01-05-2013, 12:50 | #1 |
Şimdi Sıra Başkomutan’da!
Zulmün tavan yaptığı karanlık süreç 28 Şubat’ın en önemli isimlerinden birisi olan dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın yargı karşısında hesap vermek zorunda kalması, akıllara dönemin “Başkomutan”ı Süleyman Demirel’i getirdi. Mevcut mevzuatta sadece “vatana ihanet”ten yargılanabilecek olan Demirel için, siyasi iradenin harekete geçmesi, yargının da mevcut şartlar çerçevesinde yapılabilecekleri yapması bekleniyor. Süleyman Demirel, Refah-Yol Hükümeti'ne başından itibaren hasım bir tutum takınarak, askeri çevreler ile karanlık odakların seçilmiş iktidara saldırması için ne gerekiyorsa yaptı. Demirel, daha meşhur 28 Şubat MKG toplantısı yapılamadan aylar önce “işbirlikçi medya”da sürekli Erbakan Hükümeti aleyhine açıklamalarda bulundu, kitleleri kanunsuz eylemlere yönelmeleri için tahrik etti. Süreçte merhum Erbakan'a tam 40 kez “laiklik” vurgulu mektup gönderen, küfürbaz subay Osman Özbek için, “Boşalma hakkını kullandı” diyecek kadar ileri giden, MKG bildirilerindeki “tavsiye edilir” ibaresini “uygulanır”a çeviren, “MKG kararları uygulanmazsa kaos çıkar. Hükümet yönetemez durumda” diyen hep Demirel oldu. MÜFTÜOĞLU: 28 ŞUBAT'IN MİMARI DEMİREL'DİR Demirel'in milletin gözü önünde gerçekleşen ve bugün de arşivlerde utanç belgeleri olarak duran tutumunun, “darbenin asıl mimarı” oluşunu teyit ettiğini pek çok isim paylaşıyor. Akit'e konuşan Adalet eski Bakanı İsmail Müftüoğlu da, 28 Şubat'ın asıl mimarının Demirel olduğunu söyledi. Demirel ve Karadayı'nın ortaklaşa süreci yönettiklerini anlatan Müftüoğlu, şunları ifade etti: “O dönemde Karadayı'nın kendi açıklamaları var. Bu açıklamalardan meşru hükümete karşı ayaklanmanın tahrik edildiğini görüyoruz. Bilhassa Süleyman Demirel'in Genelkurmay'da aldığı brifingden sonra yaptığı açıklamada net bir şekilde meşru hükümetin devrilmesi anlamını taşıyan ve askeri tahrik eden açıklamaları vardır. Bunlar kayıt altındadır. Mahkemede bizim şahadetimize başvurabilirler. O dönemi yaşayan bizleriz. 28 Şubat Darbesi'nin arkasında ABD ve İsrail var. İsrail ve ABD içerdeki işbirlikçileri vasıtasıyla meşru hükümeti görevden uzaklaştırmıştır. Demirel ABD ve İsrail'e güvenerek rahat tavırlar içerisinde açıklamalar yapıyor. DEMİREL'İN KALKANI KALDIRILMALI Demirel'in Anayasa ile koruma altına alındığını, mevcut durumda kendisinin sadece “vatana ihanet” suçundan yargılanabileceğini hatırlatan İsmail Müftüoğlu, şöyle konuştu: “Kimse la yüsel değildir. Demirel koruma altından çıkartılmalıdır. Burada hükümete görev düşüyor. Yeni bir düzenleme yapılarak Demirel'in koruma zırhı kaldırılmalıdır. Ve bu şekilde hukuk önünde hesap vermelidir. Çünkü Demirel 28 Şubat'ın bir numarasıdır. Ayrıca milletin verdiği paralarla omuz yıldızlarını artıran bir nevi haramzade tavrına giren Karadayı da Refah Partisi'nin Anavatan Partisi ile kuracağı hükümete karşı tavır sergilediğini bunu Demirel'le müzakere ettiğini ve bu hükümetin kurulmasını önlediğini yaptığı açıklamadan bilinmektedir. O dönemin kuvvet komutanların tamamı tutuklu yargılanıyor. Karadayı'nın serbest bırakılması hukuki bir skandaldır.” DEMİREL'İN HESAP VEREBİLMESİ İÇİN BİR YOL BULUNMALI Eski Adalet Bakanı Şevket Kazan ise, 28 Şubat döneminin özellikle hesap sorulması gereken isimlerinden Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya'nın ahirette hesap verdiğini fakat; dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ise anayasada verilen ‘sorumsuzluk' ilkesinden istifa ederek rahat bir şekilde yerinde oturduğunu belirterek, “Demirel, nasıl gidecek, nasıl götürülecek; bir yol bulunması lazım” dedi. Akit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|