![]() |
#1 |
![]() 12.07.2007 AK PARTi MANİSA MİTİNGİ AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan: “Biz bu milletin sofrasına bereket katmak için, aşına aş katmak için geldik.'' AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Manisa Sultan Meydanı'nda düzenlenen AK PARTi mitinginde halka hitap etti. Miting alanına TBMM Başkanı Bülent Arınç, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile otobüste halkı selamlayarak gelen Başbakan Erdoğan, konuşmasında, halkın arasından geldiğini unutmayan bir Başbakan olarak, Manisa'ya 6. gelişi olduğunu anımsattı ve önceki yönetimleri eleştirdi. Bunu yaparak halkla iç içe olduklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: 'Biz nereden geldiğimizi biliyoruz. Bu memleketin sevdalısı olduğumuzu unutmuyoruz. Biz milletimizin sesine sağır değiliz. Biz ülkemizin insanlarına fildişi kulelerden ve sırça köşklerden bakanlardan değiliz. Biz dizlerimizi kırıp, bu milletin sofrasına oturmayı da tarhanaya kaşık sallamasını da biliriz. Biz bu milletin sofrasına bereket katmak için, aşına aş katmak için geldik.' -'DEMOKRATİK VURUN'- Başbakan Erdoğan, 4.5 senelik iktidarları sonunda ülkenin üstündeki kara bulutların dağıldığını, gençlerin bakışlarındaki ümitsizliğin kaybolduğunu dile getirerek, Türkiye'nin artık tüm dünyanın ifadesiyle 'Bir cazibe merkezi haline geldiğini' söyledi. Konuşması, 'Vur vur inlesin, Deniz Baykal dinlesin' sözleriyle bölünen Başbakan Erdoğan, katılımcılara, 'Biliyorsunuz, iki tür vurmak var. Bir, kavgacı kişilik taşıyanların vuruşu. İki, demokratik kişilik taşıyanların vuruşu. Siz herhalde ikincisini kastediyorsunuz değil mi? O vuruş nerede yapılır? Sandıkta. Mesele bitti. Benim milletim işini biliyor' diye karşılık verdi. -İDEOLOJİK KAFALAR- Başbakan Erdoğan, vatandaşlardan oy verirken 5 yıl öncesiyle bugünü mukayese etmelerini isteyerek, şunları kaydetti: 'Allah aşkına 5 yıl öncesinin Manisa'sıyla bugünün Manisa'sı bir birine benziyor mu? Hangi alanda bakarsanız bakın, ister yerel yönetimde, ister eğitimde, ister sağlıkta, ister adalet saraylarında, ister toplu konutta, ister tarımda bakın. Artık birbiriyle mukayese edilemeyecek kadar farklı bir çalışma var. Bugün Manisa ekonomisi gelişiyor, yeni iş kapıları, yeni aş kapıları açılıyor. O Manisa mı iyiydi, bu Manisa mı iyi, soruyorum. 5 yıl önceki Türkiye mi iyiydi, bugünkü Türkiye mi? Ve biz oylarımızı neye vereceğiz? Hizmete mi vereceğiz, yoksa ideolojik kafa yapılarına mı vereceğiz? Gittiğim her yerde şunu söylüyorum; Futbol takımı tutar gibi parti tutmayın. Zira ülkemizin geleceğine, yavrularımızın geleceğine oynuyoruz, bunun bedeli çok ağır olur. Ben MHP'ye gönül vermiş, CHP'ye gönül vermiş kardeşlerime, Anavatan Partisine gönül vermiş kardeşlerime, DP'ye gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Niye biliyor musunuz? Sorumluluğum, mesuliyetim bunu gerektiriyor. Yarın, 'sen bize bunu söylememiştin' demesinler diye söylüyorum.' Başbakan Erdoğan, 'Başbakanlık yan