07-30-2013, 01:34 | #1 |
Menderes'in Vekili Kurmel: CHP'nin İhtirası Darbeye Sebep Oldu
Kurmel: CHP'nin ihtirası darbeye sebep oldu
27 Mayıs 1960 döneminin Demokrat Parti (DP) Kayseri Milletvekili Hakkı Kurmel, yıllardır süren suskunluğuna darbenin yıl dönümünde son verdi. CHP'nin ihtirası ve askerlerin maaş azlığı bahanesinin darbeye sebep olduğunu vurgulayan Kurmel, "İsmet İnönü, cumhurbaşkanı olmak için darbeyi teşvik etti. Alparslan Türkeş de cuntayı kuran asıl kişidir. İnönü istese; Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idamını önleyebilirdi. Kinden dolayı idamları önlemedi. Bu milletin DP'ye olan bağları, İnönü'de CHP'nin rey ile iktidara geleceği umudunu azaltmıştı." dedi. DP Kayseri Milletvekili Hakkı Kurmel, 27 Mayıs 1960 darbesi ile ilgili ilk kez Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) konuştu. O yıllarda Kayseri'nin Sarı kazasında hâkimlik yapan Kurmel, verdiği hızlı ve doğru mahkeme kararlarından dolayı bölgede 'Sarı Hâkim' namı ile anılıyordu. Halkın kendisine gösterdiği itibar ile önce CHP'lilerce partilerinden milletvekili olması teklifi aldı. Ancak daveti kabul etmeyen Kurmel'e, aynı teklifi 1954 seçimleri öncesinde DP Maraş Milletvetkili Afet Kadıoğlu tarafından DP'ye katılması için yapıldı. Kurmel, dönemin iktidar partisinin bu teklifini düşünmeden kabul etti. Milletvekili adaylığı, kazandığı vekillik sınavının hemen ardından kesinleşti. 1954 seçimlerinde Kayseri'den 28 yaşında Meclis'e girerek TBMM'nin en genç milletvekili unvanını kazandı. İlk dönem, Meclis'te maliye ve bütçe komisyonlarında çalıştı. 1957 seçimlerinde bölgesinden yine vekil seçilerek DP çatısı altında Meclis'teki yerini korudu. DARBE İLE GÖZALTINA ALINDI 27 Mayıs 1960 darbesi gerçekleştiğinde Kurmel, önce gözaltına alındı, sonra serbest bırakıldı. Karanlık günler yaşayacağını anlayınca eşi ile İstanbul'daki yakınlarına gitti. Fakat bir müddet sonra DP'nin tüm Türkiye'de göz altına alınan vekilleri gibi o da yeniden tevkif edildi, Davutpaşa Hapishanesi'ne atıldı. Hapishanedeki 7 DP'li vekil ile birlikte bir süre sonra yargılanmak üzere Yassıada'ya sevk edildi. "KAYSERİ OLAYLARINDAN SUÇUM OLMAMASINA RAĞMEN İDAMLA YARGILANDIM" Kurmel, Yassıada'daki tutukluluk günleriyle ilgili Ada kumandanı Yarbay Tarık Güryay'ın nakisesi fazla biri olduğunu ifade etti. Güryay'ın elinde sopa ile dolaşan ve mahkûmlara sürekli şiddet uygulayan biri olduğunu anlatan Kurmel, kendisinin de fizikî ve psikolojik işkenceye mâruz kaldığını, uygulanan şiddet sonucu gözünü kaybetme safhasına geldiğini, tutuklu bulunduğu 2.5 yıl boyunca eşini bir kere gördüğünü söyledi. Kurmel, sözlerine şöyle devam etti: "Çok acı günler yaşadım. İdam edileceğim diye bekliyordum. Bir tarafta aileme duyduğum hasretim, bir taraftan ölüm korkusuyla günlerimi geçirdim. Tüm milletvekilleri benim yaşadıklarımı gördü. Hepsi aynı yoldan aynı korkularla baş başa kaldı. İsmet İnönü'nün Kayseri'ye girişine mâni olduğum ve anayasaya aykırı davranışlarda bulunduğum