AK Gençliğin Buluşma Noktası
Bugün ve Sabah "Bugün" ve "Sabah" Gazetesi köşe yazıları.


Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-09-2013, 21:21   #1
Kullanıcı Adı
Akbursa
Standart Hükümet-Cemaat Krizinde 26 Günün ÖZETİ
HÜKÜMET-CEMAAT KRİZİNDE 26 GÜNÜN ÖZETİ





Siyaset - 09 Aralık 2013 14:54
Hükümetin dershaneleri kapatma girişimiyle başlayan tartışma MGK kararları ve MİT fişlemeleri ile devam ediyor. Peki bu 26 günde ne oldu?

Bugün Gazetesi Yazarı Tarık Toros, son 26 günün özetini yaptı.
Bir özel teşebbüs unsurları olan dershanelerin kapatılmaması için ortaya konulan demokratik tepkilerin kara propaganda olarak nitelendirilmesinden, MİT'in 2013 yılında bile fişleme yaptığının ortaya çıkmasına kadar geçen 26 günlük sürede neler oldu.


İşte Tarık Toros'un bu süreci özetleyen analizi;
Çok olağanüstü dönem gördüm ama bugünkü gibi çarpıtmalara tanık olmadım. Son üç haftadır yaptığımız "dershaneler kapatılmamalı" yayını ile önce yalanlandık. Sonra fitneci olduk, onu "şer odaklığı" takip etti, "Gezici" dediler, en son iş "vatan hainliğine" vardı.
Ne Ankara'ya bir şey dedik ne kişileri hedef tahtasına oturttuk ne "Erdoğansız AK Parti" istedik ne de hakaret edip bel altı çalıştık. Sadece ve sadece "Dershanelerin kapatılması taslağına" itiraz ettik.




İKTİDARIN KALEMŞÖRLERİ SALDIRDI
Ama ne oldu? İktidara yakın medya, gazeteleri, TV'leri ve yüzlerce gönüllü kalemşoruyla saldırdı.


Yaptıkları yayınlarda "dershaneler kapatılmalı" dediler. Diyebilirler. Bir tane bile "kapatılmasın" diyeni çıkarıp konuşturmadılar. Konuşturmayabilirler.
Başta ilgili bakan olmak üzere hükümetin tüm unsurları bu mecralara çıktı, danışıklı soru-cevaplarla durumu izah etmeye çalıştılar. Çalışabilirler.

Basın hürriyeti var...

Medya, bir konuda taraf olup o yönde yayın yapabilir. Kim etkili olursa, kamuoyunu o yönde ikna eder.
Keşke yaptıkları sadece bununla sınırlı kalsaydı. Anlaşılabilirdi. Öyle olmadı.


BAKAN VE MİLLETVEKİLLERİ KONUŞAMADI
Bakan veya hükümet yetkililerinden hiçbiri, aksi görüşteki medyaya çıkmadı. Bilakis uzak durdu. Hatta, basın toplantıları "kaçak" düzenlendi, sadece kendi destekçilerine haber verdiler.


TWİTTER'DAN SALDIRDILAR
Twitter timleri, edep ve adap yoksunu laflarla karşı tarafı tahrik etti. Meseleyi "dershane" tartışmasından çıkarıp Cemaat'e yasladılar. Medyayı da bu yönde yalnızlaştırıp hedef küçültmeye çalıştılar.


BAŞBAKAN'I BİLE YANILTTILAR
Elle tutulur hiçbir karşı gerekçe ortaya koyamadıkları gibi, yalan yanlış bilgilerle kamuoyunu manipüle ettiler. Başbakan'ın eline verdikleri gazete kupürü bile yanlıştı. Orada intihar eden genç çocuk, "kız meselesinden" canına kıymıştı. Üstelik dershaneye bile gitmiyordu, devam ettiği bir dil kursu vardı, hepsi o.


CEMAATLER ARASINA NİFAK SOKMAYA ÇALIŞTILAR
Yetmedi... Cemaatler arasına ayrılık sokmaya çalıştılar. Nur cemaatinin bazı temsilcilerini çıkarıp konuşturdular, Fethullah Gülen aleyhinde laf almaya çabaladılar. Sözleri de kesip kırpıp manşete çektiler.