gelip yatma yeri değildir' dedi. Erdoğan, partisinin Manisa mitinginde yaptığı konuşmada, 4.5 yıllık hükümetleri dönemi anlatarak, muhalefet partisi liderlerini eleştirdi. Türkiye'nin 79 yılda ulaştığı milli gelir seviyesinin 181 milyar dolar olmasına karşın, 4.5 yılda bu rakamın üzerine 220 milyar dolar eklediklerini, 36 milyar dolar olan ihracata, 59 milyar dolar ilave ettiklerini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: 'Soruyorum size o mu başarı, bu mu başarı? Rakamlar konuşuyor. Ülkelerin başarısı bu şekilde kantara çıkarılır. Geçenlerde sayın Bahçeli bir televizyon kanalına çıkmış konuşuyor. 'Başbakan yardımcılığı dönemimde 4 ülkeye gittim. Azerbaycan'a gittim, Kazakistan'a gittim, Çin'e, Bulgaristan'a gittim. Fakat bu başbakan 1500 günde 156 ülkeye gitti, bu israftır' diyor. Buradan tavsiyede bulunuyorum; Dünyada senin bu ifadelerine gelişmiş ülkelerin liderleri kahkahayla gülerler. Gelişmiş ülkelerin devlet başkanları, başbakanlarını bırakın bakanları, diğer ülkeleri böyle arı gibi dolaşırlar, otururlar konuşurlar, kendi ülkelerine çağırırlar. Şu anda biz bu diplomasiyi yürütmeseydik, ihracatımız 36 milyar dolardan 98 milyar dolara çıkar mıydı? Biz yan gelip yatmadık. Başbakanlık makamı yan gelip yatma yeri değildir. Düşünün bunlar Türkiye'yi idare etti. Bunlara memleket teslim edilir mi?' Başbakan Erdoğan, bu konuşması sırasında MHP lideri Devlet Bahçeli'ye yönelik protestolar üzerine de 'Sandıkta, sandıkta...Biliyorsunuz sayın Bahçeli'nin iki özelliği var. Bir halkına ip atar, iki iyi ip atlar. Ya, halkın üzerine ip atılır mı, halka yağlı urgan atılır mı?' diye konuştu. -SAMİMİ DEĞİLLER- Başbakan Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendilerini bu şekilde terör örgütü elebaşını idam etmemekle suçlamaya çalıştığını, ancak bunu eski savcılardan birinin dahi gazete yazdığı yazıyla samimi bulmadığını açıkladığını söyledi. Bu savcının yazısında, 'Madem samimiydin, senin döneminde idam kararı verildi, niye idam etmedin' diye sorduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: '(Samimi değilsin) diyor. 'Samimiysen koalisyondan çekilirdin' diyor. İp mi bulamadın? Bu millet sana ip verirdi. İstemediğin kadar ip verirdi. İdamın kaldırıldığı bir hukuk devletinde, 'Bana yeter sayıda milletvekili verin, idam edeyim' diyor. Geç o işi, geç. Bu millet bunları çok gördü. Amerika size gelip de onu teslim ettiği zaman, İmralı Adasını allayıp pullayıp onu misafir eden sensin.' -'MAZOT 1 YTL OLACAKMIŞ'- İktidarı devralmadan önce Türkiye'de 22 tane bankanın hortumlandığını ve bunun 40 milyar dolar kayba yol açtığını, bu paraların tümünün de vatandaşların cebinden çıktığını ifade eden Başbakan Erdoğan, kendi dönemlerinde AK PARTi'nin kurduğu güçlü ekonomiyle böyle bir olayın hiç meydana gelmediğini söyledi. Başbakan Erdoğan, 'Bu batan bankalardan birinin de kim olduğunu biliyor musunuz?' diye sorarak şöyle devam etti: 'O İmarzedelere ödenen para 9 katrilyon. Kim ödedi o parayı? Biz ödedik. Kim