gerekçesiyle iki kere idamla yargılandım. Benim, anayasaya aykırı bir davranışım söz konusu değildi. İnönü'nün de Kayseri'ye girişini ben engellemedim. İçişleri Bakanı Namık Gedik, İnönü'nün Kayseri'de yapacağı tahripkâr konuşmadan dolayı halkın isyan çıkaracağı ve ortalığın karışacağı endişesini taşıyordu. Bunun için İnönü'nün Kayseri'ye girişinin engellenmesi taraftarıydı. Fakat ben kendisine böyle bir endişenin yersiz olduğunu, Kayseri'de böyle bir durumun yaşanmasının ihtimal dâhilinde olmadığını söyledim. Benim bu şekilde beyanım olmasına rağmen bu olaylardan idamla yargılandım." "İNÖNÜ, DARBE YAPILMASI İÇİN ASKERE HABER GÖNDERDİ" DP eski Kayseri Milletvekili Hakkı Kurmel, 27 Mayıs Darbesi'nin gerçekleşmesinde İsmet İnönü'nün büyük rolünün olduğuna işaret etti. Atatürk ve Fevzi Paşa'nın orduyu siyasetin dışında tutma gayretlerine rağmen, İnönü'nün TSK'yı siyasetin içine çekmek için gayret gösterdiğini belirten Kurmel, darbeden önce CHP liderinin TSK'ya ihtilal yapması konusunda sürekli haber gönderdiğini açıkladı. Kurmel, konu ile ilgili şu bilgileri aktardı: "Paşa, 1957 seçimlerinden önce uzantısının bulunduğu gruba haber gönderdi: 'Beklesinler bu seçimleri alacağız.' dedi. Fakat seçimleri DP kazanınca, cuntacılara tekrar haber yolladı: 'İhtilal yapsınlar.' Bunlar, yaşanan vakalar. Bunların duyumlarını da alıyorduk. Ayrıca Talat Aydemir, savunmalarında da bunu itiraf etti." "ASKERLER MAAŞLARI AZ OLDUĞU İÇİN DARBEYE DESTEK VERDİLER" Darbe öncesinde subayların maaşlarını yetersiz bulduğunu sürekli gündeme getirdiklerini hatırlatan Kurmel, "Subayların büyük çoğunluğu, maaşları az olduğu için darbeye katıldı. Darbe yapıldıktan sonra beni Harbiye'ye götürdüklerinde bir subay, 'Pabucumuzun altı delikti.' dedi. Bazıları ceplerinde bulunan son 10 kuruşu bana gösterdi. Maaşlarının azlığından yakındı. Bir üsteğmen de bir avukat kızla evlenecekken kızın ailesinin kendilerine engel olduğunu söyledi. Kızın babasının, kızına, 'Askerlerin açlıktan nefesi kokuyor. Açlığa mı kendini mahkûm edeceksin?' dediğini aktardı. Bu durum, subayın gururunun kırılmasına sebep olmuş. Yaşadıklarımız ve duyduklarımız bize, askerlerin maaşlarını artırmak için bu işe giriştiklerini gösterdi." diye konuştu. Kurmel, 'Baret ölçüsü' içerisinde herkesin maaşlarına zam geldiğini kaydederek, "Hükümetimiz döneminde onlar farklı bir ayrıcalık istiyordu. Maliye Bakanı Hasan Polatkan bir konuşmasında askerlerin maaş zamları ile ilgili şöyle konuşmuştu: 'Baret var; farklı bir şey yapamayız. Yarın bir mühendis ve doktor çıkar, 'benim askerden ne farkım var?' derse ne yaparız? Bunun için maaşlarını artıramam askerilerin.' dedi. Askerler darbeye denk gelen günlerde maaşların azlığı ile ilgili şikâyetlerini fazlası ile gündeme getirmişlerdi. Nitekim, darbenin ardından maaşlarında önemli düzenlemeler yaptılar. Darbe, Halk Partisi'nin korkunç ihtirası ve genç subayların maaş derdinden dolayı gerçekleşti." dedi. "DP'Yİ YIPRATMAK İÇİN HER TÜRLÜ NEGATİF POLİTİKA İZLENDİ" CHP'nin 