![]() |
#1 |
![]() Önceki gece Şırnak'ta hain bir pusu kuruldu ve 13 vatan evladı şehit düştü. Acı büyük. Nasıl olmasın ki delikanlılar hayatının baharında ayrılıyor aramızdan ve her bir haneye ateş düşüyor.
Acı büyük olunca öfke de büyüyor. Ne var ki böyle durumlarda soğukkanlı kalmak, terörün asıl maksadına boyun eğmemek gerekiyor. Terörün aslî gayesi korku, dehşet ve panik havası oluşturmaktır. O atmosfer oluşacak ki toplum karamsarlığa itilsin, yetkili merciler umutsuzluğa kapılsın. Bu nedenle eyleminin, ses getirmesini ister terörist. Terör örgütü manşetlerden düşmek istemez. Siz menhus eylemleri manşet yaptıkça onlar derin bir zevk içinde iyi iş çıkardıklarını düşünür. O yüzden terör onlar için "silahlı propaganda" aracıdır. Terör kıskacından kurtulmanın ilk basamağı panik yapmamak ve doğru tedbirler almaktır. Bir yandan hain örgütün amacına boyun eğmeyeceksin, diğer taraftan da terör örgütünün halktan kopuşunu sağlayacak süreci doğru planlayacaksın. Hükümetin görevi budur. Aslında muhalefetin de, devlet kurum ve kuruluşlarının da aslî vazifesi bundan başka bir şey değildir. PKK panik içinde. Halk desteğini kaybediyor. Bir parmak işaretiyle milletvekili seçtiremiyor artık. Muhtemelen yaklaşan yerel seçimlerde de aynı hezimet bekliyor örgütü. Altlarındaki halı çekildikçe gerilimi tırmandırmak, tabanı kendi saflarına çekmek ve şiddete tutunmak istiyorlar. DTP dün makul sayılabilecek bir açıklama yaptı. Parti Grup Başkan Vekili Selahaddin Demirtaş imzasıyla yapılan açıklamada, Şırnak ve Diyarbakır'da şehit edilenler için "14 evladımızı yitirdik" deniyor ve ekleniyor: "Şehitlere Allah'tan rahmet, acılı ailelere başsağlığı diliyoruz." Şu ana kadar PKK eylemleri karşısında hep kem küm etmeyi yeğleyen partiden "Hiçbir siyasi amaç, bir tek damla kandan daha değerli olamaz" açıklaması geldi dün. Doğru olan da buydu. Hatta bu da yetmez; terörü lanetlemek şarttır; zira Kürt sorunu -veya başka bir sorun- terörle, kanla, şiddetle çözülemez. Şırnak'tan gelen acı haberin üzerine abanıp olur olmaz düşünceler üreten insanların bazı kışkırtmalarına dikkat etmekte fayda var. Şırnak'ta hain pusu kurulur vatan evladı şehit düşer; birilerine göre Türkiye hemen, o an, Kuzey Irak'a girmelidir. Sanırsınız sınır ötesi operasyon yapılsa terör tamamen bitecek. Gerçekten öyle mi? Bu teori doğru olsaydı şu ana kadar 24 kez yapılan sınır ötesi harekât terörist örgütün kökünü çoktan kazımış olurdu. Kimilerine göre Irak'la imzalanan anlaşmanın hiçbir önemi yok. "Olur mu canım; bu anlaşmayla çok şey elde edildi" deseniz ve bir bir sıralasanız kazanımları, onlar buna da aldırmaz her şeyi "sıcak takip" meselesine düğümler. Sıcak takipler de yapıldı yıllarca; ancak terör bataklığı yine de kurutulamadı. Terör kıskacında geliştirilen fikirlerle köklü çözümler bulunamaz. Geniş zamanlı, uzun soluklu gayretlere ihtiyaç var. Tahrik büyük, sabırlar taşıyor; ama terörle mücadelenin aslî metotları değişmiyor. Bir yandan güvenlik zaafları giderilecek, vatan görevinde daha etkin ve daha akıllı metotlar bulunacak; diğer yandan da terörü destekleyen sosyal ve ekonomik olumsuzluklar ortadan kaldırılacak. Ve bütün bunlar yapılırken demokrasiden, insan haklarından, temel özgürlüklerden taviz verilmeyecek. DTP'de serseri mayın çok. Seçime ramak kala Leyla Zana "Türkiye'nin eyaletlere bölünme zamanı geldi" demişti. Dünkü Yeni Şafak'a göre Hatip Dicle her bölgeye bayrak ve meclis istemiş. Tahrik edici şeyler bunlar. 22 Temmuz seçim sonuçları gösterdi ki etnik milliyetçilik çatırdıyor Güneydoğu'da. PKK kanlı eylemler yapmak suretiyle devleti Kürtlerle karşı karşıya getirmek istiyor. Çok dikkatli olmak lazım. Terör kıskacında verilen refleksler sanıldığının aksine Türkiye'nin değil terör örgütünün işine yarayabilir. Aman dikkat!
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|