![]() |
#1 |
![]() PKK'yı en iyi bilen isimlerden Şemdin Sakık'ın "Örgüt ve Öcalan propagandası yapıyor" dediği Cengiz Çandar'ın, bölücü terör örgütünün paravanı olduğu ortaya çıkan ve Türkiye'ye uluslararası müdahale yapılmasını isteyen DPI'ın "Uzmanlar Konseyi" üyesi olduğu ortaya çıktı... İşte Belgesi:
Bölücü terör örgütü ve bağlantılarını/destekçilerini en iyi bilen isimlerden biri olan PKK eski yöneticisi Şemdin Sakık'ın, Cengiz Çandar'la ilgili “PKK ve Öcalan propagandası yapıyor” iddiası gündemdeki yerini korurken, gözler bu yazarın yazıp çizdikleri ve girip çıktıkları yerlere çevrildi… Türkiye'de Radikal'deki köşesinden yazıp çizdikleri malum olan Cengiz Çandar'ın dışarıda ise son dönemde özellikle İngiltere merkezli kurum ve kuruluşlarla sıkça bir araya geldiği görülüyor… Örneğin, PKK paravanı olduğu ortaya çıkan DPI adlı örgüt, Londra merkezli. Çandar'ın bu örgütün gizli toplantılarının müdavimlerinden olmanın yanı sıra, bir Uzman'ı olduğu ortaya çıktı... Evet evet.. Çandar, bölücü terör örgütünün paravanı olduğu ortaya çıkan ve Türkiye'ye uluslararası müdahale yapılmasını isteyen DPI'ın "Uzmanlar Konseyi" üyesi... Hem de Konsey'in ilk sırasında yer alıyor... Londra merkezli DPI'ın Direktörü Kerim Yıldız'ın Türkiye'ye uluslararası müdahale yapılmasını ve Kürdistan kurulmasını istediği biliniyor. Bu DPI'ın DPI'nın Uzmanlar Konseyi'nde Cengiz Çandar'ın yanı sıra Türkiye'den başka tanıdık isimler de olduğu öğrenildi. Bu isimler de, DPI gerçeğini teyit ediyor: Taraf yazarı Prof. Dr. Mithat Sancar, Kürdistan Ulusal Meclisi (KUM) Üyeliği yapmış Prof. Dr. Sevtap Yokuş... İŞTE BELGESİ ![]() DPI GERÇEĞİ İÇİN TIKLAYIN Cengiz Çandar, geçtiğimiz yıl Ekim ayı içinde de İngiliz AVAM Kamarası'na çıkmıştı. Burada bir sunum yapan Çandar, 2011 Haziran ayında TESEV için hazırladığı ve PKK tezleriyle dolu “Dağdan İniş- PKK Nasıl Silah Bırakır” isimli raporunu anlattı. İNGİLİZLERİN KÜRDİSTAN MERAKI VE “KÜRT BAHARI” HESABI İngiltere'nin Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu'suna yönelik hiç azalmayan bir ilgisi var. Ortadoğu ülkelerinde çok geniş nüfuz alanı bulunan İngiltere'nin bu bölgedeki her olayla yakından ilgilendiği herkes tarafından bilinen bir gerçek. Şemdin Sakık'ın Akit'e gönderdiği mektupta Cengiz Çandar gibi PKK ve Öcalan propagandası yaptığını anlattığı bir diğer isim olan Yasemin Çongar'ın 14 Ekim 2011 tarihli Taraf'ta yayınlanan yazısı da, İngiltere'de iktidarda bulunan Muhafazakar Parti'nin, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ve bölgedeki Kürt yapılarına olan ilgisini ortaya koyuyor. Çongar'ın yazısına göre, İngiltere'de iktidardaki Muhafazakar Parti'nin 6 Ekim'deki yıllık kongresinde, Kürdistan'daki (Kuzey Irak Kürt Yönetimi) demokratik ilerleme ele alındı ve Kürdistan'ın Arap Baharı için emsal oluşturduğunun altı çizildi. Kongrede ayrıca, Kürdistan'ın kendi mali ve hukuki yapısını oluşturmasının, özgür basınının, dinsel özgürlüğün serbest olmasının Arap Baharı sürecinde etkisi dile getirildi. Muhafazakar Parti'nin bu kongresine paralel, Financial Times Uluslararası İşler Editörü David Garner da köşesinde, Kürdistan'da "azınlıklar" meselesinin nispeten iyi durumda olduğunu belirtti ve "Arap uyanışının başarısını test edecek şeylerden biri, ülkelerin kendi