1950 genel seçimlerinde muhalefete düştüğünü ve muhalif bir parti olmayı hiçbir zaman sindiremediğini vurgulayan DP eski milletvekili Kurmel, üst üste gelen seçim mağlubiyetlerin CHP'yi korkunç bir muhalefet yapmaya yönlendirdiğini anlattı. Bu muhalifliğin çok tahripkâr, ahlâka sığmayan bir şekilde yapıldığını ve DP'lilere iftira atılmasına sebep olduğunu kaydeden Kurmel, cuntaya destek veren CHP'lilerin; gazeteler, toplantılar ve mitingler ile de DP'yi yıpratmak için her türlü negatif politikaya yöneldiklerine dikkat çekti. "DP DİKTAYA GİDİYORMUŞ HAVASI YAYDILAR; TÜRKEŞ DE FIRSAT BİLDİ, ÇETESİNİ KURDU" Darbeyi İsmet Paşa'nın tahrik ettiğini kaydeden Kurmel, "Basın da gerçek olmayan haberlerle halkı yalan bilgilere inandırdı. Sanki DP diktaya gidiyormuş gibi bir hava yaydılar. Asker de bu intiba altına girdi. Böyle bir ortamda Alparslan Türkeş de bunu fırsat bildi. Esas yıllardan beri iktidara gelmek isteyen Alparslan Türkeş'ti. Esas akrep başı da Alparslan Türkeş'ti. Etrafına topladığı genç subaylarla çete kurdu, ihtilalcı bir grup teşkil etti. Türkeş, 1940'lı yıllarda da mahkemelerde yargılanmıştı. İhtilal merakı olan bir adamdı. O tıynette bir adamdı." şeklinde konuştu. "GÜRSEL ZAVALLI BİRİYDİ, SUBAYLAR ÜZERİNDE ETKİ OLUŞTURMAK İÇİN GETİRİLDİ" Tahkikat komisyonu kurulduktan sonra İsmet İnönü'nün Meclis'te, ihtilalin tahrikini, 'Siz, tahkikat komisyonunu kurarsanız, bu, ihtilal için bir gerekçedir.' ifadeleri ile yaptığını hatırlatan Kurmel, bu ifadelerinin ardından cuntacıların harekete geçtiklerini, başlarında yüksek rütbeli bulunsun diye de Cemal Gürsel'i kukla gibi getirdiklerini söyledi. Kurmel, Gürsel'in darbecilerin başına geçmesini ise, "Gürsel, Osmanlı paşasıydı. Paşa, böyle bir kültürü, dinamizmi olan bir adam değildi. Zavallı, idare edilecek bir adamdı. Başlarına getirmelerinin gerekçesi ise diğer subayların üzerinde etki oluşturmaktı." şeklinde açıkladı. Kurmel, tahkikat komisyonunun darbe söylentilerini araştırmak için kurulduğunu da açıkladı. DP'liler de ihtilal yapılacağı duygusunun hâkim olduğunu belirten Kurmel, "Ordudan ihtilal hareketi getirileceğini aklımıza getirmiyorduk. Tahkikat komisyonunu bunu araştırmak için kurduk. CHP bunu, 'Dikta gelecek. Partimizi kapatacak' şekline soktu." dedi. "İKTİDARI ELE GEÇİRME DÜŞÜNCESİ MBK'DA GRUP AYRILIKLARINI SAĞLADI" Eski vekil, Milli Birlik Komitesi (MBK) üyeleri arasında neden anlaşmazlık çıktığı ve Alparslan Türkeş'in de aralarında bulunduğu 14'ler grubunun darbenin hemen ardından neden yurt dışına gönderildiği konularında da değerlendirmelerde bulundu. Türkeş ekibinin uzun vadeli bir iktidarda kalmayı hayal ettiklerini anlatan Kurmel, bu durumun CHP'yi destekleyen komite üyelerince bilindiğini, görüş ayrılıklarının da buradan kaynaklandığını vurguladı. CHP'nin iktidarı illegal yollarla ele geçirmeye çalıştığını ve İsmet Paşa'nın da cumhurbaşkanı sevdalısı olduğunu savunan Hakkı Kurmel şunları anlattı: "Cemal Gürsel de bir defa İsmet Paşa'ya 'Cumhurbaşkanı olmak