04-30-2013, 19:57 | #1 |
Başbakan Erdoğan Kızılcahamam'da konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam'daki AK Parti il ve ilçe başkanları toplantısında yerel seçimlerdeki hedeflerini açıkladı. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye için artık son derece kritik, son derece önemli bir evreye girmiş durumdayız. Öncelikle, 2014 yılı, Türkiye için kritik sonuçların alınacağı seçim yılı olacak. İlk olarak, mart ayında inşallah mahalli seçimler gerçekleşecek. Yıl ortasında, Anayasamıza göre Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması gerekiyor. Yine bu süreçte, yeni Anayasa çalışmalarının inşallah tamamlanmasıyla, bir halkoylaması da gündeme gelebilecek" dedi. 30 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİ ALMAMIZ GEREKİR Başbakan Erdoğan, Kızılcahamam Asya Termal Otel'de, partisinin il ve ilçe başkanları toplantısındaki konuşmasında, AK Parti'nin parti içi demokrasi ve istişareyi en iyi işleten parti olduğunu ifade ederek, Hazreti Peygamberin hadislerinde istişarenin önemini defalarca vurguladığını, istişarenin pişmanlığa karşı kale olduğunu bildirdiğini aktardı. Erdoğan, AK Parti'yi istişare üzerine inşa ettiklerini, 14 Ağustos 2001'den bugüne kadar da her kademede istişareyi pusula, kutup yıldızı olarak değerlendirdiklerini söyledi. Partisinin üye sayısının, yaklaşık 8 milyon 300 bin kişiye ulaştığını, son seçimde Türkiye genelinde 21 milyon 400 bin oy aldıklarını hatırlatan Erdoğan, 76 milyona karşı mesul olduklarını, 76 milyonun topyekun emanetini omuzlarında taşıdıklarını kaydetti. Üyelerle, kendilerine oy verenlerle, 76 milyonun tamamıyla oturup istişare yapmalarının mümkün olmayacağını kaydeden Erdoğan, temsil yoluyla bunu başarılı şekilde yaptıklarını söyledi. Erdoğan, sadece milletvekilleri düzeyindeki istişareyle yetinmediklerini belirterek, bölgeler bazında il başkanları, belediye başkanları, kadın ve gençlik kolları başkanlarıyla bir araya geldiklerini anlattı. İstişare mekanizmasını sürekli ve etkin şekilde işlettiklerini kaydeden Erdoğan, zaman zaman arkadaşları arasında teşkilatın çok meşgul edildiğini söyleyenlerin bulunduğunu aktardı. Başbakan Erdoğan, "Siyaset, pasif zaman anlayışıyla değil aktif zaman anlayışıyla yapılır. Aktif zamanını, bu işe ayıramayanlar zaten siyaset yapmasınlar. 'İşleri güçleri bitireyim. Akşam geçerken de partiye uğrayayım' dersek bu siyaset olmaz. Böyle hizmet anlayışı olmaz. Biz diyoruz ki, bu işe ciddi manada zaman ayıracağız, zaman ayırabilecek arkadaşlarla bu yola girmemiz lazım. Basit bir iş yapmıyoruz. Yaptığımız 76 milyonun sevk ve idaresidir" diye konuştu. AK Parti'nin gelecek seçimlerde oyları silip süpürüp, Türkiye'yi çok farklı ufka hazırlayacağını söyleyen Erdoğan, "30 büyükşehir belediyesini almamız gerekir. Bu konuda kararlıyız, kahir ekseriyetiyle alacağız" ifadesini kullandı. DERDİNİ DİNLEMEDİĞİMİZ VATANDAŞ KALMAYACAK AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz, farklılıklarımız olsa da aynı gaye, aynı hedef uğrunda gönül birliği, kader birliği yapmış teşkilatız. Biz kesrette vahdet anlayışını yaşayacak bir teşkilatız. Renklerimizi muhafaza edecek, ama uyum içinde, ahenk içinde, birlik ve beraberlik içinde,inşallah yeni zaferlere hep birlikte imzamızı atacağız" dedi. Erdoğan, Kızılcahamam Asya Termal Otel'de, partisinin il ve ilçe başkanları toplantısındaki konuşmasında, Türkiye için artık son