adına, millet adına. Kimdi bu? Reklamını yapmayın, ne olduğunu, kim olduğunu biliyorsunuz. Şimdi o da çıkmış meydanlara. Bay mazotçu, mazotu 1 YTL?den satacakmış. Sen bırak bunu da o dürüst diye geçinen, bu ülkeden kaçmış babanla kardeşinin 9 katrilyon borcunu öde. Bu tüyü bitmemiş yetimin, garip gurebanın hakkını öde. Madem dürüstler niye kaçıyorlar? Şimdi bir de Güney Kıbrıs'ta sanal şirket kurmuş. Bu şirketten Türkiye Cumhuriyeti hakkında dava açıyor. Güney Kıbrıs'ı biz devlet olarak tanıyor muyuz? Hani milletperverdin, hani vatanperverdin?' Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde, aynı şekilde geçmiş dönemlerden kalan 135.5 katrilyon lira devletin işçisine memuruna nema borcuyla karşılaştıklarını, bunu da 'Devletin hiç memuruna, işçisine borcu olur mu?' diyerek ödediklerini anlattı. Başbakan Erdoğan, 'Biz aldatan olmayacağız, biz hak nedir, hukuk nedir bunu bilerek yola çıktık. Farkımız bu'diye konuştu. -HALKI EZDİRMEYECEĞİZ- Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı da eleştirdiği konuşmasında, Antalya'ya gittiğinde vatandaşlara, yıllardır parlamentoda olan, 3 kez bakanlık yapmış olan Baykal'ın Antalya'da dikili bir ağacı olup olmadığını sorduğunu anlatarak, 'Dediler ki, yok. Peki Manisa'da var mı? Sayın Bahçeli'nin var mı? 3.5 sene hükümet ettin ne yaptın buraya arkadaş' diye konuştu. Antalya'da bir çiftçinin kendisine verdiği karneyi gösteren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: 'Bu karne mazot karnesi, mazot... Kimin biliyor musunuz? Sayın Baykal'ın vatandaşlara dağıttığı mazot karnesi. Şimdi çıkmış mazottan ÖTV almayacakmış. Ya sen bir defa mazot bulamayacak kadar acze düşmüş bir lidersin. Ayrıca, sayın Baykal akşam konuştuğunu sabah unutur, bunu da bilin ve inkar da eder. Yaptıkları hep bunun alametidir. Aynen bunda olduğu gibi. Sayın Baykal'ın yaşı şu anda 70, 69-70. Bilmiyor muydunuz? Elimde 1946 yılının ekmek kartı var. Bu ekmek kartını o zaman kimin dağıttığını biliyor musunuz? CHP. Burada da kuponlar var. Ucunda da CHP'nin amblemi var. Şeker, gaz yağı, bunları hep yaşadık. Sanayağı, bunları hep yaşadık. CHP zihniyeti budur. Bunların olduğu yerde bereket olmaz ve bugüne kadar da olmadı zaten. İşte siz 22 Temmuzda bu zihniyetleri sandığa gömeceksiniz. Ben bunu biliyorum. Şimdi utanmadan sıkılmadan diyor ki 'Halkı ezdirmeyeceğiz' buyur belgelerle konuşuyorum. Sizin geçmişiniz hep halkı ezmek, ezdirmekle geçmiş, Halk ne diyor biliyor musunuz? Kamuoyu araştırması yaptırdım, (Sayın Baykal gölge etme, başka ihsan istemeyiz.)' -FAİZLER- Başbakan Erdoğan, milletin hala geçmiş dönemlerden kalan borcu ödemekle meşgul olduğunu ifade etti. Bir ülkenin borcunun milli gelire oranla hesap edildiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, göreve geldiklerinde yüzde 79 olan borcun milli gelire oranının, iktidarları döneminde yüzde 45'e düşürüldüğünü kaydetti. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin kendilerinden önce gecelik yüzde 8 bin düzeyinde faizleri gördüğünü ve o dönemde DSP-MHP-ANAP koalisyonun iş başında olduğunu belirterek, şöyle konuştu: 'Biz onlardan devraldık. Yüzde 65 olan faiz bugün yüzde 18. Halep oradaysa arşın Manisa'da. En fazla borçlanmayı da Ecevit, Bahçeli, Yılmaz döneminde yaptı bu ülke. IMF ile imzalanan 17-18. stand-by anlaşmalarıyla 33 milyar dolar borç aldılar. Ne kadar ödediler 10 milyar dolar. Bize 23 milyar dolar bıraktılar. Şimdi ne kadar kaldı 8.5 milyar dolar. Daha ne yapalım? Geldik, Merkez Bankası kasasında ne vardı? 26 milyar dolar. Şimdi 66 milyar dolar var. Nasıl oldu bu? Hortumlar kesildi, oralar da bereketlendi.' Dönemlerinde yüzde 30'larda teslim aldıkları enflasyonun bugün tek haneli rakamlara, yüzde 8.6'ya düştüğüne dikkat çeken Başbakan Erdoğan, ayrıca Türkiye'nin küresel sermaye için bir cazibe merkezi olarak yıllık 1 milyar dolar olan sermaye girişinin, en son geçen yıl 20 milyar dolar olarak gerçekleştiğine işaret etti. Tüm bunların kendilerinin farkını gösterdiğini, ancak birilerinin nifak tohumları ekmeye çalışarak, bu gelişmeleri engellemeye çalıştığını ifade eden Başbakan Erdoğan şöyle devam etti: 'Ama birileri bizim aramıza nifak sokmak, kin, nefret tohumları ekmek istiyor. Biz parti olarak etnik milliyetçiliğe karşıyız, biz bölgesel milliyetçiliğe karşıyız. Dinsel milliyetçiliğe karşıyız. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında beraberiz, biriz, bütünüz.?? Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili olarak 'Parlamento içinden olmaz, dışardan olacakmış. Beyefendi gel o zaman gidelim halka, dışarıdan da olsun. İstediğin kadar aday çıksın. Kim seçilirse seçilsin, başımız üstünde yeri var' dedi. Manisa Sultan Meydanı'nda düzenlenen AK PARTi mitinginde halka seslenen Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim sürecide yaşanan tartışmaları değerlendirdi. Geçen dönemde yaşanan süreçle ilgili bilgi verirken, Cumhurbaşkanı Sezer ile ilgili konuşması sırasında izleyicilerden bir bölümünün 'Yuh' çekmesi üzerine Başbakan Erdoğan, 'Bunu yapmayacaktık ya, hani yapmayacaktık ya. Yapmayın gerek yok. AK PARTili'nin şanına yakışanı yapın' dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Anayasa Mahkemesindeki karar sürecinde tehditlerde bulunduğunu, 'İtirazımız istikametinde karar çıkmazsa Türkiye'de çatışma çıkar' dediğini söyleyen Başbakan Erdoğan, bunun suç olduğunu, ancak hiçbir savcılığın bu konuda bir işlem yapmadığını kaydetti. Kendilerinin Anayasa Mahkemesi kararı sonrası yorum yapmasının rahatsızlığa neden olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: 'Şimdi hukukta tashihi karar diye bir mekanizma var. Ama Anayasa Mahkemesinin üstünde bir makam yok ki tashihi karara gidelim. Nereye gideceğiz? Millete. Onun için 22 Temmuz çok önemli. Bak şurada bir pano gördüm 'AK PARTi oradaydı, muhalefet neredeydi' diye yazıyor. Gerçekten bizim grubumuz tümüyle oradaydı ama CHP, ANAVATAN, Demokrat Parti yoktu. CHP'nin elemanları kapıları tuttu, içeriye CHP'li milletvekili girmesin diye. ANAVATAN'lılar parti merkezini de tuttu girmesinler diye. DP'den iki kişi kaçtı geldi, ihraç edildi. Aynı şekilde CHP'den de birisi kaçtı geldi. Şimdi demokrasi bu mu? Sayın Baykal diyor ki bak şu ifadeye, çirkinliğe, siyasi etik açısından nasibini almamış olan Baykal'ın ifadesine bakın; 'AK PARTili militanı Çankaya'ya çıkartmayız' Sen kimsin yahu? Bunun adı nedir biliyor musunuz, bunun adı dört dörtlük ayrımcılıktır. Yani bu olmaz, anlaşılır gibi değil. Baykal'ın halkına, demokrasiye saygısı yok. Baykal'ın bu ülkenin iktidar partisine saygısı yok. 550 tane parlamento elemanına saygısı yok. Diyor ki, 'Parlamento içinden cumhurbaşkanı olmaz.' Lafa bak ya, sen nasıl demokratsın? Demokraside böyle bir yaklaşım tarzı olur mu? Bu apaçık cehalettir. Parlamento içinden olmaz, dışardan olacakmış. Beyefendi gel o zaman gidelim halka, dışarıdan da olsun. İstediğin kadar aday çıksın. Kim seçilirse seçilsin başımız üstünde yeri var. Ama halka güvenemiyor ki. Kaçıyor halktan, halka gidemez. Gittiği anda başına ne geleceğini çok iyi biliyor.' -MANİSA'DAKİ YATIRIMLAR- Konuşmasında iktidarları döneminde Manisa'ya yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Başbakan Erdoğan, bu dönemde Manisa'ya 1291 derslik, 4 genel lise yaptıklarını, iktidara geldiklerinde 9 olan Anadolu Lisesi sayısını 12'ye çıkardıklarını, 4 Anadolu Öğretmen Lisesine 2 tane daha eklediklerini, 10 Çok Programlı Liseye 3 tane eklediklerini ve 2002 yılında 19 olan ortaöğretim yurduna 3 de kendilerinin ilave ettiğini belirtti. 'Hani bunlar ilericiydi, bizi Atatürk'ün gösterdiği muasır medeniyetlerin üstüne çıkaracaktı. Ah benim Manisalı kardeşim, bunlar gericinin daniskası. Gerici bunlar, gerici' diye konuşan Başbakan Erdoğan, iktidarları döneminde ilk bilişim teknolojisi sınıflarının kurulduğunu, Manisa'daki okullara 15 bin 281 bilgisayar gönderdiklerini, 455 okula ADSL sistemi kurduklarını ifade etti. Yoksul ailelerin çocuklarına yapılan burs yardımlarıyla ilgili de bilgi veren Başbakan Erdoğan, Manisa'da bu kapsamda 9 bin 775 aileden 15 bin 561 ilköğretim ve lise öğrencisine şartlı nakit yardımı yapıldığını belirtti. Son günlerde seçim meydanlarındaki vaatlere dikkati çeken Başbakan Erdoğan, 'Yalanın fiyatı da düştü. Yalan 1 YTL oldu' dedi. SSK emeklisi olduğunu, hastane ve ilaç kuyruklarında beklemenin ne demek olduğunu bildiğini, doktorların 'Muayenehaneme gel' dediği günleri hatırladığını anlatan Başbakan Erdoğan, artık bu dönemin kapandığını söyledi. Sağlıkta yaşanan dönüşümle, artık istenilen hastanede tedavi imkanının önünün açıldığını dile getiren Başbakan Erdoğan, Türk vatandaşına 18 yaşına kadar sosyal güvence getiren yasal düzenlemenin de CHP tarafından engellendiğini, şu anda ertelendiğini ifade etti. Manisa'da 45 olan uzman hekim sayısının 492, ebe ve hemşire sayısının 2 bin 219'a, 151 olan sağlık ocağı muayene odası sayısının 359'a çıkarıldığını belirten Başbakan Erdoğan, Manisa'daki tüm sağlık yatırımlarında onarım ve donanım işleri için 56 trilyon lira harcadıklarını belirtti. 