için, gerdeğe girecek damat gibi heyecan içindesin.' dedi. İsmet Paşa'nın bu sevdası etrafında şekillenen bir grup ile Türkeş'in kendi grubu arasında görüş ayrılığı yaşandı. CHP taraftarı grup egemen olunca da Türkeş ve arkadaşları farklı ülkelere gönderildiler." "İSMET İNÖNÜ; MENDERES, POLATKAN VE ZORLU'YU İPTEN KURTARABİLİRDİ" Hakkı Kurmel, Yassıada yargılamaları sonucunda verilen idam kararlarını da yorumladı. İnönü'nün, istese Adnan Menderes, Fatih Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan' ın idamını da önleyebileceğini ifade eden Kurmel, CHP liderinin idamları neden önlemediğini ise şöyle açıkladı: "Kinden dolayı önlemedi. 3 büyük seçimde mağlubiyete uğramanın kiniydi bu. Bu milletin DP'ye olan bağları, İsmet Paşa'da CHP'nin reyle iktidara geleceği umudunu azaltmıştı." "İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ ONAR DARBEYE MEŞRUİYET KAZANDIRDI" Kurmel, İstanbul Üniversitesi Rektörü Sıddık Sami Onar ve Anayasa Profesörü Hüseyin Nabi Kubalı'nın da darbeye meşruiyet zeminini kazandırdığını söyledi. İki akademisyenin, darbecilerin gelecekte yargılanmasını önlemek için önceden önlem aldıklarını belirten Kurmel şunları anlattı: "Darbeye meşru bir zemin kazandırmak isteyen Onar ve Kubalı, MBK üyelerini 'Yarın siz suçlu olarak çıkartılabilirsiniz. Bu itibarla, iktidara meşruiyet kazandırmanız lazım.' sözleri ile uyardılar. Bu itibarla bir fetva hazırlayıp yayınladılar. Bunun için üyelerin desteğini aldılar. Darbeciler de bir deklarasyon hazırladı. Askerler de bu deklarasyona sahip çıktı." "İRTİCA GELİYOR PROPAGANDASI ASKERİ TAHRİK ETMEK İÇİN ÇIKARILDI" DP'nin ezanı aslına çevirmekle suçlandığını hatırlatan Kurmel, din adamlarının 'Allah'u Ekber' ifadesinin Türkçe'de okunan, 'Tanrı Uludur.' cümlesi ile karşılanmadığı yönünde gazetelere beyanat verdiğini, DP'nin de bunu Meclis'te ele aldığını anlattı. CHP'nin desteği ile de iki partinin çıkardığı kanunla ezanı aslına çevirdiklerini kaydeden Kurmel, "İsteyen Arapça, isteyen Türkçe okuyabilir.' ifadesi yasak kaldırıldı. İttifak söz konusuydu. Bunu CHP'liler istismar etti. İşin esası bu. 'Laiklik tahrip edildi.' düşüncesini askeri tahrik etmek için ortaya atmışlardır." değerlendirmesini yaptı. "9 SUBAY HADİSESİ TAM ARAŞTIRILSAYDI DARBE OLMAZDI" Kurmel, 9 Subay Hadise'sinin yeterince soruşturulmadığını da söyledi. Celal Bayar'ın, iddialarının araştırılması için 'Tahkikat yapılsın, ne halleri varsa görsünler.' şeklinde bir görüşe sahip olduğunu, Adnan Menderes'in ise 'Ordunun muhafazasını celp etmeyelim.' mülahazası ile durumu yatıştırmaya çalıştığını anlatan Kurmel, "Menderes'in görüşünden dolayı fazla bir araştırma yapılamadı. Tahkikat keşke yapılsaydı, o zaman sonuç böyle olmazdı." dedi. "İDAMLARI KAYSERİ CEZAEVİNDE ÖĞRENDİM" Adada 6 ay kaldıktan sonra Kurmel, 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kayseri Cezaevi'ne gönderildi. Bu sırada Adnan Menderes ve Fatih Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın da aralarında olduğu 20 kişi