derece kritik, son derece önemli bir evreye girildiğini belirterek, "Öncelikle 2014 yılı, Türkiye için kritik sonuçların alınacağı seçim yılı olacak. İlk olarak, Mart ayında inşallah mahalli seçimler gerçekleşecek. Yıl ortasında, Anayasamıza göre Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması gerekiyor. Yine bu süreçte, yeni Anayasa çalışmalarının inşallah tamamlanmasıyla, bir halk oylaması da gündeme gelebilecek. Teşkilat olarak bizi çok yoğun bir mesai bekliyor" ifadesini kullandı. AK Parti'nin kurulduğu günden beri gireceği en kritik seçimlere hazırlandığını ifade eden Erdoğan, 3 Kasım'dan bugüne kadar yapılan seçimlerin, Türkiye'nin daha çok bugününü ilgilendiren, alt yapıyı, zemini, temeli ilgilendiren seçimler olduğunu, o seçimlerde elde ettikleri zaferlerle, milletten aldıkları yetkiyle, temeli sağlamlaştırdıklarını, zemini güçlendirdiklerini, demokrasinin, hukukun ve milli iradenin sarsılmaz şekilde kuvvet kazanmasını temin ettiklerini bildirdi. Bundan sonra ise artık çok daha fazla istikbale yoğunlaşacaklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Başlattığımız, çoğu 'asrın projesi' olarak tanımlanan projelerimizi tamamlayacağız. Ekonomide, demokratikleşmede, dış politikada, sosyal hayatta, artık çok daha detaylara, detay meselelere yoğunlaşacak, büyük engelleri kaldırdığımız gibi bundan sonra da küçük engelleri yol üstünden kaldırmak suretiyle, 2023'ün yollarını inşa edeceğiz. Yine, çözüm süreci adını verdiğimiz süreci inşallah tamamlayacak, ekonominin, demokratikleşmenin, dış ve iç politikanın önündeki bu büyük engeli gündemden çıkaracağız. Tüm bu süreçte, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her biriniz, istisnasız, kilit bir öneme sahip olacaksınız. Türkiye'de tarih yeniden yapılırken, yeniden yazılırken, Türkiye için artık çok daha aydınlık bir geleceğin kapıları aralanırken, hiç biriniz bu muhteşem sürecin dışında kalmayacaksınız. Bugüne kadar hep birlikte yaptık, daha çok çalışarak, daha kararlı şekilde çalışarak, inşallah, istikbali de hep birlikte inşa edeceğiz." İl ve ilçe başkanlarından en küçük rehavete, en küçük ihmale mahal vermeden, azimle ve gayretle çalışmalarını rica eden Erdoğan, "76 milyon içinde, ulaşamadığımız, el uzatamadığımız, halini hatırını soramadığımız, projelerimizi ulaştıramadığımız bir tek kişi bile olmayacak" şeklinde konuştu. Erdoğan, şöyle devam etti: "Bakın çeşitli vesilelerle defalarca ifade ettim. İftiralar, ithamlar, dedikodular, yalanlar, tahrikler, doğrulardan, gerçeklerden çok daha hızlı yayılırlar. Biz, fesatçılardan, nifak tohumu saçmak isteyenlerden, bozgunculardan, yalancılardan 10 kat, 100 kat daha fazla çalışmazsak, inanın başarısız oluruz. Onlar 1 çalışıyorsa, biz 10 çalışacağız, hatta 100 çalışacağız. Onlar 1 kişiye ulaşıyorsa, biz 10 kişiye, hatta yetmez, 100 kişiye ulaşacağız. Çalınmadık kapı bırakmayacağız. Halini hatırını sormadığımız insan bırakmayacağız. Derdini dinlemediğimiz vatandaş kalmayacak. Doğruları kendilerine anlatmadığımız tek bir hane bile olmayacak. Asla gevşemeden, asla rehavet içinde olmadan, yılmadan, yorulmadan, bıkıp usanmadan 24 saat çalışacağız. Teşkilatla ahenge, genel merkezle irtibata hassasiyetle riayet edeceğiz. Parti politikalarımızı, söylemleri dikkatle izleyecek, o çerçevede hareket edeceğiz. Biz aldığı komutla hareket eden robotlar değiliz. Biz, farklılıklarımız olsa da, aynı gaye, aynı hedef uğrunda gönül birliği, kader birliği yapmış teşkilatız. Biz kesrette vahdet anlayışını yaşayacak bir teşkilatız. Renklerimizi muhafaza edecek ama uyum içinde, ahenk içinde, birlik ve beraberlik içinde, inşallah yeni zaferlere hep birlikte imzamızı atacağız." 