azınlıklarına nasıl davranacağıdır. Bu sınav, Türkiye için de geçerli" yorumunda bulundu. Yani İngiltere'nin iktidar partisi ile devlet yapısına yakınlığıyla bilinen en etkili gazetelerinden Financial Tİmes'in ifadelerinden, Kuzey Irak'taki özerk Kürt yapısı, bölgedeki yapılara ve Türkiye'deki Kürtlere örnek gösterildi. ÇANDAR'IN RAPORU DA AYNI NOKTAYI İŞARET EDİYOR Cengiz Çandar'ın İngiltere'deki bu gelişmelerden önce Haziran ayında yayınlanan raporu da bu ülkede konuşulanlarla aynı noktaya çıkıyor. Çandar raporunda PKK terörünü bir “Kürt isyanı” olarak göstermişti. Çandar'ın raporundan satır başları şu şekildeydi: “Kürt Sorunu ile ilgili güvenlik eksenli politikalar geçerliliğini yitirdi. Dolayısıyla güvenlik eksenli hiç bir çözümü dikkate almadan Kürt sorununun çözülmesi gerekir. Bugün için Kürt sorunu ile PKK birbirinden ayrılamaz. PKK ile birlikte yaşanan süreç ‘Kürt İsyanı' olarak adlandırılması gerekir.” “Kuşak farklılaşmaktadır, BDP'li siyasiler Türkiye'nin konuşabileceği son kuşaktır.” “Yeni Anayasa'da Kürtlere yeni bir statü verilmelidir. Kendilerini yönetebilecekleri bir sistem kurulmalıdır. Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Şartı üzerinde durulabilir.” “Öcalan PKK içinde tek adam konumundadır. Öcalan ikna edilmeden dağdaki PKK'lıların dağdan inmeye ikna edilmeleri mümkün değildir.” “Öcalan 63 yaşında ve 12 yıldır tutukludur. İran, Irak ve Suriye'de kurulmuş örgütlerin tamamı Abdullah Öcalan'ı lider olarak tanımaktadır. Müzakerelerde Öcalan'a ev hapsi, tahliye gibi garantilerin verilmesi gerekir.” Bu öneriler Cangiz Candar'a ait. TAMAMEN PKK TEZİ Çandar'ın raporundaki özellikle “Kürt isyanı” tanımı hayli dikkat çekiyor. Bu tanımın tamamen PKK tezi olduğu bilinirken, yapılan eylemleri terörist faaliyet yerine Arap Baharı gibi bir halk hareketi olarak göstermeye yönelik bir ifadenin son derece tehlikeli sonuçlar doğurabileceği ifade ediliyor. Türkiye'nin doğusunda bugüne kadar yapılmış onlarca sosyal analiz, Kürtler'in benzer şekilde ayaklanacağına dair hiçbir işaret içermemesine karşılık, Financial Times'in işaret ettiği azınlıklar meselesi ile Çandar'ın kullandığı “Kürt isyanı” kavramı aynı noktayı yani özerk bir yapıyı işaret ediyor. Görüldüğü gibi Haziran ayında hazırlanan Çandar'ın raporu ile Ekim ayında İngiltere'de konuşmalar, Kürt'lere bir statü öneriyor. Bu kapsamda Çandar'ın İngiltere Avam Kamarası'nda bir sunum yapacak olması ve oradan çıkacak sonuçlar, Türkiye'de planlandığı açık olan bir Kürt Baharı sürecine ilişkin tehlikeli sonuçlar doğurabilir. HÜKÜMETİ TEHDİT ETMİŞTİ Cengiz Çandar'ın 19 Temmuz'da Radikal'de kaleme aldığı “Başbakan Yandaş Koruya Kulaklarını Tıkamalıdır Yoksa..” yazısı da benzer bir noktayı işaret etmektedir. Çanrdar o yazısında “Defalarca, ‘Türkiye'nin Suriye'ye benzer bir fotoğraf vermesi' endişesini dile getirdim. Bu, ancak, Kürt sorunu üzerinden, PKK eylemlerinin yaygınlaşması ve buna karşı yanlış teşhisten doğan karşılıklar verilmesiyle mümkün olabilirdi. Haklı olarak yükselen “özgüven”in tedrici “erozyon”u da öyle sağlanabilirdi” demişti. Yani hükümeti, Suriye'deki gibi bir ayaklanmayla tehdit etmiş ve istenen özerk yapının kurulmasına izin verilmesini istemişti. Habervaktim.com
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|