12-27-2013, 18:01 | #1 |
KURTULUŞ TAYİZ "Darbeye darbe diyelim"
17 Aralık operasyonunu hâlâ “yolsuzluk” soruşturması olarak gören, değerlendiren kaldı mı? 17 Aralık, dünyanın bütün demokratik ülkelerinde rastlanabilecek türden bir “rüşvet” soruşturması mı? 17 Aralık operasyonunun hükümeti hedefleyen siyasi bir operasyon olduğu konusunda artık herkes hemfikir. AK Parti hükümetini destekleyen de, bu hükümete düşmanlık derecesinde nefret besleyen de polis ve yargı marifetiyle hükümete karşı siyasi bir komplo düzenlendiğini görüyor. Bu girişime darbe demenin abartılı olduğunu düşünenler olabilir. “Sokakta tankların yürümediği bir darbe mi olur?” “Generallerin boy göstermediği darbeye darbe mi denilir?” Elbette, yaşadığımız klasik bir darbe değil. Fakat darbe ille de tankla tüfekle yapılmıyor; kabineyi ve Başbakan’ı kuyumcu titizliğiyle hazırlanmış, hukuk kılıfına büründürülmüş siyasi komplolarla düşürmeyi hedefleyen her girişim bir darbedir. 17 Aralık operasyonu, 25 Aralık’ta Başbakan’ın aile üyelerinin gözaltına alınmaya çalışıldığı açık bir darbe girişimi özelliği kazanmıştır. Medyanın bir bölümü de bu darbe girişimini desteklemektedir. Ancak Başbakan Erdoğan kamuoyu desteğini çabuk kazanarak, psikolojik harekâtı boşa çıkarmış görünüyor. 17 Aralık gününden itibaren hükümet, hukukun kendisine tanıdığı imkân ve güçle bu darbe girişimine karşı direniş sergiliyor. Hükümet, darbenin operasyon kabiliyetini sınırladı, ancak bu girişimi tümden kontrol altına almış değil. Emniyet ve Yargı merkezli darbenin sorumluları hakkında büyük soruşturma hazırlığı yürütülüyor. Siyasetin hukuk içinde kalarak bütün tedbirleri alması gerekiyor, hükümet de bu konuda kararlı. Fakat bu darbe girişimini kamuoyuna tüm ayrıntılarıyla anlatmak, deşifre etmek büyük önem taşıyor. Yakın zaman önce Mısır halkının başına hangi çorapların örüldüğünü gördük. Batılı elçiliklerin darbe öncesi Mısır’da nasıl hareketlendiğini, nasıl komplo yuvalarına çevrildiğini sonradan öğrendik. Mısır’daki darbeye hâlâ darbe diyemeyen Batılı devletler var. Bizde de Mısır darbesini coşkuyla karşılayanlar, darbeye devrim diyenler az değil. Bu çevreler Yargı darbesi girişimi için de hâlâ “rüşvet” soruşturması değerlendirmesi yapıyorlar. Şu çok net: 17 Aralık’ta başlayan ve 25 Aralık’ta Başbakan’ın aile üyelerine kadar uzanan bu operasyon, eski Türkiye’nin yeni ittifaklarıyla birlikte kalkıştığı açık bir darbe girişimidir. Bu gerçeği kimse inkâr edemez. Gelin çok geç olmadan siyasete sahip çıkalım. Darbeye darbe diyelim.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|