01-02-2014, 01:32 | #1 |
Kurtuluş TAYİZ "Yargı eylem planı"
Siyasete yönelik kumpaslar eskiden karargâhlarda kurulurdu. Eylem planları hazırlanır, ayrıntılı stratejiler belirlenirdi. Eski Türkiye’nin klasik darbe taktikleriydi bunlar. Tabii bu, etkisiz olduğu anlamına gelmiyor hazırlanan eylem planlarının. Yakın zamana kadar toplumu ve siyaseti karargâhlarda hazırlanan bu eylem planlarıyla dizayn ettiler. Ancak dünya değişiyor, zamanın ruhu farklı! Artık çağa, zamana uygun eylem planları hazırlanıyor; siyaseti dizayn etmek için askeri karargâhlar yerine emniyet ve yargıdaki karargâhlar kullanılıyor, hükümeti devirme stratejileri buralarda belirlenip hayata geçiriliyor. 17 Aralık’ta “rüşvet” ve “yolsuzluk” adı altında başlatılan operasyon, Erdoğan’ı siyaset dışına atma, hatta yargılayıp tutuklama, AK Parti’yi parçalama ve ülkenin siyasi haritasını cetvelle çizme planının başlangıç adımıydı. HAYRETLE İZLİYORUZ Her geçen gün bu eylem planının ne kadar kusursuz hazırlandığını, dantel gibi inceden inceye örüldüğünü, oya gibi işlendiğini, örümcek ağı gibi bir tuzağa dönüştürüldüğünü görüp, hayretle izliyoruz. Önce kabine üyeleri ve çocuklarına karşı “bomba” bir operasyon gerçekleştirip, toplumda büyük bir yolsuzluk algısı oluşturma yoluna gidildi. Erdoğan ve ailesine yapılacak olan operasyonun alt yapısı oluşturuldu. Bütün hamleler Erdoğan’a ulaşmak için atılan birer hamle olarak planlandı. 25 Aralık’ta asıl operasyon için düğmeye basıldı. Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilâl’in de aralarında olduğu 30 kişilik bir grubun gözaltına alınması için harekete geçildi. Bu hamle başarıyla sonuçlansa, Türkiye’nin nasıl bir kaosun içine sürükleneceğini tahmin etmek bile mümkün olmayacaktı. Türkiye’yi yerinden oynatmak için elinde hazır kamikaze bir savcı, ayarlanmış bir hâkim olması yetiyor! Tabii bu adımın engellenebileceğini hesap etmemişlerdi. Savcı önce polisi, sonra jandarmayı harekete geçirerek önceden hazırlanmış eylem planının stratejik hamlesini yapmak için çırpınıp durdu. Başaramayınca darbe çığırtkanları yardıma koştu; “Hukuk katlediliyor, Cumhuriyet Savcısı’nın görevini yapması engelleniyor” diye. OYUN BİTMEDİ Plan bu kadarla sınırlı değil elbet; yargı merkezli 20 büyük operasyon hazırlığı daha yapılmış. Ancak bu operasyonları birbirine bağlayan 25 Aralık’taki büyük düğüm kılıçla koparıldı. Peş peşe dizilen domino taşlarından biri aradan çıkarılınca plan da yarıda kesildi. Ama oyun bitmedi. Kaldığı yerden darbeye devam etmeye başladılar. Başbakan Erdoğan’a karşı başlatılan psikolojik harekât tam gaz devam ediyor. Büyük bir ittifak içinde Erdoğan’ı teslim almaya çalışıyorlar. “Erdoğan geç olmadan istifa etmeli”, “Ülkeyi uçuruma sürüklüyor”, “Başbakan Türkiye’yi iç savaşa sürüklüyor” diye gürültü yapan ünlü yazarlar korosu, bu alçakça darbe eylem planının psikolojik savaş tetikçileridir. Tabii bunu, psikolojik harbin gazıyla sersemlemiş akıl ve çıkar düşkünü çevreleri dışarıda bırakarak söylüyorum. Kısacası; Türkiye yargı merkezli bir darbe harekâtıyla karşı karşıyadır. Hedef sadece Erdoğan veya AK Parti Hükümeti değil, siyaset kurumu ve yeni Türkiye’dir. Karşımızda eski darbecilerin kılık değiştirmiş yeni temsilcileri bulunmakta. Türkiye halkı bu çeteden daha cesur olmazsa bugüne kadarki kazanımlarını değil, özgür geleceğini ve yarınını kaybedecek. Türkiye’yi bu darbeci güruha teslim etmeyelim!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
01-02-2014, 08:44 | #2 | |
Alıntı:
|
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|