100’Ü AŞKIN ÜLKE ŞU ANDA BUNU YAŞIYOR Kamuoyu araştırmalarında AK Parti teşkilatının görüşlerine özellikle dikkat ettiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Örneğin diyelim ki çözüm sürecine destek vermede AK Parti'nin tabanı ne diyor? Eğer AK Parti'nin tabanı yüzde 100'e yakın bir destek vermiyorsa, demek ki parti Genel Merkezinin politikasıyla taban politikası arasında bir sıkıntı var. O zaman ne yapamaz gerekiyor, il başkanlarımız, ilçe başkanlarımız, belde başkanlarımız ve sandık baş müşahitlerimize kadar kendimizi çek etmemiz lazım. Niye? Demem ki biz halkımıza bunu anlatamadık" görüşünü dile getirdi. Sadece genel başkanın, bakanların ve ilgililerin verdiği mesajların yeterli olmadığını, hep beraber çalışmaları gerektiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Örneğin bir başkanlık sistemi tartışılıyor. Bunu Genel Başkan, Başbakan söyledi. Tamam. Peki Başbakan, Genel Başkan bunu söylerken ilk defa bunu bizim Genel Başkanımız veya Başbakanımız mı söyledi? Bunu geçmişte Allah rahmet eylesin Turgut Bey söyledi, Sayın Demirel söyledi. Onlar da söylediler. Kaldı ki bu bize yabancı bir anlayış da değil. Çünkü bizim ecdadımız tarihe baktığımız zaman, bunun benzerini Osmanlı yaşamış. Dünyada en gelişmiş ülkeler şu anda bu başkanlık sistemini yaşıyor. Amerika aynı şekilde, geliyorsunuz Rusya'ya aynı şekilde. Yarı başkanlık denilen Fransa bunu yaşıyor. Latin Amerika ülkeleri bunu yaşıyor. Yani dünyada 100'ü aşkın ülke şu anda bunu yaşıyor." Erdoğan, teşkilat mensuplarına şöyle seslendi: "Biz de muhalefetin propagandalarına eğer AK Parti'ye oy verenler aldanırsa, onların iz suyunda giderse, o zaman bize şuna inanıyorum bir defa tavrını koyamayana bir teşkilat, meselesine sahip çıkamayan bir teşkilat anlayışını getirir. Öyleyse yapmamız gereken ne, demek ki daha çok çalışacağız. Sizlere gönderilen broşürler demek ki okunmuyor. Bu broşürlerin okunması lazım. Verdiğimiz mesajlar demek ki iyi dinlenmiyor, takip edilmiyor. Eğer bugün gelişmiş ülkeler, başbakanlık sistemini denemişse, bununla ülkelerini yönetiyorlarsa burada bir şey var. Ne diyorlar, 'Parlamenter demokrasi, başkanlık sisteminde yoktur.' Kim diyor bunu ana muhalefetin başkanı. Parlamentonun olmadığı bir başkanlık sistemi kraliyetler hariç hepsinde vardır. Bugün Amerika'da parlamento yok mu, bugün Rusya'da yok mu? Amerika'da bugün çift derecelidir, hem kongre hem senato, var. Aynı şekilde yarı başkanlık diye ifade edilen Fransa'ya geliyorsunuz durum aynı, var. Nasıl çalıştığı, içeriğinin nasıl olacağı bu önemli. Biz ne diyoruz biz bunları tartışalım diyoruz. Bunları bu toplum tartışmalı ve bunları bu toplum tartıştıktan sonra da nihai kararı yine millet vermeli. Bundan kaçınmamalıyız." Gündeme getirdikleri partili cumhurbaşkanı fikrinin bile farklı yerlere çekildiğini belirten Erdoğan, Fransa'nın şu anda bunu uyguladığını söyledi. Erdoğan, "Aynı şekilde, Amerika'daki başkanlık sistemi de partilidir, onu uyguluyor. Almanya şansölye diyor ama orada yetki cumhurbaşkanından çok şansölyededir. O da onu bu şekilde alıp götürüyor. Süreci ülkenin menfaatine, milletin menfaatine en ideal şekilde