerde kesinlikle fotomontaj yapılmış, kesme, biçme, takdim, tehirler uygulanmış, saçma sapan ucubeler ortaya çıkmıştır, bütün bunlar sevenlerimin gözünde beni itibarsızlaştırmaya yönelik yapılmış ama tutmamıştır. “Bir üfürükle gelen bir tükürükle gider.” şeklinde kıssası olan bir söz vardır. Ben bir üfürükle gelmediğimden, 35 senedir cemaatime meccanen hizmet eden biri olarak, parti başkanları gibi Varan 1'le değil, Varan 30 da olsa itibar kaybedecek biri değilim, 20 sene evvel kimse salon dolduramazken yüz binden fazla insanı Çavuşbaşı Külliyesi'nde defaatle toplamış biriyim, bugün de bıraksalar, hiçbir teşkilatım olmamasına rağmen Arena'yı sevenlerimle doldurabilecek itibardayım, zira Allah'ın (cc) aziz kıldığını kimse zelil kılamaz zelil kıldığını da aziz edecek yoktur.

Dördüncü olarak: Mahkeme sorgulamasında “kaç eşiniz var” şeklinde bir sual varid olmadığından bana çocuklarım sorulmuş, ben “sekiz” cevabını verince de “bir eşten mi?” şeklinde bir sual tevcih edilmiş, buna cevabımda “iki eşten” şeklinde olmuştur. Oysa gazetelerde ve sair yayın organlarında benim bir gün orada, bir gün burada kalan, eşi ve ikameti meçhul biriymiş gibi gösterilmeme yönelik haberler yayınlanmıştır. Bu haberler tamamen yalandır. Ben 19 sene evvel Büşra Mihrimah Ünlü adındaki eşimle evlendiğimden beri onunla birlikteyim. İkametgahım da Beykoz'dadır. Üstadım Mahmut Efendi Hazretleri : “O senin direğindir” buyurarak O'nun benim bütün hizmetlerimdeki yerini açıklamıştır. Tüm ihtiyaçlarımı karşılayan, hastalıklarımla ilgilenen, misafirlerimi ağırlayan, benim olmazsa olmazım ancak O'dur.

Yazılan bütün kitaplarımda ve tüm sohbetlerimde dolayısıyla cemaatim üzerinde kendisinin büyük emeği ve hakkı vardır. Mükafatını iyilikleri zayii etmeyen Rabbim verecektir. Beş çocuğumu barındıran diğer evime de çocuklarımı görmek, dertlerini dinlemek için ara ara giderim. Mahkemede arkadaşlar arasında geçen bir konuşma tapesi bana sorulduğunda bir çocuğumun hastalığından dolayı bulunduğu eve gitmem konusu işlenmiştir. O sıra latife içerikli yaptığım bazı konuşmalarım medyaya ciddi bir ailevi sıkıntı varmış gibi yansıtıldı. Oysa: “ hanım duyarsa ne yapacağım, yandım, yayın yasağı da koymadınız” şeklindeki beyanım konunun gayriciddi olduğunu ortaya koymaktadır. Aksi takdirde bunun haber yapılacağını bile bile kendimi sıkıntıya sokmamın ne manası olabilir? Vatanın, milletin ve bunca ümmetin bu kadar önemli sorunları varken beni susturmak isteyenlerin tezviratı yüzünden gayriihtiyari olarak içine düşürülmüş bulunduğum hal-i pür melalim nedeniyle değerli eşime, çocuklarıma, yakınlarıma ve cemaatlerime sabır ve metanetler diler, müfterileri müntakim Te'ala'ya havale ederim."

Ahmet Mahmut Ünlü

Kaynak

Haber Vaktim 25.06.2012

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
açıklama, ahmet mahmut ünlü, cübbeli ahmet hoca, mektup


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi