11-26-2012, 00:31 | #1 |
~GERÇEĞİN FOTOĞRAFI~
İnsanoğlu unutmuş, gafletin vebâlini;
Görmüyor; Kur’ân’daki kavimlerin hâlini. Bugün de farklı değil, beşerî manzaralar; Bakın nasıl açılmış, bunca sosyal yaralar.. Hükümler verildikçe, bölmeden kılı kırka; Bölünmüş Müslümanlar, olmuş yetmişüç fırka. Din tahtına oturmuş, hurâfeler kültürü; Gitmiş güzel insanlar, gelmiş şaşkın bir sürü.. Dillerde kin ve nefret, kalplerde kibir kiri; Gerçeklerle yüzleşmek, istemiyor hiçbiri. Ne sabır, ne tezekkür, ne tefekkür, ne şükür; İhsâna karşı isyân, nîmete karşı küfür.. Kimi; sûret-i haktan, Hakk'a baş kaldırıyor, Kimi âlim; Kur’ân’a, Kur’ân’la saldırıyor. Ulemâ kaf dağında, pazarlıyor postunu; İkbâl için satıyor, kulislerde dostunu.. Sahnelerde oryantal, akademik dinciler, Randevuyla çalışan, büyücüler, cinciler, Kerâmeti kendinden, üfürük cambazları; Hepsi yolma peşinde, palazlanmış kazları.. Bakın.. Bu çöplüklerde, daha neler üremiş: Sahte şeyhler, velîler, efendiler türemiş. Kılcallara yayılmış, putların saltanatı; Çok şükür ki; çökmüyor, üstümüze bu çatı.. Münâfıklar her dalda, sektörün baş aktörü, Dalkavukluk sanatı, bir liyâkat faktörü. Sosyetik züppelere indirgenmiş asâlet; Ahlâk kriterleri, baştan sona rezâlet.. Ne dostu soran kalmış, ne de ahdinde duran; Ana, baba, eş, kardeş, hepsi olmuş figüran. Yangını söndürmüyor, sözde “anneler günü”; Sadâkat; bir gül kadar, sürdürüyor ömrünü. İsraf hükmüne girmiş, karşılıksız bir selâm, Kişisel çıkarlara ayarlanmış her kelâm. Apartman mahkûmları, derin gaflete dalmış; Komşuluk; asansörde bir tesâdüfe kalmış.. Genç kuşaklar; cinsellik girdâbında boğulmuş, Edep, hayâ, haysiyet, tedâvülden kovulmuş. Tolerans tavan yapmış, hoşgörüler sulanmış, Aklı selîm; medyatik çomaklarla bulanmış. Küresel şeytanların, gerçekleşmiş emeli; Ha çöktü, ha çökecek, ailenin temeli. Okullarda çiviler, çoktan çıkmış yerinden; Korkar olmuş öğretmen, öğrencinin şerrinden.. Ekranları kuşatmış, anti-ahlâk bir çete; O câhil cüretiyle, ders veriyor millete. Medenî simge olmuş, her şeyde transparan; Bütün azgınlıklara, "çağdaşlık" bir paravan.. Bunları bilmek için, gerek yok önseziye, Siyonist tuzakları, gizlenmiş her diziye. Küresel enjektörler, yakalamış damarı; “Laiklik” narkozuyla, indiriyor şamarı.. Bu acı manzaralar, bu yaralar bir yana, Kur’ân’da ümitsizlik, haramdır müslümana. Her çilenin bir ecri, gecenin fecri vardır, İnsanın selâmeti, ancak sabrı kadardır. Şahsiyetli müslüman, dik durduğu sürece; Yükselir Hak katında, îtibar ve derece, Ne doğrultur “vesâyet”, o kırılan belini, Ne Kur’ân’a uzatır, o kirlenmiş elini.. Cengiz Numanoğlu
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|