100 yataklı Akhisar Devlet Hastanesi, 30 yataklı Köprübaşı Devlet Hastanesi, 25 yataklı Ahmetli Devlet Hastanesi'nin açılışını yaptıklarını belirten Başbakan Erdoğan, 'Ben size yaptıklarımızı anlatıyorum. Şunu yaptık diyorum. Peki sayın Baykal, Bahçeli ne diyecek size? Söyleyeyim ben size ne diyeceklerini, 'cek cak.' Bir de sayın Bahçeli, yağlı bir urgan bulabilirse, onu üzerinize atabilir' diye konuştu. Başbakan Erdoğan KÖYDES kapsamında da Manisa köylerinin yol ve su ihtiyaçlarının karşılanması için 57 milyon YTL kaynak aktarıldığını dile getirerek, 39 milyon YTL yatırımla Manisa'nın 20 yıllık ihtiyacını karşılayacak yeni bir trafo merkezi yaptıklarını, 36 milyon YTL daha ödenek tahsis ettiklerini, diğer enerji dağıtım işleri için de 27 milyon YTL harcama yaptıklarını ifade etti. Başbakan Erdoğan, Soma Termik Santralına 18 milyon YTL harcayarak filtre taktıklarını ve bölge halkının kirli havayı solumasını engellediklerini söyledi. -TARIM DESTEKLERİ- Göreve geldikleri dönemde Ziraat Bankasından yüzde 59 faiz ile kredi alınabildiğini, şu anda bu oranın yüzde 7 ile 13 arasında olduğunu, Halk Bankasının da esnafa yüzde 47 ile kredi verirken, şimdi yüzde 13 ile verdiğini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: 'Doğrudan Gelir Desteği olarak 2002 yılında 68 trilyon toplam destek verilirken, 2007'de 122 trilyon verdik. 2 kat artmış. Mazot desteği ve gübre desteği 52 trilyon. Yani çiftçimizin mazotu, verdiğimiz bu destekle zaten neredeyse 1 YTL'ye iniyor. Yıllık traktör satışı göreve geldiğimizde 6 bindi. 2006'da 42 bin oldu. Bu neyi gösteriyor? Benim çiftçimin alım gücü arttı. 13 trilyon prim desteğini 2007'de 46 trilyona çıkardık. Hayvancılığa verilen destek 941 milyardı, biz bunu 13.5 kat artırdık, 13 trilyon verdik. Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerine 1999-2002 arasında 650 milyon verilmiş, 2003-2007 arasında bu 29 trilyon olmuş. 44 kat artırdık, daha ne yapalım?' Üzüm üreticisini mağdur etmeyeceklerini ve üreticini hakkını alacağını belirten Başbakan Erdoğan, 'Üzüm üreticimiz hakkını daha üzümler alınmaya başlamadan, borsadan gerekli destekler nelerdir bunları öğreneceksiniz, bunu göreceksiniz. Biz her zaman üreticimizin, halkımızın yanında olduk. Bundan sonra da yanında olacağız' dedi. Başbakan Erdoğan, '780 bin metre karelik Türkiye ve 70 milyon vatandaşın iktidarına talip olduklarını' belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: 'Bize göre 70 milyon vatandaşımızın özlemi tektir. Bu ülkenin, bu vatanın hasreti, ayrılık, nifak, hizip siyaseti değil, kavim, kabile siyaseti değil, sınıf ve bölge siyaseti değil, birlik ve beraberlik siyasetidir. Ben sizi niye seviyorum? Aynı kabileden olduğumuz için mi, aynı aşiretten olduğumuz için mi? Makam, mevki mi, para pul mu? Hayır. Yaratılanı severiz yaratandan ötürü anlayışıyla seviyorum. Durmak yok yola devam.'
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|