12-16-2012, 16:29 | #1 |
Üniversitede skandal olay!
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde 1999 yılında sırra kadem basan son büyük üstadlara ait hat sanatı eserlerinin, ‘kaybolduğu’ Mimar Sinan Üniversitesi’nin Fındıklı Kampüsündeki binanın temelinde tesadüfen bulunması birçok şüpheye sebep oldu. Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Kerim Silivrili’nin odasında bir dolapta kilit altında tutulurken kaybolan ve yaklaşık 13 yıldır izine rastlanamayan eserler, kaybolduğu binanın deprem güçlendirme çalışmaları esnasında temelin altındaki moloz yığınlarının arasında geçtiğimiz ay ortaya çıkmıştı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde 1999 yılında kaybolan hat sanatı eserlerinin, ‘kaybolduğu' Mimar Sinan Üniversitesi'nin Fındıklı Kampüsündeki binanın temelinde tesadüfen bulunması birçok şüpheye sebep oldu. Bir dolapta kilit altında tutulurken kaybolan ve yaklaşık 13 yıldır izine rastlanamayan eserler, kaybolduğu binanın deprem güçlendirme çalışmaları esnasında temelin altındaki moloz yığınlarının arasında geçtiğimiz ay ortaya çıktı. NE DOLAP DÖNÜYOR Eserlerin, kayboldukları dolapla birlikte bulunması, ne tür bir ‘dolapla' yüz yüze kalındığı noktasında kafa karışıklığını artırıyor. Önce kaybolan, sonra kaderin bir cilvesi olarak ele geçirilen Osmanlı hat sanatının son üstatları; Necmettin Okyay, Beşiktaşlı Hacı Nuri Korman, Macit Ayral ve İsmail Hakkı Altunbezer'in eserlerinden oluşan koleksiyon, 1940'lı yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı'nın girişimi ile oluşturulmuş. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI HAREKETE GEÇMELİ Dönemin Milli Eğitim Bakanlığı henüz emeklilik sistemi bulunmayan Türkiye'de, görevini tamamlayan hat üstatlarından her ay bir eser satın almaya ve karşılığında bir aylık maaş kadar bir ödeme yapmaya başlar. 1960 yılına kadar devam eden uygulama ile mezkûr hattatlara ait eserler MSGSÜ'ye verilir. SİLİVRİLİ'NİN SORUMLULUĞU NE? Yaklaşık 40 yıl bu Üniversite envanterinde bulunan eserler hakkında bir katalog çalışması yapılmamış olması da dikkat çekici bulunuyor. Prof. Dr. Kerim Silivrili'nin odasındaki dolapta saklanan eserlerin, Silivrili'nin emekliliğini müteakiben odada yapılan düzenlemeler sırasında ortada olmadığı anlaşılır. Bir süre sonra felç geçiren Silivrili'nin, rahatsızlığı bu eserlerin ortadan kaybolmasıyla ilişkilendirilir ve ciddi bir kurum olması beklenen bir üniversitenin dekan yardımcılığı görevinde de bulunan Silivrili'nin bu durumdan birinci derecede sorumlu olduğu gerçeği bu arada göz ardı edilir. Silivrili'nin 2007 yılında vefat etmesi ile de konu tamamen unutulmaya yüz tutar. EMANETE LİYAKATSİZ OLDUKLARI ORTAYA ÇIKTI Eserlerin bir üniversiteden bu şekilde kaybolması oldukça düşündürücü bulunurken, kendilerine emanet edilen kıymetlere ne kadar kayıtsız oldukları da ortaya çıkan bu kurumlara böylesi eserlerin emanet edilmemesi, Kültür Bakanlığı, Vakıf Hat Eserleri Müzesi, İslam eserleri Müzesi veya Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu tür emanetlere el koyması gerektiği belirtiliyor. AVCI: “DEVLET DEDİKODUYA SEBEBİYET VERMEMELİ” Konuyu Akit'e değerlendiren, Demokrat Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, bu tür durumlarda insanın aklına binbir türlü ihtimalin gelmesinden doğal bir durum olmadığını kaydederek, “Devlet bu tür yorumlara ve dedikodulara sebebiyet vermeden üzerine düşeni yerine getirmeli, ve eserlerin 13 sene neden bulunamadığını araştırmalı.” Eserlerin nasıl ve kimler tarafından ortadan kaybolduğunun da ortaya çıkarılmasını isteyen Avcı, “Gelecekte de bu tür durumların ortaya çıkmaması için devlet, ciddiyetini ortaya koymalı. Çeşitli politikalar sonucu değerlerine karşı bigane bir millet haline getirildik. Bu hüsnü hat yazılarının başına gelen bu olayda bunu kanıtlamaktadır. Bunun gibi nice olaylar var. Meşhur İshak Paşa Sarayı 50 sene restore edildi. Yanlış restore edildiği anlaşıldı yeniden restoreye başlanıldı. Yapılanların peşine düşmek gerekiyor. Bundan sonra bu tür ‘saçmalıkların' yaşanmaması için ‘ders olsun' kabilinden soruşturmalar elzem hale gelmiş durumda. Bu noktada Kültür Bakanlığı'na özellikle iş düşüyor. Bünyesinde yüzlerce müfettiş var. Bunların asli görevleri bu tür işleri engellemek ve caydırıcı olmaktır” şeklinde konuştu. Yeni Akit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
12-16-2012, 16:44 | #2 |
Geçmişinin eserlerine nasıl sahip çıkılmış pardon çıkılmamış adam temele gömmüş,
geçmişin izlerini silmek.. çok yazık bir bir dekan yardımcısı bunu yapan.. ülke gençleri kimlere emanet... |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|