nasıl yürütebilirsen buna dikkat etmemiz lazım. Başkanlık sisteminde başkan bir kral değildir. Ama bizdeki bazı cahiller, başkanı bir kral olarak takdim etme cüretine girerek yalan söylüyorlar" diye konuştu. Erdoğan, tam aksine Amerika'da başkanın kongreden izin almadan harcama yapamayacağını, izin almadan bir ülkeye tek helikopter dahi hibe edemeyeceğini vurgulayarak, Türkiye'nin bu noktada çok daha güçlü olduğunu bildirdi. AK Parti'nin oy tabanının başkanlık sistemiyle ilgili de çalışmalarını çok daha iyi noktaya taşımak suretiyle tüm bu kamuoyu araştırmalarındaki dengeyi Genel Merkezi'nin çalışarak oturttuğu bir yapı üzerinde sürdürmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Buna göre de gönderilen bütün o bilgiler, şu anda Ar-Ge birimimizin, genel başkan yardımcılarımızın yaptığı eğitim çalışmalarıyla, milletvekillerimizin illerdeki konferansları, sempozyumları, bunlar dikkatle takip edilmeli ve buna göre adımlarımızı atmalıyız. Eğer biz bu adımları buna göre atmazsak o zaman meydanı boş bulanlar, istedikleri gibi bu süreci sürdürürler. Çünkü AK Parti, yanlışları ortadan kaldırarak bu milletin önüne konmuş olan o çakıl taşlarını silmek, süpürmekle görevlidir ki daha başarılı olalım" değerlendirmesinde bulundu. ÇANAK ÇÖMLEK HİKAYESİYLE BİZE 4 SENE KAYBETTİRDİLER Partisinin projelerine de değinen Erdoğan, şöyle devam etti: "Bakın ne diyoruz, çılgın projeler diyoruz değil mi? Bir çılgın projenin gerçekleşebilmesi için bize hendek atlatıyorlar hendek. 3 sene, 4 sene bir projeyi gecikmeli olarak çıkarıyorsunuz. Niye? Bakıyorsunuz önünüzde çok ciddi engeller var. Örneğin bizim bir Marmarayımız var, basit çanak çömlek hikayesi bize 4 sene kaybettirdi. 3 sene, 4 sene önce Marmaray açılacaktı. Şimdi bu 29 Ekim'e yetiştirmeye çalışıyoruz. Yazık, günah değil mi? Her geçen zaman bu ülkenin aleyhinde. Biz muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkacaksak, bu yatırımlarımızı hızla gerçekleştirmek zorundayız." İstanbul'a yapılacak havalimanına da değinen Erdoğan, "Dünyanın en sayılı havalimanlarından biri olacak. 3 Mayıs'ta ihalesi var. Şu ana gelene kadar neler neler çektik. Ama ben bunu seçim kampanyasında ilan etmiştim. Biz isteriz ki ilan ettiğimiz andan itibaren 5-6 ay içinde ihaleye çıkalım. Şimdi 3 Mayıs'ta inşallah ihalesini yapacağız. Sahibi belli olacak ihalenin. Öyle zannediyorum ki 4 yıl gibi sürede de Allah'ın izniyle bitireceğiz. Türkiye dünyanın en büyük havalimanlarından birisine böylece sahip olmuş olacak" şeklinde konuştu. Kanal İstanbul ile ilgili açıklamalarda da bulunan Erdoğan, şöyle devam etti: "Birileri geliyor bize akıl veriyor. 'Bence yanlış yapıyorsunuz, bunlar gereksiz şeyler' diyor. Sen o aklı kendine sakla arkadaş. Biz bunların hepsinin müzakeresini, istişaresini her şeyini yaptık ve bunu yapmamızın en önemli geriği boğazı bir çevre tehdidinden kurtarmaktır. Biz dünyadaki en önemli, altın kolye olan boğazımızı böyle bir çevre tehdidi altında geleceğe bırakamayız. Orada Independenta olayını biz yaşadık. O 7 ayı aşkın zaman süren yangını orada biz izledik. Dolayısıyla biz bu tür felaketleri tekrar yaşamak istemiyoruz. Bu milyonda bir olur ama olduğu zaman da iyi olur. Bunların olmaması lazım. Onun için hem İstanbulumuza bir farklılık kazandıracak, şehircilik anlamında bambaşka bir yapılanmayı getirecek bir anlayışı Kanal İstanbul ile inşallah gerçekleştiriyoruz. Çok kısa bir