Akgündüz bile koştu!

Hayret ediyorum, ta Rotterdam'dan Prof. Ahmet Akgündüz bile işi gücü bırakıp geldi, verdi veriştirdi. Akgündüz, Rotterdam İslam Üniversitesi rektörü. Geçen gün iktidara yakın bir kanalda Nur cemaatlerinden birinin sözcüsüyle, al takke ver külah konuşuyorlar.
Olayın geldiği yere bakar mısınız. 15 sene önce başka patronun elinde asker propagandası yapan medyanın, şimdi farklı patronaj elinde benzer bir operasyona soyunması da hayli manidar...


GÜLEN'E AÇIK MEKTUP YAZAN YAZANA...
Eleştiri diline dikkat edin; Fethullah Gülen'i özenle çerçeveleyip cemaatine bindiriyorlar. "Gülen'e açık mektup" yazmak moda oldu, "Hocam siz bilmiyorsunuz ama bu adamlarınız var ya" diye sözüm ona şikâyet ediyorlar. Liderlerinin ağzının içine bakıp ona göre kıble tayin ediyorlar.


ERDOĞAN'DAN DEMİREL TAKTİĞİ
Siyasette "Dün dündür, bugün bugündür" vardır. Gazeteci bugüne bakarken dünü unutmaz.


Misal... Başbakan Taraf'ta son çıkan MGK ve MİT belgelerine ateş püskürdü: "Anayasamızda bu konularla ilgili çok açık, net yasaklar var. Devletin mahremlerini kimsenin teşhir etmeye hakkı yok. Ne basın özgürlüğü ya! Bunun adı düpedüz bu ülkeye, bu vatana ihanettir."
Aynı Başbakan, aynı Taraf'ın Genelkurmay gizli belgelerine dayanarak "AK Parti ve Gülen'i Bitirme Planı"nı ortaya çıkardığı zaman şöyle demişti:
"İşte son günlerde, gazetelerin yaptığı haberleri görüyorsunuz. AK Parti üzerinde oynanması düşünülen oyunları görüyorsunuz. Bizler de bunları araştırıyoruz. Gerekirse biz de ilgililere yönelik dava açacağız."

Herkes kendi işine...

Öncelikle; tüm İslami cemaatler hayırlı hizmetler etmeli, durumdan vazife çıkarmamalı.
Anadolu'da sırtında kömür taşıyıp dershaneleri ayakta tutan hizmet gönüllüleri var, buraların hayatiyeti onlar için önemli.
Ne Başbakan'la ne de AK Parti ile bir dertleri var. Bizim BUGÜN TV yayınında hepsi bir ağızdan günlerce konuştu, "Biz Sayın Başbakan'ı seviyoruz, oyumuzu AK Parti'ye verdik" dediler. Taslağın geri çekilmesini, Milli Eğitim sisteminin dershanelere ihtiyaç bırakmamasını istediler, hepsi o. Devlet teşviki bir muamma. Neticede bakkal dükkânı, süpermarket olmayacak. Buna ne imkân ne de bütçe müsait.


Füruat...
Bitirirken, şuna belki bir kere daha açıklık getirmek gerekiyor. 15 sene sonra bir kere daha Fethullah Gülen'e "Başörtüsü füruat" sözü üzerinden yükleniliyor. Dervişin "Namaza yaklaşmayın" ayetini anladığı gibi...
Kimse hatırlamaz, 28 Şubat günlerinde bu söz Refahlılar tarafından "Başörtüsüne teferruat dedi" diye yıpratma aracı olarak kullanılmıştı.


O dönem açıklandı: "İslam hükümleri usul ve füruat diye iki grupta toplanır. Usul, imanî esaslar için kullanılır, füruat ise diğer sorumlulukları, emir ve yasakları içine alır. Tesettür, Kur'an'ın kesin emridir. İslam'ın şartlarından değildir. Bu, hiçbir zaman bu hükmü küçümseme manasına gelmez. Gülen'in, 'Okumak veya görev yapmak için kızlar başını açabilir veya açamaz' gibi bir görüş veya fetvası da yoktur."