hakkında idam kararı verildi ve asıldılar. Kurmel, Menderes ve arkadaşlarının asıldığını duyduktan sonra dayanamayıp ağladığını söyledi. Menderes'in çok mütevazi olduğunu belirten Kurmel, "Ziyaretimin ardından beni kapıya kadar yolculardı. Çok değerli bir insandı. Evinde bir sefer yemek yedim." ifadelerini kullandı. "27 MAYIS DARBESİ DİĞER DARBELERE ÖRNEK OLDU" DP eski milltvekili Hakkı Kurmel, 27 Mayıs Darbesi'nin Türkiye'de gerçekleştirilen diğer darbelere de örnek olduğunu söyledi. "Memlekette şiraze bozuldu, sıralı olarak bu hareketler meydana geldi." diyen Kurmel şunları kaydetti: "Bu hareketlerin başlangıcı 27 Mayıs 1960 Darbesi'dir. 1960 darbesinden önce 1 kişi öldürüldü ve bu da darbeye gerekçe gösterildi. Fakat darbeden sonra, Türkiye'de başlayan gençlik hareketlerinde günde 10 kişi ölüyordu. Çok cana mâl oldular. Bunların bütün sebebi 27 Mayıs 1960 Darbesi'dir." "27 MAYIS TÜRKİYE'Yİ 50 SENE GERİYE GÖTÜRDÜ" Kurmel, darbenin ardından kurumların yıpratıldığına da dikkat çekti. Üniversiteden akademisyenlerin atılmasının ülke bilimine vurulan en büyük darbe olduğunu vurgulayan Kurmel, "Darbe, Türkiye'yi 50 sene geriye götürdü. Akademisyenleri DP'li veya CHP'ye destek vermediler diye üniversiteden uzaklaştırdılar. Ordudan 5.000 subay görevinden uzaklaştırıldı. Hiyerarşi alt üst oldu. Türk Ordusu'nun; disiplini, ateş gücü, bir prestiji vardı. Hiçbir şey kalmadı. TSK uzun yıllar kendini toparlayamadı." diye konuştu. "YASSIADA MAHKEMELERİ İNSANLIK TARİHİNİN YÜZ KARASIDIR" Yassıada mahkemelerinde yapılan yargılamalar hakkında da açıklamalarda bulunan Kurmel, Adnan Menderes'i suçlu göstermek, yıpratmak ve suç isnat etmek için çok küçük hadiselerin mahkemeye taşındığını söyledi. Mahkemelerde hak, hukuk ve adaletin olmadığını vurgulayan Kurmel, "Diktatörler, emrinde teşkil ettikleri, kendilerinin emirlerine muti insanları mahkemeye atadılar ve maalesef bu feci akıbetler başımıza geldi. Mahkeme değil, bir soytarı, İnsanlık Tarihi'nin bir yüz karasıdır. Böyle bir mahkeme, değil Türkiye'de, Dünya Tarihi'nde görülmemiştir. Maalesef bu mahkeme, hassasiyet göstermesi gereken ihsas-ı reyde de bulunmamıştır." şeklinde konuştu. "İTİBAR İADE EDİLMELİ, YARGILAMALAR YAPILMALI" Hakkı Kurmel; Adnan Menderes başta olmak üzere tüm DP vekillerine ve mağdur olanlara iade-i itibar edilmesini gerektiğini söyledi. Darbeyi gerçekleştirenlerin bir an önce yargılanmaları gerektiğini kaydeden Kurmel şöyle devam etti: "O mahkûmiyet kararlarının başlamasını istiyoruz. Bir tarih var. Yarının gençlerine bu tarih ders olacak. Böyle bir haysiyet bozan olayların normal bir hareket olarak yansımaması lazım. Askerler de bu etki altında kalmamalı. Gelecek nesiller geçmişte yaşanan bu kara lekeyi duymamalı. Böyle bir askerî darbeyi de Allah bir daha göstermesin. Adliyelerimiz kanundan ve adaletten ayrılmasın. Adliyelerimiz, Türk geleneklerine, dininin icaplarına uygun faaliyette bulunsun." Haber 7 27.05.2013
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|