zaman içinde onun da ihalesini yapacağız." TARİHİ KIŞLAYI NEDEN KORUMUYORSUN Taksim Gezi Alanı'na ilişkin eleştirileri de değerlendiren Erdoğan, "Taksim Gezi Alanı dedik. Hemen buna da karşı çıktılar. Kışlayı yeniden yapacağız dedik, bakıyorsunuz hemen o malum çevreler başta ana muhalefet partisi, onun destekçileri hep birlikte karşı çıktılar. Engellemek istediler, kuruldan reddettiler. Reddedince ben de dedim ki reddinize ret. Çünkü burada bir tarihi eser var. Bu tarihi eseri kurul nasıl reddeder? Bu kurullar niçin var? Aslında bu tarihi eserleri korumak için. Çanak çömleği koruyorsun da oradaki tarihi kışlayı neden korumuyorsun? Çok garip bir şey. Denizin dibindeki 3-5 tane çanak çömlek bulunmuş, çatal, kaşık bulunmuş bunları koruyorsun ama Taksim Meydanı'ndaki devasa kışla gayet güzel mimari estetiği hepsi güzel. Buna hayır diyorsun. Böyle bir mantık, anlayış olur mu? Bu ideoloji değil de nedir" ifadesini kullandı. TAKSİM KIŞLASI NE OLACAK? Başbakan Erdoğan, kışla ve Taksim Gezi Alanı'na ilişkin şu bilgileri verdi: "İnşallah orada hem kışlamızı yapacağız ama bu kışla artık tabii kışla olarak görev yapmıyor. Mimari olarak öyle olacak ama alışveriş merkezinden toplantı salonlarına kadar, belki rezidans otel, Divan Otel tarafında da bir şehir müzesi yapmak suretiyle İstanbulumuzun şehir müzelerini de artıralım istiyoruz. Böyle bir adım atacağız. YASSI ADA YASLI ADA OLMAKTAN ÇIKIYOR Aynı şekilde yayalaştırma çalışmalarımız da devam ediyor. Trafiği alta alıyoruz. Meydan artık tamamen yayalara yani insana kalacak, olay bu. Şimdi Galataport hazırlanıyor inşallah. Haydarpaşa Port aynı şekilde. Ama hepsinden daha önemli bir şey var artık Yassı Ada'yı yaslı ada olmaktan çıkarıyoruz. Sivri Ada'yı inşallah bir kongre merkezi olarak gerçekten muhteşem bir proje ile orayı bir demokrasi ve özgürlükler adası yapıyoruz. Biliyorsunuz orası Kartal ve Pendik'e yakın bir bölge. Yani Yassı Ada'daki otellerde kalınabileceği gibi sayı eğer fazla olursa Pendik ve Kartal'daki otellerde de kalma şansı olacak ve böylece Sivri Ada'daki o muhteşem kongre merkezi artık orada uluslararası toplantılara ev sahipliği yapacak. İstanbul'a bu yakışır, Türkiye'ye bu yakışır." İstanbul Boğazı'nda 3. köprü çalışmalarının da devam ettiğine işaret eden Erdoğan, "Önümüzdeki ay ya da aylarda, bir iki ay içinde inşallah bitireceğiz ve oradaki temel atma merasimimizi yapacağız ve böylece 3. köprünün yapımıyla ilgili çalışmalar hızla başlayacak" şeklinde konuştu. Dilolvası-Hersek Burnu arasındaki köprünün temelini attıklarını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Şu anda o çalışma başladı ve İstanbul-İzmir arasındaki otoyolun birçok viyadüğü bitirilmiş vaziyetteydi, tüneller bitirilmiş vaziyetteydi, köprünün temelini de gittiğimizde o gün atmış olduk ve böylece inşallah kısa bir zaman içinde de öyle zannediyorum 2015'de üçte ikisini bitirmiş olacağız ve onları hizmete alacağız. Kısa bir zaman içinde, 1-2 yıl içinde de kalan bölümü bitirmek suretiyle 2016 gibi inşallah İstanbul-İzmir otoyolunu bitirmiş olacağız ve böylece mesafeyi 2 saat 15 dakikaya, 2 buçuk saate indirmiş olacağız. Bütün bunlar AK Parti iktidarına yakışıyor. Diğerlerinin böyle bir derdi var mı? Yok. Bugüne kadar yapılmış bir şeyleri var mı? Yok. Ama biz ne dedik hep, halka hizmet hakka hizmettir. Yola böyle devam ettik" (AA)
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|