Bunlar ta o zaman konuşuldu. Şimdi ısıtılıp tekrar gündeme getirildi. Ne de olsa balık hafızalıyız, hatırlatayım dedim.

 

Akbursa isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 12-09-2013, 21:22   #2
Kullanıcı Adı
Akbursa
Standart
Alıntı:
Füruat...
Bitirirken, şuna belki bir kere daha açıklık getirmek gerekiyor. 15 sene sonra bir kere daha Fethullah Gülen'e "Başörtüsü füruat" sözü üzerinden yükleniliyor. Dervişin "Namaza yaklaşmayın" ayetini anladığı gibi...
Kimse hatırlamaz, 28 Şubat günlerinde bu söz Refahlılar tarafından "Başörtüsüne teferruat dedi" diye yıpratma aracı olarak kullanılmıştı.


O dönem açıklandı: "İslam hükümleri usul ve füruat diye iki grupta toplanır. Usul, imanî esaslar için kullanılır, füruat ise diğer sorumlulukları, emir ve yasakları içine alır. Tesettür, Kur'an'ın kesin emridir. İslam'ın şartlarından değildir. Bu, hiçbir zaman bu hükmü küçümseme manasına gelmez. Gülen'in, 'Okumak veya görev yapmak için kızlar başını açabilir veya açamaz' gibi bir görüş veya fetvası da yoktur."

Bunlar ta o zaman konuşuldu. Şimdi ısıtılıp tekrar gündeme getirildi. Ne de olsa balık hafızalıyız, hatırlatayım dedim.
Şu olay bu kadar kısa ve net ancak böyle anlatılabilirdi.
Akbursa isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-09-2013, 23:46   #3
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
İki taraf da (AK Parti ve Nur Cemaati) sınırlarını bilirse, iki tarafın mensupları da karşısındaki kardeşlerine; sevgi, saygı ve muhabbetle davranırsa aradaki sorunlar usuletle ve suhuletle çözüme ulaştırılır inşaallah. Ülkemizi, Büyük Türkiye dâvâsını omuzlamış olan AK Parti yönetecek, Nur Cemaati siyaset yapmaya kalkışmayacak; AK Parti de Nur Cemaati'nin ilmî faaliyet alanına girmeyecek, onun yerine ilmî faaliyetlerde bulunmaya çalışmayacak. İ'lâ-i kelimetullah yolunda Büyük Türkiye dâvâsının siyasi cephesinin ana aktörü AK Parti olmaya devam edecek, ilmî cephesinin ana aktörü de Nur Cemaati olmaya devam edecek. Bu temel üzerinde iki taraf da anlaşırsa; ülkemiz, milletimiz, Müslümanlar ve insanlık için hayırlı olur; eğer anlaşamazlar ise bundan iki taraf da zarar görür ve bu anlaşmazlık; ülkemiz, milletimiz, Müslümanlar ve insanlık için hayırsız olur maazallah.
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-10-2013, 00:05   #4
Kullanıcı Adı
Akbursa
Standart
Alıntı:
Cihannur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İki taraf da (AK Parti ve Nur Cemaati) sınırlarını bilirse, iki tarafın mensupları da karşısındaki kardeşlerine; sevgi, saygı ve muhabbetle davranırsa aradaki sorunlar usuletle ve suhuletle çözüme ulaştırılır inşaallah. Ülkemizi, Büyük Türkiye dâvâsını omuzlamış olan AK Parti yönetecek, Nur Cemaati siyaset yapmaya kalkışmayacak; AK Parti de Nur Cemaati'nin ilmî faaliyet alanına girmeyecek, onun yerine ilmî faaliyetlerde bulunmaya çalışmayacak. İ'lâ-i kelimetullah yolunda Büyük Türkiye dâvâsının siyasi cephesinin ana aktörü AK Parti olmaya devam edecek, ilmî cephesinin ana aktörü de Nur Cemaati olmaya devam edecek. Bu temel üzerinde iki taraf da anlaşırsa; ülkemiz, milletimiz, Müslümanlar ve insanlık için hayırlı olur; eğer anlaşamazlar ise bundan iki taraf da zarar görür ve bu anlaşmazlık; ülkemiz, milletimiz, Müslümanlar ve insanlık için hayırsız olur maazallah.
Hocam olay o kadar basit değil. Şu an başbakan cemaatin gücünü bitirmeye kesin kararlı. Olaya direk dershaneden başlaması bu nedenle. Önce tasviye işlemi bitti. Sonra cemaate ayakın iş adamlarının ihale filan derken iş gücü azaltıldı. Zemin bi yerde sağlandı.

Bakın fişlemeleri asla inkar eden yok. Daha üstüne yayınlayanları suçluyorlar.
Şu an devlete paralel bir güç olarak görüyorlar ve niye böyle görüyorlar anlamak güç.

Bu cemaat üyeleri de bu ülkenin insanı. Vergi veriyor, çalışıyor. Kime ne kötülük etmişler. Ak partinin onlara faydası olduğu kadar, cemaatte çok açık destek verdi.

Şu dershane olayı çok gereksiz oldu, zamansız oldu. Kapatacaksa da en az 5 yıllık sürece yayılmalı, anlaşılmalı idi. Böyle kavga olmamalı idi.
Akbursa isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-10-2013, 01:16   #5
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
Akbursa Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hocam olay o kadar basit değil. Şu an başbakan cemaatin gücünü bitirmeye kesin kararlı. Olaya direk dershaneden başlaması bu nedenle. Önce tasviye işlemi bitti. Sonra cemaate ayakın iş adamlarının ihale filan derken iş gücü azaltıldı. Zemin bi yerde sağlandı.

Bakın fişlemeleri asla inkar eden yok. Daha üstüne yayınlayanları suçluyorlar.
Şu an devlete paralel bir güç olarak görüyorlar ve niye böyle görüyorlar anlamak güç.

Bu cemaat üyeleri de bu ülkenin insanı. Vergi veriyor, çalışıyor. Kime ne kötülük etmişler. Ak partinin onlara faydası olduğu kadar, cemaatte çok açık destek verdi.

Şu dershane olayı çok gereksiz oldu, zamansız oldu. Kapatacaksa da en az 5 yıllık sürece yayılmalı, anlaşılmalı idi. Böyle kavga olmamalı idi.

Hocam; Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan pek çok yönden eleştirilebilir; ama onun, sözünü dolandırmadan söyleyen açık sözlü, mert ve tavrını açıkça belirten bir kişi olduğu hususu tartışma götürmez. Eğer Recep Tayyip Erdoğan, Gülen Cemaati'ne karşı olsaydı Cemaatin hizmet hareketinden rahatsız olsaydı ve Cemaati bitirmeye çalışsaydı, Gülen Cemaati'nin düzenlemiş olduğu Türkçe Olimpiyatları törenlerine katılmazdı. Başbakanımız, Türkçe Olimpiyatları törenine hem bu sene hem de geçen sene katıldı; belki daha önceki yıllarda da katılmış olabilir.

Gülen Cemaati'nin içindeki bazı kişiler, AK Parti'ye karşı siyasi bir duruş sergiliyor olabilirler. Bu durum da AK Parti'nin, Gülen Cemaati'ni siyasi bir rakip gibi algılamasını ve buna göre tavır almasını zorluyor olabilir. Gülen
Cemaati'nin içinde yanlış yaparak Cemaati, AK Parti'ye karşı siyasi bir rakipmiş gibi konumlandırmaya çalışanlar varsa, o şahısların bu yanlış tavırları Gülen Cemaati'nin geneline şâmil tutulamaz. AK Parti'nin ve Gülen Cemaati'nin önde gelenleri irtibat içinde bulunmalılar ki zaten onlar birbirlerine yabancı insanlar değiller. Aynı kesimin (dindar kesim), aynı gönül ikliminin (maneviyat dünyamız) insanları onlar. Aralarındaki meseleleri kardeşler olarak kardeşlik hukuku içinde çözebilirler. Bizler birbirimize uzak ya da yabancı insanlar değiliz. Hatta iki taraf için (AK Parti ve Gülen Cemaati) bizler demek bile bir yerde tuhaf kaçıyor. Bizler biziz zaten.

Konu Cihannur tarafından (01-01-2014 Saat 03:03 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.




boşanma avukatı webmaster blog çarşamba pasta

çarşamba koltuk yıkama çarşamba webtasarım